''Play Out Olmayınca Adaletsizlik Ve Eşitsizlik Oldu''
Eski Merkez Hakem Kurulu Başkanı Mustafa Çulcu, Süper Final Sistemi'ne ilişkin, ''Bu sistemde Play Out olmayınca adaletsizlik ve eşitsizlik oldu, burada yayıncı kuruluşa yeniden bir miktar daha para, bir miktar daha renk katabilmek için uğraş verildi'' dedi.
Özel bir okulda düzenlenen ''Türk Futbolunun Geleceği Tartışılıyor'' konulu panelde konuşan Çulcu, Türk futbolunun geçen yıl yaz aylarından itibaren sahada değil, televizyon ve yazılı basında konuşulan bir spor dalı haline geldiğini ifade etti.
Konuşulan konuların futbol olmadığını, futbolun dış yüzü olduğunu öne süren Çulcu, insanların futbolu yeni izlemeye başladıklarını söyledi.
Çulcu, ''Galatasaray-Trabzonspor ve Fenerbahçe-Trabzonspor maçları ile futbolu görmeye başladık. Şimdi bundan sonraki süreçte lig yeni başlıyormuş gibi, kendi aralarında oynayacakları müsabakalar bizi futbola daha çok yöneltecek'' diyerek, insanların futbolda şike iddialarını değil de, futbolun gerçeğini izlemek için ekran başında olacağını söyledi.
Süper Final'de güzel müsabakalar olmasını temenni eden Çulcu, ''Galatasaray son viraja çok avantajlı giriyor ama oradaki maçlar çok farklı sonuçlar getirebilir. Süper Final maçlarında alınacak sonuçlar arasında sürprizler olabilir'' diye konuştu.
Süper Final sistemi sayesinde Türk futboluna 421 milyon dolar yayıncı kuruluştan katkı yapıldığını anımsatan Çulcu, dağıtılan paraya rağmen futbolun son dönemde adeta dip yaptığını kaydetti.
Çulcu, şöyle konuştu:
''Demek ki, yönetim anlayışında sıkıntılar var. Bu kadar para akışının olduğu bir ortamda çok daha iyi başarıların gelmesi lazım. O zaman burada sorgulamamız gereken önemli yerler var. Futbolun oyun kurallarında eşitlik, dürüstlük ve adalet vardır. Bu 3 unsur oyun kurallarının doğasında olmazsa olmazlardandır. Yamalı bohça gibi gelen play off sisteminde Türk futboluna katkıları tartışmaktan öte, adaletsizliği de göz önüne getirmeliyiz. İlk 4 takım kendi arasında şampiyonu belirleyecek karşılaşmaları yapacak, onun altındaki 4 takım UEFA Avrupa Ligi'ne gidecek takımı belirleyecek.
Yukarıdakilere ikinci şansı verirken alttaki düşen takımlara da 'Play Out' denilen sistemle ikinci şans verilmeliydi. Düşme potasındaki takımların kendi aralarında maç yapmasıyla futbolun kuralları arasında bulunan adalet ve eşitliğin ortaya konulması gerekirdi. O zaman bu sistemin futbolumuza katkıları daha da iyi olacağı kanaatindeydim. Bu sistemde play out olmayınca adaletsizlik ve eşitsizlik oldu. Burada yayıncı kuruluşa yeniden bir miktar daha para, bir miktar daha renk katabilmek için uğraş verildi.
Bu da her zaman yaptığımız gibi günü kurtarma operasyonuydu. Böyle günü kurtarma operasyonuyla hareket edersek 'futbolumuza katkı değil, zarar veririz' diye düşünüyorum. Bu haliyle Play Off sisteminin bize zarar getireceği kanaatindeyim.''
-Türk hakemlerin Avrupa'da maç yönetmesi-
Çulcu, UEFA ile ilişkilerin yeni oluşmaya başladığını belirterek, Türk insanın yetenekli olduğunu fakat yeteneğini tanıtacağı yer bulamadığını ifade etti.
''UEFA Referee Convention Projesi''ne MHK Başkanı olduğu dönemde ilk imzayı kendisinin attığını ve projenin UEFA'ya bağlı tüm ülkelerin eğitimlerini ortak olarak tamamlamalarını sağlayan bir organizasyon olduğunu dile getiren Çulcu, ''Bu proje sonrasında ne oldu, işte Cüneyt Çakır çıktı, Fırat, Bülent çıktı. Türk hakemi Avrupa'da aranılan bir hakem olacak. Hakemlerimizin önü açık, yeter ki çok çalışsınlar. Çünkü Avrupa yeni marka hakem konusunda aç. Yetenekli hakemleri var ama arayış içindeler. Böyle bir kadro oluşmak üzere, bunun için de Türk hakemleri eskiye oranla çok daha fazla yer buldular ve bulacaklar'' dedi.
