Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı TBMM'de görüşülüyor

Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi, askeri işyerlerinde grev yasağının sürmesini istedi TBMM Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal işler Komisyonunda görüşülüyor

AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl'ün başkanlığında toplanan Komisyon, Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısını alt komisyon metni üzerinden görüştü. Alt Komisyon Başkanı Mehmet Domaç, tasarıda yapılan değişikliklerle ilgili bilgi verdi. Kedilerinden önce sosyal tarafların düzenleme üzerinde çok iyi çalıştığını, 75 önergenin alt komisyona sunulduğunu anlatan Domaç, işkollarına yeni eklemeler olduğunu, işkolu barajının, yüzde 3 olarak sürdürülemez ve gerçekleşemez görülüp kademeli olarak yüzde 1'e indirildiğini söyledi. Domaç, ''Önemli değişiklikler ve farklılıklar ortaya çıkarılmıştır'' dedi.

MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, Komisyon Başkanı Cevdet Erdöl'den, ''TESK'ten bir talebiniz olmuş, bilgi vermeyi düşünüyor musunuz?'' diye sordu. Erdöl, milletvekillerinin bağımlılık ve uyuşturucuyla ilgili teklifleri bulunduğunu belirterek, ''Bunun öncesinde pek çok görüşme yaptık. Geçmiş dönemlerde de bunu yaptık. İnsanları irite eden alkol reklamları var. Alkol satan müesseselerin sayısını istedik. Yanlış anlamadan kaynaklanan rahatsızlık oldu. Aldığımız verileri paylaşacağız. Bu, TBMM İçtüzüğünin Komisyon Başkanı'na verdiği yetkiyle yapılmıştır. İçtüzüğe aykırı veya keyfekeder yapılmış bir uygulama değildir'' diye konuştu. Komisyonda sosyal taraflara da söz verildi. Türk-İş Bakanı Mustafa Kumlu, tasarının üzerinde 5 yıl çalışıldığını, varılan mutabakatın bozulmasının kendilerini üzdüğünü söyledi. Kumlu, 2009 temmuz ayından beri istatistiklerin yayınlanmadığını, yayınlanması halinde 51 sendikadan 30-40'nın yüzde 10 barajının altında kalacağı için istatistiklerin hep ertelendiğini anlattı.

Kumlu, ''Alt komisyonda hem baraj kademeli olarak indirildi. Baraj sıfırlanıyor. Bu düzeltilmeli. Sendika üyelik aidatı yönetmeliğe bırakılmamalı. Eski haliyle korunsun'' dedi. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, Üçlü Danışma Kurulunda varılan uzlaşmaya geri dönüşün kendilerini sevindirdiğini ve önemli bir eşiği geçtiklerini belirerek, ''Düzenleme tümüyle taleplerimizi karşılamıyor, ancak 2009 yılındaki yapılan düzenleme, bugünden daha ileriydi. Aradan 3 yıl geçtikten sonra varılana razı olacağız. Bir 3 yıl daha geçerse korkarım ki daha az şartlar karşımıza gelecek. 1 Şubat'tan beri sendikalara yetki tespiti verilemiyor. Yasa çıkıncaya kadar verilmeyecek. Süresi gelen toplu iş sözleşmelerinin yenilenmesi için yasaya ihtiyacımız var. Bir an evvel yasayı çıkarmaktan başka seçeneğimiz kalmıyor'' diye konuştu.

Yüzde 10 barajının, noter şartının, toplu sözleşmelere getirilen katı uygulamaların ortadan kaldırılmasını desteklediklerini belirten Arslan, bu değişikliklerin yapılması için her zaman çaba gösterdiklerini ama her defasında baraja, duvara tosladıklarını söyledi. 12 Eylül ürünü olan yasanın ve dünyada benzeri olmayan çifte barajlı sistemden kurtulmak istediklerini anlatan Arslan, geçen sürede sigortalı sayısı artarken, sendikalı sayısının düştüğünü ifade etti. En son istatistiklere göre, yetki alan sendikalar için 5 yıl muafiyet getirildiğini belirten Arslan, ''İstatistikler yayınlansaydı barajı geçecek olan sendikalar için niye muafiyet getirmiyoruz. Bizim talebimiz sıfır barajdır. Yüzde 1 de ciddi barajdır ve bazı işkollarında bunun aşılmaması tehlikesi vardır'' dedi. DİSK Genel Bakan Yardımcısı Metin Ebetürk, düzenlemenin, ''12 Eylül mantığı ve hukukunun toplum üzerindeki etkisinin silinmesinde etkisi olmayacağını'' savunarak, dünyada işkolları azaltılırken Türkiye'de işkollarının sayısının at komisyonda 18'den 22'ye çıkarılmasına anlam veremediklerini söyledi. TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, Türkiye'de ilk kez bir konuda uzlaşma olduğunu ifade ederek, alt komisyonda yapılan bazı değişiklikleri eleştirdi.

