BMMYK Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor, AA'ya Konuştu

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor, Türkiye'nin, ülkelerindeki şiddetten kaçan Suriyelilerin kabul edilmesi ve yardım sağlanması anlamında aslında başka bir ülkenin tek başına başa çıkamayacağı fevkalade bir iş çıkardığını belirterek, "BM ve BMMYK da Türk hükümetine bu krizle mücadelesine yardım etmek için hazır ve istekli" dedi.

BMMYK Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor, ülkelerindeki şiddetten kaçarak Türkiye'ye gelen Suriyeliler ve Türkiye'de Suriyelilerin kalmaları için oluşturulan kamplarla ilgili AA'nın sorularını yanıtladı.

Carol Batchelor, Türkiye'ye mülteciler konusunda izlediği politika nedeniyle teşekkür ederek, "Türkiye'nin zulümden kaçan ve korunma ihtiyacı içinde olanlara koruma sağlamak anlamında çok eski ve zengin bir geleneği var. BMMYK, ihtiyacı olanlara korunma sağlanması konusunda 50 yıldan fazla bir süredir Türk hükümetleri ve halkıyla ile birlikte çalışıyor. BMMYK, Türkiye'nin genel politikasından dolayı çok müteşekkir" dedi.

Batchelor, Türkiye'nin olumlu politikasının Suriyeliler konusunda da görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Korunma ihtiyacı içinde olan Suriyeliler Türkiye'ye ilk kez 2011'in Nisan ayında geldi. Türkiye hemen sınırlarının açık olduğunu ve kimsenin dönmeye zorlanmayacağını açıkladı.

Birkaç ay sonra kalıcı olarak koruma sağlanacağı belirtildi. Bu uygulama, tanınmış uluslararası yasal bir statüdür. Bu durum, korunma ihtiyacı olanların gelebileceği ve kimsenin dönmeye zorlanmayacağı anlamına gelir. Türkiye'nin izlediği bu yaklaşımdan çok memnunuz ve müteşekkiriz."

-Türkiye'deki kampların statüsü-

Batchelor, Türkiye'deki kampların yasal statüsü ve bazı kampların uluslararası hukuk bakımından diğerlerinden farklı statüde olup olamayacağı sorusuna ise şu cevabı verdi:

"Eski ordu mensuplarının sivillerden ayrı tutulması uluslararası yasalara göre normal. Türkiye'de kamplarda kalan insanların çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşuyor. Suriyelilerin yüzde 75'i kadın ve çocuk. Gelen toplam nüfusun yüzde 50'den fazlası çocuk. Bu insanlar sivil kişiler ve korunması gereken insanlar. Eski ordu mensubu olup silahını bırakarak gelenlerin sivillerin yaşadığı kamplardan ayrı tutulması önemli. Bu kişilerin de koruma altında olması gerekir tabii. Bu kişilerin korunması ile ilgili uluslararası yasal rejim biraz farklı. Türkiye'nin de bu yasal politikayı takip etmiş olması çok önemli."

-"Türkiye'deki kamplarda verilen hizmet üst düzey"-

BMMYK Türkiye Temsilcisi Batchelor, Türkiye'de Suriyeliler için oluşturulan kampları gezdiğini ve çok etkilendiğini de söyledi.

Kamplarda verilen hizmetin üst düzey olduğunu dile getiren Batchelor, şunları ifade etti:

"Ben Cenevre'deki merkezden gelen BMMYK yetkilileri ile birlikte kampları ziyaret ettim. Hepimiz verilen hizmetin kalitesi ve uygunluğundan çok etkilendik. İnsanların barınma ihtiyacı karşılanmış, gıda dağıtılmış, tıbbi yardım yapılmış, yaralı gelenler uygun şekilde tedavi edilmişti. Bu çok önemli. Verilen hizmetin standartı çok yüksek. Yapılan bu işler nedeniyle Türkiye'yi alkışlıyoruz. Biz bu yaklaşımın sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla yardım etmek, destek vermek istiyoruz. 61 yıl önce kurulan BMMYK'nın kampların kısa ve uzun vadede yönetimi anlamında oldukça geniş bir tecrübesi var. Bu yaklaşımın ve yöntemin sürdürülebilir olması önemli ve biz de bu konuda Türk hükümeti ile yakın çalışma içindeyiz."

