Adanın Tamamına Su Taşıyacağızankara
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye`den KKTC`ye sağlanacak suya ilişkin proje çerçevesinde, su miktarının artırılabileceğini ve adanın tamamına yönelik olabileceğini söyledi.
Atalay, Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleriyle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi.
Kıbrıs sorunu konusundaki son gelişmeleri anlatan Atalay, taraflar arasındaki müzakerelerin yoğun bir şekilde yürüdüğünü görüşmelerin neredeyse son etabına gelindiğini söyledi.
Türkiye'nin adil ve kalıcı çözümden yana olduğunu ve adada federal ortaklığı nihai çözüm olarak gördüklerini dile getiren Atalay, 22-24 Ocak'ta tarafların BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un başkanlığında New York'ta bir araya geleceklerini hatırlattı.
BM Genel Sekreterinin görüşmeler için çok çaba sarf ettiğini söyleyen Atalay, burada beklenenin Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katıldığı beşli toplantı yolunun açılması ve daha sonra referanduma gidilmesi olduğunu kaydetti.
Temmuz ayından önce nihai çözüme ulaşılabileceğini ifade eden Atalay, böylece AB dönem başkanlığının da ada için farklı bir çerçevede gerçekleşebileceğini belirtti.
KKTC'nin güçlenmesi ve ekonomik kalkınması konusunda da iyi bir süreç yürüttüklerini vurgulayan Atalay, KKTC'de siyasi istikrar bulunmasının buna katkı sağladığını kaydetti.
Türkiye ve KKTC arasındaki ilişkilerin çok uyumlu yürütüldüğünü ve böyle olmasına imtina gösterdiklerini dile getiren Atalay, KKTC'de iç işlerine müdahil olmadan daha çok ekonomik kalkınma alanında destek sağladıklarını söyledi.
Türkiye'nin KKTC'ye sağladığı mali destekte bir sıkıntı olmadığını ancak bunun ekonomik programın bir parçası olarak kullanılmasını tercih ettiklerini ifade eden Atalay, KKTC'de özel sektörün güçlenmesi yönünde çalışmaları olduğunu, bu çerçevede turizm sektörüne yaptıkları katkıyla 14 ülkeden charter uçuşları sağladıklarını söyledi.
Üniversite konusunda KKTC'de geçen yıl öğrenci sayısının azalacağı yönündeki endişenin gerçekleşmediğini belirten Atalay, KKTC'deki üniversitelerin bölgede bir marka olduğunu ve Türkiye haricindeki çevre ülkelerden de öğrencilerin gelmeye başladığını belirtti.
-Ada'ya su 2014'te-Adaya Türkiye'den sağlanacak su projesinin bütün hızıyla devam ettiğini bildiren Atalay, projenin Anamur kısmı ve baraj kısmının ihale safhasında olduğunu, KKTC'deki baraj ve dağıtım çalışmalarının da yapılmakta olduğunu kaydetti.
Projenin maliyetinin yaklaşık 650-700 milyon dolar olduğunu ve bunun KKTC'ye yapılan normal mali yardımın dışında gerçekleştiğini ifade eden Atalay, "Su miktarı artırılabilir, adanın tamamına yönelik su taşıyacağız" dedi.
KKTC'de genel olarak ekonomide bir rahatlama olduğuna dikkati çeken Atalay, önümüzdeki zaman içerisinde güneyden kuzeye gelişin artacağını düşündüğünü kaydetti.
Gelişmiş ve kalkınmış bir KKTC'nin elinin daima güçlü olacağını belirten Atalay, "Türkiye olarak KKTC'nin her zaman yanındayız, ilgiliyiz" dedi.
Atalay, doğalgaz çalışmalarının da karada Magosa tarafında bir, bir buçuk ay içinde başlayacağını bildirdi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Atalay, adaya sağlanacak suyla ilgili soru üzerine, su miktarının dört misline kadar çıkabileceği bir kapasite düşünüldüğünü, bu miktarın içme ve kullanma konusunda bütün adaya yetebileceğini söyledi.
