Vizyon 2023 Kamu ve İş-İnşaat Makineleri Buluşması

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Vizyon 2023 iş ve inşaat makineleri sektörü buluşması toplantısında teknolojik fikirlerini ürüne dönüştürmek isteyen gençlere destek olduklarını belirterek, "Tekno girişim firmaları kuruluyor.

Daha ilk başta onlara 100 bin liralık hibe desteği veriyoruz" dedi

Vizyon 2023 toplantıları, iş ve inşaat makineleri sektörünü bir araya getirdi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün’ün başkanlığında, Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) desteği ile Bilkent Otel'de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Ergün, sektörü yakından ilgilendiren 400 milyar dolarlık Kentsel Dönüşüm Projesi’ne değindi. Bakan Ergün, "Son 2 yılda kamu ihalelerinde yerli malı tercihi yüzde 25’ten yüzde 35’e çıktı. Yol almışız, ancak yeterli değil. Bu oranı bazı sektörlerde yüzde 70’e kadar çıkarmalıyız. Kentsel dönüşüm bunun için önemli bir fırsat” dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, "Ülkemizde ciddi üretim potansiyeli olduğunu düşündüğümüz ve başta kamu olmak üzere büyük alıcılar tarafından kullanılan ürün ve sektörlerle ilgili devamlı toplantılar düzenliyoruz. Bugüne kadar makine, tıbbı cihaz ve asansör gibi sektörler için benzer organizasyonlar düzenledik. Bugün de bu zincire iş ve inşaat makineleri sektörünü eklemiş oluyoruz. Bu etkinliklerde pek çok sektördeki ihtiyaçların yerli ürünlerle karşılanmasının mümkün olduğunu, yerli ürün kullanımını sağlamak için bazı alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini özellikle vurguluyoruz. Eğer kalite, fiyat, satış sonrası hizmetler konusunda önemli bir fark yoksa yabancı ürün kullanmayı hiçbir surette izah etmek mümkün değildir" şeklinde konuştu.

Yerli malın kullanımının teşvikine değinen Bakan Ergün, "Mesela belediyelerin Türkiye'de üretilen otobüsler varken gidip benzer otobüsleri dışarıdan ithal etmesinin bir izahı olabilir mi? Bu tür davranışlar ülkemizin üretim becerisini ve rekabet gücünü de olumsuz şekilde etkilemektedir. Küresel bir dünyada yaşıyorsak elbette bunun şartlarına uyacağız. Uyuyoruz da. Biz kominist bir ülke değiliz, aşırı devletçi ekonomik modele de sahip değiliz. Liberal bir piyasa ekonomisine sahibiz. Hiçbir zaman kendimiz üretelim kendimiz kullanalım anlayışına sahip değiliz. Tam aksine dışa açılalım, yenilikler oluşturalım daha fazla ihracat yapalım istiyoruz. Sloganımız, Yerli malı yurdun malı dünya bunu kullanmalı olmalı. Yerli malın dünyada güç kazanabilmesi için önce iç pazarda ciddi bir yatırım bulmalı. Küresel hale gelmeden önce yerel ölçekte ayağını yere sağlam basmalı. kaliteli mal üretmeye nitelikli işi teşfik etmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Son iki yılda ürün kullanımında yerlilik oranının yüzde 25'ten 35 seviyesine çıktığını vurgulayan Ergün, "Bu oranın yüzde 60-70 seviyesine çıkması gerek. Devlet Malzeme Ofisi filan sektördeki yerli ürünlerin payı bizde yüzde 100 arttı diyor. Noldu yani bir tane satılıyordu şimdi iki tane satılıyor. Böylece yüzde 100 artmış oluyor peki aynı sektörde bu ürünlerin payları nerde yüzde 10'larda. o ürünün o makinanın payı orada yüzde 60-70'lere gelmeden yüzde 100 denmez" dedi.

Türkiye'de üretim ve yatırım yapılması gerektiğini belirten Ergün şunları kaydetti: "Bakanlık olarak bizim temel hedefimiz, üretimi daha nitelikli hale getirmek, Ar-Ge yoğunluğunu artırmak, teknoloji odaklı girişimciliği yaygınlaştırmak, üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek, küresel markalar oluşturmak şeklindedir. İş makinelerinin tescilinin ruhsatlanması konusunda yenilik olmuştur. Özellikle yeni makinelerin kullanımı dışında eski makinelere da benzer tescil sistemini kurarak envanter tespiti yapmanın gerekli olduğunu gördük. Böylece nasıl her arabanın ruhsatı varsa her iş makinesinin da bir ruhsatı da olacaktır. Bankalarda da teminat olarak gösterilebilecektir." Makine sektörünün 2011 yılında yaklaşık 12 milyar dolar 11.6 milyar dolar ihracat yaparak kriz öncesi seviyesini geride bıraktığını bildiren Ergün, "Ancak sektördeki ithalatımız 27,1 milyar dolara, dış ticaret açığımız 15,5 milyar dolara çıktı. Makine sektöründe net ihracatçı durumuna gelmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Türkiye'ye eş ülkelerde 0-7 yaş arasında bulunan iş ve inşaat makineleri adedinin 400 bin civarı olduğunu söyleyen Ergün, Türkiye'de bu rakamın 60 bin civarı olduğunu vurguladı. Yeni teşvik sistemiyle birlikte, makine sektörüne ciddi yatırımlar yapıldığını belirten Ergün, yeni teşvik paketiyle ilgili şunları açıkladı: "Makine sektöründe 50 milyon lirayı aşan yatırımları büyük ölçekli yatırımlar olarak teşvik ediyoruz. Bu yatırımların 6. bölgede yapılması halinde ilaveten gelir vergisi stopaj desteği ve asgari ücret üzerinden sigorta primi desteği de verilecektir. Bu teşvik sistemleriyle daha kaliteli yatırımların yapılacağına inanıyorum." Firmalara tavsiyede bulunan Ergün, "Daha nitelikli, kaliteli yatırımlar yapın. Daha fazla katma değer oluşturacak yatırımlar yapın. Hedeflenizi yüksek tutun. Bakanlık olarak, teknolojik fikirlerini ürüne dönüştürmek isteyen gençlerimize biz destek oluyoruz. Tekno girişim firmaları kuruluyor. Daha ilk başta onlara 100 bin liralık hibe desteği veriyoruz" dedi.

Sadece kamunun demiryolu işi ele alındığında 2023 vizyonu çerçevesinde Türkiye'de 10 bin kilometre yüksek hızlı tren hattı yapılacağını bildiren Ergün, "4 bin kilometre konvansiyonel tren yolu hattı yapılacak. Yeni gelen kanunla bundan sonra özel sektör de tren yolu hattı yapabilecek. Ya da tren yolu işletmeciliğine girebilecek. Bunu yeni bir yatırım alanı olarak görmeleri lazım; çünkü 2023 vizyonu çerçevesinde sadece Devlet Demiryollarının 300 tane elektrikli anahat lokomotifi ihtiyacı var. 144 adet şehiriçi taşımacılığı metro hatlarının seti gerekiyor. 180 tane yüksek hızlı tren seti, 8 bin adet de yük vagonu ihtiyacı var. Bunların hepsi yatırım yapmaya teşviktir" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA