Ödemiş’in Yerleşim Tarihi Bilgileri Yenileniyor

Ödemiş tarihi ile ilgili yapılan araştırmalarda, yerleşim tarihinin daha eskilere ittiğine ilişkin bulgular gün yüzüne çıkmaya başladı.

Ödemiş’in Yerleşim Tarihi Bilgileri Yenileniyor
Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi ekibi tarafından bölgede yapılan araştırmalar sonucunda, Ödemiş’in 17. yüzyılda şekillenmeye başladığı düşüncesinin artık değişmesi gerektiği belirtildi.
Uzmanlar, Ödemiş’in yerleşim olarak temellerinin 1684’te Ötemiş Türkmen oymağının yerleşik duruma getirilmesi ile atıldığı düşüncesinin yaygın olarak bilimsel kitaplarda dile getirildiğini belirterek, bu tarihin daha eskilere götürülmesi erektiğini söylediler.

Küçük Menderes Havzası’nda 2006 yılından bu yana ÇEKÜL Vakfı ile işbirliği halinde çalışan Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi ekibi konuyla ilgili önemli bilimsel sonuçlara ulaştı.

Küçük Menderes Havzası proje yürütücüsü Dr. Serdar Vardar yapılan çalışmalar kapsamında Ödemiş, Beydağ ve Kiraz çevresini kapsayan detaylı bir bilimsel araştırmayı tamamladıklarını söyledi.

Yapılan paleocoğrafya araştırmasının sonucunda Ödemiş ilçe merkezinin yerleşim tarihinin 1600’lü yıllardan çok daha eskiye uzandığını işaret eden bulgulara ulaşıldığını söyledi.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Vardar, arazide yapılan sondajlardan alınan toprak örneklerinden yapılan element analizleri ile güçlendirilen yeni yaklaşımlara sahip paleocoğrafya çalışmalarının Türkiye’de ilk kez Ödemiş yöresinde kullanıldığını belirtti.

Vardar, yapılan analizlerin 2007-2013 yılları arasında tamamlandığını ve ÇEKÜL vakfınca desteklendiğini dile getirdi.

Ödemiş yerleşim tarihini daha eskiye götüren paleocoğrafi bulgulara Ödemiş kent merkezindeki alüvyal dolgular içinde ulaşıldığını ifade eden Dr. Serdar Vardar bu buluntu alanını hamam sokak kuzeyindeki yerel konumunu dikkate alarak Hamamtepe olarak adlandırdıklarını söyledi.

Vardar Hamamtepe ile ilgili şu bilgileri verdi: “Hamamtepe buluntu alanı Ödemiş’in kent merkezindeki Arasta’nın güney-batısındaki Hamam Sokağı girişinde yol kaplamalarının altında ve binaların temel dolgularında yer keşfedilmiştir. Hamamtepe Bozdağlar’ın güney yamaçlarından doğan Kumkuyu deresinin eski yatağının kuzeyden batıya doğru dirsek yaptığı bölümün hemen kenarında bulunmaktadır. Bulguların ele geçtiği yerleşim izi tespit edilen yerin tahmin edilen alanı 10700 m² civarındadır. Hamamtepe buluntu alanında paleocoğrafya amaçlı ejkelkamp el burgusu aletleri ile 2 sondaj gerçekleştirilmiştir. Bu sondajlar 2005 yılındaki yol düzenlemesi çalışmasında rastlantı eseri yapılmıştır. Hamamtepe buluntu alanı ovadaki höyüklerden farklı olarak kent merkezindeki yapısal unsurların altında büyük ölçüde tahrip olmuş ve oldukça silikleşmiş şekilde ve gömülü olarak bulunmaktadır. Bu yüzden günümüzde tamamen ortadan kalkmıştır. Ancak yüzeyi örten kentsel dolgunun altındaki temel kısmına güç ulaşılabilmiştir. Buluntu alanının K-G yönlü uzunluğu yaklaşık 100 m olduğu düşünülmektedir. Hamamtepe buluntu alanındaki çalışmalar henüz kesit hazırlamak ve detay vermek için yeterli değildir.

Eldeki bulgular yerleşim alanının bulunduğu yerde eski bir derenin taşkın sedimanları dikkati çekmektedir. Bu dolguların üzerine gelen kültür katmanı mikro seramikler, odun kömürü parçaları ve yanık katmanlar içermektedir. Kültür malzemesi içeren bu katmanının kalınlığı yaklaşık 3 metredir. Kültür katmanlarının üzerine bol siltli dağılgan birikinti yelpazesi dolguları gelmektedir. Bu dolguları ise kentsel yol ve kaldırım kaplamaları ile binalar örtmektedir.”
Ödemiş ve çevresinin paleocoğrafyasının bütünüyle çalıştıklarını belirten Vardar, sözlerine şunları ekledi: “Hamamtepe aslında çok zayıf bir yerleşim buluntusu alanıdır. Bu ölçüde tahrip edilen bir alanda çok orijinal bulgulara ulaşılması güçtür. Ancak arkeologlarca höyük ya da kültür katı şeklinde; nasıl adlandırılacak ise bu bulguların dikkate alınması gerekmektedir. Kültür katmanlarının tespiti hem jeoarkeolojik hem de arkeolojik açıdan önemli olduğu kadar yerleşim tarihi açısından da yepyeni bilgiler sunmaktadır. Höyük bugüne kadar yapılan tüm çalışmalarda oldukça genç olduğu düşünülen Ödemiş ilçesi yerleşim tarihini en az Tunç Çağı’na kadar götürmektedir. Bu yönü ile orijinal bir bilgi sunmaktadır. Kent haritasına veya yerleşim dokusuna dikkat edildiğinde kentin bu bölümden çevreye doğru geliştiğini gösteren geometrik yerleşim desenleri yakalamak mümkündür. Diğer bir değişle Ödemiş ilçesinin yeni kentsel çekirdeği olarak Hamamtepe höyüğünü düşünmek ve bunu dikkate alarak yerleşim tarihini yeniden değerlendirmek gerekmektedir”.

Vardar sonuç olarak şunları söyledi: “Hamamtepe yerleşim buluntu alanında sondaj örneklerinin analizine dayanarak birikinti yelpazesi, akarsu taşkın materyali, höyük dolgusu ve birikinti yelpazesi yüzey dolgusu ayırt edilebilmiştir. Hamamtepe Ödemiş ilçesinin yerleşim tarihini en az Tunç Çağı’na götürecek kadar eski bir tarih öncesi buluntu alanı olarak düşünülebilir. Tüm analizlere ve bilgilere rağmen bu konuda temkinli olunması gereklidir. Bilgilerin netleşmesi için öncelikle alanda ayrıntılı ve hassas arkeolojik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Ancak bu çalışmaların ardından Ödemiş yerleşim tarihinin ne zaman başladığı konusunda çok daha net ifadeler kullanmak mümkün olacaktır. Burada iş daha çok arkeologlara ve onlarla interdisipliner çalışan yerleşim tarihi uzmanı akademisyenlere düşmektedir.”
Vardar, Küçük Menderes Havzasında tamamladıkları çalışmaların bu gibi ilginç bilimsel sonuçlarının ÇEKÜL Vakfı ve Celal Bayar Üniversitesi işbirliğinin ortaya koyduğu en somut örneklerden biri olduğunu vurguladı ve ÇEKÜL Vakfı Küçük Menderes Havzası koordinatörlüğüne teşekkürlerini sunduğunu ifade etti.

Kaynak: İHA