Alman Halkı Göçmen Çocukları İçin Anaokulu Mecburiyeti İstiyor
Almanya'da RTL kanalının "Com.mit Awards" adlı entegrasyon yarışması vesilesiyle yaptırdığı anketlerde Alman halkının yüzde 82'sinin göçmen ailelerin çocuklarına anaokulu mecburiyeti getirilmesini istediği ortaya çıktı. Kamuoyu yoklamaları şirketi Forsa tarafından gerçekleştirilen anketlerde ayrıca halkın yüzde 69'unun Almanca konuşulmayan evlerde yetişen yabancıların dil öğrenmek için yeterli çaba göstermediğini düşündüğü belirlendi.
Yabancıların Almanca öğrenmek için gösterdiği yeterli görenlerin oranı ise yüzde 21'de kaldı. Diğer yandan daha iyi Almanca öğrenebilmeleri için göçmen çocuklarına anaokulu mecburiyeti getirilmesini isteyenlerin oranı doğudaki eyaletlerde yüzde 85 ve batıdaki eyaletlerde ise yüzde 82 seviyesinde çıktı.
ÖZDEMİR: TÜRKÇE HOR GÖRÜLÜYOR
RTL kanalının “Birbirimizi ne kadar iyi tanıyoruz?” başlığı altında düzenlediği yarışmanın ödül töreninden sonra gerçekleştirilen panele katılan Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Alman diline hakim olmanın eğitim yaşamında belirleyici olduğuna işaret ederek, "Ancak tek başına bu yeterli değil. Çünkü çok iyi Almanca konuşsa bile 'tipik Alman' görünümüne sahip olmayanlar her seferinde aşamayacakları camdan duvarlara tosluyor." diye konuştu.
Bu arada diller arasında da bir hiyerarşi oluşmaya başladığını ifade eden Özdemir, "Örneğin İspanyolca öğrenmek 'moda' haline gelirken, Türkçe 'eziklerin dili' gibi algılanıyor. Türkçe dersine katılmak öğrencileri 'hiçbir yere' götürmüyor." dedi.
“EKRANLARA AŞIRI UÇ ÖRNEKLER ÇIKARILIYOR”
Medya ve uyum arasındaki ilişkinin sorunlu olduğu belirten Yeşiller Partisi Eş Başkanı, özel televizyonlarda ve kamu kanallarında "İslam" ya da "İslam ve Kadın" gibi başlıkların tarafsız ele alınmadığına dikkat çekti. Özdemir ekranlara genelde aşırı kutupların temsilcilerin çıkarıldığını belirterek, “Allah'tan insanların yaşadığı gerçeklik bu kutupların dışında hayat buluyor. Bu sorun nasıl çözülür bilemiyorum, ama yanlış örnekleri ekrana çıkarmak asıl çoğunluğun gözden kaçmasına yıl açıyor.” ifadelerini kullandı.
Aynı panelde konuşan Eyalet Medya Kurumları Çalışma Grubu Başkanı Thomas Fuchs ise Alman gazetelerinde hala yeterli sayıda göçmen kökenli gazeteciye rastlanmadığına işaret etti. Federal hükümetin uyum sorumlusu Prof. Dr. Maria Böhmer ise televizyonların günlük yaşamın gerçeğine uygun görüntüleri ekrana taşıması gerektiği uyarısında bulunarak, “Sadece sorunların değil, alınan mesafenin de öne çıkarılması gerekiyor. Kısmen yanlı bazı yayınlar yüzünde önyargılar daha da besleniyor. Televizyonlar olumlu görüntüler sunarak siyasetçilerin sarf edeceği sözlerden çok daha etkili olma şansına sahip.” diye konuştu.
ÖZDEMİR: TÜRKÇE HOR GÖRÜLÜYOR
RTL kanalının “Birbirimizi ne kadar iyi tanıyoruz?” başlığı altında düzenlediği yarışmanın ödül töreninden sonra gerçekleştirilen panele katılan Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Alman diline hakim olmanın eğitim yaşamında belirleyici olduğuna işaret ederek, "Ancak tek başına bu yeterli değil. Çünkü çok iyi Almanca konuşsa bile 'tipik Alman' görünümüne sahip olmayanlar her seferinde aşamayacakları camdan duvarlara tosluyor." diye konuştu.
Bu arada diller arasında da bir hiyerarşi oluşmaya başladığını ifade eden Özdemir, "Örneğin İspanyolca öğrenmek 'moda' haline gelirken, Türkçe 'eziklerin dili' gibi algılanıyor. Türkçe dersine katılmak öğrencileri 'hiçbir yere' götürmüyor." dedi.
“EKRANLARA AŞIRI UÇ ÖRNEKLER ÇIKARILIYOR”
Medya ve uyum arasındaki ilişkinin sorunlu olduğu belirten Yeşiller Partisi Eş Başkanı, özel televizyonlarda ve kamu kanallarında "İslam" ya da "İslam ve Kadın" gibi başlıkların tarafsız ele alınmadığına dikkat çekti. Özdemir ekranlara genelde aşırı kutupların temsilcilerin çıkarıldığını belirterek, “Allah'tan insanların yaşadığı gerçeklik bu kutupların dışında hayat buluyor. Bu sorun nasıl çözülür bilemiyorum, ama yanlış örnekleri ekrana çıkarmak asıl çoğunluğun gözden kaçmasına yıl açıyor.” ifadelerini kullandı.
Aynı panelde konuşan Eyalet Medya Kurumları Çalışma Grubu Başkanı Thomas Fuchs ise Alman gazetelerinde hala yeterli sayıda göçmen kökenli gazeteciye rastlanmadığına işaret etti. Federal hükümetin uyum sorumlusu Prof. Dr. Maria Böhmer ise televizyonların günlük yaşamın gerçeğine uygun görüntüleri ekrana taşıması gerektiği uyarısında bulunarak, “Sadece sorunların değil, alınan mesafenin de öne çıkarılması gerekiyor. Kısmen yanlı bazı yayınlar yüzünde önyargılar daha da besleniyor. Televizyonlar olumlu görüntüler sunarak siyasetçilerin sarf edeceği sözlerden çok daha etkili olma şansına sahip.” diye konuştu.