Prof. Dr. Selim Şeker Açıklaması
Gaziantep'te, ''Elektromanyetik Kirliğin İnsanlar ve Cihazlar Üzerindeki Etkileri'' konulu seminer düzenlendi.
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi, Zirve Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen seminerde, bilgi çağının kirliliğinin, elektromanyetik alanların oluşturduğu kirlilik olduğunu söyledi.
Elektromanyetik dalgaların seviyesi belirli bir limitin üzerine çıktığında insanların biyolojisini etkileyebildiğini, saatlerce telefonda görüşen kişinin baş ağrıları, bilgisayarın önünde çok çalışanlarda da göz yanması, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi gibi etkilerin kısa sürede ortaya çıktığını aktaran Şeker, şöyle devam etti:
''Bu etkiler çiğe benzer. Siz dışarıda güneş altında gezmeye çıkarsınız güneş size zara verebilir ama gölgeye geçtiğiniz zaman etkisi kalkar ama o güneşin altında uzun süre kalırsanız, biraz da yazın belli saatlerde fazla kaldığınız zaman cilt kanseri yapma riski artar. Demek ki burada zaman çok önemli. Elektromanyetik kirliliğin insan sağlığına etkileri, frekansa, gücüne, yoğunluğuna, kaynakların yakınlık ya da uzaklığına ve maruz kalma süresiyle etkileşimin ölçülerine bağlıdır.''
Şeker, cep telefonunun baz istasyonuna ulaşmak için yaydığı bütün gücün aynısını beyine de gönderdiğini ifade ederek, bu durumun tehlikelerine değindi. Telefonun çok az kullanılması, çocuklara cep telefonun kullandırılmaması, telefonun kulaklıkla kullanılması ve insan vücuduna yakın yerde bulunmaması gerektiğini vurgulayan Şeker, ''Cep telefonunu kulağınızla yapışık değil, arada parmağınız olacak şekilde mesafeli kullanacaksınız. Günde 30 dakikayı kullanmayı biz çok kullanma kabul ediyoruz. Çocukların ve yaşlıların ortak bir noktası vardır. Bunlar çabuk hastalanırlar veya çabuk etkilenirler'' diye konuştu.
Prof. Şeker, şu anda dünyada en tehlikeli radyasyon kaynağının cep telefonu olduğunu ifade etti.
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci ise elektromanyetik radyasyonun iletişim araçlarının her alanda çok fazla kullanılması nedeniyle farkına varılmayan bir tür kirlilik oluşturduğuna dikkati çekti. Bu kirliliğin yöneticileri de birinci dereceden ilgilendirdiğini bildiren Çerezci, şunları kaydetti:
''Çünkü yaşadığımız kentin sağlıklı kent olması ve söz konusu sağlıklı yaşam şartlarının sürekliliği yöneticiler için son derece önemli. Günümüzde de bu konuda uygulamalar yapılıyor. Kentlerde yaşam kalitesini arttırma adına parklar, bahçeler, dinlenme alanları, binalardaki ısı, ses yalıtımı gibi bir sürü uygulamalar yapılıyor. Ancak elektromanyetik kirlilikten toplumun korunması noktasında yöneticilerimiz, şehir idarecilerimiz, çevre departmanları ve Sağlık Bakanlığı'nın alacağı bir sürü önlemler olabilir. Ne yazık ki bu konu henüz hayata geçirilmiş değil.''
Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu'nda düzenlenen seminere çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.
Kaynak: AA
Elektromanyetik dalgaların seviyesi belirli bir limitin üzerine çıktığında insanların biyolojisini etkileyebildiğini, saatlerce telefonda görüşen kişinin baş ağrıları, bilgisayarın önünde çok çalışanlarda da göz yanması, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi gibi etkilerin kısa sürede ortaya çıktığını aktaran Şeker, şöyle devam etti:
''Bu etkiler çiğe benzer. Siz dışarıda güneş altında gezmeye çıkarsınız güneş size zara verebilir ama gölgeye geçtiğiniz zaman etkisi kalkar ama o güneşin altında uzun süre kalırsanız, biraz da yazın belli saatlerde fazla kaldığınız zaman cilt kanseri yapma riski artar. Demek ki burada zaman çok önemli. Elektromanyetik kirliliğin insan sağlığına etkileri, frekansa, gücüne, yoğunluğuna, kaynakların yakınlık ya da uzaklığına ve maruz kalma süresiyle etkileşimin ölçülerine bağlıdır.''
Şeker, cep telefonunun baz istasyonuna ulaşmak için yaydığı bütün gücün aynısını beyine de gönderdiğini ifade ederek, bu durumun tehlikelerine değindi. Telefonun çok az kullanılması, çocuklara cep telefonun kullandırılmaması, telefonun kulaklıkla kullanılması ve insan vücuduna yakın yerde bulunmaması gerektiğini vurgulayan Şeker, ''Cep telefonunu kulağınızla yapışık değil, arada parmağınız olacak şekilde mesafeli kullanacaksınız. Günde 30 dakikayı kullanmayı biz çok kullanma kabul ediyoruz. Çocukların ve yaşlıların ortak bir noktası vardır. Bunlar çabuk hastalanırlar veya çabuk etkilenirler'' diye konuştu.
Prof. Şeker, şu anda dünyada en tehlikeli radyasyon kaynağının cep telefonu olduğunu ifade etti.
Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci ise elektromanyetik radyasyonun iletişim araçlarının her alanda çok fazla kullanılması nedeniyle farkına varılmayan bir tür kirlilik oluşturduğuna dikkati çekti. Bu kirliliğin yöneticileri de birinci dereceden ilgilendirdiğini bildiren Çerezci, şunları kaydetti:
''Çünkü yaşadığımız kentin sağlıklı kent olması ve söz konusu sağlıklı yaşam şartlarının sürekliliği yöneticiler için son derece önemli. Günümüzde de bu konuda uygulamalar yapılıyor. Kentlerde yaşam kalitesini arttırma adına parklar, bahçeler, dinlenme alanları, binalardaki ısı, ses yalıtımı gibi bir sürü uygulamalar yapılıyor. Ancak elektromanyetik kirlilikten toplumun korunması noktasında yöneticilerimiz, şehir idarecilerimiz, çevre departmanları ve Sağlık Bakanlığı'nın alacağı bir sürü önlemler olabilir. Ne yazık ki bu konu henüz hayata geçirilmiş değil.''
Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu'nda düzenlenen seminere çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.