Projenin 2014 yılının baharında faaliyete geçmesini hedeflediklerini vurgulayan Atalay, ancak KKTC'de suyun iç dağıtımının iyi yürütülmesine büyük önem verdiklerini söyledi.
KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında gündeme gelen tazminatların bir kısmının suyla ödenmesinin söz konusu olup olamayacağı yönündeki soru üzerine de Atalay, bu konuda kendisinin bildiği bir şey bulunmadığını kaydetti.
-Demokratikleşme çalışmaları-Atalay, demokratikleşme çalışmaları konusundaki soru üzerine demokratikleşme sürecinin AK Parti'nin temel misyonu olduğunu ifade ederek, Adalet Bakanlığının çalışmasının Bakanlar Kuruluna sunumunun yapıldığını ve yakın zamanda meclise gelebileceğini söyledi.
Düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında pek çok gelişme olduğunu belirten Atalay, "Mümkün olabildiğince, şiddet taşımayan düşüncenin özgür kalması yönünde de çabalarımız var ve olacak, bu sürecek" dedi.
Demokratikleşme paketinin sadece terörle irtibatlı olmadığını vurgulayan Atalay, gazetecilerle ilgili tartışılan konuların da bulunduğunu, bu konunun da daima gündemlerinde olduğunu kaydetti.
İnsan hakları dosyasının da kendi sorumluluğunda olduğuna dikkati çeken Atalay, İnsan Hakları Kurumu kurulması çalışmalarının da sürdüğünü bildirdi.
Bu çalışmanın Paris Şartı'nı yeterince karşılamadığı eleştirisinin bulunduğunu ifade eden Atalay, bu kurumu kurmakta kararlılığında olduklarını kaydetti.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın, "silah Kürtlerin sigortasıdır" dediğinin belirtilmesi ve bu konudaki görüşünün sorulması üzerine Atalay, o bilgiyi doğrulamak gerektiğini, emin olmadığı bir konuda beyanda bulunmak istemediğini söyledi.
Atalay, "Siyasetin şiddetle arasına mesafe koymadığı durumlarda o siyaset olmuyor. Bizim Türkiye'de en büyük sıkıntılarımızdan birisi. O kesim, BDP açısından" dedi.
Kıbrıs'ta 1 Temmuz'a kadar çözüm olacağı ümidini ne kadar taşıdığı yönündeki soru üzerine Atalay, umuttan ziyade bu konuda kendi arzuları, beklentileri ve çabaları olduğunu söyledi.
Kıbrıs Rum Kesimi'nin olumlu bir yaklaşımı ve gayretleri olmadığını vurgulayan Atalay, ancak 22-24 Ocak'taki görüşmelerin önemli bir dönemeç olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Bu görüşmelerin yapıcı bir rol oynanması ve sonuca götürülmesi mümkün olması halinde iyi bir fırsat olduğuna işaret eden Atalay, bu görüşmelerin önemli bir dönemeç olduğunu vurgulayarak, "O noktadan sonra başka şeyler tartışılabilir" dedi.
"Başarısızlık halinde Kıbrıs ne olur?" sorusu üzerine Atalay, her halükarda Kıbrıs'ın güçlü olacağını belirterek, "Daima bizim dış politikamızın Kıbrıs'la ilgili B planı vardır" dedi.
"KKTC'yi tanımaya hazır kaç ülke var" sorusu üzerine de Atalay, o yönde bir çalışma yürütmediklerini ancak KKTC'ye ilgiyi artırma konusunda büyük mesafeler alındığını söyledi.
İşten çıkarılan Kıbrıs Türk Havayolları çalışanlarının durumuyla ilgili soruyu yanıtlarken Atalay, bu personelin bir kısmının istihdamının sağlandığını ve istihdam edilemeyenlerle ilgili sorunun çözülmesi için çaba harcadıklarını bildirdi.
