Bakan Avcı, Aa Editör Masasında

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ilgili mevzuattan "dershane" tanımı ve dershaneye ilişkin kuralların çıkarılmasına yönelik Hükümet tasarısının TBMM'ye sunulacağını, düzenlemenin Meclis'ten geçmesi halinde Bakanlığın yeni ruhsat vermeme yetkisi olacağını belirtti. Avcı, bir durumun söz konusu olmayacağını, öğrencilerin gelecek yıl Haziran ayının sonuna kadar kurslarına devam edeceğini bildirdi.


Avcı, AA Editör Masasında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 1 Ocak 2014'ten itibaren dershanelerin ruhsatlarının yenilenmeyeceğine ilişkin açıklamasının anımsatılması ve sürecin nasıl işleyeceğinin sorulması üzerine Avcı, sözlerinin "yeni ruhsat verilmeyecek" anlamında olduğunu belirtti.

Söz konusu düzenlemenin yapılabilmesi için Ocak ayına kadar TBMM'de düzenleme yapılacağı varsayımıyla hareket ettiklerini ifade eden Avcı, "Meclis bunu takdir edecek. Bu konuda bir hükümet tasarısı Meclis'e sunulacak" dedi.

İlgili kanunda okul, özel okulu, dershane, etüd merkezi gibi milli eğitim sistemi içinde yer alan kurumların tanımlandığını, bu kurumlara ilişkin yasal müeyyidelerin sıralandığını ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki günlerde bu yasadaki tanımlar içerisinden dershaneye ilişkin tanımlar ve ona ilişkin kurallar çıkarılmış olacak, eğer Meclis bunu kabul ederse. Ondan sonra ancak yeni ruhsat vermeme yetkimiz olacak. Bu yasayı da beklemeden yaptığımız bir düzenleme var, dershane açmak için asgari derslik sayısını 15'e çıkarmıştık, bu da dershane açma taleplerini ciddi bir oranda düşürmüş, hızını kesmişti. Bu peyderpey, yasal düzenlemeden sonra daha da netleşmiş olacak.

Geçen yıl dershanelere kayıt yaptıran, bu yıl için, önümüzdeki Haziran ayına kadar dershanelerle sözleşme imzalayan, kayıt yaptıran öğrencilerin dershaneyle olan ilişkileri, Haziran'a kadar devam edecek zaten. Oraya bir kısıtlama getirmiyoruz. 'Ocakta dershaneleri kapattık, çocuklar dışarı' gibi bir şey yok. Şu anda dershanelerde eğitim almakta olan, dershanelere devam etmekte olan çocuklar, gençler, dönemin sonuna kadar yani 2014 Haziran'ın sonuna kadar bu kurslarına devam edecekler. Zaten paralarını verdiler, ücretlerini ödediler. O ücretlerinin karşılığını alana kadar dershanelerle devam edecekler."

-"Okulu, öğretmeni, sınıfı tekrar eğitimin merkezine oturtmaya çalışıyoruz"-

Bakan Avcı, etüd merkezleriyle ilgili bir düzenleme olup olmayacağı yönündeki soruyu yanıtlarken de, eğitim sistemi içerisinde adı dershane veya başka bir şey olsun, bir üst kuruma giriş sınavlarına hazırlamak üzere açılmış kurumlar olmayacağını vurguladı. Avcı, "Bunun adı dershane de olsa, başka bir şey de olsa milli eğitim sisteminin içerisinde olmayacak" değerlendirmesinde bulundu.

