TBMM Başkanı Çiçek'ten Açıklama
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, dokunulmazlığın; kişiye özgü bir ayrıcalık, imtiyaz değil, görevle ilgili olduğunu belirterek, ''O görevin en iyi şekilde yapılması için sağlanan bir imkandır. Aksi takdirde dokunulmazlık bir imtiyaza dönüşür. Dokunulmazlık, temsil görevini her türlü tesir, baskıdan uzak olarak, en iyi şekilde yapabilmek için sağlanan bir imkan, statüdür. Çünkü kanun önünde herkes eşittir. Herkes için suç olan, milletvekili için de suçtur'' dedi.
Çiçek, Balkanlar'dan gelen bir grup gazeteciyi kabul etti, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ayrı ayrı Balkan ülkelerine mensup olsalar da ortak kimliklerinin bulunduğunu ifade eden Çiçek, ''Balkan üyesi ülkelerin vatandaşı olmak gibi. Bu ülkelere mensup her meslek, her branş, her seviyeden insanların biraraya gelmesi, diyalog içinde olması son derece önemlidir'' dedi.
Çiçek, Balkan bölgesinin barış ve istikrar açısından son derece hassas olduğunu vurguladı. Çiçek, zaman zaman herkesi üzen bir kısım sıkıntılar olduğunu, halen bu sıkıntıların bazı ülkelerde bulunduğunu kaydederek, ''Yaşadığımız acılar ve sıkıntılardan şunu öğrenmiş olmamız gerekir ki; bu coğrafyanın barışa, istikrara en az oksijen kadar ihtiyacı var. Bunu sağlamak için yakın işbirliği, diyalog içinde olmak gerekir. Bu konuda da basın mensuplarının ayrı bir önemi, sorumluluğu var'' diye konuştu.
Basının toplumsal, siyasal hayatta önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Çiçek, basının, bir toplumun gören gözü, duyan kulağı olduğunu söyledi.
Çiçek, basının aynı zamanda önemli bilgi kaynağı olduğunu belirterek, bu bilgi ne kadar sağlıklı, doğru olursa karar vermeleri, ilişkileri geliştirmelerinin de o kadar kolay olacağını kaydetti.
-''Parlamenter demokrasi, tercih edilen bir sistem''-
TBMM Başkanı Çiçek, daha sonra Balkan gazetecilerinin sorularını yanıtladı.
Çiçek, ''Acı, sıkıntı çekmek bir kaderse Balkan ülkelerinin hepsi geçmişte çekti, birlikte çektik. Şimdi geleceğe bakalım, geleceği bu acılardan gerekli dersleri çıkararak sağlam temellere oturtalım. Bunun da yolu barıştan, diyalogtan geçiyor. Bunun dışındaki hiçbir yol, bana göre çıkar yol değil'' görüşünü dile getirdi.
Dünyanın bir çok yerinde bazı siyasilerin zayıf imajı bulunduğunu belirterek, bu konudaki görüşünü soran gazeteciye Çiçek, şöyle karşılık verdi:
''Eylül'de Strasburg'da parlamento başkanlarının toplantısı oldu. Toplantının konusu, parlamenter demokrasi zayıflıyor mu- Böyle bir soru ve konu gündeme geldiğine göre demek ki bu alanda bir sorun var. Bir kısmı parlamento, demokrasi bilinciyle alakalı belki bir kısım olumsuzluklar da belki kendini yeterince anlatamamış olmaktan dolayı parlamentolardan kaynaklanıyor. Bir kısım kurumlar hayattayken kıymeti ancak yokluğunda anlaşılabilir. O nedenle parlamentoların, daha uzun süre varlığını sürdürmesi gerekiyor. Parlamenter demokrasi, dünyadaki bir çok gelişmeye de baktığımızda halen tercih edilen bir sistemdir. Bir kısım tartışmalar, olumsuz bakış açıları olsa bile parlamentolar, demokrasilerde vazgeçilmez kurumlardır. Bunun böyle bilinmesinde yarar var. Orada gündeme gelen başka bir konu daha var; parlamentoya bakış biraz olumsuz ama basına bakış da çok olumlu değil. Siz ile biz birbirimize çok benziyoruz. Böyle bir sebep sonuç ilişkisi de var.''
-''Demokrasiye en büyük zarar buradan verilir''-
Çiçek'e, milletvekili dokunulmazlığı konusundaki düşünceleri de soruldu.
Güncel tartışmalardan ayrı olarak konuşabileceğini, Meclis Başkanı olarak güncel tartışmalara girmesinin doğru olmayacağını dile getiren Çiçek, söyleyeceklerinin bu çerçevede ele alınmasını istedi.
