Okulu hastane odasına getirdiler
alatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavileri nedeniyle okula gidemeyen çocuklar, ders heyecanını tedavi gördükleri hastane odasında yaşıyor.
Küçük bedenlerinde ismini dahi bilmedikleri hastalıklarla mücadele ederken, bir yandan da güzel yarınlar için hayaller kuran çocuklar, eğitimlerini hastane ortamında kurulan okulda sürdürüyor. Hastane bünyesinde 11 yıl önce oluşturulan Turgut Özal Tıp Merkezi İlköğretim Okulu, yaklaşık 3 öğrencisi ve 3 öğretmeniyle ders yapıyor. Yılda bu şekilde eğitim alan öğrenci sayısı 250'yi aşıyor.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kızılay, yaptığı açıklamada, hastanede tedavi gören çocukların eğitimine ara vermemesi için 11 yıldan beri hastane okulunda eğitim verdiklerini söyledi.
Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Kızılay, "Ülkemizde okullar açıldı. Bütün çocuklarımız sağlıklı olarak dediğimiz okula gidemedi. Çocuklarımızın bir kısmı okulların açıldığı günü ve önümüzdeki belki birkaç haftayı hastanede geçirecekler. Hasta olan çocuklarımız ve birkaç haftasını belki daha uzun müddet hastanede süresini geçirecek, tedavisine devam edecek çocuklarımız burada okula gidecekler. Onların da en güzel şekilde eğitimleri devam edecek. Umuyorum ki onların da diğer arkadaşlarından eğitim açısından hiçbir eksikleri kalmayacak."
KRONİK HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR EĞİTİMLERİNDEN GERİ KALMIYOR
9 yıldan beri Turgut Özal Tıp Merkezi İlköğretim Okulu'nda öğretmenlik yapan Ayşe Güngör ise kronik hastalığı olan ve sürekli hastaneye bağlı yaşamak zorunda kalan çocukların eğitimlerinden geri kalmaması için hizmet verdiklerini belirtti.
Bu hizmeti verirken hem öğrencilerin derslerinden geri kalmamalarını, hem de onları önemsediklerini göstermek istediklerini ifade eden Güngör, şunları anlattı: "Yıl içerisinde yaklaşık 150 öğrenciye eğitim veriyoruz.. Burada uzun süreli kronik hastalığı olan çocuklar eğitimlerinden geri kalmasın diye arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Hastalarımız diyabet, kalp, böbrek, kanser gibi çok çeşitli gruplardan oluşuyor. Yaklaşık on bir yıldır hizmet veriyoruz. Her yıl değişik sayıda öğrencilerimiz oluyor. Bir de okul öncesi bölümümüz var 2 yıldır. Burada da yüzden fazla öğrencimiz oluyor. Bu şekilde öğrencilerimizin okulundan ve derslerinden geri kalmamalarını sağlıyoruz. Ayrıca da onlara psikolojik olarak ciddi bir destek verdiğimizi düşünüyoruz."
ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL ETKİNLİKLER DE DÜZENLENİYOR
Sosyal çalışmalara da ağırlık verdiklerini anlatan Güngör, "Öğrencilerimizin psikolojisini çok düşünüyoruz. Biz bu on içerisinde çeşitli sergi ve kermesler yaptık, düzenledik. 23 Nisanlarda, Çocuk Hakları Günü'nde seminerler yaptık. El sanatları çalışmalarına ve çocuklarımızın psikolojisine iyi gelecek çalışmalara da çok önem veriyoruz. Çünkü sürekli dersle çocukları sıkıştırmak ya da boğmak istemiyoruz." dedi.
Öğrencilerden Hazar Doğan da hastanede diyabet nedeniyle bulunduğunu, derslerin çok yararlı olduğunu ifade etti.
Doğan'ın annesi Gülcan Doğan ise hastane okul uygulamasının çok hoşuna gittiğini belirtti. Oğlunun Elazığ'da tedavi gördüğü sırada okul sıkıntısını yaşadığını anlatan Doğan, "Oğlum tip1 diyabet hastası, iki yıldır tip1 diyabet. Böyle bir ortamla ilk kez karşılaştım burada. Biz Elazığlıyız, Elazığ'da son 2 yıldır çok yattık. Ama bu sıkıntıyı çok yaşadık. On-on beş gün bir hastane sürecimiz oluyordu, oğlum çok kopukluk yaşıyordu okulla dersler arasında. Burada görünce, karşılaşınca sabah ilk bugün ilk duydum, çok hoşuma gitti." şeklinde konuştu.
