Ümit Fırat: Bdp'nin Meclis'e Girmeme Kararının Anlaşılabilir Gerekçesi Yok

BDP'nin haftasonu yaptığı kongreyi değerlendiren Kürt yazar Ümit Fırat, "Cumartesi günkü BDP ne ise Pazartesi günkü BDP de o.

Yani aradaki pazar günü birşey olmadı." dedi. Fırat, BDP'nin Meclis'e girmeme kararının hiçbir anlaşılabilir gerekçesi olmadığını vurguladı.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Fırat, BDP'de değişen bir şeyin olmadığını, kendisinin de böyle bir beklenti içinde bulunmadığını ifade etti. BDP kongresinde, bir gün öncesinde hiç kimsenin aklına gelmeyen, beklenmeyen yeni bir karar, yeni bir stratejinin çıkmayacağının belli olduğunu belirten Fırat, bu gelenekte şimdiye kadar öyle bir şey olmadığını kaydetti.

BDP'nin öne sürdüğü müzakere maddelerinin yeni bir şey olmadığını dile getiren Fırat, bunların yıllardır savunulduğunu, ancak Hatip Dicle maddesinin ise manasız ve zorlama olduğunu ifade etti. Hatip Dicle'nin seçilememesinin, Meclis'te demokratik adımlar atılmayacağı anlamına gelmediğini anlatan Fırat, şöyle devam etti: "BDP'nin Meclis'e gelmemesi manasız ve gerekçesiz. Meclis'e girmeme kararının hiçbir anlaşılabilir gerekçesi yok. Nisan ayında karar verip aday olduğunuz zaman Meclis'in çok demokratik, sizin barınabilmeniz için çok uygun bir zeminde olduğunu söyleyip de bugün o şartların olmadığını söyleyerek tekrar o şartlara dönmek mi istiyoruzsunuz? Var mı öyle bir şans ya da onları oraya sokmayan bir güç mü var? Yok öyle bir şey. O Meclis'e seçilen 550 kişiden her biri ne kadar oraya girme hakkına, özgürlüğüne sahipse bunlar için de geçerli. Yani onların girmesi için özel bir uygulama yok, kısıtlama yok."

"MECLİS'E GİRMELERİ İÇİN SEÇİLDİLER"
Bu insanların tutukluluğunu kaldırmak için milletvekili yapılmadığını dile getiren Fırat, şöyle devam etti: "Bu insanlar o davanın, siyasetin birer savunucu ve birer yöneticisi olarak aday gösterildiler. Parlamentoya seçilmesinin engellenmesi gibi birşey olmadı. Şimdi hapisten çıkmasını engelleyen mahkemeler var. İşte bunların aşılması lazım. Bu da Meclis'i boykot etmekle olmaz. O zaman gidip mahkeme kapısında çadır kurun boykot edin. Meclis Başkanlığı talimat vermedi, tutukluları bırakmayın diye. Bu, Meclis'e girmeme gerekçesi olmamalıdır. Onları seçenler insanlar, aday oldukları ve Meclis'e girmeleri gerekir diye seçtiler. Şimdi onlar da girmeyeceğiz diyorlar. Seçmenlerinin ve kendilerini meşru çizgide gören diğer siyasi insanları, kitleleri bu konuda ne ölçüde dikkate alıyorlar. Hiç onların bu kararını destekleyen sokakta insanlar var mı, yok. Ayrıca, kendileri de bu işe ne kadar istekliler. Bunu bir ay içinde görmüş olacağız."