Jack Straw: Hasta Adam, Cevabıyla Geri Döndü
İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, "Türkiye: Ortadoğu ve Kuzey Afrika için daha güçlü bir vizyon mu?" konulu panelde konuşma yaptı.
İşçi Partisi tarafından İngiltere'nin Manchester şehrinde önceki akşam düzenlenen panele daha önce dışişleri, içişleri ve adalet bakanlığı yapan Straw'un yanı sıra Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ahmet Ünal Çeviköz, Gölge Avrupa Bakanı Emma Reynolds ve İşçi Partisi AP Milletvekili ve Grup Başkan Yardımcısı Claude Moraes da katıldı.
Panelin moderatörlüğünü İşçi Partisi Türkiye Dostları Başkanı ve Haringey Meclisi üyesi Nilgün Canver üstlendi. Jack Straw konuşmasına 6 ayda kaleme aldığı ve parti konferansında lansmanı yapılan 456 sayfalık hatıra kitabının (Last Man Standing: Memoirs of a Political Survivor) bir bölümüne adını verdiği “The Sick Man Bites Back” “Hasta Adam Cevabıyla Geri Döndü” diyerek başladı.
2002 yılından itibaren harikulade bir gelişim gösteren Türkiye'nin Çar Nikola'nın 1853'te söylediği Hasta Adam tanımından bu yana çok değiştiğini ifade etti.
Straw, "Demokrasinin temel prensiplerini geliştiren, sivil iradeyi güçlendirip, güç merkezlerini modern demokrasilere göre uyarlama mücadelesi veren ve 2050'ye girdiğimizde dünyanın en güçlü 10 ülkesi içinde olabilecek bir Türkiye görüyoruz." dedi.
2005 yılında Dışişleri Bakanlığı yaptığı sırada en onur duyduğu anlardan biri olarak 27 ülkenin Türkiye ile AB müzakerelerine başlama kararı almasını zikreden Straw, sahne arkasında kendisine destek olan Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder ve Fransa eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın katkılarını unutmadığını söyledi.
Türkiye'nin askıdaki AB sürecine de değinen Straw, "Türkiye mükemmel değil fakat Bulgaristan ve Romanya'dan her bakımdan daha iyi durumda." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin tam üyelik süreci ile ilgili umutsuz olduğunu ifade eden Straw, Avrupa Birliği'nin yapısal olarak değişeceğini mevcut sistemle devam etmeyeceğini ve yeni yapısıyla Türkiye'nin belki farklı bir bağla muhakkak içinde olacağını düşündüğünü söyledi.
Kıbrıs'la ilgili çözümün iki toplumlu anayasal mutabakatla düzenlenmiş bir devlet modelinden geçtiğini düşündüğünü söyleyen tecrübeli siyasetçi, Rum tarafının 'de facto' KKTC ile anlaşarak çok büyük kazanıma geçeceğini sözlerine ekledi. Türkiye'nin sekülerlikten uzaklaştığı ile ilgili bir soru üzerine Jack Straw, "Taraf olmak istemiyorum ama Britanya da seküler bir ülke değil, her sabah parlamentomuz Anglikan Duası'yla açılır ve tüm kabine Kraliçe'nin huzurunda ve Anglikan Kilisesi Patriği'nin önünde 6 haftada bir yemin ederek yürütme görevlerinin ahdini yeniler." şeklinde karşılık verdi.
Türkiye'deki Kur'an dersi tartışmalarını da takip ettiğini söyleyen Straw Britanya'da öğrencilerin Hristiyanlık dahil tüm dini dersleri alma haklarına sahip olduklarını, Batı Avrupa'nın diğer ülkelrrinde de halkın çoğunluğunun dini inanışlarından dolayı bu tür uygulamalar yapılabildiğini sözlerine ekledi. Jack Straw'ın ardından söz alan Büyükelçi Ünal Çeviköz mevcut Avrupa Birliği'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin sorunlarıyla ilgili bir stratejisinin ve çözüm planının olmadığından bahsederek Türkiye'nin dahil olduğu bir Avrupa'nın bu köprüyü ancak kurabileceğini ifade etti.
Güvenlik konseptlerinin değiştiği, gücün batıdan doğuya kaydığı günümüzde Türkiye'nin bu kilit rolü üstlenebileceğini, enerjiden, savunmaya kadar çok farklı katmanların yer aldığı yakın gelecekte en önde yerini alacağını ifade etti.
İşci Parti'nin gölge Avrupa Birliği Bakanı Emma Reynolds ise 2011 Mart ayında iki ülke başbakanı tarafından ilan edilen Tatlı Dil Forumu'na üyesi olduğu için duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başladı.
İki ülke arasında siyasetten, akademik dünyaya, iş dünyasından, medya ve sanat dünyasına kadar geniş kesimden insanların fikir alışverişi yapacağı forum'un önemini vurguladı. Türkiye'nin Suriye konusundaki sabırlı duruşunu ve mültecilere ev sahipliğini yapmasının önemine işaret etti.Son olarak panelde söz alan Claude Moraes ise Nicolas Sarkozy sonrası dönemde Türkiye ile müzakerelerin yeniden canlanacağını ifade ederek, AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'nın Türkiye'ye yaptığı ziyaretin önemine değindi. Moraes, müzakerelerde tekrar bir momentum yakalanması için üzerlerine düşeni yapacaklarını beyan etti. Panelin dinleyicileri arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr Sencer Ayata ve eşi Prof. Dr Ayşe Güneş Ayata da yer aldı .
