Başbakan Erdoğan'ın Açıklaması
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'ya rağmen İran'ın yanında yer aldıklarını belirterek, ''Gece 1-2'lere kadar bizimle bunları konuştular; 'Ne olur siz de destekleyin.' Biz desteklemedik. 'Biz tükürdüğümüzü yalayamayız' dedik'' diye konuştu.,
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, kendilerinin uluslararası alanda en çok İran'ın üzerine gelindiği dönemde, nükleer enerji konusunda hakkı, hukuku savurmakta tereddüt etmediklerini kaydetti.
''Amerika'ya rağmen biz İran'ın yanında yer aldık'' diyen Erdoğan, ''Senin bunlardan haberin yok mu- Çıkıyorsun sağda, solda bunları konuşuyorsun. Çık da konuş diyor. İşte konuşuyoruz. Gece 1-2'lere kadar bizimle bunları konuştular; 'Ne olur siz de destekleyin.' Biz desteklemedik. 'Biz tükürdüğümüzü yalayamayız' dedik ve nükleer enerji konusunda Brezilya Devlet Başkanı ile birlikte ikimiz, orada gayet dik durduk. O zaman üstelik BM Güvenlik Konseyi'nde geçici üyeydik. Öyle bir dönemde bunu yaptık. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun ya- Önce aynaya geç bir bak bakalım, kimsin, nesin, neredesin- Sayın Kılıçdaroğlu ve avanesini bu saplantıdan kurtulmaya davet ediyorum. Bakın Şia, biz ise Sünni...Biz orada da bu desteği verdik'' diye konuştu.
Kendilerinin Suriye politikalarını eleştirenlerin ''Suriye'de olan bitenlere sırtımızı dönmek, oradaki kardeşlerimizi kaderleriyle baş başa bırakmak Türkiye'ye kazandırır mı kaybettirir mi-'' sorusuna samimiyetle yanıt vermesini isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye geçmişte çok uzun bir dönem içine kapanma, çevresinde olup bitenlere karşı kayıtsız kalma politikası izledi. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Bugün hala ülke olarak uğraştığımız terör meselesi, işte bu anlayış sebebiyle kronikleşip bu günlere gelmedi mi- İşte son seçimlerde CHP, Hakkari'de Türk bayraklarını bir kenara koymak suretiyle terör örgütünün uzantısıyla el ele, kol kola kendisine miting yapmadı mı, seçim sonuçlarında da ortaya çıkmadı mı, çıktı. BDP birinci, AK Parti ikinci, MHP üçüncü, CHP dördüncü parti oldu. Gerçek ortada, kiminle el ele verdiğiniz ama buna rağmen aldığınız netice ortada. Türkiye 1980'li, 90'lı yıllarda Irak'ta, Suriye'de olup bitenler karşısında, 'görmedim, duymadım, bilmiyorum' politikası izledi. Ama bu ülkelerde yaşanan olayların olumsuz yansımalarına maruz kalmaktan yine de kurtulamadı. Bugün biz Suriye'ye sırtımızı dönüp, oradaki zulmü görmezden geldiğimizde ülkemizin çıkarlarını daha iyi savunmuş olmayacağız. Tam tersine, ülkemizin çok daha büyük sıkıntılara maruz kalmasına sebebiyet vereceğiz.
Öyle komik şeyler söylüyorlar ki efendim dün biz Esed ile kol kolaymışız da bugün düşmanlık yapıyormuşuz. Biz dün de Suriye halkıyla kol kolaydık bugün de kol kolayız, bunu niye söylemiyorsun- Beşşar Esed bir kişi, 10 kişi, 100 kişi, bin kişi...Ama orada milyonlarca Suriye halkı var, biz onlarla el eleyiz, kol kolayız. Eğer dün kol kola olduğumuz eğer bugün bize ihanet ediyorsa, biz onu hemen olduğu yerde bırakırız. Burada da böyle bir durum olmuştur. Esed'e verdiğimiz destek, Suriye halkının hak ve özgürlükleri konusundaki beklentileri hayata geçirmesi şartıyladır. Esed yanlış yaptıkça bizi de kaybetti, hukuki ve siyasi meşruiyetini de kaybetti. Esed bitmiştir. Esed, şu anda koltuk değnekleriyle ayakta durmaktadır. O koltuk değneklerinin de markasını herhalde sizler biliyorsunuz. O koltuk değnekleri düştüğü anda kendisi de bitecektir. Biz dün de aynı yerdeydik, bugün de aynı yerdeyiz. Yani Suriyeli kardeşlerimizin yanındayız. Bizim Suriye ile ilgili, Suriye halkıyla ilgili hissiyatımızda, temennilerimizde, umutlarımızda hiçbir değişiklik yok. Duruşu bozulan, ekseni değişen Esed'dir ve onun yönetimidir. Türkiye'nin hem kendi vatandaşları karşısındaki yükümlülükleri hem de kardeşlik hukuku çerçevesinde Suriye halkına karşı sorumlulukları, böyle bir politika izlememezi gerektiriyor. Biz kendi vatandaşlarımızın evlerinde, işyerlerinde, bağlarında, bahçelerinde huzur ve güven içinde yaşamalarını sağlamakla mükellefiz.''
