Aileler cezaevi kapısına dayandı

Cezaevlerindeki açlık grevleri, Güneydoğu’da 1990’lı yıllardakine benzer görüntülerin yaşanmasına yol açtı. Bölgede BDP’nin “Hayatı durdurma” çağrısı, başta Diyarbakır olmak üzere Güneydoğu’nun birçok kentinde yaşamı etkiledi

Aileler cezaevi kapısına dayandı
Cezaevlerindeki açlık grevlerine destek amacıyla 3 Kasım 'da BDP tarafından Diyarbakır 'da, “Özgür yaşam için vicdan buluşması” başlığıyla kapsamlı bir miting gerçekleştirilecek. BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, 5 bin partilinin, kent ve ilçe merkezlerinde halkı mitinge davet çalışması içerisinde bulunduğunu, 200 bin adet el ilanı dağıtıldığı söyledi.
Zümrüt 'ün verdiği bilgiye göre, bayramdan önce miting izni için yapılan başvuruya valilik tarafından henüz yanıt verilmedi. Zümrüt, “Her şeye rağmen, mitingi yapacağız” dedi. Mitinge BDP Meclis Grubu tam kadro katılacak.


Halk kaygılı
Halk açlık grevlerine “vicdani açıdan” destek verirken, yaşanacak olayların da kaygısını açık bir dille ifade ediyor. Çarşıda, sokakta, kahvehanede herkesin gündemi; “Açlık grevleri”. Olayların yoğun olarak yaşandığı Merkez Bağlar ilçesindeki bir kahvehanede Ahmet Üstün, “Durum hiç iyi değil. Amaç ölümlerin yaşanmamasıdır. Ölüme çare yok. Onun dışında her şey çözülür. Biz, artık kan, gözyaşı, ölümler görmek istemiyoruz. Bu sorunun çözümünü istiyoruz. Artık, yeter. Anne ve babaların gözyaşı dindirilsin” dedi. Mahmut Ay ise, yaşanan olaylara dikkati çekerek, “Bakınız terör nereden çıkmış? İşte bu insanlardan çıkmış. Hepimiz terör müyüz? Bu olay devam ettiği sürece gençlerimiz ölmeye devam edecek” diye konuştu. Diyarbakır 'da her eylemde kepenk kapatmak zorunda kalan esnaf ise, yaşananlardan rahatsız. İşyerinde görüştüğümüz bir esnaf, “İş yok, piyasa durgun. Böyle olmasını istemezdik. Esnaf her geçen gün kan kaybediyor. Bu olaylar ister istemez hepimizi etkiliyor. Kepenklerin kapatıldığı gün çocuğumu sağlık ocağına götürdüm. Doktor, 'biz de kapalıyız ' dedi. Özel doktora götürmek zorunda kaldım” dedi.

İşyerlerini kapatan esnaflar arasında gönüllü olanlar da olaya vicdani açıdan yaklaşanlar da var. İlhami Şehanoğullar, işyerinin kapatmasının gerekçesini, “Onlar bizim çocuklarımızdır” diye izah ederken, şunları söyledi:
“Açlık grevini destekliyoruz. Biz de eyleme katıldık. Destek verdik. Hiçbir baskıya maruz kalmadan isteyerek işyerimi kapattım. Açlık grevlerini desteklemek için işyerlerimizi kapatmamızın en önemli nedeni vicdan olayıdır. Onların orada aç kalması, bizim tok olmamız bizi rahatsız ediyor. Bu bir vicdani olaydır.”

İki taraflı rahatsızlık
Selim Uncu, “Kepenk kapatma eylemlerinden rahatsızlık duyuyoruz. İki taraflı rahatsızlık var. İşyerimize gitmeye çalıştığımızda taş atıyorlar. Huzurumuz kalmıyor. Dışarı çıktığımızda da eylemci sanılarak polis bizi rahatsız ediyor. İşyerlerimizi açmak için baskı kuruyor. Ne yapacağımızı şaşırdık” dedi. Açlık grevlerinin yapıldığı cezaevi içerdekilerin yakınlarıyla dolup taşıyor. Çocuklarının akıbetini öğrenmek için cezaevi kapısında bekleyen ailelerin tedirginliği yüzlerinden okunuyor. Çocuklarıyla görüşemediklerini belirten aileler, hükümete, isteklerin kabul edilmesi çağrısında bulunuyor.

'Ailemden 8 kişi içeride '
Adının Mehmet olduğunu belirten ve Mazıdağı ilçesinden Diyarbakır 'a gelen tutuklu yakını, “Cezaevleri dolup taştı, halkımızın, çocuklarımızın adına içeridekilerin affedilmesini, serbest bırakılmalarını istiyoruz. İçeridekilerin çoluk çocukları dışarıda sokakta kaldı. Cezaevinde eşim, oğlum. Amcam içeride. Bunlar insan değil mi? Çocuklarım yetim kaldı. Biz, onların ölmesini istemiyoruz. Özgür olmalarını istiyoruz. Bizde insanız, dilimiz Kürtçedir. Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz.

Özgürlüğümüzün olmasını istiyoruz. Türk-Kürt kardeştir. Biz, kardeşlik ortamında yaşamak istiyoruz. Dilimiz Kürtçedir, diye biz günah mı işledik? Allah bizi Kürt yaratmış. Ben de insanım. Ailemizden 8 kişi içeride, ben yalnız kaldım. Yeter artık. Affedilmelerini bekliyoruz” dedi.

'Onlar bir şey yemiyor '
Çocuğu açlık grevinde bulunan Hüsnügül Öncel, “Başbakan Erdoğan 'yemek yiyorlar ' diyor. Hayır, onlar bir şey yemiyor. Ölüme yatmışlar. Biz anneyiz. Çocuklarımız için geldik buraya. Çocuklarımızın buradan çıkıp eve gelmelerini istiyoruz” diye konuştu. Özellikle 1980 'li yıllarda işkencelerle anılan Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde ve çevresinde polislerin zırhlı araçları eksik olmuyor. Önceki gün cezaevi önünde yapılacak mitinge izin verilmedi. Cezaevi önünde dün de hareketlilik yaşanırken, E Tipi Cezaevi 'nde aralarında BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak 'ın da bulunduğu 18 tutuklu açlık grevini sürdürüyor.