Avukatın Saniye Saniye Ölüme Gidişi

Torbalı'da, öldürüldüğü iddialarına rağmen on beş aydır kayıp olan avukat Mümtaz Baytekin'in İzmir'den Uşak'a gidişi mobese kameralarında tek tek görüntülendi.

Avukatın Saniye Saniye Ölüme Gidişi
Olay, 6 Ekim 2010 tarihinde meydana geldi. Yıldırım Baytekin; yaptığı açıklamada, 'Kamera görüntülerinde ağabeyim İzmir'den Uşak'a gidiyor. İki gün öncesinden ağabeyimi Uşak'a getirtmek için tacizlerde bulunuyorlar. Ağabeyimde bu olayın ardından benden ne istiyorlar düşüncesi ile Uşak'a gidiyor ' ded

i. Bütün kamera görüntülerini tespit ettiklerini anlatan Yıldırım Baytekin, şunları söyledi: İzmir Uşak arasındaki tüm kamera görüntülerini kendimiz aldık. Emniyet ve savcılığa teslim ettik. Biz olayınbaşından beri ağabeyimin öldürüldüğünü düşünüyorduk. Şimdi varılan tüm deliller ağabeyimin öldürüldüğünü gösteriyor. Burada failler belli. Savcılığın iddianamesinde yaşanan durum hayatın olağan akışına aykırıdır ibaresi mevcut. Şu anki zanlıların olayı planladıkları, olayın şahitleri ve iletişim kayıtlarıyla sabitlenmiş durumda. ' 14 aydır avukat Mümtaz Baytekin'e ulaşamadıklarını dile getiren kardeş Yıldırım Baytekin; şöyle konuştu: 'Ağabeyim öldürüldü. Katillerinden biri yurt dışına kaçtı. Elini kolunu sallaya sallaya uçağa binip kaçtı. Olaya isyan ediyoruz. Olaydan iki ay sonra yurt dışına kaçtı. Biz olaydan 2 gün sonra şikayetçi olduğumuz halde bu şahıs kaçtı. Bu yüzden bizim hem polise ve devlete olan güvenimiz sarsıldı. Biz mağdur durumdayız. Failler belli. Ağabeyimin öldürüldüğü belli ama cenazesi yok. Bayramlardagideceğimiz bir mezarı yok. Dini vecibemizi yerimize getiremiyoruz. Tek isteğimiz ağabeyimizin cenazesinin bulunması. Burada görev devlete düşmektedir. Devlet bu olayı bize iade etmesin. Vatandaş suçluyu kendi çıkarırsa devletin varlık nedeni tartışılır. Devlet vatandaşın can güvenliğini sağlamakla suçluları cezalandırmakla görevlidir. Herkes kendi cezasını kendi yaparsa mafyalık sistemi ortaya çıkar. '

Baytekin, yetkililerin olayın çözülmesi için harekete geçmesi gerektiğini söyledi. İnsan öldürmenin tarihin başlagıcından beri suç olduğunu belirten Yıldırım Baytekin; sözlerini şöyle sürdürdü: 'Dinimizce bile yasaktır. Bu yüzden ağabeyimin yurt dışındaki katilinin cezalandırılıp, ağabeyimin naaşını teslim almak istiyoruz. Bu işi yapanlara akıl verenler var. Siz konuşmazsanız ceset bulunamazsa serbest kalacaksınız diyenler var. Bu yüzden bu kişiler konuşmuyor. ' Devletin olayı kendi akışına bıraktığını söyleyen Baytekin; sözlerine şöyle devam etti: 'Biri duyacak, görecek düşüncesi ile ilerleniyor. Devletin istihbarat kaynakları ile bu çözülebilir. Azerbaycan ile antlaşmalarımız var. Bu kişi orada yakalanıp Türkiye'ye getirilebilir. En azından bize bilgi verilmeli. Ama bu da yapılmıyor. Bu konuyu İnsan Hakları Komisyonu'na taşıdık. Bizi dinlediler. Oradan sonuç bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün olayla ilgilenmesi bizi çok mutlu etti. Bize bilgiverdiler. Bu herhangi bir maddi beklenti değildir. Burada bir insan kayıp ve öldürülmüş. Bir insanın cenazesi kayıp durumda. Bunun devlet tarafından bulunması gerekiyor. Böyle suç işleyenler için bu olay çok caydırıcı olacak. Yoksa herkes birbirini öldürür ve cesedi saklar. Ceset bulunmazsa serbest kalırlar. Acımızın azalması noktasında ağabeyimin cesedinin bulunması çok önemlidir. Bu toplum açısından da önemlidir. Biz umudumuzu kaybetmedik. Olayın başından beri bizzat kendimiz çalışıyoruz. Olayın idarimakamlarda aşama kaydetmesi için yetkili kişilerle bile kavga ettik. Savcılık bile öldürüldüğünü kabul ediyor. İddianamede evet öldürülmüştür diyor. '

KAYSERİ OLAYI GİBİ ÇÖZÜLMESİNİ UMUT EDİYORUZ

Kayseri'de üç çocuğun öldürülmesinin ardından yapılan çalışma ile zanlıların bulunduğunu ifade eden ve ağabeyinin katilinin de bulunması için çalışmalara başlanması gerektiğini söyleyen Baytekin; 'Kayseri olayı nasıl çözüldüyse toplumun vicdanı rahatladıysa bu olayı da Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün de çözeceğine inanıyoruz ' dedi. Ağabeyini olaydan bir gün önce gördüğünü söyleyen Baytekin; sözlerini şöyle tamamladı: 'Evdeydik. Hiçbir şeyden bahsetmedi. Ama üzgün ve kafası karışıktı. Tehdit edildiğini bilmiyorduk. Yanında çalışan sekreteri ifadesinde tehdit edildiğini söylediğinde öğrendik. '
Kaynak: İHA