Çiçek, şunları kaydetti:
''O çerçevede teorik olarak söyleyeceğim; dokunulmazlık konusu kişiye özgü bir ayrıcalık değildir; görevle alakalıdır. O görevin en iyi şekilde yapılması için sağlanan bir imkandır. Aksi takdirde dokunulmazlık bir imtiyaza dönüşür. Dokunulmazlık bir imtiyaz değildir. Temsil görevini her türlü tesir, baskıdan uzak olarak, en iyi şekilde yapabilmek için sağlanan bir imkan, statüdür. Çünkü kanun önünde herkes eşittir. Herkes için suç olan, milletvekili için de suçtur. Milletvekili olmak bazı suçlar açısından hukuka uygunluk sebebi değildir. Milletvekili olmak bazı fiilleri işlemek noktasında hukuka uygunluk sebebi değildir. Bir fiili sade vatandaş işlediğinde suç, milletvekili işlediğinde suç olmaz, bu hukuka uygun olur tarzındaki anlayış; dokunulmazlıkta yoktur. Bunun tek istisnası Meclis kürsüsüdür. Bizim uygulamalarımıza göre Meclis kürsüsünde sadece ceza hukuku anlamında bir koruma vardır. Hakaret ediyorsanız, aşağılama varsa hukuk, tazminat davaları açısından o dokunulmazlık yoktur. Eğer dokunulmazlık kavramı, bu bağlamın dışında uygulama, koruma konusu oluyorsa, o zaman parlamenter demokraside zayıflamaya kapı aralamış olursunuz. Halk tarafından baktığımızda şöyle bir kanat hasıl olur,'her türlü suçu işliyorlar, yolsuzluk, usulsüzlüğü yapıyorlar sonra da dokunulmazlık zırhına bürünmüş oluyorlar' der. Demokrasiye de en büyük zarar buradan verilir. Milletvekilleri, parlamenterler toplum önünde görev yapan insanlardır, daha dikkatli, daha sorumlu davranmaları lazım. Kamu düzeni için lazım olan kuralların tamamını parlamento koyar. Kuralı koyan o kurala herkesten önce uymak zorundadır. Uymadığı takdirde parlamenter demokrasiye güveni sarsar. Parlamentoların yıpranmasına bir başka kapı daha aralanmış olur. Söylediğim güncel tartışmaların dışındadır. Genel çerçeveyi koyarız, vatandaşlar, dinleyenler bununla güncel olayları karşılaştırır, bir sonuca varır.''
-Dostluk Grubu başkanlarıyla görüşme-
Bu arada, Balkan ülkelerinden gelen gazeteciler TBMM'de bulunan Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Slovenya, Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ, Kosova ve Sırbistan Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanlarıyla bir araya geldi.
Türkiye-Bosna Hersek Dostluk Grubu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Hırvatistan Dostluk Grubu Başkanı Ayşe Türkmenoğlu, Makedonya Dostluk Grubu Başkanı Hüseyin Bürge, Slovenya Dostluk Grubu Başkanı Salih Koca, Arnavutluk Dostluk Grubu Başkanı Rıfat Sait, Bulgaristan Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Öztürk, Karadağ Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Şentop, Kosova Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Kemal Şerbetçioğlu ve Sırbistan Dostluk Grubu Başkanı Seyit Sertçelik; gazetecilerin sorularını cevapladı.
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA
Ayrı ayrı Balkan ülkelerine mensup olsalar da ortak kimliklerinin bulunduğunu ifade eden Çiçek, ''Balkan üyesi ülkelerin vatandaşı olmak gibi. Bu ülkelere mensup her meslek, her branş, her seviyeden insanların biraraya gelmesi, diyalog içinde olması son derece önemlidir'' dedi.
Çiçek, Balkan bölgesinin barış ve istikrar açısından son derece hassas olduğunu vurguladı. Çiçek, zaman zaman herkesi üzen bir kısım sıkıntılar olduğunu, halen bu sıkıntıların bazı ülkelerde bulunduğunu kaydederek, ''Yaşadığımız acılar ve sıkıntılardan şunu öğrenmiş olmamız gerekir ki; bu coğrafyanın barışa, istikrara en az oksijen kadar ihtiyacı var. Bunu sağlamak için yakın işbirliği, diyalog içinde olmak gerekir. Bu konuda da basın mensuplarının ayrı bir önemi, sorumluluğu var'' diye konuştu.
Basının toplumsal, siyasal hayatta önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Çiçek, basının, bir toplumun gören gözü, duyan kulağı olduğunu söyledi.
Çiçek, basının aynı zamanda önemli bilgi kaynağı olduğunu belirterek, bu bilgi ne kadar sağlıklı, doğru olursa karar vermeleri, ilişkileri geliştirmelerinin de o kadar kolay olacağını kaydetti.
-''Parlamenter demokrasi, tercih edilen bir sistem''-
TBMM Başkanı Çiçek, daha sonra Balkan gazetecilerinin sorularını yanıtladı.
Çiçek, ''Acı, sıkıntı çekmek bir kaderse Balkan ülkelerinin hepsi geçmişte çekti, birlikte çektik. Şimdi geleceğe bakalım, geleceği bu acılardan gerekli dersleri çıkararak sağlam temellere oturtalım. Bunun da yolu barıştan, diyalogtan geçiyor. Bunun dışındaki hiçbir yol, bana göre çıkar yol değil'' görüşünü dile getirdi.
