Kent Konseyi’inden Rıo+20 Konferansına Teklif
Bursa Kent Konseyi, Rio+20 Diyalog Toplantıları için hazırladığı raporları Kalkınma Bakanlığı’na gönderdi.
Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala, girişimcilerden üretim aşamasında değil, kazancın harcanma sürecinde vergilendirme yapılmasını teklif ettiklerini söyledi.
Bursa Kent Konseyi, Kalkınma Bakanlığı’ndan gelen istek doğrultusunda ‘işsizlik, uygun iş ve göçmenler’, ‘ekonomik ve mail krizlere cevap olarak sürdürülebilir kalkınma’, ‘sürdürülebilir kalkınma ve yoksullukla mücadele’, ‘üretim ve tüketimin sürdürülebilir yolları dahil olmak üzere, sürdürülebilir kalkınma ekonomisi’, ‘ormanlar’, ‘gıda ve beslenme güvenliği’, ‘herkes için sürdürülebilir enerji’, ‘su’, ‘sürdürülebilir şehirler ve inovasyon’ ve ‘okyanuslar’ başlıklı temalarda sivil toplumun görüşlerini aldı. Görüşler, Rio+20 Konferansı’nda ülke liderlerine sunulacak.
Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala, “Bursa Kent Konseyi; kamu kurumları, Büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri, üniversiteler, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, akademik meslek odaları, iş hayatı meslek odaları, vakıflar, dernekler, Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi, Engelliler Meclisi ve Çocuk Meclisi ile gönüllü çalışma gruplarının temsil edildiği 700’i aşkın üyesi olan bir platformdur. Bursa Kent Konseyi, tüm üyelerine Rio diyalogları ile ilgili duyuruyu yaptı. Arazi Kullanımı ve Su Kaynakları Çalışma Grubumuz, katılımcı üyelerimiz ve diğer gönüllülerimizin görüşleriyle şekillendirdiğimiz raporu Kalkınma Bakanlığı’na gönderiyoruz. En önemli teklifimiz ise yeni iş alanları oluşturan girişimcilerden üretim aşamasında vergi alınmamasını, kazancın harcanma sürecinde vergilendirme yapılmasıdır” dedi.
Bursa Kent Konseyi tarafından Kalkınma Bakanlığı’na gönderilen raporda şu bilgiler yer alıyor.
Ülkemiz şartlarında kayıt dışı istihdam önemli bir sorun alanıdır. Kayıt dışı istihdamla mücadele etmek amacıyla etkin izleme ve denetleme sistemi kurulmalı, toplum bilinçlendirilmelidir. Kayıt dışı istihdamın kontrol altına alınmasıyla çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve işsizlikle ilgili net verilere ulaşılarak etkin politikaların oluşturulmasına katkı sağlanacaktır.
Girişimcilerin teşvik edilerek yeni istihdam alanlarının oluşturulması için kendi imkanları ile yeni iş alanları oluşturan girişimcilerden üretim aşamasında vergi alınmamalı, kazancın harcanma sürecinde vergilendirme yapılmalıdır.
Küçük üreticiler ürünlerini yeterli düzeyde pazarlayamamaktadır. Üreticilerin korunması ve gelir seviyelerinin arttırılması amacıyla kooperatifleşme desteklenmeli ve çiftçiler için teşvik sistemi geliştirilmelidir.
Kontrolsüz iç göç yüzünden nüfusun coğrafi dağılımında dengesizlik yaşanmakta ve beraberinde sosyo-ekonomik ve kültürel sorunlar oluşmaktadır. Bu durum kentleşme ve kentlileşmeyle ilgili sorunlara neden olmaktadır. İç göç sosyal ve ekonomik perspektiften ele alınarak kontrol edilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların hakça paylaşımı yer almaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında doğal kaynaklarımızın bölgelere dağılımı değişiklik göstermektedir. Bölgelerin doğal kaynaklar açısında sahip oldukları değerler bilinmeli ve bu doğrultuda kaynakların sürdürülebilir kullanımı sağlanmalıdır.
