Ankara İli Tarım ve Hayvancılık Sektörü Toplantısı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ''Biz, tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz.
Kısa vadeli bir politika alanı olarak görmüyoruz. Uzun vadeli kalıcı, stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Hayatımızın her safhasında, insanlık tarihinin tüm aşamalarında modası geçmeyen, ihtiyaç derecesi azalmayan bir faaliyetin ürünüdür'' dedi.
‘Ankara İli Tarım ve Hayvancılık Sektörü Toplantısı’ Bilkent Otel'de gerçekleştirildi.
Toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, tarım ve hayvancılıkla ilgili kooperatif temsilcileri, bakanlık üst düzey bürokratları katıldı.
Bakan Eker, Ankara toprak büyüklüğü açısından Türkiye'nin 2. büyük kenti olduğunu söyleyerek, Türkiye'deki tüm ekolojik yapının örneklerinin Ankara'da olduğunu belirtti.
Eker, Ankara'nın ovası, platosu, ormanı, tuzu olduğunu kaydederek, ''Tarım ve hayvancılık ile ne kadar alt sektör varsa, hepsi Ankara'da var. Bu kadar zengin ve bu kadar ürünün şehir ismiyle anıldığı Türkiye'de başka il yok'' şeklinde konuştu.
Ankara'da tarım ve hayvancılık sektörünün, hizmet sektörünün gerisinde kaldığını ifade eden Eker, ''25 bin kilometrekare, 2,5 milyon hektar arazi demek. Bunun tarıma elverişli olan kısmı 1 milyon 225 bin hektar tarım arazisidir. 605 bin hektarlık kısmnı bunun çiftçi kayıta dahildir'' ifadelerini kullandı.
Eker, Ankaralı çiftçilere seslenerek, neden 1 milyon 225 bin hektarlık araziden 605 bin hektarlık arazinin kayıt altında olduğunu sorguladı. Eker, şunları kaydetti: ''Biz, tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Kısa vadeli bir politika alanı olarak görmüyoruz. Uzun vadeli kalıcı, stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Hayatımızın her safhasında, insanlık tarihinin tüm aşamalarında modası geçmeyen, ihtiyaç derecesi azalmayan bir faaliyetin ürünüdür. Bugün hayatımızda kullandığımız bir çok araç, gereç, ekipman, örneğin kameralar 50 sene önce yoktu. Bunların bir kısmı 25 sene sonra olmayacak, bir kısmı 50 sene sonra olmayacak. Ama gıda ve tarımsal faaliyet bin sene, iki bin sene, beş bin sene önce de vardı. İki bin, üç bin, dört bin sene sonra da olacak. İnsan varsa, gıda olacak. Dolayısıyla paran olacak. O nedenle bunu kısa vadeli bir mesele olarak görmemek lazım. Uzun vadeli meselelerde olduğu gibi bu meselede bir strateji sahibi olmak lazım.” Türk toplumunun hangi arazide hangi ürün yetişeceğini bilmediğini söyleyen Eker, ''Türkiye'nin bütün bu planlamayı sağlayacak, politikaların üzerine bina edeceğimiz, envanterimiz ortaya koyacak bir çalışması yapılmış değildi.Türkiye tarım arazileri topografyasını çektik'' şeklinde konuştu.
Eker, elde etikleri verilerle verimlilikle ilgili bağlantıyı kuracaklarına değinerek, ''Biz çiftçiye listesi olan ürünleri yetiştirirsen, sana destek vereceğim. Yanlış bir yerde, yanlış bir ürün ekmekte ısrar edersen, o zaman beni o yanlışa beni ortak etme. Bu en o yanlışa seninle katılmayacağım'' dedi.
Türkiye'nin 7,5 milyon insanının bundan 10 sene önce 24 milyon hektar araziyi işlediğini, toplam 23 milyar dolar tarımdan hasıla elde ettiğini söyleyen Eker, bugün ise 24 milyon hektarlık 62 milyar dolar hasıla elde ettiğini ifade ederek, Türkiye'nin dünyada 23 milyar dolarlık hasıla ile 11. sırada iken bugün ise 7. sırada olduğunu belirtti.
Eker, üreticiye ürettiği için destek vereceklerini kaydederek, meraların korunmasının ve daha büyük ölçekli sürülerin oluşturulması gerektiğine işaret etti. Eker, ''Tarımla uğraşan birinin gelirinin bankacıyla, finans sektöründe çalışan biriyle veya bir sarrafın geliriyle aynı olmasını beklemiyoruz. 'Tarım arazim var. Buna bina yaptırsam, çok para kazanırım' diyor. Bunların hepsinin modası geçer. Ulusal zenginlik kaynağımız tarım ve hayvancılıktır. Tarım ve gıda varlığında değil, yokluğunda anlaşılan bir faaliyettir'' dedi.
