'Ülkücüler' Belgeseli Ülkücü Camiayı Buluşturdu - Ankara

Yönetmenliğini Bilal Kalyoncu ve Halil Sarı'nın yaptığı 'Ülkücüler' belgesel filmi, Alparslan Türkeş'in ölüm yıl dönümünde gösterime girdi.

Filmin galası yıllardır bir araya gelmeyen çok sayıda ülkücüyü de buluşturdu. Ülkücülerin çektiği sıkıntıları, işkenceleri, idamları konu alan belgesel film ‘Ülkücüler’, Alparslan Türkeş’in ölüm yıl dönümü olan 4 Nisan’da gösterime girdi. Ankara’da bir alış veriş merkezinde yapılan galaya BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP milletvekilleri Yusuf Halaçoğlu, Lütfü Türkan, Ercüment Gedikli, eski bakanlardan Koray Aydın ve ülkücü kanaat önderleri bilinen Yusuf Ziya Arpacık, Ozan Arif, Yılma Durak, Mahir Damatlar, Yunus Meral gibi isimler katıldı.

Film öncesinde Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na açıklamalarda bulunan yapımcı ve yönetmen Bilal Kalyoncu, filmin 1969 ile 1991 yılları arasında ülkücülerin yaşadıklarını, mücadelelerini anlatan bir belgesel olduğunu, ağırlığını ise 1980’den sonra 12 Eylül darbesiyle birlikte gelen zulümlerin, işkencelerin oluşturduğunu söyledi.

Bir şekilde ülkücülerin 12 Eylül ile görsel olarak hesaplaşması olarak da gördüklerini kaydeden Kalyoncu, şöyle konuştu: “Bugün ki davaya denk gelmesi güzel bir tesadüf oldu. Bu proje benim projemdir, aslında bu bütün ülkücülerin projesidir. Biz bunu belki fiziki bünyeye soktuk ama insanlar bunu yıllardır hayal eder, ülkücüler bunu hep söylerlerdi. Bu bize nasip oldu. Sadece ben değil ortağım Arif İlke ile birlikte 1 buçuk yıl önce 'yapabilir miyiz?' diye yola çıktık. 'Evet, yapabiliriz' dedik ve inandık, yaptık. Zor bir aşamaydı bizim için, çünkü daha önce ülkücüler için zor bir mecraydı. Ülkücülerden farklı algılarla bahsediyorlar, bu algıları yıkma adına güzel bir çalışma olduğuna inanıyorum.”

“FİLMİ İLK İZLEYENLERDEN AĞLAYARAK ÇIKANLAR OLMUŞ”
Şimdiye kadar filmle ilgili nasıl dönüşlerin olup olmadığı yönündeki soruya Kalyoncu, “İlk basın gösterimi oldu, izleyenlerden ağlayarak çıkanlar olmuş. Dediğim gibi çok dramatik süreçler, zor süreçler. Şimdi belki sevgiyle, mutlulukla anlatıyoruz. Üzerinden 30 yıl geçmiş belki o kadar hissedemiyoruz ama o zaman çok acılar çekilmiş. Bir şekilde 12 Eylül’ün yaşattıkları acılara yer vermeye çalıştık. İnşallah da bunu doğru bir şekilde anlattığımıza inanıyoruz.” şeklinde cevap verdi.

Filme katkı yapanların kimler olduğunun sorulması üzerine ise Kalyoncu, “Türkiye’nin her tarafından farklı bölgelerden, meslek grubundan, siyasetçisi, iş adamı, çiftçisi ve her türlü ülkücüden görüş var. Bir de senaryoyu yazarken hep gerçeklere sadık kalarak yazmaya çalıştık. İlk filmimiz, teknik olarak da eksikliklerimiz muhakkak vardır ama ülkücü camiayı anlatma adına doğru bir iş yaptığımızı düşünüyoruz. Bu film ile birlikte yol açılmış oldu, bundan sonra ülkücüler sinema sektöründe daha çok yer alacak. Ünlü olarak isim vermem gerekirse, Ozan Arif, Oktay Vural, Özen Yeniçeri, Atilla Kaya, Mahir Damatlar, Yılma Durak ve Yusuf Ziya Arpacık gibi ülkücü camianın kanaat önderleriyle görüşüldü.”