Bir başka soru üzerine de Atalay, kendisine KKTC'deki üniversitelerin hiçbirisinin Türkiye'de de faaliyet göstermek konusunda bir taleplerinin kendisine ulaşmadığını söyledi.
Kaynak: AA
Kıbrıs sorunu konusundaki son gelişmeleri anlatan Atalay, taraflar arasındaki müzakerelerin yoğun bir şekilde yürüdüğünü görüşmelerin neredeyse son etabına gelindiğini söyledi.
Türkiye'nin adil ve kalıcı çözümden yana olduğunu ve adada federal ortaklığı nihai çözüm olarak gördüklerini dile getiren Atalay, 22-24 Ocak'ta tarafların BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un başkanlığında New York'ta bir araya geleceklerini hatırlattı.
BM Genel Sekreterinin görüşmeler için çok çaba sarf ettiğini söyleyen Atalay, burada beklenenin Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katıldığı beşli toplantı yolunun açılması ve daha sonra referanduma gidilmesi olduğunu kaydetti.
Temmuz ayından önce nihai çözüme ulaşılabileceğini ifade eden Atalay, böylece AB dönem başkanlığının da ada için farklı bir çerçevede gerçekleşebileceğini belirtti.
KKTC'nin güçlenmesi ve ekonomik kalkınması konusunda da iyi bir süreç yürüttüklerini vurgulayan Atalay, KKTC'de siyasi istikrar bulunmasının buna katkı sağladığını kaydetti.
Türkiye ve KKTC arasındaki ilişkilerin çok uyumlu yürütüldüğünü ve böyle olmasına imtina gösterdiklerini dile getiren Atalay, KKTC'de iç işlerine müdahil olmadan daha çok ekonomik kalkınma alanında destek sağladıklarını söyledi.
Türkiye'nin KKTC'ye sağladığı mali destekte bir sıkıntı olmadığını ancak bunun ekonomik programın bir parçası olarak kullanılmasını tercih ettiklerini ifade eden Atalay, KKTC'de özel sektörün güçlenmesi yönünde çalışmaları olduğunu, bu çerçevede turizm sektörüne yaptıkları katkıyla 14 ülkeden charter uçuşları sağladıklarını söyledi.
Üniversite konusunda KKTC'de geçen yıl öğrenci sayısının azalacağı yönündeki endişenin gerçekleşmediğini belirten Atalay, KKTC'deki üniversitelerin bölgede bir marka olduğunu ve Türkiye haricindeki çevre ülkelerden de öğrencilerin gelmeye başladığını belirtti.
-Ada'ya su 2014'te-Adaya Türkiye'den sağlanacak su projesinin bütün hızıyla devam ettiğini bildiren Atalay, projenin Anamur kısmı ve baraj kısmının ihale safhasında olduğunu, KKTC'deki baraj ve dağıtım çalışmalarının da yapılmakta olduğunu kaydetti.
Projenin maliyetinin yaklaşık 650-700 milyon dolar olduğunu ve bunun KKTC'ye yapılan normal mali yardımın dışında gerçekleştiğini ifade eden Atalay, "Su miktarı artırılabilir, adanın tamamına yönelik su taşıyacağız" dedi.
KKTC'de genel olarak ekonomide bir rahatlama olduğuna dikkati çeken Atalay, önümüzdeki zaman içerisinde güneyden kuzeye gelişin artacağını düşündüğünü kaydetti.
Gelişmiş ve kalkınmış bir KKTC'nin elinin daima güçlü olacağını belirten Atalay, "Türkiye olarak KKTC'nin her zaman yanındayız, ilgiliyiz" dedi.
Atalay, doğalgaz çalışmalarının da karada Magosa tarafında bir, bir buçuk ay içinde başlayacağını bildirdi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Atalay, adaya sağlanacak suyla ilgili soru üzerine, su miktarının dört misline kadar çıkabileceği bir kapasite düşünüldüğünü, bu miktarın içme ve kullanma konusunda bütün adaya yetebileceğini söyledi.