Kutadgobilik, ''Çalışma Bakanlığının 2009 yılı istatistiklerine göre ehliyet almış sendikalara 5 yıl süreyle haklarını sonsuz olarak açmamak lazım. Bundan 3 konfederasyon, 52 sendika yararlanıyordu. Bu genişletilmemeli ve dejenere edilmemeli'' görüşünü savundu. Grev yasakları konusundaki düzenlemeye işaret eden Kutadgobilik, doğalgazın grev yasağı dışına çıkarılmasının yanlış oluğunu ileri sürdü. Kutadgobilik, sendika işyeri temsilcilerinin kendi işini yaparken korumaya alınmasının doğru ama işiyle ilgisi olmayan konularda korunmamasını istedi. AB üyeliğini hem işveren hem işçi için istediklerini anlatan Kutadgobilik, sendika aidatına üst sınır getirilmesini önerdi. TOBB adına toplantıya katılan Ahmet Şağar, işkolu barajının düşürülmesinin marjinal sendikaların yetki alması ve iş barışının bozulmasından endişe ettiklerini belirterek, 12 kişinin çalıştığı bir işyerinde 7 işçinin sendika kurabileceğini, böylece işyeri sendikacılığına dönüşün olabileceğini söyledi.

Aynı işkoluda birden fazla sendikanın olmasının konfederasyonlar açısından da sıkıntı yaratacağını belirten Şağar, yüzde 3'ün yüzde 5'e çıkarılmasını istedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi adına komisyona katılan İsmet Yalçın, işkolu barajının yüzde 1'e indirilmesinin, sendika üyeliğinin e-devet üzerinden yapılmasından endişe taşıdıklarını ifade etti. TÜSİAD adına konuşan Gizem Sözenoğlu, petrokimyada grev yasağının sürdürülmesini, Milli Savunma Bakanlığı temsilcisi ise bakanlığa bağlı işyerlerinin geçmişte olduğu gibi grev yasağı kapsamında kalmasını istediklerini bildirdi. Bağımsız sendikalar adına toplantıya katılan Tüm Tekstil Sendikalar Genel Başkanı Bayram Erdoğan, işverenlerin kendilerine göre yasa ve sendika istediklerini belirterek, ''Bu ülkede demokrasi herkese lazım. 3 konfederasyon dışındaki sendikalara yaşama hakkı tanımıyorsunuz. 2009 yılından beri hangi sendikanın barajı aştığını nereden biliyorsunuz. Ben üye sayımı bilmiyorum, istatistikler yayınlanmadığı için. Bizim önümüzü kesip 2009'da yetki alanlara toplu sözleşme hakkı veriyorsunuz, diğerlerine vermiyorsunuz. Böyle bir anlayış olur mu? Bu eşitlik ilkelerine aykırı bir düzenlemedir. Emekli maaşımla sendikamın kirasını ödüyorum. Elinizi vicdanınıza koyup eşit davranın. Sadece bu ülkede sizin sendikacılım yapmaya hakkınız yok, bizim de var. Elimizi kolumuzu bağlamayın'' diye konuştu.

-''İşçiler ülkenin asli unsurlarıdır''

Komisyonda daha sonra milletvekilleri tasarıyla ilgili görüşlerini ifade etti. CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin, düzenlemenin, 2009 yılında kadük kalan düzenlemeden daha geri olduğunu savunarak, ''Yetki alan sendikalara verilen 5 yıl, sendikalara biçilen ömürdür. İşçiler bu ülkenin asli sahipleridir, ne pasaportları var, ne cüzdanları şişik. Çalıştıkları yerleri korumak sendika ve işçilere kaldı. Baskıcı yaklaşımla sendikacılık hareketini AB gerisine düşürmenin ülkeye katacağı bir şey yok'' görüşünü ifade etti.

Grev çadırları ya da barakalarından korkulmasının mantığı olmadığını ifade eden Çetin, ''Bu kış eksi 20'yi gördük. Bir çadırı, barakayı işçilere çok görmek yanlış. Askeri işyerlerinde işçilerin yaptığının milli savunmayla, güvenlikle ilgisi yok. Grevden niye bu kadar korkulur anlamıyorum. Sendikalar için grev son çaredir. Dünyada Türkiye ve Fildişi Sahilleri'nden başka bankacılık ve finans sektöründe grev yasağı olan bir ülke söyleyin bana. Avrupa'da diğer çağdaş ülkelerde bu yasak yok. Sendikalar bağımsız olabilmeli ama yasada yeri yok. Hangi işveren kuruluşu Bakan'a baskı yaptı da binde 5'i değiştirdi? Bu yasa, TİSK ile TOBB'un kavgasına sahne olmamalı'' diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi de endişelerinin bir bölümünün karşılandığını belirterek, ''Bu tasarıyı biz yazsak farklı yazarız. Ama biz mutabakat arıyoruz. Yasanın öncelikle çıkmasını istiyoruz çünkü, gecikmiştir. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemektir. Görüşlerimizin dikkate alınmasını isterdim. Eksikler burada düzeltilmeli. ILO, Avrupa Sosyal Şartına uygun bir düzenleme yapılmalı. Yine sendikal hakları kısıtlayan bir düzenleme olmamalı'' dedi.
Kaynak: AA