Gogol'ü Nabokov'dan okumak
Nabokov'un kaleme aldığı inceleme, Gogol'ün yapıtlarına çok farklı bir bakış açısıyla eğilerek onları yeni bir eleştiri süzgecinden geçiriyor
Sevdiğiniz , eserlerini bildiğiniz , üzerine düşündüğünüz bir yazarınız illa ki olmuştur . Ancak bu sevdiğiniz yazarın eserleri üzerine kaleme alınmış eleştirileri , incelemeleri , denemeleri okuduğunuzda basmakalıp sözler ve birbiriyle hemen aynı yorumlarla karşılaştığınız da çokça olmuştur , eminim . Gogol üzerine okuduğum hemen her yazı beni işte bu darboğazın içine soktu . Gogol ' ün Rusya taşra yaşantısına ait gözlemleri , bu taşra yaşantısının eserlerinde nasıl can bulduğu , halktan kahramanları vs . . . bu yazılarda vurgulanan konular oldu hep . ' Nikolay Gogol ' ismini bu kitabın kapağında gördüğümde de aklıma bu ' klişe ' lafların tekrarlanacağı bir kitap daha yayımlanmış fikri düştü . Ancak altında daha küçük puntolarla yazılmış Vladimir Nabokov adını gördüğümde bir ' okuyucu heyecanı ' duydum .
Dostoyevski ' nin deyimiyle Rus edebiyatının tümünü ' paltosundan çıkaran ' Gogol üzerine , çağdaş edebiyatın en önemli kalemleri arasında gösterilen Vladimir Nabokov ' un incelemesiydi kitap ve ' açıcı ' olacağı daha yazarından belliydi ki öyle de oldu . Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyip Gogol üzerine tüm bildiklerimizi kaşıyıp kanatmak , yıkıp tekrar kurmak için yazmış kitabı Nabokov . Klişelerden kurtulup bir yazar üzerine yeni fikirler üretilebileceğinin , 1800 ' lü yıllarda ürünlerini vermiş bir ' dehanın ' bugünün perspektifi ve görüleriyle de yorumlanabileceğinin güzel bir örneğini sermiş göz önüne ayrıca .
Kitabın , Gogol ' ün yaşamı ve eserleri çerçevesinde ona odaklanan ' bilimsel ' bir bakış olmasının ötesinde , dünya edebiyatında kendine yer edinmiş çok önemli bir romancı olan Nabokov ' un kaleminden çıktığını da unutmamak gerekir . Kitabın her cümlesi bu bilinçle okunmalı ki romanlarından ' oyuncu ' kalemini bildiğimiz Nabokov ' un benzetmelerinin ve bir yazarı yorumlayabilmedeki zekâsının tadına varalım . Zaten metin de üzerinde isim bulunmasa bile ' Nabokov ' imzasını her satırında barındırıyor . Bu ' ayrıksı ' incelemenin her haliyle bir Nabokov metni olduğu da zaman zaman bir roman tadında ilerleyen sayfaları , yazarın bazen bir durumu anlatabilmek için ' seçtiği ' ya da ' uydurduğu ' kelimelerin ışıltısı bazen de Gogol ' ü anlatırken ondan başka kolay kolay kimsenin kullanmaya cesaret edemeyeceği ' sıfatları ' seçmesinden belli ediyor kendini zaten .
İLMEK İLMEK ÇÖZÜMLEME
' Sırf yerel diyalektikle yazıldığı ya da uzak yerlerin egzotik atmosferinde geçtiği için bazı kitaplardan hoşlanan kişilerle hiçbir zaman uyuşamadım . ' Bu itirazla açılıyor diyebiliriz Nabokov ' un Gogol hakkında ' bilinenleri ' ters yüz etmeye başlaması . Az önce de dediğim gibi ' Rus taşrası ' ve ' yerel ağız ' yorumlarının tekdüzeliğinden sıkılanlardan biri Nabokov da anlaşılan ve bu bağlamda Gogol ' ün yapıtlarıyla ilgili net bir sınır çiziyor : ( ' ) Bunun içindir ki , Akşam Toplantıları ' nın iki cildi gibi , 1835 ' te yayımlanmış Mirgorod Öyküleri başlıklı iki ciltte toplanmış hikâyeler de hiç ilgimi çekmiyor . ' Nabokov ' un bahsettiği bu eserler , Gogol ' ün ilkgençlik ürünleri . Yani , yeniyetme bir yazarın dönmeye çalıştığı kritik virajların en önemlisi . Yazarın itirazı da tam olarak bu noktada gerçek şeklini alıyor . Gogol ' ü bu yapıtlarıyla değerlendirip onu mizah ve taşra yazarı yaftasını vuranlara yöneltiyor alaycı sesini . Oysa Nabokov ' a göre ; ( ' ) mizah yazarı olduğu sanılan Gogol kendini belli belirsiz şekilde Arabeskler ' lerde gösterir ; Müfettiş , Palto ve Ölü Canlar ' da ise tam anlamıyla hayat bulur . ' ( s . 35 )
Kitap da Gogol ' ün bu kritik virajda ardında bıraktığı eserlerini ele almıyor zaten . Yazarın ne Taras Bulba ne de Eski Zaman Beyleri gibi ' önemli sayılan ' yapıtları Nabokov ' un değerlendirmesine girmiyor . Sadece ' belli belirsiz şekilde ' Gogol ' ün gerçek dehasını sergilemeye başladığı Neva Bulvarı , Bir Delinin Hatıra Defteri ve Portre ' den biraz dem vuruyor o kadar . Tam olarak odaklandığı ve ilmek ilmek çözümlemesini yaptığı yapıtlar ise Gogol ' ün gerçek anlamda ' hayat bulduğunu ' söylediği yapıtları : Müfettiş , Palto ve Ölü Canlar .