Projenin 2014 yılının baharında faaliyete geçmesini hedeflediklerini vurgulayan Atalay, ancak KKTC'de suyun iç dağıtımının iyi yürütülmesine büyük önem verdiklerini söyledi.
KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi arasında gündeme gelen tazminatların bir kısmının suyla ödenmesinin söz konusu olup olamayacağı yönündeki soru üzerine de Atalay, bu konuda kendisinin bildiği bir şey bulunmadığını kaydetti.
-Demokratikleşme çalışmaları-Atalay, demokratikleşme çalışmaları konusundaki soru üzerine demokratikleşme sürecinin AK Parti'nin temel misyonu olduğunu ifade ederek, Adalet Bakanlığının çalışmasının Bakanlar Kuruluna sunumunun yapıldığını ve yakın zamanda meclise gelebileceğini söyledi.
Düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında pek çok gelişme olduğunu belirten Atalay, "Mümkün olabildiğince, şiddet taşımayan düşüncenin özgür kalması yönünde de çabalarımız var ve olacak, bu sürecek" dedi.
Demokratikleşme paketinin sadece terörle irtibatlı olmadığını vurgulayan Atalay, gazetecilerle ilgili tartışılan konuların da bulunduğunu, bu konunun da daima gündemlerinde olduğunu kaydetti.
İnsan hakları dosyasının da kendi sorumluluğunda olduğuna dikkati çeken Atalay, İnsan Hakları Kurumu kurulması çalışmalarının da sürdüğünü bildirdi.
Bu çalışmanın Paris Şartı'nı yeterince karşılamadığı eleştirisinin bulunduğunu ifade eden Atalay, bu kurumu kurmakta kararlılığında olduklarını kaydetti.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın, "silah Kürtlerin sigortasıdır" dediğinin belirtilmesi ve bu konudaki görüşünün sorulması üzerine Atalay, o bilgiyi doğrulamak gerektiğini, emin olmadığı bir konuda beyanda bulunmak istemediğini söyledi.
Atalay, "Siyasetin şiddetle arasına mesafe koymadığı durumlarda o siyaset olmuyor. Bizim Türkiye'de en büyük sıkıntılarımızdan birisi. O kesim, BDP açısından" dedi.
Kıbrıs'ta 1 Temmuz'a kadar çözüm olacağı ümidini ne kadar taşıdığı yönündeki soru üzerine Atalay, umuttan ziyade bu konuda kendi arzuları, beklentileri ve çabaları olduğunu söyledi.
Kıbrıs Rum Kesimi'nin olumlu bir yaklaşımı ve gayretleri olmadığını vurgulayan Atalay, ancak 22-24 Ocak'taki görüşmelerin önemli bir dönemeç olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Bu görüşmelerin yapıcı bir rol oynanması ve sonuca götürülmesi mümkün olması halinde iyi bir fırsat olduğuna işaret eden Atalay, bu görüşmelerin önemli bir dönemeç olduğunu vurgulayarak, "O noktadan sonra başka şeyler tartışılabilir" dedi.
"Başarısızlık halinde Kıbrıs ne olur?" sorusu üzerine Atalay, her halükarda Kıbrıs'ın güçlü olacağını belirterek, "Daima bizim dış politikamızın Kıbrıs'la ilgili B planı vardır" dedi.
"KKTC'yi tanımaya hazır kaç ülke var" sorusu üzerine de Atalay, o yönde bir çalışma yürütmediklerini ancak KKTC'ye ilgiyi artırma konusunda büyük mesafeler alındığını söyledi.
İşten çıkarılan Kıbrıs Türk Havayolları çalışanlarının durumuyla ilgili soruyu yanıtlarken Atalay, bu personelin bir kısmının istihdamının sağlandığını ve istihdam edilemeyenlerle ilgili sorunun çözülmesi için çaba harcadıklarını bildirdi.
Bir başka soru üzerine de Atalay, kendisine KKTC'deki üniversitelerin hiçbirisinin Türkiye'de de faaliyet göstermek konusunda bir taleplerinin kendisine ulaşmadığını söyledi.