Hizmetlerin eşit dağılımı ve doğal kaynakların hakça paylaşımı açısından bölgelerin sosyal ve teknik altyapısındaki yetersizlikler giderilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmada yoksullukla mücadele ve dezavantajlı grupların toplumsal hayata katılımı oldukça önemlidir. Bu kapsamda dezavantajlı gruplara yönelik toplumun önyargılarının kırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Yoksulluğun giderilmesi için gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşılmalıdır. Kısa vadeli çözümler yerine konuyla ilgili politika oluşturulmalı ve yoksullarla ilgili veri tabanı oluşturularak bütünsel bir yaklaşımla çözüm önerileri geliştirilmelidir. Konuyla ilgili çalışan kamu, STK ve özel sektör arasında koordinasyon sağlanmalıdır.
Özel sektörde temiz üretim ve eko verimlilik uygulamaları yaygınlaştırılmalı ve izlenmelidir. Bu vesileyle üretim faaliyetleri ile paralel olarak çevrenin korunması da sağlanacaktır.
Ormanlarımız ekolojik taşıma kapasitesi üzerinde kullanılmamalıdır. Kırsal alanda yoksulluğun giderilmesinde önemli bir geçim kaynağı olan ormanların sürdürülebilir kullanımı sağlanmalıdır. Bu alanlar koruma-kullanma dengesi gözetilerek yerel halkın da katılımı ile etkin bir şekilde değerlendirilmelidir. Orman yapısı ve bütünlüğü bozulmamalı planlama süreçleri bu doğrultuda yapılmalıdır.
Özellikle madencilik faaliyetlerinden ormanlık alanlar olumsuz etkilenmektedir. Konuyla ilgili etkin izleme ve denetim mekanizması oluşturulmalı yerel halk bilinçlendirilmelidir. Madencilik faaliyetleri sonrası alan restorasyonu yapılmalıdır.
Organik tarım yöntem ve araçları konusunda üreticiler bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Tarımsal faaliyetlerde aşırı kimyasal ve gübre kullanımı önlenmelidir.
Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği konusunda tüketiciler bilinçlendirilmelidir. GDO lu ürünler ve insan sağlığına etkileri konusunda araştırmalar yapılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Mevcut enerji politikaları sürdürülebilir kalkınma bakış açısına göre tekrar değerlendirilmelidir.
Yenilenebilir enerji konusunda Arge çalışmaları yaygınlaştırılmalı ve teşvikler arttırılmalıdır. Yenilenebilir enerji üretim ve tüketiminin sosyo-ekonomik etkileri iyi bir şekilde belirlenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır Enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik fiziki çalışmaların yanı sıra toplum da konuyla ilgili bilinçlendirilmelidir.
Su kaynaklarının korunmasında bütünleşik havza yönetimi oldukça önemlidir. Bu konuda ilgili kurumlarla yeterli koordinasyon sağlanmalı ve ortak çalışmalar yapılmalıdır. Su kaynakları bütünsel bir bakış açısıyla yerel katılım da sağlanarak yönetilmelidir.
Kıyılar yapılaşma ve kum alımı gibi sebeplerle tahrip edilmemeli, korunmasına yönelik izleme ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir şehirler için yerel demokrasi kültürünün gelişmesi yönetişim ilkesi doğrultusunda halkın karar alma mekanizmalarına katılımı oldukça önemlidir. Bu noktada Kent Konseyleri önemli bir araçtır. Kent konseyleri güçlendirilmeli ve yerel demokratik yönetişim mekanizması işlevi doğrultusunda çalışmaları sağlanmalıdır.
Şehirler; kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların gereksinimlerine duyarlı olunacak şekilde planlanmalıdır.
Özellikle kent çevrelerinde hazine ve orman arazilerinde kaçak yapılaşmanın önüne geçilmelidir. Kente yönelik hazırlanan planlar uygulanmalı, plan izleme süreçleri için etkin denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır“ .
