29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görgün'ün Açıklaması
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün, ''Geleceğimiz, tespit edeceğimiz ve keşfedeceğimiz, inşa edeceğimiz değil, hakiki olarak nasıl olduysa öylece keşfedeceğimiz tarihe ve tarihin bilgisine bağlı'' dedi.
Prof. Dr. Görgün, Bilecik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen ''Tarih ve Kültür Sohbetleri'' etkinliğinde verdiği ''Geçmişi İnşa Etmek Ortaçağ'ın İcadı'' konulu konferansta, tarihlerin yazıldığı dönemde Rönesans kavramının mevcut olmadığını, bu kavramın 18. yüzyılın ikinci yarısında uydurulduğunu kaydetti.
''Batı Avrupa'da, 18. yüzyılda bir insan öğrendiği Arapça ile tıp tahsili yapabiliyor ve doktor olabiliyordu'' diyen Prof. Dr. Görgün, şöyle konuştu:
''Avrupa'da yaşayan insanlar, Osmanlı Devleti'nde kimin hangi makamda bulunduğunu yakından bilecek kadar Osmanlı ile irtibatlılar ve ilgililerdi'' diyen Prof. Dr. Görgün, şöyle konuştu:
''19. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı toprağına yapılmış seyahatnamelerin yer aldığı basılı eser sayısı 30 bin civarındadır. 19. yüzyılın başlarına gelinceye kadar Batı Avrupalı aydınlar İslam dünyasını, Osmanlı'yı adlarını bildikleri gibi biliyorlar. 18. yüzyıla baktığımızda aydınlanma döneminde 'Ortaçağ' diye bir kategori mevcut değil. Ortaçağ'ın mevcut olmadığı dönem 'eski ve modern' diye iki kısma ayrılıyor. 8. yüzyıldan 18. yüzyıla kadarki dünya tarihi, aslında İslam tarihidir. İslam dünyasının dışındaki bölgeler İslam tarihinin parçası olarak gerçekleşiyor. Ortaçağ'ın icadı ile birlikte her şey alt üst oluyor. Günümüzde etkin gücü olmayan toplumların geçmişi de olamaz. Bugün ne kadar güçlüyseniz geçmişte de ancak o kadar var olabilirsiniz. Dünya artık yeniden kuruluyor. Bizim üzerimize düşen vazife, tarihi yeniden keşfetmektir. Çünkü geleceğimiz, tespit edeceğimiz ve keşfedeceğimiz, inşa edeceğimiz değil, hakiki olarak nasıl olduysa öylece keşfedeceğimiz tarihe ve tarihin bilgisine bağlı.''
Konferansın sonunda Vali Halil İbrahim Akpınar, üzerinde üniversite ambleminin bulunduğu tabağı Prof. Dr. Görgün'e hediye etti.
Etkinliğe, Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdullahik Bakır, BÜ Genel Sekreteri Rüştü Mumcu, öğretim üyeleri, Polis Meslek Eğitim Merkezi ve üniversite öğrencileri ile vatandaşlar katıldı.
Kaynak: AA
''Batı Avrupa'da, 18. yüzyılda bir insan öğrendiği Arapça ile tıp tahsili yapabiliyor ve doktor olabiliyordu'' diyen Prof. Dr. Görgün, şöyle konuştu:
''Avrupa'da yaşayan insanlar, Osmanlı Devleti'nde kimin hangi makamda bulunduğunu yakından bilecek kadar Osmanlı ile irtibatlılar ve ilgililerdi'' diyen Prof. Dr. Görgün, şöyle konuştu:
''19. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı toprağına yapılmış seyahatnamelerin yer aldığı basılı eser sayısı 30 bin civarındadır. 19. yüzyılın başlarına gelinceye kadar Batı Avrupalı aydınlar İslam dünyasını, Osmanlı'yı adlarını bildikleri gibi biliyorlar. 18. yüzyıla baktığımızda aydınlanma döneminde 'Ortaçağ' diye bir kategori mevcut değil. Ortaçağ'ın mevcut olmadığı dönem 'eski ve modern' diye iki kısma ayrılıyor. 8. yüzyıldan 18. yüzyıla kadarki dünya tarihi, aslında İslam tarihidir. İslam dünyasının dışındaki bölgeler İslam tarihinin parçası olarak gerçekleşiyor. Ortaçağ'ın icadı ile birlikte her şey alt üst oluyor. Günümüzde etkin gücü olmayan toplumların geçmişi de olamaz. Bugün ne kadar güçlüyseniz geçmişte de ancak o kadar var olabilirsiniz. Dünya artık yeniden kuruluyor. Bizim üzerimize düşen vazife, tarihi yeniden keşfetmektir. Çünkü geleceğimiz, tespit edeceğimiz ve keşfedeceğimiz, inşa edeceğimiz değil, hakiki olarak nasıl olduysa öylece keşfedeceğimiz tarihe ve tarihin bilgisine bağlı.''
Konferansın sonunda Vali Halil İbrahim Akpınar, üzerinde üniversite ambleminin bulunduğu tabağı Prof. Dr. Görgün'e hediye etti.
Etkinliğe, Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdullahik Bakır, BÜ Genel Sekreteri Rüştü Mumcu, öğretim üyeleri, Polis Meslek Eğitim Merkezi ve üniversite öğrencileri ile vatandaşlar katıldı.