BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın Basın Toplantısı

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Öcalan’ın Adalet Bakanlığı’na yazdığı iddia edilen mektupla ilgili bilgileri olmadığını belirterek, “Bu evrakların, belgelerin, mektupların hepsini Adalet Bakanlığı bürokratları bile görebiliyor, okuyabiliyor; biz bir şey bilmiyoruz.

Neredeyim ben? Bir figüran durumunda bile değilim. O halde olan biteni açıklayın. Mektup varsa mektubu koyun ortaya. Ellerinde ne bilgi belge varsa, milli istihbaratın elindeki bilgiler, İmralı’yla, Kandil’le görüşmeler, mektup var mı yok mu bunların hepsini bütün dünyanın uyduğu siyasi ciddiyet çerçevesinde çıksın açıklasın, biz de bunun üzerinden tavrımızı ortaya koyalım” dedi.

Tan, Meclis’te Fikre Özgürlük Platformu Koordinatörü Fatma Parmaksız ve beraberindeki heyetle basın toplantısı düzenledi.

Tan, 28 Şubat döneminde Türkiye’de ne kadar İslami grup, tarikat, düşünce sahibi ve kanaat önderi varsa bunların belli bir plan çerçevesinden karalanmaya, itibarsızlaştırılmaya ve düzmece davalarla sözde yargılanıp mahkum edilmeye başlandığını söyledi.

Bunlardan birinin de Salih Mirzabeyoğlu olduğunu belirten Tan, “Eften püften diyebileceğimiz sudan bahanelerle o dönemde önce idama, sonrasında da ise ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiştir. 14 senedir cezaevindedir. Son 10 senedir de tecrit uygulanmakta tek başına bir hücrede kalmaktadır” dedi.

Bu zulmün durdurulması gerektiğini belirten Tan, “Madem ki 28 Şubat olağanüstü bir dönemdi, madem ki birçok insanın haksız muameleye tabi tutulduğu Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından da söyleniyor, mahkemelerde davalar açılıyorsa, o dönemdeki siyasi içerikli davaların yeniden görülmesi lazım. Bu dönemin mağdurları yeniden yargılanmalıdır” dedi.

Ayrıca Mirzabeyoğlu’na şu anda ‘elektromanyetik dalgalarla kişinin iradesini kontrol altına alma ve yönlendirme anlamına gelen telegram işkencesi uygulandığını ileri süren Tan, bu konuda Türkiye ve yurt dışından bir heyetin inceleme yapmasını istediklerini söyledi.

ÖCALAN’IN MEKTUBU
Tan, basın toplantısının ardından gazetecilerin Abdullah Öcalan’ın Adalet Bakanlığı’na ‘sözlerini çarpıttığı için avukatlarıyla kendi isteğiyle görüşmediği, BDP ve PKK’nın kendisini aldattığı’ yönünde bir mektup yazdığına ilişkin haberlerle ilgili sorularını cevaplandırdı. “Birileri birilerini aldatıyor ama kim kimi aldatıyor belli değil” diyen Tan, ortada bir aldatılma olduğunu, ama kimin kimi aldattığının önemli olduğunu söyledi.

Tan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Biz Oslo’da görüşüyorduk, çok büyük bir siyasi risk aldık, PKK bunu bozdu’ dediğini belirterek, PKK’nın da ‘çıkartın bütün kayıtları, evrakları, ses kayıtlarını. Biz Oslo’da ne konuşmuşsak bugün de altına imza koyuyoruz’ dediğini anlattı.

Tan, “Biz bu işin neresindeyiz? Biz hiçbir şey bilmiyoruz. Esas trajikomik olan, kara mizah haline gelen mevzu budur. Devletin bürokratları PKK ile görüşebiliyor, MİT görüşebiliyor, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı görüşebiliyor, askerler görüşebiliyor, İmralı ile de, Kandil’le de görüşebiliyor. Bu evrakların, belgelerin, mektupların hepsini Adalet bakanlığı bürokratları bile görebiliyor, okuyabiliyor; biz bir şey bilmiyoruz. Neredeyim ben? Bir figüran durumunda bile değilim. O halde olan biteni açıklayın. Mektup varsa mektubu koyun ortaya” diye konuştu.

BDP’nin bu süreçte dışlanıp dışlanmadığına ilişkin soruya da Tan, “Sadece BDP değil, Meclis bu işin dışında. Şu an Turizm Bakanına, Maliye Bakanına sorun, bir şeyden haberi var mı? Bir iki bakan hariç kimsenin bir şeyden haberi yok. Bu hangi demokrasidir, hangi çözümdür? Yani gözlerimiz kapalı, körebe oynuyoruz. Nereye gidiyoruz, ne yapıyoruz belli değil” dedi.

‘Başbakan her şeyi çözecekti, bırakmadılar’ şeklindeki yorumlara da tepki gösteren Tan, “Tamamıyla bir tiyatro ortasındayız. Bunu çözmek de Başbakan’ın elindedir. Bu bilgileri açar, kendi projesini ortaya koyar. Buna PKK uyuyor mu uymuyor mu, BDP ne diyor, CHP ne diyor, MHP ne diyor, kamuoyu ne diyor; bunu o zaman daha doğru düzgün tartışırız ve bu tartışmadan da bir şey çıkar. Ellerinde ne bilgi belge varsa, milli istihbaratın elindeki bilgiler, İmralı’yla, Kandil’le görüşmeler, mektup var mı yok mu bunların hepsini bütün dünyanın uyduğu siyasi ciddiyet çerçevesinde çıksın açıklasın, biz de bunun üzerinden tavrımızı ortaya koyalım” diye konuştu.

BAHÇELİ’NİN ÖNERİSİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Adalet Bakanı gitsin İmralı’da fotoğraf çektirsin’ sözlerinin sorulması üzerine de Tan, “Bu meseleler bu kadar gizli kapaklı devam ederse herkes bir şey söyler. Biri de der ki; Cüneyt Arkın fitsin fotoğraf çeksin’. Yani bunların önünü kesemezsiniz. ‘Amerikalılarla yatta görüşüldü, Bursa MİT’te görüşüldü’. Ben nereden bileceğim bunu? Bilme imkanım var mı? Bunu devlet söyleyecek, yetkililer söyleyecek; var mı yok mu? Adalet Bakanı ‘İsteyen gitsin görsün’ diyor. E hadi hepimiz istiyoruz, götürüyorlar mı? Bunlar magazinel ifadelerdir. Bundan da bir şey çıkmaz” dedi .
Kaynak: İHA