Sakarya’da Sadettin Ökten’e Saygı Gecesi

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, Mart ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında Sadettin Ökten’e Saygı Gecesi düzenledi.

Sakarya’da Sadettin Ökten’e Saygı Gecesi
AKM Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen programda Sadettin Ökten tüm yönleriyle anlatıldı. Gerçekleştirilen programa, Beşir Ayvazoğlu, Doç Dr. Murat Gül, Doç. Dr. Zeynep Ertuğ, Yrd. Doç. Dr. Aynur Can ve Hasan Taşçı konuşmacı olarak katıldı.

Gecenin onur konuğu ise Sadettin Ökten’di.

Saygı gecesi programı ilk olarak, Sadettin Ökten’i belgesel tadında tanıtan sinevizyon gösterisi ile başladı.

Daha sonra dinleyicilere hitap eden konuşmacılar, Sadettin Ökten’i tüm yönleriyle anlattı. Saygı gecesinin yöneticiliğini ise Beşir Ayvazoğlu üstlendi. Konuşmaların açılışını yapan Ayvazoğlu, Sadettin Ökten ile ilk tanıştığında ezelden beri aşinası olduğu bir duyguya kapıldığını belirtti.

Sadettin Ökten’in, portresini yazmak istediği ilk insan olduğunu söyleyen Ayvazoğlu, Sadettin Ökten ile tanışmış olmaktan, eserlerini okumaktan dolayı gurur duyduğunu ifade etti.

Daha sonra Sadettin Ökten’in öğrencilerinden Doç. Dr. Zeynep Ertuğ bir konuşma yaptı. Doç. Ertuğ, Sadettin Ökten ile olan tanışıklığını ve hoca talebe ilişkisini anlattığı konuşmasında, “Osmanlı zamanında bir meclis geleneği vardı. Hükümdar meclisi, tüccar, esnaf, edebiyat meclisleri, şair meclisleri vardı. Biz de Sadettin Hocamla böyle bir dost meclisinde olduk. Sadettin Hocamızdan öğrendik hayatı. Onun bulunduğu sohbet halkasından beslendik. Sohbetlerimiz mimari, edebiyat, daima musiki ve şiir üzerine olurdu. Sadettin Hocam sorularımızın olmasını isterdi ama sorduğumuz soruların cevaplarını kendimizin vermesini ister, belli noktalara kendimizin ulaşmasını beklerdi. Sadettin Hoca istidatlı insanların hepsini ciddiye alır. Üretici ve geliştiricidir. Beğenisini en ince şekilde ifade eder. Sadettin Hocam özü ile sözü ile zarif, kibar ve naziktir” dedi.

Doç. Dr. Zeynep Ertuğ’un ardından bir konuşma yapan Doç. Dr. Murat Gül, Zeynep Ertuğ’un bahsettiği dost meclislerini anlattı. Dost meclislerinde çok faydalı bilgiler öğrendiğini söyleyen Doç. Gül, “Dost meclislerimizde Sadettin Hocamız bize Türk müziğini, edebiyatını, mimarisini anlatırdı. Aksi fikirlerde bulunuyor olsak bile bizleri dinler, sorular sorar, soruları ile doğruyu bizim bulmamızı sağlardı. Sadettin Hocamın talebelerine desteği inanılmazdır. Bize araştırmacı olmayı, kavramları yan yana koymayı, karşılaştırmayı ve değerlendirmeyi öğretti. Benim şahsıma, benim kimliğimi kazanmama yardımcı olan Sadettin Hocama çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Sadettin Ökten ile 1997 yılının bahar aylarında yüksek lisans öğrencisi iken tanıştıklarını söyleyerek konuşmasına başlayan Yrd. Doç. Dr. Aynur Can, “Osmanlı’da Kültür Hayatı dersinde tanıştığım hocamın ilk sorusu ‘Bahar’da çiçeklerin açtığını fark eder misin?’ olmuştu. Biz çiçeklerin açtığını hocamızla öğrendik. Hep müjdeleyen, zorlaştırmayan, kolaylaştıran Sadettin Hocamın açtığı o ışık olmasaydı eğer, sanıyorum devam edemezdim. Sadettin Hocamızı birçok yönü ile tanımlayabiliriz ama Sadettin Ökten, olaylara medeniyet perspektifinden bakabilen ve bize baktıran bir öz bilgiye sahiptir. Sadettin Hoca size bir elbise giydiriyor. İçerisinde her rengi taşıyan bir elbise. Sadettin Hoca, bize mimariyi tanıtan, müziği ve şiiri de bize öğretendir” ifadelerini kullandı.

Saygı Gecesi’nde son olarak Sadettin Ökten’in öğrencilerinden Hasan Taşçı bir konuşma yaptı. Sadettin Hoca’nın insandan, insan ölçeğinden bahsettiğini ifade eden Hasan Taşçı, Sadettin Hoca ile şiir üzerinden medeniyet tasavvuru derslerini yaptıklarını anlattı. “Sadettin Hocamın sözlerini ondan gizli gizli not ederdim. Hocam not aldırmaz, aklımızda kalanla yetinmemizi isterdi. Kendisinden izin isteyerek birazını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadettin Hocam, “Allah romantizmi sever. Sevmeseydi eğer, sabahın en güzel anında bizi neden namaza kaldırsın?” derdi. Osmanlı, Sadettin Hocam için çok önemliydi. “Osmanlı Medeniyeti tasavvuftan beri değildir” derdi. Medeniyetin bir bilgi işi değil, gönül işi olduğunu söylerdi. Sadettin Ökten Hocam, “Bitik olmayan fakat yitik olan bir medeniyetin çocuğuyum” der medeniyetin teferruatta gizli olduğunu bize anlatırdı. Medeniyetin korkusunun Allah korkusu olmadığını Allah ile dost olma korkusu olduğunu söylerdi. Sadettin Hocam yanlışı yüze vurmaz, daha iyisini gösterirdi bize. “Peygamberler ve onların dostları, Allah ile aramızı düzeltir” derdi. Mekanların lüks olması değil şahsiyetli olması gerektiğini söylerdi. Bir müezzine kızımızı verebildiğimiz zaman adam olacağımız belirten Sadettin Hocam, “Hayat hasretle güzeldir” derdi.” şeklinde konuştu.

Gecenin sonunda sahneye çıkıp teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Konuşmacılar çok güzel şeyler söylediler, sağ olsunlar, var olsunlar. Cenab-ı Allah’a hamd ederim, şükrederim. Hakikatler boşluğa bakan aynalar mıydı diyorum, düşünüyorum. Necip Fazıl’ı biz anlamadık. Osmanlı Medeniyeti’ni de hiç anlamıyoruz. Şu anda ciddi bir medeniyet buhranından geçiyoruz, geçmekteyiz. Onu da anlamıyoruz. İnşallah çiçeğin açtığını, güneşi fark ettiğimiz gibi Osmanlı Medeniyeti’nin de İslam Uygarlığı’nın ciddi bir yorumu olduğunu, özgün olduğunu ve modern zamanlara ait olduğunu anlayacağız ve buradan bu vaktin sahibi olarak yeni bir medeniyet yorumu ortaya çıkaracağız. Hepinizi Hak’ka emanet ediyorum” diye konuştu.

Saygı Gecesi’nin sonunda Sakarya Valisi Mustafa Büyük ve SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, Sadettin Ökten’e ve onu anlatan konuşmacılara plaket takdim etti .