Kaynak: İHA
Bursa Kent Konseyi, Kalkınma Bakanlığı’ndan gelen istek doğrultusunda ‘işsizlik, uygun iş ve göçmenler’, ‘ekonomik ve mail krizlere cevap olarak sürdürülebilir kalkınma’, ‘sürdürülebilir kalkınma ve yoksullukla mücadele’, ‘üretim ve tüketimin sürdürülebilir yolları dahil olmak üzere, sürdürülebilir kalkınma ekonomisi’, ‘ormanlar’, ‘gıda ve beslenme güvenliği’, ‘herkes için sürdürülebilir enerji’, ‘su’, ‘sürdürülebilir şehirler ve inovasyon’ ve ‘okyanuslar’ başlıklı temalarda sivil toplumun görüşlerini aldı. Görüşler, Rio+20 Konferansı’nda ülke liderlerine sunulacak.
Bursa Kent Konseyi Başkanı Semih Pala, “Bursa Kent Konseyi; kamu kurumları, Büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri, üniversiteler, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, akademik meslek odaları, iş hayatı meslek odaları, vakıflar, dernekler, Kadın Meclisi, Gençlik Meclisi, Engelliler Meclisi ve Çocuk Meclisi ile gönüllü çalışma gruplarının temsil edildiği 700’i aşkın üyesi olan bir platformdur. Bursa Kent Konseyi, tüm üyelerine Rio diyalogları ile ilgili duyuruyu yaptı. Arazi Kullanımı ve Su Kaynakları Çalışma Grubumuz, katılımcı üyelerimiz ve diğer gönüllülerimizin görüşleriyle şekillendirdiğimiz raporu Kalkınma Bakanlığı’na gönderiyoruz. En önemli teklifimiz ise yeni iş alanları oluşturan girişimcilerden üretim aşamasında vergi alınmamasını, kazancın harcanma sürecinde vergilendirme yapılmasıdır” dedi.
Bursa Kent Konseyi tarafından Kalkınma Bakanlığı’na gönderilen raporda şu bilgiler yer alıyor.
Ülkemiz şartlarında kayıt dışı istihdam önemli bir sorun alanıdır. Kayıt dışı istihdamla mücadele etmek amacıyla etkin izleme ve denetleme sistemi kurulmalı, toplum bilinçlendirilmelidir. Kayıt dışı istihdamın kontrol altına alınmasıyla çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve işsizlikle ilgili net verilere ulaşılarak etkin politikaların oluşturulmasına katkı sağlanacaktır.
Girişimcilerin teşvik edilerek yeni istihdam alanlarının oluşturulması için kendi imkanları ile yeni iş alanları oluşturan girişimcilerden üretim aşamasında vergi alınmamalı, kazancın harcanma sürecinde vergilendirme yapılmalıdır.
Küçük üreticiler ürünlerini yeterli düzeyde pazarlayamamaktadır. Üreticilerin korunması ve gelir seviyelerinin arttırılması amacıyla kooperatifleşme desteklenmeli ve çiftçiler için teşvik sistemi geliştirilmelidir.
Kontrolsüz iç göç yüzünden nüfusun coğrafi dağılımında dengesizlik yaşanmakta ve beraberinde sosyo-ekonomik ve kültürel sorunlar oluşmaktadır. Bu durum kentleşme ve kentlileşmeyle ilgili sorunlara neden olmaktadır. İç göç sosyal ve ekonomik perspektiften ele alınarak kontrol edilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların hakça paylaşımı yer almaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında doğal kaynaklarımızın bölgelere dağılımı değişiklik göstermektedir. Bölgelerin doğal kaynaklar açısında sahip oldukları değerler bilinmeli ve bu doğrultuda kaynakların sürdürülebilir kullanımı sağlanmalıdır.