Nikolay GogolNabokov ' un bu ilmek ilmek çözümlemesinde ise ' aksiyon içre şiir ' diye tanımladığı Gogol ' ün Müfettiş ' i ön sırayı alıyor . Görünen tarafıyla değil hep art alanda , çaktırmadan ama coşkuyla akıp giden , göze batmasa da Gogol ' ü Gogol yapan unsurlar üzerine kuruyor eleştirisini Nabokov . Ayrıca yine Müfettiş özelinde yazarın aslında bizi nasıl bir dünyaya seyahate çıkardığını da gözler önüne seriyor . Bunun yanında sataşmadan da duramıyor yazar . Sözü de hep Gogol ' ü tek yanlı düşünüp üzerine müthiş mizah yazarı ya da taşra gerçeğinin harika anlatıcısı damgasını yapıştıran ' basit zihinli insanlara ' . Aynı şekilde Palto ' yu da görünenden çok farklı bir bakış açısıyla yorumluyor . Hatta öyle ki bildiğimiz kahramanın asıl kahraman olmadığını -kanıtları ve yorumlarıyla- söyleyecek kadar ileri gidiyor . Kitabın asıl ilgi çeken yanını ise yazarın Ölü Canlar üzerine yazdıkları meydana getiriyor . Okuduğumuz değil okumadığımız Ölü Canlar ' ı dahi yorumuna alıyor yazar . Bilindiği gibi Gogol romanını üç cilt olarak tasarlamıştı . Nabokov , müsveddelerden ve Gogol ' ün o sıralarda arkadaşlarıyla mektuplaşmalarından okuyamadığımız Ölü Canlar ' ın bir nevi haritasını çıkarıyor bize .
Sayfalar arasında Gogol ' den sonra ismine en çok rastladığımız bir diğer isim ise Puşkin . Sık sık sızıyor cümle içlerine Puşkin . Bunun da elbet birkaç nedeni var . Gogol bağlamında ilerlersek ilkin Puşkin ' in onun yakın arkadaşı ve hocası olduğunu söylemeliyiz . İkinci olarak da Nabokov ' un edebi görüleri devreye giriyor . Yazarın Puşkin ' e duyduğu hayranlık sonucunda göndermeler , alıntılar ve hatıralarla kitabın bir diğer kahramanı olup çıkıveriyor .
DÜNYA EDEBİYATINA NOTLAR
Kitapta Gogol ' ün özel hayatı da oldukça ön planda . Onun yaşamına , ailesine ve arkadaşlarıyla olan ilişkisine de değiniliyor , ancak belli sınırlar dahilinde tabii . Bu sınırı da edebiyat belirliyor elbet . Tüm çevresinin ve yaşantısının eserlerine ne kadar ve nasıl etki ettiği çerçevesinde yer veriliyor bu yaşanmışlıklara . Özellikle , Nabokov ' un Rusçadan kendi tercümesiyle kitaba koyduğu mektuplar da bu bağlamda kilit rol oynuyor diyebiliriz . Örnekle söylenenleri somutlaştırmak gerekirse de Gogol ' ün yapıtlarının arka planında yer alan Tanrı ve cehennem korkusunun nereden geldiğini gösteren şu satırlara bakalım : ' Akıl almaz , isterik , batıl itikat sahibi ve aşırı derecede kuşkucu , yine de hayli sevimli olan Maria Gogol , oğluna ömür boyu eziyet çektiren cehennem korkusunun ilham kaynağı olarak kabul edilmektedir ; ' ( s . 19 ) Burada Maria Gogol , ünlü yazarın annesi olduğu için değil , oğlunun yapıtlarına sinen bu korkunun arka planında yer alan kişi olarak girmiş kitaba . Yani , kitapta özel yaşam kumkumalığı yapılıp konu bulandırılmıyor . Eksen hep Gogol ve onun kollarının uzandığı dünya , yani edebiyat . Yine aynı şekilde Gogol ' ün dini nasıl alımladığı ve edebiyatına nasıl yerleştirdiği yaşamından sahnelerle gözler önüne seriliyor .