Bu 9 ülkücünün hikâyesini anlamak, dinlemek isteyenler, ölüme nasıl gittiklerini nasıl şehit olduklarını bilmek isteyenleri bu filme beklediklerini bildiren Kalyoncu, filmin 46 ilde 80 noktada gösterimde olduğunu, gelen taleplere göre bunun artabileceğini hatırlattı. Filmi izlemek için gelenler arasında olan BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de filmi daha izlemediğini ama belgesel türünde olduğunun kendisine söylendiğini belirtti.

Destici, şöyle devam etti: “Önemli olanın ülkücüler gerçekten bu ülke için hiçbir karşılık beklemeden hayatlarını, geleceklerini ortaya koyarak bu ülke için mücadele ettiler, bunun bedellerini de çok acı ödediler. Yani bizim birçok abimiz, arkadaşımız idam sehpalarında can verdi, binlercesi 'Moskof uşağı' diye tabir edilen sol komünist bölücüler tarafından şehit edildi. Binlerce ülkücünün geleceği karartıldı, işlerinden oldu, mesleklerinden oldu, hayatları zindan oldu, binlerce çocuk babasız kaldı. Onun için ülkücülerin hayatının tüm çıplaklığıyla anlatılması lazım. İnşallah önümüzde daha yüksek bütçeli daha imkânları fazla olan filmler yapılır. Yani sadece bir film yetmez onlarca yapılmalı, diziler yapılmalı ve o mücadele bu millet tarafından iyi bilinmesi lazım. Çünkü bunların yarın yaşanmama gibi bir garantisi yok, tecrübe edinmesi gerekiyor.”

12 Eylül döneminin ülkücü mağdurlarından doğunun başbuğu diye tanılan Yılma Durak, 12 Eylül döneminde ülkücülerin, istiklal mücadelesi verdiklerine dikkat çekti. Çok az sayıda insanın bu idrakin içinde olduğunun altını çizen Durak, “Bu film bu istiklal mücadelesinin hikâyesidir. Şimdi Türkiye’de 80 öncesini sağ sol çatışması gibi görenler de var, hayır öyle değil. Ülkücüler 80’nden önce istiklal mücadelesi vermişlerdir. Şimdi baktığınızda ülkücü hareket kendisini anlatamıyor, anlatamadı, anlatmamız lazım. Ülkücü camiasının sinemasının yapılması lazım, tiyatrosunun yapılması lazım, romanlarının yazılması, şiirlerinin yazılması gerekiyor. Biz bu filmi bir başlangıç olarak kabul ediyoruz. İnşallah ülkücülerin gerçek mücadelesi insanlarımıza anlatılacaktır. Çünkü biz milletimiz adına mücadele vermiş bir hareketin mensuplarıyız.” ifadelerini kullandı.

Ülkücü camianın sevilen isimlerinden Ozan Arif ise “Ülkücülerin yaşadığı dönemin şahitliğini yapmak üzere belgesel türünde bir film çekmiş arkadaşlarımız. Biz ülkücü hareketin mensupları olarak biliriz ki, bizim en çok susuzluk çektiğimiz saha sanat sahası, bilhassa da sinema sahasıdır. Yıllar önce Cüneyt Arkın ile bir film denemesi olmuştu. Şimdi de arkadaşlarımız senaryolu değil de belgesel bir filme imza atmışlar. Daha izlemedik ama ne olursa olsun, bu sahada bu genç kardeşlerimizin çok önemli vazife yaptıklarının göstergesidir. Bu sahada cesaret edip adım atmış olmaları, bu kadar kişiyi buraya toplamaları çok önemlidir. Bunu yapmış olmaları bile benim takdirimi kazanmışlardır.” diye konuştu.

“ASLINDA TÜRKİYE’NİN EN POPÜLER DİZİLERİNİN ARKASINDA ÜLKÜCÜ YÜREKLER VAR”
Ülkücülerin sinema ve dizi sahasında çok da boş olmadıklarına dikkat çeken Arif, "Yani dizilere baktığınız zaman Türkiye’nin en popüler dizilerinin arkasında muhakkak ülkücü yürekler var. Ömer Lütfi gibi yürekler var, Osman Sınav gibi yiğit yürek var.” hatırlatmasını yaptı.

Bu arada filmin ilk gösterimine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve genel başkan yardımcısı düzeyinde kimsenin katılmaması ise dikkat çekti.

Yapımcılığını Siyah Türk Medya adına Arif İlke ve Bilal Kalyoncu'nun üstlendiği filmde ülkücülerin 1980 öncesi ve darbe sonrası cezaevi anıları anlatılıyor .