Eğitim Sen Rize Şube Başkanı: Kamu Hayatında Başörtüsü Yasağına Son Verilmeli
Eğitim Bir-Sen Rize Şube Başkanı Seyfettin Afacanlar, “Türkiye’de kadının işgücüne katılımının düşük olmasının nedenlerinden biri kamu sektöründe halen uygulanmakta olan başörtüsü yasağıdır.
Temel bir insan hakkı ihlali olduğu tartışmasız olan kamuda başörtüsü ile çalışma yasağı bir an önce sonlandırılmalıdır.” dedi.
Seyfettin Afacanlar, yaptığı açıklamada sendika olarak hazırladıkları “Türkiye’de ve Dünyada Öğretmenlik” konulu raporu açıkladı.
“Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri yapılmamalı” diyen Afacanlar bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı; “Ülkenin geleceğini inşa eden eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin fedakârlığının görmezden gelinmesi, itibar kaybına uğratılması, ek ödemeden mahrum edilerek kamuda en az maaş alan çalışan konumuna düşürülmesidir. Ayrıca 18. Milli Eğitim Şurası’nda alınan birçok karar da hayata geçirilmemiştir.”Eğitimde birçok reformu gerçekleştiren Türkiye’de hala öğretmenlere yönelik taleplerin karşılanamamasına hayret ettiklerini ifade eden Afacanlar, “İlme, irfana ve âlime saygıyı esas alan bir medeniyetin devamı olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri kutsal mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygı bile artık neredeyse çok görülmektedir. Hak ettiği saygıyı görmeyen öğretmenler; öğrencilerine, daha iyi bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye, daha adil bir ülke hedefinde sorumluluk almaları gerektiğini nasıl anlatacak? Kendisi saygıya muhtaç hale getirilen öğretmenlerden, öğrencilerine ‘insana ve haklarına saygı duymayı’ ve ‘insan onurunu esas almayı’ öğretmeleri beklenmektedir. Biz, öğretmenliğin ne kadar yüce bir meslek olduğunu sadece 24 Kasımlarda haykıranlardan olmayacağız.”‘Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik: Retorik ve Pratik’ konulu raporlar hakkında bilgiler veren Afacanlar, şunları kaydetti: “Öğretmenlerin eğitime ilişkin en temel konularda bile karar yetkisi, ya sınırlı ya da hiç yoktur. Müfredatın belirlenmesi ve yenilenmesi, kitap seçimi, okul fonunun kullanılması, öğrencilerin sınıf tekrarı yapıp yapmayacağına karar verilmesi, disiplin kurallarının belirlenmesi gibi çok sayıda temel konuda öğretmenlerin görüşleri ya dikkate alınmamakta ya da çok az dikkate alınmaktadır. Birçok ülke gibi Türkiye’de de öğretmenlerin ciddi anlamda demoralize oldukları, umutsuzluğa kapıldıkları ve cesaretlerinin kırıldığı görülmektedir. Türkiye’de öğretmenler istihdam edilirken, öğretmen adayları arasından seçim KPSS ile yapılmaktadır. KPSS, adayların genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri bilgisini ölçmektedir. Birçok ülkede öğretmenler atanırken ya da öğretmenlik lisansı alırken alan bilgisi sınavına girmektedir. Türkiye’de ise öğretmenler seçilirken herhangi bir alan sınavı yapılmamaktadır. Yapılan araştırmalar, öğretmen adaylarının kendi alanlarında sınav yapılmasına olumlu baktıklarını ortaya koymuştur. Öğretmen istihdamında ilave ödemelerle adalet sağlanmalıdır. Türkiye’de 30 yaş ve altı öğretmen oranı yüzde 27, 40 yaş altı öğretmen oranı ise yüzde 69’dur. Türkiye, genç öğretmen oranı açısından diğer bütün OECD ülkelerinden çok daha avantajlı bir durumda görünmektedir. Genç öğretmen nüfusunu avantaja dönüştürmeliyiz. Öğretmenler emeklilik maaşının azlığından dolayı emekli olmak istemiyor.”BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINA SON VERİLMELİAfacanlar, çalışma hayatında kadın-kadın eşitliğinin sağlanması için başörtüsü yasağına son verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye’de kadının işgücüne katılımının düşük olmasının nedenlerinden biri kamu sektöründe halen uygulanmakta olan başörtüsü yasağıdır. Başörtülü kadınlara uygulanan ayrımcılık nedeniyle kadınların nitelikli işgücü içerisinde yer alması, daha üniversite girişinde veya üniversitede engellenmiş ve bu barikatları aşanların ise görevlerine son verilmiştir. Temel bir insan hakkı ihlali olduğu tartışmasız olan kamuda başörtüsü ile çalışma yasağı bir an önce sonlandırılmalıdır.” diye konuştu.