Gogol bağlamında dünya edebiyatına düşülen notlar da kitabın ilgi çeken bir diğer yüzünü oluşturuyor . Özellikle de Nabokov ' un bu kitabında sık üstünde durduğu , hatta kafaya taktığı , ' gerçeklik ' konusunda . Tüm bu ' yerel dil ' , ' taşra ' ve ' mizah ' tartışmalarını da içine alacak geniş bir kapsamda ele alıyor ' gerçeklik ' sorununu Nabokov . Neye ve kime göre soruları da bu tartışmanın temelini meydana getiriyor . ' Bir sanat eserinin ' gerçek bir hikâye ' ye dayanıyor olmasından marazi şekilde tatmin olmamız ne tuhaftır . ' ( s . 43 ) Yine ' faydacı ' anlayış da aynı nedenlerle Nabokov ' un nefretini toplayanlardan . Bunu da ' gerçek ve hayalgücü ' uçurumuna saplayarak ele alabilmemiz mümkün : ' Edebi eserlerinin eğitici veya ruhu yüceltici , yahut akağaç şurubu gibi , zeytinyağı gibi sağlıklı olmasını isteyenlere karşı bitmez bir garezim var ; ' ( s . 45 )
Nabokov ' un bu kitabını daha önce yazarın sık sık söylediği ' yadırgatıcı deha ' Gogol ' le hiç tanışmamış olanlar karşılarına nasıl bir ' deha ' çıkacağını anlamak ve ona göre tedbirlerini almak , okuyanlar ise kitapları raflarından tekrar indirip ' ben nerede hata yaptım ' deyip sil baştan etmek için okuyabilirler . Çünkü Nabokov ' zihin açan ' bu kitabında ezber bozmayı ve tüm öğretilenlere itiraz edip bunları ters yüz etmeyi kafasına koymuş , bu çok belli . Nabokov , Gogol ' ü yeniden okumanın mümkün olduğunu ' bağırıyor ' kitabında ve bu okuma yolunun da çağdaş pratiklerden pek tabi geçebileceğini vurguluyor . Bunun yanında ' yaratıcı eleştirinin ' de kapılarını zorluyor yazar . Bir yazarın herhangi bir eserini nereden didiklemeye başlanacağını merak edenler için de önemli bir kaynak Nabokov ' un bu kitabı .
Dostoyevski ' nin deyimiyle Rus edebiyatının tümünü ' paltosundan çıkaran ' Gogol üzerine , çağdaş edebiyatın en önemli kalemleri arasında gösterilen Vladimir Nabokov ' un incelemesiydi kitap ve ' açıcı ' olacağı daha yazarından belliydi ki öyle de oldu . Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyip Gogol üzerine tüm bildiklerimizi kaşıyıp kanatmak , yıkıp tekrar kurmak için yazmış kitabı Nabokov . Klişelerden kurtulup bir yazar üzerine yeni fikirler üretilebileceğinin , 1800 ' lü yıllarda ürünlerini vermiş bir ' dehanın ' bugünün perspektifi ve görüleriyle de yorumlanabileceğinin güzel bir örneğini sermiş göz önüne ayrıca .
Kitabın , Gogol ' ün yaşamı ve eserleri çerçevesinde ona odaklanan ' bilimsel ' bir bakış olmasının ötesinde , dünya edebiyatında kendine yer edinmiş çok önemli bir romancı olan Nabokov ' un kaleminden çıktığını da unutmamak gerekir . Kitabın her cümlesi bu bilinçle okunmalı ki romanlarından ' oyuncu ' kalemini bildiğimiz Nabokov ' un benzetmelerinin ve bir yazarı yorumlayabilmedeki zekâsının tadına varalım . Zaten metin de üzerinde isim bulunmasa bile ' Nabokov ' imzasını her satırında barındırıyor . Bu ' ayrıksı ' incelemenin her haliyle bir Nabokov metni olduğu da zaman zaman bir roman tadında ilerleyen sayfaları , yazarın bazen bir durumu anlatabilmek için ' seçtiği ' ya da ' uydurduğu ' kelimelerin ışıltısı bazen de Gogol ' ü anlatırken ondan başka kolay kolay kimsenin kullanmaya cesaret edemeyeceği ' sıfatları ' seçmesinden belli ediyor kendini zaten .