Dershanelerin mevcut eğitim sistemine paralel bir yapı oluşturduğunu, bir yanda derslerin okutulduğu okulların bir yanda da bu derslerin test ortamında yeniden ele alındığı eğitim kurumlarının yer aldığını söyleyen Avcı, dershanelere ciddi kaynak aktarıldığını vurguladı. Toplumda, "Önemli olan dershaneler, devlet veya özel okullar da yasa gereği gidilmek zorunda olan yerler. Bıraksanız, aslında kimse okula uğramayacak, herkes mümkün olduğu kadar dershaneye devam edecek" şeklinde yanlış bir hava oluşturulduğunu dile getiren Avcı, "Hem milli ekonomi açısından olumsuz bir durum hem de toplumdaki okul, öğretmen, sınıf algısı bakımından sıkıntılı bir durum. Yıllardan beri yapılmaya çalışılan okulu, öğretmeni, sınıfı tekrar eğitimin merkezine oturtmak ve eğitimin burada alındığı algısını topluma yaygınlaştırmak. Bunu sadece algı olarak değil olgu olarak da gerçekleştirmek" diye konuştu.

Dershanelerin paralel bir eğitim kurumu olarak devamına izin verilmeyeceği, özel okullara dönüştürülerek eğitim sistemine katkıda bulunabileceğinin AK Parti'nin kuruluşundan bu yana dile getirildiğini anımsatan Avcı, bu mesajı alan pek çok girişimcinin dershanelerini özel okula dönüştürdüğünü, dershane açma niyeti olanların da özel okul açtığını kaydetti.

-"SBS'yi kaldırdık yerine yeni bir sınav icat etmedik"-

"Eğer bir üst eğitim kurumuna, ortaokulu bitirenlerin liselere, liseleri bitirenlerin belli üniversitelere girmeleri için aşırı talep varsa ve bu talep bir yarışma sınavıyla karşılanıyorsa o zaman sınava hazırlayacak bu tür kurumlar, mekanizmalar olur" düşüncesinin de yanlış olmadığına işaret eden Avcı, bu nedenle okulların bu tür sınavları da gözeten eğitim programlarıyla desteklenmesi gerektiğini, 4+4+4 sistemiyle de bunu büyük ölçüde yapmaya başladıklarını vurguladı. Üniversite sınavlarının kontenjan nedeniyle bu kadar "haşin" cereyan ettiğini, üniversite sayısının artmasıyla kontenjan sorununun aritmetik olarak büyük ölçüde ortadan kalktığını anlatan Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yarış, eskisi kadar acımasız cereyan etmiyor. İleride bu, daha da dengeli hale gelecek. Muhtemelen her üniversite kendi özel öğrencilerini seçme şansına sahip olacak. Neye göre? Lisede aldığı eğitimin toplamına bakarak. Biz şimdi liseye geçişte bunu uygulamaya çalışıyoruz. Ortaokulu bitiren öğrencilerin senede bir kere yapılan, telafisi olmayan tek bir sınavla okullara yerleştirilmesini sağlıklı bulmadığımızı senelerdir konuşuyoruz. 'Çocuklarımız yarış atına döndü, dershanelerde çocuklar test ile tost arasına sıkıştı, dört yıllık eğitim bir sınava bağlandı' diye herkes şikayetçiydi. Şimdi kaldırdık, bunun kalkacağını da iki seneden beri söylüyoruz. Kaldırdık, yerine yeni bir sınav icat etmedik. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum, çünkü öyle anlaşılıyor. 'SBS kalktı, 36 tane, 15 tane, 12 tane sınav kondu' gibi şeyler. Hayır, SBS kalktı ama yeni bir sınav icat etmedik.

Biz dedik ki, 'sekizinci sınıfta, ortaokul son sınıfta girilen yazılılardan birer tanesini kontrollü yapalım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kontrolünde olsun.' Böylece o yazılılardan alınacak notlar güvenilir notlar olsun, onların toplamını da liseye geçişlerde değerlendirelim. Yaptığımız iş bu. Bu ne demek, ortaokulda, sınıfta normal müfredatı izleyen öğrencilerin yazılı sınavlarının notlarını değerlendirmeye alalım."

Bilgiden çok test tekniklerinin önemli hale geldiğini, bu teknikleri öğreten dershaneler ortaya çıktığını, bazı öğretmenlerin SBS sınavında başarılı olabilecek öğrenciler üzerinde yoğunlaşarak "Ben şu kadar öğrencimi kazandırdım" deme gayreti içine girdiğini anlatan Avcı, bu yaklaşımların çok riskli olduğunu, bütün öğrencilerin sınıf içi yarışmalara sokulmadan eğitim almalarının istendiğini söyledi.