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA
''Amerika'ya rağmen biz İran'ın yanında yer aldık'' diyen Erdoğan, ''Senin bunlardan haberin yok mu- Çıkıyorsun sağda, solda bunları konuşuyorsun. Çık da konuş diyor. İşte konuşuyoruz. Gece 1-2'lere kadar bizimle bunları konuştular; 'Ne olur siz de destekleyin.' Biz desteklemedik. 'Biz tükürdüğümüzü yalayamayız' dedik ve nükleer enerji konusunda Brezilya Devlet Başkanı ile birlikte ikimiz, orada gayet dik durduk. O zaman üstelik BM Güvenlik Konseyi'nde geçici üyeydik. Öyle bir dönemde bunu yaptık. Sen AK Parti iktidarını ne zannediyorsun ya- Önce aynaya geç bir bak bakalım, kimsin, nesin, neredesin- Sayın Kılıçdaroğlu ve avanesini bu saplantıdan kurtulmaya davet ediyorum. Bakın Şia, biz ise Sünni...Biz orada da bu desteği verdik'' diye konuştu.
Kendilerinin Suriye politikalarını eleştirenlerin ''Suriye'de olan bitenlere sırtımızı dönmek, oradaki kardeşlerimizi kaderleriyle baş başa bırakmak Türkiye'ye kazandırır mı kaybettirir mi-'' sorusuna samimiyetle yanıt vermesini isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye geçmişte çok uzun bir dönem içine kapanma, çevresinde olup bitenlere karşı kayıtsız kalma politikası izledi. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Bugün hala ülke olarak uğraştığımız terör meselesi, işte bu anlayış sebebiyle kronikleşip bu günlere gelmedi mi- İşte son seçimlerde CHP, Hakkari'de Türk bayraklarını bir kenara koymak suretiyle terör örgütünün uzantısıyla el ele, kol kola kendisine miting yapmadı mı, seçim sonuçlarında da ortaya çıkmadı mı, çıktı. BDP birinci, AK Parti ikinci, MHP üçüncü, CHP dördüncü parti oldu. Gerçek ortada, kiminle el ele verdiğiniz ama buna rağmen aldığınız netice ortada. Türkiye 1980'li, 90'lı yıllarda Irak'ta, Suriye'de olup bitenler karşısında, 'görmedim, duymadım, bilmiyorum' politikası izledi. Ama bu ülkelerde yaşanan olayların olumsuz yansımalarına maruz kalmaktan yine de kurtulamadı. Bugün biz Suriye'ye sırtımızı dönüp, oradaki zulmü görmezden geldiğimizde ülkemizin çıkarlarını daha iyi savunmuş olmayacağız. Tam tersine, ülkemizin çok daha büyük sıkıntılara maruz kalmasına sebebiyet vereceğiz.
Öyle komik şeyler söylüyorlar ki efendim dün biz Esed ile kol kolaymışız da bugün düşmanlık yapıyormuşuz. Biz dün de Suriye halkıyla kol kolaydık bugün de kol kolayız, bunu niye söylemiyorsun- Beşşar Esed bir kişi, 10 kişi, 100 kişi, bin kişi...Ama orada milyonlarca Suriye halkı var, biz onlarla el eleyiz, kol kolayız. Eğer dün kol kola olduğumuz eğer bugün bize ihanet ediyorsa, biz onu hemen olduğu yerde bırakırız. Burada da böyle bir durum olmuştur. Esed'e verdiğimiz destek, Suriye halkının hak ve özgürlükleri konusundaki beklentileri hayata geçirmesi şartıyladır. Esed yanlış yaptıkça bizi de kaybetti, hukuki ve siyasi meşruiyetini de kaybetti. Esed bitmiştir. Esed, şu anda koltuk değnekleriyle ayakta durmaktadır. O koltuk değneklerinin de markasını herhalde sizler biliyorsunuz. O koltuk değnekleri düştüğü anda kendisi de bitecektir. Biz dün de aynı yerdeydik, bugün de aynı yerdeyiz. Yani Suriyeli kardeşlerimizin yanındayız. Bizim Suriye ile ilgili, Suriye halkıyla ilgili hissiyatımızda, temennilerimizde, umutlarımızda hiçbir değişiklik yok. Duruşu bozulan, ekseni değişen Esed'dir ve onun yönetimidir. Türkiye'nin hem kendi vatandaşları karşısındaki yükümlülükleri hem de kardeşlik hukuku çerçevesinde Suriye halkına karşı sorumlulukları, böyle bir politika izlememezi gerektiriyor. Biz kendi vatandaşlarımızın evlerinde, işyerlerinde, bağlarında, bahçelerinde huzur ve güven içinde yaşamalarını sağlamakla mükellefiz.''
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Kudret Topçu