Diyarbakır, Uzun Hasan’ın Hediyelerinin Peşinde
Diyarbakır, Akkoyunlu hükümdarlarından Uzun Hasan’ın Ergani ilçesinde kabri bulunan Hz.
Zülküf (s.a) türbesine hediye olarak bıraktığı eşyaların peşine düştü. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, yaptıkları araştırmada, hükümdar Uzun Hasan’ın hediye ettiği eşyaların Ankara Etnografya Müzesi’nde olduğunu öğrendiklerini belirterek, aralarında altın, gümüş, halı, seccade ve şamdanların bulunduğu eşyaların Diyarbakır’a teslim edilmesi gerektiğini kaydetti.
Peygamber kabir ve makamları, sahabe valisi, harem-i şerifi, medreseleri, kilise, surları ve daha niceleriyle Diyarbakır’ın her köşesi ayrı bir değeri taşıyor. Diyarbakır, bugünlerde kadim toprağında yatan peygamberlerden Hz. Zülküf(s.a) türbesine, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın hediye ettiği eşyaların peşinde. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, Diyarbakır’ın eşsiz bir değere sahip olduğunu belirterek, bu değerleriyle bir türlü gündeme gelmediğini söyledi.
Diyarbakır ve çevresinde hüküm süren Akkoyunluların peygamber kabir ve makamlarına büyük değer verdiğini anlatan Haspolat, hükümdar Uzun Hasan’ın Ergani ilçesinde bulunan ve Kur’an’da adı geçen peygamberlerden Hz. Zülküf(a.s) türbesine hediye ettiği bazı eşyalarının Ankara’da olduğunu ve Diyarbakır’a teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
Haspolat, “Ergani Zülküf peygamber türbesine Uzun Hasan’ın bağışladığı şamdanlar ve bir zamanlar Sivas valilerinden birinin gönderdiği bir gümüş pencere çerçevesi vakıflar dairesince alınmış, İstanbul’a gönderilmiştir. Tarihi kaynaklarda, mezarın üstündeki ipekli örtülerin antika olanları 1926’da Diyarbakır Evkaf Dairesi'ne gönderildiği, mescit duvarında ise Artuklu hükümdarlarından Fahrettin Karaaslan’a ait ve üzerinde Fahreddin ibaresi bulunan güzel bir nesih kitabe olduğu belirtiliyor.” dedi.
Haspolat, bunların günümüzde olmadığına dikkat çekti. Hükümdar Uzun Hasan’ın Ergani doğumlu olduğunun kaynaklarda yer aldığını anlatan Haspolat, hükümdarın Zülküf peygamberin zaviyesine şamdanlar hediye ettiğini ve şamdanların şu an Ankara Etnoğrafya Müzesi’nde olduğunun bilindiğini kaydetti.
Haspolat şunları söyledi: “1926’da burada bulunan altın ve gümüş gibi kıymetli eşyalar, çok değerli halı ve seccadeler, gümüş çerçeve, Uzun Hasan’ın hediye ettiği şamdan Diyarbakır Vakıflar İdaresi'ne, Ankara’ya ve İstanbul’a gönderilmiştir. Arif Paşa seyahatnamesinde 1252’de Melik Salih zamanında yapılan ve hediye edilen şamdanla, hazrete ait bir demir asayı gördüğünü, ayrıca İran yapımı bir şamdanı da gördüğünü ifade eder. Ali Emiri Efendi ise 1879’da Abidin Paşa ile burayı ziyaret ettiğini, burada 1402 tarihinde Karayülük Osman Bey tarafından yaptırılmış çok süslü Ergani Kalesi anahtarını gördüğünü, ayrıca biri 1252 tarihindeki Melik Salih’e ait olmak üzere 2 şamdan olduğunu ifade eder. Bugün bu değerlerimizi kendi şehrimizde görmemiz gerekiyor. Bu hediyeler her gün ziyaretçi akınına uğrayan Hz. Zülküf’ün türbesinde olması daha güzel olmaz mı?” Haspolat, eşyaların Diyarbakır’a teslim edilmesi için girişimlerde bulunacaklarını kaydetti.
Peygamber kabir ve makamları, sahabe valisi, harem-i şerifi, medreseleri, kilise, surları ve daha niceleriyle Diyarbakır’ın her köşesi ayrı bir değeri taşıyor. Diyarbakır, bugünlerde kadim toprağında yatan peygamberlerden Hz. Zülküf(s.a) türbesine, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın hediye ettiği eşyaların peşinde. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, Diyarbakır’ın eşsiz bir değere sahip olduğunu belirterek, bu değerleriyle bir türlü gündeme gelmediğini söyledi.
Diyarbakır ve çevresinde hüküm süren Akkoyunluların peygamber kabir ve makamlarına büyük değer verdiğini anlatan Haspolat, hükümdar Uzun Hasan’ın Ergani ilçesinde bulunan ve Kur’an’da adı geçen peygamberlerden Hz. Zülküf(a.s) türbesine hediye ettiği bazı eşyalarının Ankara’da olduğunu ve Diyarbakır’a teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
Haspolat, “Ergani Zülküf peygamber türbesine Uzun Hasan’ın bağışladığı şamdanlar ve bir zamanlar Sivas valilerinden birinin gönderdiği bir gümüş pencere çerçevesi vakıflar dairesince alınmış, İstanbul’a gönderilmiştir. Tarihi kaynaklarda, mezarın üstündeki ipekli örtülerin antika olanları 1926’da Diyarbakır Evkaf Dairesi'ne gönderildiği, mescit duvarında ise Artuklu hükümdarlarından Fahrettin Karaaslan’a ait ve üzerinde Fahreddin ibaresi bulunan güzel bir nesih kitabe olduğu belirtiliyor.” dedi.
Haspolat, bunların günümüzde olmadığına dikkat çekti. Hükümdar Uzun Hasan’ın Ergani doğumlu olduğunun kaynaklarda yer aldığını anlatan Haspolat, hükümdarın Zülküf peygamberin zaviyesine şamdanlar hediye ettiğini ve şamdanların şu an Ankara Etnoğrafya Müzesi’nde olduğunun bilindiğini kaydetti.
Haspolat şunları söyledi: “1926’da burada bulunan altın ve gümüş gibi kıymetli eşyalar, çok değerli halı ve seccadeler, gümüş çerçeve, Uzun Hasan’ın hediye ettiği şamdan Diyarbakır Vakıflar İdaresi'ne, Ankara’ya ve İstanbul’a gönderilmiştir. Arif Paşa seyahatnamesinde 1252’de Melik Salih zamanında yapılan ve hediye edilen şamdanla, hazrete ait bir demir asayı gördüğünü, ayrıca İran yapımı bir şamdanı da gördüğünü ifade eder. Ali Emiri Efendi ise 1879’da Abidin Paşa ile burayı ziyaret ettiğini, burada 1402 tarihinde Karayülük Osman Bey tarafından yaptırılmış çok süslü Ergani Kalesi anahtarını gördüğünü, ayrıca biri 1252 tarihindeki Melik Salih’e ait olmak üzere 2 şamdan olduğunu ifade eder. Bugün bu değerlerimizi kendi şehrimizde görmemiz gerekiyor. Bu hediyeler her gün ziyaretçi akınına uğrayan Hz. Zülküf’ün türbesinde olması daha güzel olmaz mı?” Haspolat, eşyaların Diyarbakır’a teslim edilmesi için girişimlerde bulunacaklarını kaydetti.