Avukatlar: Danıştay'ın Başörtü Konusundaki Kararı Tarihi Öneme Sahip

Malatya Avrasya Hukuk ve Dayanışma Derneği üyesi hukukçular, Danıştay 8. Dairesi'nin, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların 'başları açık' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin kararının demokrasi ve özgürlükler açısından tarihi bir karar olarak nitelendirdi.

Dernek İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Alper Dabağ tarafından yapılan açıklamada, Danıştay’ın Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen meslek kuralları ile ilgili düzenlenmenin 20’inci maddesinde "Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar." maddesindeki 'başları açık' ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurmasının insan hakları açısından çok olumlu bulduklarını belirtti.

İptal kararının dayanağında "Üst hukuk normunda bu konuda herhangi bir kısıtlama ya da engelleme bulunmadığı halde söz konusu maddede yer alan bu belirlemenin anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan çalışma hak ve özgürlüğünün ve yine bu düzenlemelerle güvence altına alınmış olan din ve vicdan özgürlüğüne bağlantılı olarak ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır." denildiğini hatırlatan Dabağ, “Avukatlık mesleğinin serbest bir meslek olduğuna bakılmaksızın sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olduğundan bahisle kamu görevlilerin uymakla yükümlü oldukları yürürlükteki mevzuat hükümleriyle getirilen kurallara benzer nitelikte bir uygulama yapılarak bu kuralların serbest meslek icra eden avukatlar açısından da geçerli hale getirildiği belirtilmiş ve avukatlık mesleğinin serbest meslek olmasına vurgu yapılmıştır. Bu karar ile bayan avukatların çalışma hakkını korunması gerektiği, insan hak ve özgürlüklerinin, inanç ve tercihlerinin anayasa ve uluslararası sözleşmelerle korunduğu, üst normlarla getirilmeyen bir yasağın, meslek birliği tarafından konulmasının mümkün olamayacağı belirtilerek, demokrasi ve özgürlükler açısından önemli bir karar vermiştir. Demokrasi ve hukuk devletinin temel kriteri de bütün inançlara aynı mesafede, bireyin inanç ve tercihlerinde özgür bir ortamın sağlanmasıdır. 8’inci Dairesi'nin kararının sağlanması gereken bir özgürlüğün, kısıtlanmaması gereken bir özgürlüğün, hakkın iadesi anlamında takdir edilecek bir karar olduğunu belirtmek gerekir. Özgürlüklerden yana atılmış her adımın, yaşanabilir ülke sıralamasındaki yerimizi yükselttiğinden, hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır." ifadelerini kullandı.