İLMEK İLMEK ÇÖZÜMLEME
' Sırf yerel diyalektikle yazıldığı ya da uzak yerlerin egzotik atmosferinde geçtiği için bazı kitaplardan hoşlanan kişilerle hiçbir zaman uyuşamadım . ' Bu itirazla açılıyor diyebiliriz Nabokov ' un Gogol hakkında ' bilinenleri ' ters yüz etmeye başlaması . Az önce de dediğim gibi ' Rus taşrası ' ve ' yerel ağız ' yorumlarının tekdüzeliğinden sıkılanlardan biri Nabokov da anlaşılan ve bu bağlamda Gogol ' ün yapıtlarıyla ilgili net bir sınır çiziyor : ( ' ) Bunun içindir ki , Akşam Toplantıları ' nın iki cildi gibi , 1835 ' te yayımlanmış Mirgorod Öyküleri başlıklı iki ciltte toplanmış hikâyeler de hiç ilgimi çekmiyor . ' Nabokov ' un bahsettiği bu eserler , Gogol ' ün ilkgençlik ürünleri . Yani , yeniyetme bir yazarın dönmeye çalıştığı kritik virajların en önemlisi . Yazarın itirazı da tam olarak bu noktada gerçek şeklini alıyor . Gogol ' ü bu yapıtlarıyla değerlendirip onu mizah ve taşra yazarı yaftasını vuranlara yöneltiyor alaycı sesini . Oysa Nabokov ' a göre ; ( ' ) mizah yazarı olduğu sanılan Gogol kendini belli belirsiz şekilde Arabeskler ' lerde gösterir ; Müfettiş , Palto ve Ölü Canlar ' da ise tam anlamıyla hayat bulur . ' ( s . 35 )
Kitap da Gogol ' ün bu kritik virajda ardında bıraktığı eserlerini ele almıyor zaten . Yazarın ne Taras Bulba ne de Eski Zaman Beyleri gibi ' önemli sayılan ' yapıtları Nabokov ' un değerlendirmesine girmiyor . Sadece ' belli belirsiz şekilde ' Gogol ' ün gerçek dehasını sergilemeye başladığı Neva Bulvarı , Bir Delinin Hatıra Defteri ve Portre ' den biraz dem vuruyor o kadar . Tam olarak odaklandığı ve ilmek ilmek çözümlemesini yaptığı yapıtlar ise Gogol ' ün gerçek anlamda ' hayat bulduğunu ' söylediği yapıtları : Müfettiş , Palto ve Ölü Canlar .
Nikolay GogolNabokov ' un bu ilmek ilmek çözümlemesinde ise ' aksiyon içre şiir ' diye tanımladığı Gogol ' ün Müfettiş ' i ön sırayı alıyor . Görünen tarafıyla değil hep art alanda , çaktırmadan ama coşkuyla akıp giden , göze batmasa da Gogol ' ü Gogol yapan unsurlar üzerine kuruyor eleştirisini Nabokov . Ayrıca yine Müfettiş özelinde yazarın aslında bizi nasıl bir dünyaya seyahate çıkardığını da gözler önüne seriyor . Bunun yanında sataşmadan da duramıyor yazar . Sözü de hep Gogol ' ü tek yanlı düşünüp üzerine müthiş mizah yazarı ya da taşra gerçeğinin harika anlatıcısı damgasını yapıştıran ' basit zihinli insanlara ' . Aynı şekilde Palto ' yu da görünenden çok farklı bir bakış açısıyla yorumluyor . Hatta öyle ki bildiğimiz kahramanın asıl kahraman olmadığını -kanıtları ve yorumlarıyla- söyleyecek kadar ileri gidiyor . Kitabın asıl ilgi çeken yanını ise yazarın Ölü Canlar üzerine yazdıkları meydana getiriyor . Okuduğumuz değil okumadığımız Ölü Canlar ' ı dahi yorumuna alıyor yazar . Bilindiği gibi Gogol romanını üç cilt olarak tasarlamıştı . Nabokov , müsveddelerden ve Gogol ' ün o sıralarda arkadaşlarıyla mektuplaşmalarından okuyamadığımız Ölü Canlar ' ın bir nevi haritasını çıkarıyor bize .
