Oslo Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Özerk Eğitim Sistemi Değerlendirmesi

Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Eğitim Fakültesi Konferans Salonunda Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Turan Temur’un gerçekleştirdiği söyleşiye konuk olan Norveç Oslo Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kamil Özerk, Norveç temel eğitim ve yükseköğretim sistemi ile ilgili bilgiler vererek Norveç Eğitim sistemi ile Türk eğitimi sistemini karşılaştırmalı olarak değerlendirdi.

Oslo Üniversitesi’nin 200 yıllık bir üniversite olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kamil Özerk, Dumlupınar Üniversitesi’ni görünce hayran kaldığını, Oslo Üniversitesi’nden daha güzel ve geniş bir üniversite olduğunu belirterek, devletin sunduğu bu imkanların kıymetini bilin, iyi değerlendirin tavsiyesinde bulundu. "YÖK HER ÜLKEDE VAR" Bir soru üzerine Türkiye’deki YÖK’ün kaldırılması tartışmalarına da değinen Prof.Dr.Kamil Özerk, “YÖK’süz ülke yok, yoktur. YÖK’e benzer olmaz olur mu? Üniversitenizi koordine edecek, akrediteleri, diplomaları tescil edecek, kaliteyi yükseltecek. Bizde var, hem iki tane var, ona benzer” dedi.

YÖK gibi kurumların uluslararası eğitimin denkliği açısından önemini vurgulayan Prof.Dr.Özerk, Dumlupınar Üniversitesi’nin Oslo Üniversitesi tarafından denkliğinin kabulü için yükseköğretimi koordine eden kurumun olması gerektiğini söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:”Yükseköğretimin kabul ettiği üniversiteyi ben kabul etmek zorundayım. Dumlupınar Üniversitesi Oslo Üniversitesi kabul etmek zorunda kalır çünkü Dumlupınar Üniversitesi’ni Norveç’in YÖK’ü diyelim kabul etmiştir, anlaşmalar böyle gidiyor. “ dedi.

Prof.Dr.Kamil Özerk, “bizdeki üniversiteler sizden daha otonom olabilir bazı konularda, daha özgür olabilir ama bazı konularda Türkiye’deki üniversiteler bizdeki üniversitelerden daha özgürler. Daha çabuk, kolay karar verebilirsiniz burada. Bizde bir bürokrasi var.” şeklinde konuştu.

"KENDİSİNİ SEVMEYEN İNSAN ÖĞRETMEN OLAMAZ" “İyi bir eğitimci nasıl olmalıdır?” şeklindeki soruya cevap veren ve “Bilmeyen insan ağzını açamaz” tespitinde bulunan Özerk şunları söyledi: ”İlk önce kendinizi sevmeniz lazım. Ben kendimi sevebilir miyim? Ben kendi kendimden memnun muyum? İki, ben kendimi diğerinin yerine koyabilir miyim? Düşünün bir anne baba çocuğunu size teslim ediyor. O anne babanın yerinede koyacağız kendimizi, ayrıca o çocuğun yerine de, empati denilen bir şey vardır biliyorsunuz. O çok önemlidir. Sonra konumuza hâkim olacağız, sürekli olarak kendimizi geliştirmemiz lazım. Kendisini geliştirebilen kişi ancak formasyonunu geliştirebilir. Öğrencilerime hep şunu söylüyorum. Bu hepimiz için de geçerli. İnsanın gelişmesi için öğrenmesi şart. Kediler, köpekleri, inekler, tavşanlar gelişmek istemiyor çünkü onların öğrenmeye ihtiyacı yok. Gelişmezde zaten onlar yemek yiyip büyüyor, bizim gelişmemiz lazım, insanın gelişmesi için de öğrenme lazım. Eğer burada bir şeyler öğrenirseniz buradan çıktığınızda diyebileceksiniz ki evet ben iki saatimi harcadım ama bir şeyler öğrendim, deme ki kendinizi geliştirdiniz. Sürekli olarak bunu düşünmek lazım. Bence iyi bir eğitimci kendisini geliştirir, karşısındakini küçük de olsa büyük de olsa saygı gösterir, çünkü onun hayatıyla oynuyorsunuz ve küçük çocuklara büyüklere öğrenme ortamı sağlamakla olur bu iş. Öğrenme ortamı sağlayacağız dolayısıyla daha da merkeze gidelim hocamızın istediği gibi yöntemleri iyi bileceğiz. Yöntem çok önemli. Metot dediğimiz öğretim metotlarını iyi bileceğiz. Elimizde çok çeşitli metotlar olacak becereceğiz bunları ve uyduğu zamanda uyduğu ortamda değişik gruplara değişik uygulayacağız. Bir tek doğru yol yoktur çok değişik yöntem vardır çok değişik yol vardır bunları öğreneceğiz. Zannedersem eğitim fakültelerinin amacı da budur. Çocuğun gelişimini öğretmek, nasıl öğrenme ortamları yaratacağız bunları öğretmek, ayrıca da çok üzerinde duruyorum kendimizi karşımızdakinin yerine koymamız lazım. Düşünün sizin bir çocuğunuz olsun ve iyi çalışmayan bir öğretmenin elinde olsun aile huzuru da kaçar sizin kişisel huzurunuzda kaçar, ülkeyi bozarsınız siz, bir bakteri sokmuş gibi olursunuz siz elmanın içine, elma sonunda çürüyecek. Kendinizi geliştirirken kendinizi sevin sevmek çok önemli, kendisini sevemeyen insan öğretmen olamaz. "
Kaynak: İHA