Öğrencilerden Gülefşan Başçoban ise ilk başta okula gidemediği için üzüldüğün ancak hastane okulda sunulan olanakları görünce üzüntünün yerini sevincin aldığını dile getirdi.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kızılay, yaptığı açıklamada, hastanede tedavi gören çocukların eğitimine ara vermemesi için 11 yıldan beri hastane okulunda eğitim verdiklerini söyledi.
Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Kızılay, "Ülkemizde okullar açıldı. Bütün çocuklarımız sağlıklı olarak dediğimiz okula gidemedi. Çocuklarımızın bir kısmı okulların açıldığı günü ve önümüzdeki belki birkaç haftayı hastanede geçirecekler. Hasta olan çocuklarımız ve birkaç haftasını belki daha uzun müddet hastanede süresini geçirecek, tedavisine devam edecek çocuklarımız burada okula gidecekler. Onların da en güzel şekilde eğitimleri devam edecek. Umuyorum ki onların da diğer arkadaşlarından eğitim açısından hiçbir eksikleri kalmayacak."
KRONİK HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR EĞİTİMLERİNDEN GERİ KALMIYOR
9 yıldan beri Turgut Özal Tıp Merkezi İlköğretim Okulu'nda öğretmenlik yapan Ayşe Güngör ise kronik hastalığı olan ve sürekli hastaneye bağlı yaşamak zorunda kalan çocukların eğitimlerinden geri kalmaması için hizmet verdiklerini belirtti.
Bu hizmeti verirken hem öğrencilerin derslerinden geri kalmamalarını, hem de onları önemsediklerini göstermek istediklerini ifade eden Güngör, şunları anlattı: "Yıl içerisinde yaklaşık 150 öğrenciye eğitim veriyoruz.. Burada uzun süreli kronik hastalığı olan çocuklar eğitimlerinden geri kalmasın diye arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Hastalarımız diyabet, kalp, böbrek, kanser gibi çok çeşitli gruplardan oluşuyor. Yaklaşık on bir yıldır hizmet veriyoruz. Her yıl değişik sayıda öğrencilerimiz oluyor. Bir de okul öncesi bölümümüz var 2 yıldır. Burada da yüzden fazla öğrencimiz oluyor. Bu şekilde öğrencilerimizin okulundan ve derslerinden geri kalmamalarını sağlıyoruz. Ayrıca da onlara psikolojik olarak ciddi bir destek verdiğimizi düşünüyoruz."
ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL ETKİNLİKLER DE DÜZENLENİYOR
Sosyal çalışmalara da ağırlık verdiklerini anlatan Güngör, "Öğrencilerimizin psikolojisini çok düşünüyoruz. Biz bu on içerisinde çeşitli sergi ve kermesler yaptık, düzenledik. 23 Nisanlarda, Çocuk Hakları Günü'nde seminerler yaptık. El sanatları çalışmalarına ve çocuklarımızın psikolojisine iyi gelecek çalışmalara da çok önem veriyoruz. Çünkü sürekli dersle çocukları sıkıştırmak ya da boğmak istemiyoruz." dedi.
Öğrencilerden Hazar Doğan da hastanede diyabet nedeniyle bulunduğunu, derslerin çok yararlı olduğunu ifade etti.
Doğan'ın annesi Gülcan Doğan ise hastane okul uygulamasının çok hoşuna gittiğini belirtti. Oğlunun Elazığ'da tedavi gördüğü sırada okul sıkıntısını yaşadığını anlatan Doğan, "Oğlum tip1 diyabet hastası, iki yıldır tip1 diyabet. Böyle bir ortamla ilk kez karşılaştım burada. Biz Elazığlıyız, Elazığ'da son 2 yıldır çok yattık. Ama bu sıkıntıyı çok yaşadık. On-on beş gün bir hastane sürecimiz oluyordu, oğlum çok kopukluk yaşıyordu okulla dersler arasında. Burada görünce, karşılaşınca sabah ilk bugün ilk duydum, çok hoşuma gitti." şeklinde konuştu.
Öğrencilerden Gülefşan Başçoban ise ilk başta okula gidemediği için üzüldüğün ancak hastane okulda sunulan olanakları görünce üzüntünün yerini sevincin aldığını dile getirdi.