-Mili Takım kadrosunun gençleşmesi-
Teknik Direktör Güvenç Kurtar ise milli takımda gençleşmenin bazı sıkıntıları da beraberinde getireceğini kaydederek, deneyimli futbolcuların kadroda yer almasının takıma avantaj sağlayacağını kaydetti.
Messi'nin 17 yaşında da müthiş bir futbolcu olabileceğine, ancak takımı aniden gençleştirince uyum sorunu yaşanacağına işaret eden Kurtar, ''Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı'ya Slovakya ile yapılan özel maç öncesi 'ben olsam bu kadro ile sahaya çıkmam' demiştim. Tabi Abdullah Hoca bazı şeyleri denemek istiyor. Maalesef Türkiye'de de hiç kimse 'takım gençleşmiş' diye beklemez, Türk futbolseveri her zaman başarı bekler. 'Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası' derken Abdullah Hoca'nın da Allah yardımcısı olsun. İnşallah başarır ama bunun sancıları vardır. Millet olarak bu sancılara göğüs gerebilirsek Abdullah Hoca başarılı olur'' ifadelerini kullandı.
Kurtar, Süper Final sisteminin bu yıl zorunluluktan uygulandığını ileri sürerek, şöyle devam etti:
''Şike olaylarından dolayı yayıncı kuruluş büyük darbe yedi, Play Off sistemi de sırf onun için getirildi.
Herhalde bundan sonraki senelerde böyle bir şey olmayacak. Süper Final'in hiç kimseye bir faydası olacağını sanmıyorum. UEFA için mücadele edecek takımlar var, bunun dışındaki 10 takım neredeyse 3 ay maç yapmayacaklar. Bana göre sadece Türk futboluna değil, dünya futboluna darbe oldu. Çok yazık, bahar kupası falan çıkarttılar ama kim oynar orada gazozuna maçlar...
10 takım 25 kişiden oluşsa, 250 futbolcu 3 ay maç yapmayacak. Türkiye'de futbolcular çok az maç yapıyor. Messi geçen yıl 66 maç yapmış. Abdullah Avcı ile konuştum, en fazla maç yapan futbolcu 30 maç yapmış. Düşünün, yarı yarıya bile değil. Bana göre çok yanlış bir şey yaptılar.''
Konuşmaların ardından okulun kurucu müdürü Saim Ekici, Çulcu ve Kurtar'a plaket, öğrenciler ise çiçek verdi .
Kaynak: AA
Konuşulan konuların futbol olmadığını, futbolun dış yüzü olduğunu öne süren Çulcu, insanların futbolu yeni izlemeye başladıklarını söyledi.
Çulcu, ''Galatasaray-Trabzonspor ve Fenerbahçe-Trabzonspor maçları ile futbolu görmeye başladık. Şimdi bundan sonraki süreçte lig yeni başlıyormuş gibi, kendi aralarında oynayacakları müsabakalar bizi futbola daha çok yöneltecek'' diyerek, insanların futbolda şike iddialarını değil de, futbolun gerçeğini izlemek için ekran başında olacağını söyledi.
Süper Final'de güzel müsabakalar olmasını temenni eden Çulcu, ''Galatasaray son viraja çok avantajlı giriyor ama oradaki maçlar çok farklı sonuçlar getirebilir. Süper Final maçlarında alınacak sonuçlar arasında sürprizler olabilir'' diye konuştu.
Süper Final sistemi sayesinde Türk futboluna 421 milyon dolar yayıncı kuruluştan katkı yapıldığını anımsatan Çulcu, dağıtılan paraya rağmen futbolun son dönemde adeta dip yaptığını kaydetti.
Çulcu, şöyle konuştu:
''Demek ki, yönetim anlayışında sıkıntılar var. Bu kadar para akışının olduğu bir ortamda çok daha iyi başarıların gelmesi lazım. O zaman burada sorgulamamız gereken önemli yerler var. Futbolun oyun kurallarında eşitlik, dürüstlük ve adalet vardır. Bu 3 unsur oyun kurallarının doğasında olmazsa olmazlardandır. Yamalı bohça gibi gelen play off sisteminde Türk futboluna katkıları tartışmaktan öte, adaletsizliği de göz önüne getirmeliyiz. İlk 4 takım kendi arasında şampiyonu belirleyecek karşılaşmaları yapacak, onun altındaki 4 takım UEFA Avrupa Ligi'ne gidecek takımı belirleyecek.
