Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmetözbakkal Açıklaması

Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal, yaptığı açıklamasında dershanelerin kapatılmaması gerektiğini söyledi.


Özbakkal, "Bu meselenin siyasi mülahazalarla Türkiye’nin önüne büyük bir problem gibi konuluyor olmasını yadırgıyoruz" dediği açıklamasında, "Dershanelerin ortadan kaldırılmasının hiçbir kabul edilebilir tarafı yoktur. Barış sürecinde PKK’ya hizmet edecektir. Yasayla, yasakla sorunları ortadan kaldıramayız. Bu meselelerden kurtulamayız" ifadesinde bulundu.

"Açık yüreklilikle bir başka şey ifade etmek isteriz Dershanelerin kapatılması, siyasal tartışmaların da bir parçasıdır… Özellikle son zamanlarda iktidar partisiyle, hizmet insanlarımızın gönüllü bir şekilde oluşturdukları camianın arasında bir tartışma varmış ve bu yangından medet umuyormuş gibi birtakım siyasetçilerin tavır aldığını şahsen görüyoruz" diyen Özbakkal, "Dershanelerin kapatılacak olması aslında her kesimin tepkisini çekti. “Bu bir sonuçtur” deniliyor. “Asıl dershanelerin açılmasının sebeplerinin ortadan kaldırılması gerekiyor” yorumları geliyor. Aslında kapatıldıktan sonra ne olacak? Daha büyük problemler olabilir. İllegal dershanecilik olgusu ortaya çıkabilir. Meselenin ekonomik boyutu var. Pek çok kişi işsiz kalabilir. Atanamayan öğretmenleri biliyoruz. 350 bin öğretmenden bahsediyoruz. Dershane öğretmenlerinin MEB’e mülakatla katılabileceğine ilişkin bir başka gündem de var ek olarak" diye konuşarak, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Her ne tarafından bakarsak bakalım, genel bir çerçevede; ister prensip, ister esastan, ister usul, ister fonksiyonel olarak değerlendirme yaptığımızda; neye ve kime hizmet ediyor diye baktığımızda, hiçbir kabul edilebilir tarafı yok.

Sayın Başbakan’ın sözlerini meşrulaştırmak vazifesiyle kendini vazifeli görmüş, hür iradelerini ve düşüncelerini yansıtmak noktasında kifayetsizlik ortaya koyan bütün insanların dışında herkes, bu meseleye tepkisini ifade ediyor.

Demokrat Parti olarak bizim tavrımız; Türkiye’nin her meselesinde, milletimizin içinde olduğu her meselede, milletin hizasında durabilmektir. Bu meselede de temel bakış açımız; bu tür bir siyasal hedefleme yaparak, meseleyi geniş parantezde değerlendirdiğimizde; dershaneleri kapatma olayının esasını aşan bir şekilde, bambaşka bir şeye dönüştüğünü görüyorum. Sadece bu mesele üzerinde değil, Türkiye’nin can alıcı meselelerine kısa, orta ve uzun vadeli meselelerine baktığımızda da bambaşka endişeleri bizde uyandırdığını ifade etmemiz gerekir.

Türkiye’nin her bölgesinin farklı farklı özellikleri var. Türkiye’de verilere baktığımızda ilk 20’lik gelir gurubuyla, en altta kalan gelir gurubu arasında eğitime ayrılan payda 24 kat fark olduğu bir ülkede; Türkiye’nin geçmişten günümüze, özellikle Osmanlı’nın son dönemi, Abdülhamit dönemiyle beraber eğitim altyapısında yaptığı hizmetler Cumhuriyetin bütün mantığını ortaya koyduğu dönem olarak da ifade edebiliriz.

Diğer bölgelere baktığımızda; bu eşitsizlik ortadayken, gelir adaletsizliğinin aynı zamanda eğitim adaletsizliğine döndürüldüğü bir ülkede, gelir adaletsizliğiyle beraber sadece eğitimde değil, sağlıkta, adalette gücünüzün nispetince tahsili hale getirdiğiniz noktada büyük zafiyetlerle karşı karşıya kalırız.

Mesele çok nazik bir meseledir, her cephesinden iyi değerlendirilmelidir. İktidar partisinin kendi özelindeki birtakım öncelikleriyle beraber bir mücadeleyi siyasi hedef haline getirerek neredeyse 4 bine yakın kurumun oluştuğunu, 800 binin üzerinde öğrencinin buralarda hizmet aldığı, aileleriyle beraber, eğitim veren şirketlerle beraber topyekun bambaşka bir ekonomiye dönüşmüşken sosyal ve siyasal anlamdaki sonuçlarını, toplumsal anlamdaki sonuçlarını da yadsıyamayız."
Kaynak: İHA