Sayfalar arasında Gogol ' den sonra ismine en çok rastladığımız bir diğer isim ise Puşkin . Sık sık sızıyor cümle içlerine Puşkin . Bunun da elbet birkaç nedeni var . Gogol bağlamında ilerlersek ilkin Puşkin ' in onun yakın arkadaşı ve hocası olduğunu söylemeliyiz . İkinci olarak da Nabokov ' un edebi görüleri devreye giriyor . Yazarın Puşkin ' e duyduğu hayranlık sonucunda göndermeler , alıntılar ve hatıralarla kitabın bir diğer kahramanı olup çıkıveriyor .
DÜNYA EDEBİYATINA NOTLAR
Kitapta Gogol ' ün özel hayatı da oldukça ön planda . Onun yaşamına , ailesine ve arkadaşlarıyla olan ilişkisine de değiniliyor , ancak belli sınırlar dahilinde tabii . Bu sınırı da edebiyat belirliyor elbet . Tüm çevresinin ve yaşantısının eserlerine ne kadar ve nasıl etki ettiği çerçevesinde yer veriliyor bu yaşanmışlıklara . Özellikle , Nabokov ' un Rusçadan kendi tercümesiyle kitaba koyduğu mektuplar da bu bağlamda kilit rol oynuyor diyebiliriz . Örnekle söylenenleri somutlaştırmak gerekirse de Gogol ' ün yapıtlarının arka planında yer alan Tanrı ve cehennem korkusunun nereden geldiğini gösteren şu satırlara bakalım : ' Akıl almaz , isterik , batıl itikat sahibi ve aşırı derecede kuşkucu , yine de hayli sevimli olan Maria Gogol , oğluna ömür boyu eziyet çektiren cehennem korkusunun ilham kaynağı olarak kabul edilmektedir ; ' ( s . 19 ) Burada Maria Gogol , ünlü yazarın annesi olduğu için değil , oğlunun yapıtlarına sinen bu korkunun arka planında yer alan kişi olarak girmiş kitaba . Yani , kitapta özel yaşam kumkumalığı yapılıp konu bulandırılmıyor . Eksen hep Gogol ve onun kollarının uzandığı dünya , yani edebiyat . Yine aynı şekilde Gogol ' ün dini nasıl alımladığı ve edebiyatına nasıl yerleştirdiği yaşamından sahnelerle gözler önüne seriliyor .
Gogol bağlamında dünya edebiyatına düşülen notlar da kitabın ilgi çeken bir diğer yüzünü oluşturuyor . Özellikle de Nabokov ' un bu kitabında sık üstünde durduğu , hatta kafaya taktığı , ' gerçeklik ' konusunda . Tüm bu ' yerel dil ' , ' taşra ' ve ' mizah ' tartışmalarını da içine alacak geniş bir kapsamda ele alıyor ' gerçeklik ' sorununu Nabokov . Neye ve kime göre soruları da bu tartışmanın temelini meydana getiriyor . ' Bir sanat eserinin ' gerçek bir hikâye ' ye dayanıyor olmasından marazi şekilde tatmin olmamız ne tuhaftır . ' ( s . 43 ) Yine ' faydacı ' anlayış da aynı nedenlerle Nabokov ' un nefretini toplayanlardan . Bunu da ' gerçek ve hayalgücü ' uçurumuna saplayarak ele alabilmemiz mümkün : ' Edebi eserlerinin eğitici veya ruhu yüceltici , yahut akağaç şurubu gibi , zeytinyağı gibi sağlıklı olmasını isteyenlere karşı bitmez bir garezim var ; ' ( s . 45 )
Nabokov ' un bu kitabını daha önce yazarın sık sık söylediği ' yadırgatıcı deha ' Gogol ' le hiç tanışmamış olanlar karşılarına nasıl bir ' deha ' çıkacağını anlamak ve ona göre tedbirlerini almak , okuyanlar ise kitapları raflarından tekrar indirip ' ben nerede hata yaptım ' deyip sil baştan etmek için okuyabilirler . Çünkü Nabokov ' zihin açan ' bu kitabında ezber bozmayı ve tüm öğretilenlere itiraz edip bunları ters yüz etmeyi kafasına koymuş , bu çok belli . Nabokov , Gogol ' ü yeniden okumanın mümkün olduğunu ' bağırıyor ' kitabında ve bu okuma yolunun da çağdaş pratiklerden pek tabi geçebileceğini vurguluyor . Bunun yanında ' yaratıcı eleştirinin ' de kapılarını zorluyor yazar . Bir yazarın herhangi bir eserini nereden didiklemeye başlanacağını merak edenler için de önemli bir kaynak Nabokov ' un bu kitabı .