Dünyanın bir çok yerinde bazı siyasilerin zayıf imajı bulunduğunu belirterek, bu konudaki görüşünü soran gazeteciye Çiçek, şöyle karşılık verdi:
''Eylül'de Strasburg'da parlamento başkanlarının toplantısı oldu. Toplantının konusu, parlamenter demokrasi zayıflıyor mu- Böyle bir soru ve konu gündeme geldiğine göre demek ki bu alanda bir sorun var. Bir kısmı parlamento, demokrasi bilinciyle alakalı belki bir kısım olumsuzluklar da belki kendini yeterince anlatamamış olmaktan dolayı parlamentolardan kaynaklanıyor. Bir kısım kurumlar hayattayken kıymeti ancak yokluğunda anlaşılabilir. O nedenle parlamentoların, daha uzun süre varlığını sürdürmesi gerekiyor. Parlamenter demokrasi, dünyadaki bir çok gelişmeye de baktığımızda halen tercih edilen bir sistemdir. Bir kısım tartışmalar, olumsuz bakış açıları olsa bile parlamentolar, demokrasilerde vazgeçilmez kurumlardır. Bunun böyle bilinmesinde yarar var. Orada gündeme gelen başka bir konu daha var; parlamentoya bakış biraz olumsuz ama basına bakış da çok olumlu değil. Siz ile biz birbirimize çok benziyoruz. Böyle bir sebep sonuç ilişkisi de var.''
-''Demokrasiye en büyük zarar buradan verilir''-
Çiçek'e, milletvekili dokunulmazlığı konusundaki düşünceleri de soruldu.
Güncel tartışmalardan ayrı olarak konuşabileceğini, Meclis Başkanı olarak güncel tartışmalara girmesinin doğru olmayacağını dile getiren Çiçek, söyleyeceklerinin bu çerçevede ele alınmasını istedi.
Çiçek, şunları kaydetti:
''O çerçevede teorik olarak söyleyeceğim; dokunulmazlık konusu kişiye özgü bir ayrıcalık değildir; görevle alakalıdır. O görevin en iyi şekilde yapılması için sağlanan bir imkandır. Aksi takdirde dokunulmazlık bir imtiyaza dönüşür. Dokunulmazlık bir imtiyaz değildir. Temsil görevini her türlü tesir, baskıdan uzak olarak, en iyi şekilde yapabilmek için sağlanan bir imkan, statüdür. Çünkü kanun önünde herkes eşittir. Herkes için suç olan, milletvekili için de suçtur. Milletvekili olmak bazı suçlar açısından hukuka uygunluk sebebi değildir. Milletvekili olmak bazı fiilleri işlemek noktasında hukuka uygunluk sebebi değildir. Bir fiili sade vatandaş işlediğinde suç, milletvekili işlediğinde suç olmaz, bu hukuka uygun olur tarzındaki anlayış; dokunulmazlıkta yoktur. Bunun tek istisnası Meclis kürsüsüdür. Bizim uygulamalarımıza göre Meclis kürsüsünde sadece ceza hukuku anlamında bir koruma vardır. Hakaret ediyorsanız, aşağılama varsa hukuk, tazminat davaları açısından o dokunulmazlık yoktur. Eğer dokunulmazlık kavramı, bu bağlamın dışında uygulama, koruma konusu oluyorsa, o zaman parlamenter demokraside zayıflamaya kapı aralamış olursunuz. Halk tarafından baktığımızda şöyle bir kanat hasıl olur,'her türlü suçu işliyorlar, yolsuzluk, usulsüzlüğü yapıyorlar sonra da dokunulmazlık zırhına bürünmüş oluyorlar' der. Demokrasiye de en büyük zarar buradan verilir. Milletvekilleri, parlamenterler toplum önünde görev yapan insanlardır, daha dikkatli, daha sorumlu davranmaları lazım. Kamu düzeni için lazım olan kuralların tamamını parlamento koyar. Kuralı koyan o kurala herkesten önce uymak zorundadır. Uymadığı takdirde parlamenter demokrasiye güveni sarsar. Parlamentoların yıpranmasına bir başka kapı daha aralanmış olur. Söylediğim güncel tartışmaların dışındadır. Genel çerçeveyi koyarız, vatandaşlar, dinleyenler bununla güncel olayları karşılaştırır, bir sonuca varır.''
-Dostluk Grubu başkanlarıyla görüşme-
Bu arada, Balkan ülkelerinden gelen gazeteciler TBMM'de bulunan Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Slovenya, Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ, Kosova ve Sırbistan Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanlarıyla bir araya geldi.
Türkiye-Bosna Hersek Dostluk Grubu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Hırvatistan Dostluk Grubu Başkanı Ayşe Türkmenoğlu, Makedonya Dostluk Grubu Başkanı Hüseyin Bürge, Slovenya Dostluk Grubu Başkanı Salih Koca, Arnavutluk Dostluk Grubu Başkanı Rıfat Sait, Bulgaristan Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Öztürk, Karadağ Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Şentop, Kosova Dostluk Grubu Başkanı Mustafa Kemal Şerbetçioğlu ve Sırbistan Dostluk Grubu Başkanı Seyit Sertçelik; gazetecilerin sorularını cevapladı.
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayıncı: Sefa Salantur