48 bin kayıtlı çiftçiye bir milyar 200 milyon nakit destek verdiklerini anlatan Eker, ''Geçen sene 157 milyon TL verdik. Tarımsal kredilerde 23 milyondan 822 milyon liraya çıkardık. Yüzde 59 faizden yüzde 0-5 arasına getirdik. Faizsiz kredi uygulamasında Ankara ili 336 milyon lira faizsiz kredi kullandı. 2 bin 910 kişi krediden yararlandı'' şeklinde konuştu.
Ayrıca Eker, Ankara'nın yakınlarında çok sayıda sıcak su yolları bulunduğuna dikkat çekerek sulardan ısı elde edeceklerini belirtti
Küresel ısınmanın sebep ve sonuçları neler olacağı, rasyonel tarımın nasıl gerçekleşeceği, insanların karnının nasıl doyurulacağı sorularına cevap verilmesi gerektiğini dile getiren Ankara Valisi Yüksel ise açlık sorununun bütün dünyanın bekası ile ilgili olduğunu söyledi.
Vali Yüksel, ''Tarım stratejik bir sektördür ve de hepimiz biliyoruz ki, yaşamamızın ve geleceğimizin yegane reçetesidir. Yani işin özü, sözü geleceğimizin yegane temelidir'' şeklinde konuştu.
Ankara'nın yüzölçümünün yüzde 47,9'u tarımsal arazi olduğunu hatırlatan Yüksel, Ankara’nın yaklaşık 200 bin hektar sulanabilir tarım alanına sahip olduğunu belirterek, ''Halen 120 bin civarında tarım alanı sulanabilmektedir. Ankara tarım alanlarında ağırlıklı olarak hububat tarımı yapılmaktadır. Ancak şunu da hemen ifade etmektedir ki, üretim deseni havza ve bölge ölçekli değişken ve de Ankara'da oldukça zengindir. Ankara'da Polatlı, Haymana, Bala'da hububat, Beypazarı'nda marul ve havuç, Kazan ve Çubuk'ta kavun ve vişne, Ankara'nın her havzasında değişik ve zengin bitkisel üretim yapılmaktadır. Ankara Türkiye hububatında 2., marul ve kavun üretiminde 1., havuç, vişne ve yeşil mercimek üretiminde Türkiye 2. 'sidir'' dedi.
Yüksel, pazarlama sorunlarına, tarımsal ürünlerin markalaştırılamamasına, katma değeri yüksek ürünlerin odaklanamamasına, üretici örgütlerin kurumsal kapasitesinin zayıflığına, bitkisel ve hayvansal ıslah çalışmalarının arzu edilen düzeyde olmamasına dikkat çekti.
Tarım İl Müdürü Muhsin Temel, Ankara’nın tarım ve hayvancılık sektörüyle ilgili yapılan çalışmaları anlattı. Konuşmaların ardından Bakan Eker'e bir plaket verildi
Kaynak: İHA
‘Ankara İli Tarım ve Hayvancılık Sektörü Toplantısı’ Bilkent Otel'de gerçekleştirildi.
Toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, tarım ve hayvancılıkla ilgili kooperatif temsilcileri, bakanlık üst düzey bürokratları katıldı.
Bakan Eker, Ankara toprak büyüklüğü açısından Türkiye'nin 2. büyük kenti olduğunu söyleyerek, Türkiye'deki tüm ekolojik yapının örneklerinin Ankara'da olduğunu belirtti.
Eker, Ankara'nın ovası, platosu, ormanı, tuzu olduğunu kaydederek, ''Tarım ve hayvancılık ile ne kadar alt sektör varsa, hepsi Ankara'da var. Bu kadar zengin ve bu kadar ürünün şehir ismiyle anıldığı Türkiye'de başka il yok'' şeklinde konuştu.
Ankara'da tarım ve hayvancılık sektörünün, hizmet sektörünün gerisinde kaldığını ifade eden Eker, ''25 bin kilometrekare, 2,5 milyon hektar arazi demek. Bunun tarıma elverişli olan kısmı 1 milyon 225 bin hektar tarım arazisidir. 605 bin hektarlık kısmnı bunun çiftçi kayıta dahildir'' ifadelerini kullandı.
Eker, Ankaralı çiftçilere seslenerek, neden 1 milyon 225 bin hektarlık araziden 605 bin hektarlık arazinin kayıt altında olduğunu sorguladı. Eker, şunları kaydetti: ''Biz, tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Kısa vadeli bir politika alanı olarak görmüyoruz. Uzun vadeli kalıcı, stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Hayatımızın her safhasında, insanlık tarihinin tüm aşamalarında modası geçmeyen, ihtiyaç derecesi azalmayan bir faaliyetin ürünüdür. Bugün hayatımızda kullandığımız bir çok araç, gereç, ekipman, örneğin kameralar 50 sene önce yoktu. Bunların bir kısmı 25 sene sonra olmayacak, bir kısmı 50 sene sonra olmayacak. Ama gıda ve tarımsal faaliyet bin sene, iki bin sene, beş bin sene önce de vardı. İki bin, üç bin, dört bin sene sonra da olacak. İnsan varsa, gıda olacak. Dolayısıyla paran olacak. O nedenle bunu kısa vadeli bir mesele olarak görmemek lazım. Uzun vadeli meselelerde olduğu gibi bu meselede bir strateji sahibi olmak lazım.” Türk toplumunun hangi arazide hangi ürün yetişeceğini bilmediğini söyleyen Eker, ''Türkiye'nin bütün bu planlamayı sağlayacak, politikaların üzerine bina edeceğimiz, envanterimiz ortaya koyacak bir çalışması yapılmış değildi.Türkiye tarım arazileri topografyasını çektik'' şeklinde konuştu.