Yukarıdakilere ikinci şansı verirken alttaki düşen takımlara da 'Play Out' denilen sistemle ikinci şans verilmeliydi. Düşme potasındaki takımların kendi aralarında maç yapmasıyla futbolun kuralları arasında bulunan adalet ve eşitliğin ortaya konulması gerekirdi. O zaman bu sistemin futbolumuza katkıları daha da iyi olacağı kanaatindeydim. Bu sistemde play out olmayınca adaletsizlik ve eşitsizlik oldu. Burada yayıncı kuruluşa yeniden bir miktar daha para, bir miktar daha renk katabilmek için uğraş verildi.
Bu da her zaman yaptığımız gibi günü kurtarma operasyonuydu. Böyle günü kurtarma operasyonuyla hareket edersek 'futbolumuza katkı değil, zarar veririz' diye düşünüyorum. Bu haliyle Play Off sisteminin bize zarar getireceği kanaatindeyim.''
-Türk hakemlerin Avrupa'da maç yönetmesi-
Çulcu, UEFA ile ilişkilerin yeni oluşmaya başladığını belirterek, Türk insanın yetenekli olduğunu fakat yeteneğini tanıtacağı yer bulamadığını ifade etti.
''UEFA Referee Convention Projesi''ne MHK Başkanı olduğu dönemde ilk imzayı kendisinin attığını ve projenin UEFA'ya bağlı tüm ülkelerin eğitimlerini ortak olarak tamamlamalarını sağlayan bir organizasyon olduğunu dile getiren Çulcu, ''Bu proje sonrasında ne oldu, işte Cüneyt Çakır çıktı, Fırat, Bülent çıktı. Türk hakemi Avrupa'da aranılan bir hakem olacak. Hakemlerimizin önü açık, yeter ki çok çalışsınlar. Çünkü Avrupa yeni marka hakem konusunda aç. Yetenekli hakemleri var ama arayış içindeler. Böyle bir kadro oluşmak üzere, bunun için de Türk hakemleri eskiye oranla çok daha fazla yer buldular ve bulacaklar'' dedi.
-Mili Takım kadrosunun gençleşmesi-
Teknik Direktör Güvenç Kurtar ise milli takımda gençleşmenin bazı sıkıntıları da beraberinde getireceğini kaydederek, deneyimli futbolcuların kadroda yer almasının takıma avantaj sağlayacağını kaydetti.
Messi'nin 17 yaşında da müthiş bir futbolcu olabileceğine, ancak takımı aniden gençleştirince uyum sorunu yaşanacağına işaret eden Kurtar, ''Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı'ya Slovakya ile yapılan özel maç öncesi 'ben olsam bu kadro ile sahaya çıkmam' demiştim. Tabi Abdullah Hoca bazı şeyleri denemek istiyor. Maalesef Türkiye'de de hiç kimse 'takım gençleşmiş' diye beklemez, Türk futbolseveri her zaman başarı bekler. 'Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası' derken Abdullah Hoca'nın da Allah yardımcısı olsun. İnşallah başarır ama bunun sancıları vardır. Millet olarak bu sancılara göğüs gerebilirsek Abdullah Hoca başarılı olur'' ifadelerini kullandı.
Kurtar, Süper Final sisteminin bu yıl zorunluluktan uygulandığını ileri sürerek, şöyle devam etti:
''Şike olaylarından dolayı yayıncı kuruluş büyük darbe yedi, Play Off sistemi de sırf onun için getirildi.
Herhalde bundan sonraki senelerde böyle bir şey olmayacak. Süper Final'in hiç kimseye bir faydası olacağını sanmıyorum. UEFA için mücadele edecek takımlar var, bunun dışındaki 10 takım neredeyse 3 ay maç yapmayacaklar. Bana göre sadece Türk futboluna değil, dünya futboluna darbe oldu. Çok yazık, bahar kupası falan çıkarttılar ama kim oynar orada gazozuna maçlar...
10 takım 25 kişiden oluşsa, 250 futbolcu 3 ay maç yapmayacak. Türkiye'de futbolcular çok az maç yapıyor. Messi geçen yıl 66 maç yapmış. Abdullah Avcı ile konuştum, en fazla maç yapan futbolcu 30 maç yapmış. Düşünün, yarı yarıya bile değil. Bana göre çok yanlış bir şey yaptılar.''
Konuşmaların ardından okulun kurucu müdürü Saim Ekici, Çulcu ve Kurtar'a plaket, öğrenciler ise çiçek verdi .