Panelin moderatörlüğünü İşçi Partisi Türkiye Dostları Başkanı ve Haringey Meclisi üyesi Nilgün Canver üstlendi. Jack Straw konuşmasına 6 ayda kaleme aldığı ve parti konferansında lansmanı yapılan 456 sayfalık hatıra kitabının (Last Man Standing: Memoirs of a Political Survivor) bir bölümüne adını verdiği “The Sick Man Bites Back” “Hasta Adam Cevabıyla Geri Döndü” diyerek başladı.
2002 yılından itibaren harikulade bir gelişim gösteren Türkiye'nin Çar Nikola'nın 1853'te söylediği Hasta Adam tanımından bu yana çok değiştiğini ifade etti.
Straw, "Demokrasinin temel prensiplerini geliştiren, sivil iradeyi güçlendirip, güç merkezlerini modern demokrasilere göre uyarlama mücadelesi veren ve 2050'ye girdiğimizde dünyanın en güçlü 10 ülkesi içinde olabilecek bir Türkiye görüyoruz." dedi.
2005 yılında Dışişleri Bakanlığı yaptığı sırada en onur duyduğu anlardan biri olarak 27 ülkenin Türkiye ile AB müzakerelerine başlama kararı almasını zikreden Straw, sahne arkasında kendisine destek olan Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder ve Fransa eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın katkılarını unutmadığını söyledi.
Türkiye'nin askıdaki AB sürecine de değinen Straw, "Türkiye mükemmel değil fakat Bulgaristan ve Romanya'dan her bakımdan daha iyi durumda." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin tam üyelik süreci ile ilgili umutsuz olduğunu ifade eden Straw, Avrupa Birliği'nin yapısal olarak değişeceğini mevcut sistemle devam etmeyeceğini ve yeni yapısıyla Türkiye'nin belki farklı bir bağla muhakkak içinde olacağını düşündüğünü söyledi.
Kıbrıs'la ilgili çözümün iki toplumlu anayasal mutabakatla düzenlenmiş bir devlet modelinden geçtiğini düşündüğünü söyleyen tecrübeli siyasetçi, Rum tarafının 'de facto' KKTC ile anlaşarak çok büyük kazanıma geçeceğini sözlerine ekledi. Türkiye'nin sekülerlikten uzaklaştığı ile ilgili bir soru üzerine Jack Straw, "Taraf olmak istemiyorum ama Britanya da seküler bir ülke değil, her sabah parlamentomuz Anglikan Duası'yla açılır ve tüm kabine Kraliçe'nin huzurunda ve Anglikan Kilisesi Patriği'nin önünde 6 haftada bir yemin ederek yürütme görevlerinin ahdini yeniler." şeklinde karşılık verdi.
Türkiye'deki Kur'an dersi tartışmalarını da takip ettiğini söyleyen Straw Britanya'da öğrencilerin Hristiyanlık dahil tüm dini dersleri alma haklarına sahip olduklarını, Batı Avrupa'nın diğer ülkelrrinde de halkın çoğunluğunun dini inanışlarından dolayı bu tür uygulamalar yapılabildiğini sözlerine ekledi. Jack Straw'ın ardından söz alan Büyükelçi Ünal Çeviköz mevcut Avrupa Birliği'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin sorunlarıyla ilgili bir stratejisinin ve çözüm planının olmadığından bahsederek Türkiye'nin dahil olduğu bir Avrupa'nın bu köprüyü ancak kurabileceğini ifade etti.
Güvenlik konseptlerinin değiştiği, gücün batıdan doğuya kaydığı günümüzde Türkiye'nin bu kilit rolü üstlenebileceğini, enerjiden, savunmaya kadar çok farklı katmanların yer aldığı yakın gelecekte en önde yerini alacağını ifade etti.
İşci Parti'nin gölge Avrupa Birliği Bakanı Emma Reynolds ise 2011 Mart ayında iki ülke başbakanı tarafından ilan edilen Tatlı Dil Forumu'na üyesi olduğu için duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başladı.
İki ülke arasında siyasetten, akademik dünyaya, iş dünyasından, medya ve sanat dünyasına kadar geniş kesimden insanların fikir alışverişi yapacağı forum'un önemini vurguladı. Türkiye'nin Suriye konusundaki sabırlı duruşunu ve mültecilere ev sahipliğini yapmasının önemine işaret etti.Son olarak panelde söz alan Claude Moraes ise Nicolas Sarkozy sonrası dönemde Türkiye ile müzakerelerin yeniden canlanacağını ifade ederek, AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda'nın Türkiye'ye yaptığı ziyaretin önemine değindi. Moraes, müzakerelerde tekrar bir momentum yakalanması için üzerlerine düşeni yapacaklarını beyan etti. Panelin dinleyicileri arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr Sencer Ayata ve eşi Prof. Dr Ayşe Güneş Ayata da yer aldı .