Afacanlar ayrıca, tüm öğretmenleri ‘Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamıyoruz’ demeye davet etti.
Seyfettin Afacanlar, yaptığı açıklamada sendika olarak hazırladıkları “Türkiye’de ve Dünyada Öğretmenlik” konulu raporu açıkladı.
“Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece, 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri yapılmamalı” diyen Afacanlar bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı; “Ülkenin geleceğini inşa eden eğitimin en önemli unsuru olan öğretmenlerin fedakârlığının görmezden gelinmesi, itibar kaybına uğratılması, ek ödemeden mahrum edilerek kamuda en az maaş alan çalışan konumuna düşürülmesidir. Ayrıca 18. Milli Eğitim Şurası’nda alınan birçok karar da hayata geçirilmemiştir.”Eğitimde birçok reformu gerçekleştiren Türkiye’de hala öğretmenlere yönelik taleplerin karşılanamamasına hayret ettiklerini ifade eden Afacanlar, “İlme, irfana ve âlime saygıyı esas alan bir medeniyetin devamı olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri kutsal mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygı bile artık neredeyse çok görülmektedir. Hak ettiği saygıyı görmeyen öğretmenler; öğrencilerine, daha iyi bir gelecek, daha güçlü bir Türkiye, daha adil bir ülke hedefinde sorumluluk almaları gerektiğini nasıl anlatacak? Kendisi saygıya muhtaç hale getirilen öğretmenlerden, öğrencilerine ‘insana ve haklarına saygı duymayı’ ve ‘insan onurunu esas almayı’ öğretmeleri beklenmektedir. Biz, öğretmenliğin ne kadar yüce bir meslek olduğunu sadece 24 Kasımlarda haykıranlardan olmayacağız.”‘Türkiye ve Dünyada Öğretmenlik: Retorik ve Pratik’ konulu raporlar hakkında bilgiler veren Afacanlar, şunları kaydetti: “Öğretmenlerin eğitime ilişkin en temel konularda bile karar yetkisi, ya sınırlı ya da hiç yoktur. Müfredatın belirlenmesi ve yenilenmesi, kitap seçimi, okul fonunun kullanılması, öğrencilerin sınıf tekrarı yapıp yapmayacağına karar verilmesi, disiplin kurallarının belirlenmesi gibi çok sayıda temel konuda öğretmenlerin görüşleri ya dikkate alınmamakta ya da çok az dikkate alınmaktadır. Birçok ülke gibi Türkiye’de de öğretmenlerin ciddi anlamda demoralize oldukları, umutsuzluğa kapıldıkları ve cesaretlerinin kırıldığı görülmektedir. Türkiye’de öğretmenler istihdam edilirken, öğretmen adayları arasından seçim KPSS ile yapılmaktadır. KPSS, adayların genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri bilgisini ölçmektedir. Birçok ülkede öğretmenler atanırken ya da öğretmenlik lisansı alırken alan bilgisi sınavına girmektedir. Türkiye’de ise öğretmenler seçilirken herhangi bir alan sınavı yapılmamaktadır. Yapılan araştırmalar, öğretmen adaylarının kendi alanlarında sınav yapılmasına olumlu baktıklarını ortaya koymuştur. Öğretmen istihdamında ilave ödemelerle adalet sağlanmalıdır. Türkiye’de 30 yaş ve altı öğretmen oranı yüzde 27, 40 yaş altı öğretmen oranı ise yüzde 69’dur. Türkiye, genç öğretmen oranı açısından diğer bütün OECD ülkelerinden çok daha avantajlı bir durumda görünmektedir. Genç öğretmen nüfusunu avantaja dönüştürmeliyiz. Öğretmenler emeklilik maaşının azlığından dolayı emekli olmak istemiyor.”BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINA SON VERİLMELİAfacanlar, çalışma hayatında kadın-kadın eşitliğinin sağlanması için başörtüsü yasağına son verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye’de kadının işgücüne katılımının düşük olmasının nedenlerinden biri kamu sektöründe halen uygulanmakta olan başörtüsü yasağıdır. Başörtülü kadınlara uygulanan ayrımcılık nedeniyle kadınların nitelikli işgücü içerisinde yer alması, daha üniversite girişinde veya üniversitede engellenmiş ve bu barikatları aşanların ise görevlerine son verilmiştir. Temel bir insan hakkı ihlali olduğu tartışmasız olan kamuda başörtüsü ile çalışma yasağı bir an önce sonlandırılmalıdır.” diye konuştu.
Afacanlar ayrıca, tüm öğretmenleri ‘Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlamıyoruz’ demeye davet etti.