Eker, elde etikleri verilerle verimlilikle ilgili bağlantıyı kuracaklarına değinerek, ''Biz çiftçiye listesi olan ürünleri yetiştirirsen, sana destek vereceğim. Yanlış bir yerde, yanlış bir ürün ekmekte ısrar edersen, o zaman beni o yanlışa beni ortak etme. Bu en o yanlışa seninle katılmayacağım'' dedi.
Türkiye'nin 7,5 milyon insanının bundan 10 sene önce 24 milyon hektar araziyi işlediğini, toplam 23 milyar dolar tarımdan hasıla elde ettiğini söyleyen Eker, bugün ise 24 milyon hektarlık 62 milyar dolar hasıla elde ettiğini ifade ederek, Türkiye'nin dünyada 23 milyar dolarlık hasıla ile 11. sırada iken bugün ise 7. sırada olduğunu belirtti.
Eker, üreticiye ürettiği için destek vereceklerini kaydederek, meraların korunmasının ve daha büyük ölçekli sürülerin oluşturulması gerektiğine işaret etti. Eker, ''Tarımla uğraşan birinin gelirinin bankacıyla, finans sektöründe çalışan biriyle veya bir sarrafın geliriyle aynı olmasını beklemiyoruz. 'Tarım arazim var. Buna bina yaptırsam, çok para kazanırım' diyor. Bunların hepsinin modası geçer. Ulusal zenginlik kaynağımız tarım ve hayvancılıktır. Tarım ve gıda varlığında değil, yokluğunda anlaşılan bir faaliyettir'' dedi.
48 bin kayıtlı çiftçiye bir milyar 200 milyon nakit destek verdiklerini anlatan Eker, ''Geçen sene 157 milyon TL verdik. Tarımsal kredilerde 23 milyondan 822 milyon liraya çıkardık. Yüzde 59 faizden yüzde 0-5 arasına getirdik. Faizsiz kredi uygulamasında Ankara ili 336 milyon lira faizsiz kredi kullandı. 2 bin 910 kişi krediden yararlandı'' şeklinde konuştu.
Ayrıca Eker, Ankara'nın yakınlarında çok sayıda sıcak su yolları bulunduğuna dikkat çekerek sulardan ısı elde edeceklerini belirtti
Küresel ısınmanın sebep ve sonuçları neler olacağı, rasyonel tarımın nasıl gerçekleşeceği, insanların karnının nasıl doyurulacağı sorularına cevap verilmesi gerektiğini dile getiren Ankara Valisi Yüksel ise açlık sorununun bütün dünyanın bekası ile ilgili olduğunu söyledi.
Vali Yüksel, ''Tarım stratejik bir sektördür ve de hepimiz biliyoruz ki, yaşamamızın ve geleceğimizin yegane reçetesidir. Yani işin özü, sözü geleceğimizin yegane temelidir'' şeklinde konuştu.
Ankara'nın yüzölçümünün yüzde 47,9'u tarımsal arazi olduğunu hatırlatan Yüksel, Ankara’nın yaklaşık 200 bin hektar sulanabilir tarım alanına sahip olduğunu belirterek, ''Halen 120 bin civarında tarım alanı sulanabilmektedir. Ankara tarım alanlarında ağırlıklı olarak hububat tarımı yapılmaktadır. Ancak şunu da hemen ifade etmektedir ki, üretim deseni havza ve bölge ölçekli değişken ve de Ankara'da oldukça zengindir. Ankara'da Polatlı, Haymana, Bala'da hububat, Beypazarı'nda marul ve havuç, Kazan ve Çubuk'ta kavun ve vişne, Ankara'nın her havzasında değişik ve zengin bitkisel üretim yapılmaktadır. Ankara Türkiye hububatında 2., marul ve kavun üretiminde 1., havuç, vişne ve yeşil mercimek üretiminde Türkiye 2. 'sidir'' dedi.
Yüksel, pazarlama sorunlarına, tarımsal ürünlerin markalaştırılamamasına, katma değeri yüksek ürünlerin odaklanamamasına, üretici örgütlerin kurumsal kapasitesinin zayıflığına, bitkisel ve hayvansal ıslah çalışmalarının arzu edilen düzeyde olmamasına dikkat çekti.
Tarım İl Müdürü Muhsin Temel, Ankara’nın tarım ve hayvancılık sektörüyle ilgili yapılan çalışmaları anlattı. Konuşmaların ardından Bakan Eker'e bir plaket verildi