Suriye'de şiddetin başladığı ve Suriyelilerin kaçarak Türkiye'ye sığındığı ilk günlerde hükümetin durumu kendisinin yöneteceğini çok net ifade ettiğini hatırlatan Batchelor, BMMYK ile Türkiye arasındaki işbirliğini de şöyle anlattı:

"İlk aylarda dış yardım kuruluşlarından çok fazla yardım gelmedi çünkü Türkiye ihtiyacı olmadığını çok açık belirtmişti. Ancak gelen Suriyelilerin sayısı ve ihtiyaçlar maalesef giderek arttı ve ilk baştan bu yana geçen süre neredeyse 1,5 yılı buldu. BMMYK, dayanışmamızın bir göstergesi olarak ve destek olmak amacıyla 20 bin çadır, 160 bin battaniye, 10 bin yatak ve yaklaşık 15 bin mutfak seti sağladı. Bunların bir kısmı Van depremi mağdurları için de kullanıldı. BM'nin bütün kurumları, Türkiye'nin ihtiyacı arttıkça bu ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak pozisyondadır."

-"Her türlü yardıma hazırız"-

Batchelor, yarın New York'ta Suriyeli mülteciler konusunda yapılacak BM Güvenlik Konseyi toplantısından çıkacak sonuca bağlı olarak BMMYK'nin her türlü yardıma hazır olduğunu söyledi.

Batchelor, şöyle konuştu:

"En başından beri BM hazır olduğunu ve gerek teknik uzmanlık olsun gerek barınma, gıda, ihtiyaç ne olursa olsun destek vermeye hazır olduğunu belirtti.

Türkiye, Suriyelilerin kabul edilmesi ve yardım sağlanması anlamında aslında başka bir ülkenin tek başına başa çıkamayacağı fevkalade bir iş çıkardı.

BM ve BMMYK da Türk hükümetine bu krizle mücadelesine yardım etmek için hazır ve istekli. Suriye'den komşu ülkeler Ürdün, Irak, Türkiye ve Lübnan'a kaçanların sayısı şu anda 200 binden fazla. Bu sayının büyük bölümünü tabii Türkiye'ye gelenler oluşturuyor. BM, hem Türkiye hem de diğer ülkelere yardım için de hazır. Sağlanacak yardımın türü barınma, gıda, ilaç, teknik uzmanlık ve başlıca hassasiyet gerektiren konuların tespiti gibi konuları içeriyor. BMMYK, Türkiye'de ayrıca sığınma başvurusu işlemleri konusunda da yakın çalışma içinde. Zamanı geldiğinde eğer bireysel mülteci statüsü için sığınma taleplerinin değerlendirilmesi gerekirse BMMYK burada da yardıma hazır."

BMMYK'nin Cenevre'deki sözcüsünün "krizin derinleşmesi halinde 200 bin Suriyeli'nin Türkiye'ye gidebileceğini tahmin ediyoruz" şeklindeki değerlendirmesinin sorulması üzerine Batchelor, BM'nin ya da BMMYK'nin bu tür tahminleri sadece yeni olaylara hazırlıklı olmak amacıyla yaptığını söyledi.

Batchelor, "BM'nin tüm kurumları, kriz bu yöne doğru giderse, kendilerini en azından bu sayıya göre hazırlayacaklar. Ama tabii ki bunun yaşanmasını umut etmiyoruz" dedi.

Sınırın Suriye tarafında oluşturulabilecek bir tampon bölge konusunda ise Batchelor, böyle bir bölge oluşturulması için iki şartın mutlaka gerekli olduğunu belirtti.

Batchelor, bu şartları şöyle açıkladı:

"Birincisi güvenlik. Kişileri hayatlarının tehlikede olacağı bölgelere götüremezsiniz. Güvenliğin sağlanması için de bu bölgelerin koruma altında olması gerekir.

İkincisi de uluslararası yasalara göre meşru olması lazım. İşte bu yüzden BM Güvenlik Konseyi'nde görüşmeler yapılıyor. Bu tür görüşmeler yarınki toplantıda da yapılacak. Bunların nereye varacağını hep beraber göreceğiz."

Yayıncı: Ogün Duru
Kaynak: AA