-"Yetenekli ama yoksul çocuklar devlet bursuyla özel okula gidecek"-

Dershanelerin özel okullara çevrilmesiyle ilgili soruyu da yanıtlayan Bakan Avcı, ciddi yatırımlarla gerçekleştirilen ve bilgi birikimi olan dershanelerin özel okula dönüştürülerek değerlendirilebileceğini söyledi.

Avcı, şöyle konuştu:

"Bizim yaptığımız araştırmaya göre dershanelerin ancak yüzde 20'sinin mevcut koşullarda özel okula dönüşme kabiliyeti var. Fiziki mekan, kadro, yönetim ve finans yapısı olarak, beşte biri. Geri kalanların büyük bir bölümü bazı ekstra desteklerle zaman içinde özel okula dönüşebilecek gibi görünüyor. Peki istiyorlar mı? Yine bizim araştırmamıza göre, mevcut dershanelerin, Türkiye genelinde irili, ufaklı 4 bine yakın dershane var, yüzde 70'i gerekli koşulların sağlanması halinde özel okula dönüşmek istiyorlar. Onlar da aslında bu işin doğrusunun özel okullaşma olduğunu kabul ediyorlar. Ama hangi koşullarda? Mevcut özel okul açma kriterlerimiz oldukça yüksek. Özel okuluu, asgari şu genişlikte bahçe, pencere, kapı, asansör koşullarını sağlayan binalarda açabiliyorsunuz.

Dershanelerde bu kriterler çok düşük. Diyoruz ki, en azından bir geçiş süreci için dershanelere özel okul açma kriterlerini geri çekelim, bir süre için. Şu kadar bahçeye değil de şu kadarına razı olalım ama en geç üç sene içinde o kriterlere ulaşmayı hedeflesinler. Dolayısıyla bir, bunu yapmak düşüncesindeyiz. Bir de, özel okula dönüşecek dershanelere finansman, kredi kolaylığı sağlayalım.

Artı, daha önce, hatırlayın, Hüseyin Çelik Bey zamanında gündeme gelen ve dönemin cumhurbaşkanı tarafından veto edilen bir düzenleme yapılmaya çalışılmıştı. Özel okullarda atıl kapasiteyi, boş kalan kontenjanları bazı yoksul ama yetenekli çocuklara burs vererek doldurmak. 'Devlet okullarında okuyan, yetenekli ama yoksul çocukları devlet bursuyla özel okulların boş kontenjanlarına yerleştirelim' denmişti. O zamanki Cumhurbaşkanı, bunu belli bir gruba, cemaate, belli bir özel okul kesimine ayrıcalık tanınmak için yapılmış bir düzenleme olarak yorumladı. Bunlar da ifade edildi ve veto etti. Oysa doğru bir girişimdi. Hem bütün özel okullardı destekleyecek bir tasarımdı hem de yoksul ama yetenekli çocukların daha uygun koşullarda eğitim görmelerini sağlayacak bir düzenleme niyeti vardı, olmadı. Şimdi dershanelerin özel okula dönüşme sürecinde bunu tekrar gündeme getiriyoruz. Özel okula dönüşecek dershanelere devlet de burslu öğrenci gönderecek. Ücretini devletin ödediği öğrencileri de alabilmeleri sağlayarak."

-Doğumgünü sürprizi-

Toplantının sonunda, AA Editör Masasında Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın doğumgünü de kutlandı. 60'ıncı yaşını kutlayan Bakan Avcı, kendisi için hazırlanan doğumgünü pastasını kesti. AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Öztürk, Avcı'ya hayırlı yaşlar ve görevinde başarılar diledi. Avcı da, "Toplantı ve bu jest için teşekkür ediyorum" dedi.

Öztürk, Avcı'ya, 2013-2014 eğitim ve öğretim yılının başlaması dolayısıyla tahta başına geçtiği gün çekilen fotoğrafını hediye etti.

Kaynak: AA