Hizmetlerin eşit dağılımı ve doğal kaynakların hakça paylaşımı açısından bölgelerin sosyal ve teknik altyapısındaki yetersizlikler giderilmelidir.
Sürdürülebilir kalkınmada yoksullukla mücadele ve dezavantajlı grupların toplumsal hayata katılımı oldukça önemlidir. Bu kapsamda dezavantajlı gruplara yönelik toplumun önyargılarının kırılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Yoksulluğun giderilmesi için gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşılmalıdır. Kısa vadeli çözümler yerine konuyla ilgili politika oluşturulmalı ve yoksullarla ilgili veri tabanı oluşturularak bütünsel bir yaklaşımla çözüm önerileri geliştirilmelidir. Konuyla ilgili çalışan kamu, STK ve özel sektör arasında koordinasyon sağlanmalıdır.
Özel sektörde temiz üretim ve eko verimlilik uygulamaları yaygınlaştırılmalı ve izlenmelidir. Bu vesileyle üretim faaliyetleri ile paralel olarak çevrenin korunması da sağlanacaktır.
Ormanlarımız ekolojik taşıma kapasitesi üzerinde kullanılmamalıdır. Kırsal alanda yoksulluğun giderilmesinde önemli bir geçim kaynağı olan ormanların sürdürülebilir kullanımı sağlanmalıdır. Bu alanlar koruma-kullanma dengesi gözetilerek yerel halkın da katılımı ile etkin bir şekilde değerlendirilmelidir. Orman yapısı ve bütünlüğü bozulmamalı planlama süreçleri bu doğrultuda yapılmalıdır.
Özellikle madencilik faaliyetlerinden ormanlık alanlar olumsuz etkilenmektedir. Konuyla ilgili etkin izleme ve denetim mekanizması oluşturulmalı yerel halk bilinçlendirilmelidir. Madencilik faaliyetleri sonrası alan restorasyonu yapılmalıdır.
Organik tarım yöntem ve araçları konusunda üreticiler bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Tarımsal faaliyetlerde aşırı kimyasal ve gübre kullanımı önlenmelidir.
Sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği konusunda tüketiciler bilinçlendirilmelidir. GDO lu ürünler ve insan sağlığına etkileri konusunda araştırmalar yapılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmelidir.
Mevcut enerji politikaları sürdürülebilir kalkınma bakış açısına göre tekrar değerlendirilmelidir.
Yenilenebilir enerji konusunda Arge çalışmaları yaygınlaştırılmalı ve teşvikler arttırılmalıdır. Yenilenebilir enerji üretim ve tüketiminin sosyo-ekonomik etkileri iyi bir şekilde belirlenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır Enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik fiziki çalışmaların yanı sıra toplum da konuyla ilgili bilinçlendirilmelidir.
Su kaynaklarının korunmasında bütünleşik havza yönetimi oldukça önemlidir. Bu konuda ilgili kurumlarla yeterli koordinasyon sağlanmalı ve ortak çalışmalar yapılmalıdır. Su kaynakları bütünsel bir bakış açısıyla yerel katılım da sağlanarak yönetilmelidir.
Kıyılar yapılaşma ve kum alımı gibi sebeplerle tahrip edilmemeli, korunmasına yönelik izleme ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilir şehirler için yerel demokrasi kültürünün gelişmesi yönetişim ilkesi doğrultusunda halkın karar alma mekanizmalarına katılımı oldukça önemlidir. Bu noktada Kent Konseyleri önemli bir araçtır. Kent konseyleri güçlendirilmeli ve yerel demokratik yönetişim mekanizması işlevi doğrultusunda çalışmaları sağlanmalıdır.
Şehirler; kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların gereksinimlerine duyarlı olunacak şekilde planlanmalıdır.
Özellikle kent çevrelerinde hazine ve orman arazilerinde kaçak yapılaşmanın önüne geçilmelidir. Kente yönelik hazırlanan planlar uygulanmalı, plan izleme süreçleri için etkin denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır“ .