Bdp Grup Toplantısı Diyarbakır'da Yapıldı

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, "Şu saatten sonra Öcalan ile müzakerelerin yapılmasını istemiyoruz.

Bdp Grup Toplantısı Diyarbakır'da Yapıldı
Artık Öcalan'ın serbest bırakılmasını istiyoruz. Eğer sorunu çözme konusunda samimiyseniz bundan başka çözüm yoktur" dedi

BDP grup toplantısını Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesi Tesisler semtinde bulunan Cegerxwin Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdi. Toplantıya bazı grup milletvekillerinin yanında çok sayıda vatandaşta katıldı. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan BDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demlirtaş, Şemdinli'de yaşanan olayın sıradan bir olay oyladığını söyledi. Şemdinli'de yaşananların ortaya çıkarılması için özellikle gazetecileri, aydınları, heyetleri olayın olduğu yereçağıran Demirtaş, eskiden yine böyle olayların yaşandığını sivillerin katledildiğini, Kaymakamların Valilerin, 'Teröristler gelip bu kadar kişiyi katletti' demelerinin ardından olayın üstünün kapandığını kaydetti. Ankara ve İstanbul'daki gazetecilerin de bu olayların üstünün örtülmesine katkıda bulunduğunu aktaran Demirtaş, "Şimdi Şemdinli'de aynı şeyler yaşanıyor. Biri çocuk üç sivil insan yaşamını yitiriyor. Daha çatışmaların yaşandığı saatlerde üç sivilin PKK tarafından öldürüldüğü yazılıyor. Ne adlitahkikat var ne balistik inceleme var devlet bürokrasi ve medyanın işbirliği ile bu kirli savaş böyle yürütülüyor. Hükümet Şemdinli'ye bir baksın 90'lı yıllara dönme budur işte. O nedenle Şemdinli'de ne yaşandıysa ortaya çıksın. Oradaki resmi yetkililerin bunu ortaya çıkarmayacağı anlaşılmıştır. Ama insan hakları örgütleri medya Şemdinli'ye gidip gerçeği ortaya çıkarsın. Çünkü bu gerçek ortaya çıkarılırsa birçok şey açığa çıkar. Bizim dönemimizde faili meçhul cinayetler yaşanmadı diyen hükümet Tansu Çillerve Süleyman Demirel hükümetinin şimdiki versiyonu olduğu ortaya çıkmıştır. Biz bu topraklarda 1924'ten bu yana hukuk ve adalet görmedik. Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) iktidarı dönemsinde de görmedik geçmişte de görmedik. Bu nedenle Şemdinli'deki olayların üzerine gidilmeli. Katliam girişimlerinin ortaya çıkması için takipçi olacağız" dedi

"SES KAYITLARININ KAMUOYUNDAKİ TARTIŞMA BİÇİMİ, BİZCE HÜKÜMETE ÇOK CİDDİ MESAJ VERİYOR" Önceki gün MİT-PKK görüşmelerinin ses kaydının internette yayımlanmasına da değinen Demirtaş, o ses kayıtlarının muhatapları tarafından sahiplenirse saygı duyacaklarını söyledi. Ses kayıtlarının bu haliyle bile kamuoyunda tartışma biçimi kendilerince hükümete çok ciddi mesajlar verdiğini ifade eden Demirtaş, kamuoyunda kıyametlerin kopmadığını, insanların diyalogun, müzakerenin yapılması gereken akılcı yollar olarak gördüğünü belirtti. İstenirse PKK ile de Abdullah Öcalan'la da müzakerelerin açık birşekilde yürütülebilineceğini aktaran Demirtaş şöyle devam etti: "Türkiye toplumu müzakereye, diyaloga hazırdır. Kürt'ün de Türk'ün de diyaloga karşı bir tepkisi yoktur. Hükümet öyle teröristle görüşülmez lafları bir kenara bırakmalıdır. Kiminle savaşıyorsan onunla barışırsın. Bir grup ırkçı dışında hiç kimse diyaloga karşı çıkamaz. Hiç kimse Ak Parti'yi diyalog yaptı diye yıpratmaz, bundan güç alır. O nedenle ortaya çıkan ses kayıtları ile ilgili gelişen atmosfer doğru değerlendirilirse tam da açık müzakerelerin yapılması gereken bir noktadır. Bir yandan kara harekatıhazırlıkları yapılacak, diğer ülkelerden bunun için yardım istenecek, bir yandan da herkese kazandıracak müzakereden iktidar kaçacak. Hükümet bundan kaçamaz. Kaçıyorsa, savaştaki ısrarının gün yüzüne çıkması demektir. Biz BDP olarak bütün samimiyetimizle hükümeti bütün muhataplarla açık müzakereye davet ediyoruz. Hükümet binlerce askeri kandile göndermekten vazgeçmeli. Kandil'e gönderecekse bir müzakere heyeti göndermeli birini de İmralı'ya göndermeli. Bunu da halkın bilgisi ve hakemliği dahilinde yapmalı.Gencecik çocukları dağa taşa sürüklerken işin kcn örtülmesine kaolayına kaçarken rahatsınız, ama iş müzakereye gelince kamuoyu ne der telaşıyla tek yol tek seçenek olarak savaşa sarılacaksınız. Bunu doğru bulmuyoruz. Türk halkı da bunu bilmelidir ki bizim önerdiğimiz yöntem kimsenin burnunun kanamayacağı bir yöntemdir. Biz hükümetten Türkiye'yi bölmesini istemiyoruz. Müzakere yapmasını istiyoruz. Bu ortaya çıkan ses kayıtları işte böyle bir fırsat çairiyor. Daha çatışmaların yaşandığı saıkarıyor. Hiç kimsebunu istismar etmemeli. Yeter ki çözüm niyeti barış niyeti olsun. Herkese bu yöntemi tavsiye ediyoruz. Son seçenek olarak savaşı dayatanlara karşı alternatifimiz vardır diyoruz o da doğru müzakeredir doğru diyalogdur. Biz parti olarak blok olarak son bir savaş yaşansın diyenlerden olmayacağız. Son bir savaş yaşanmadan da bu sorun çözülebilir. Savaş tek seçeneğimiz değildir. Siyaset de bu noktada kabiliyetini göstermelidir. Eğer savaşı önleyecek bir siyaset muhalefet iktidar tarafından ortayla konulmuyorsasiyasetin hiçbir önemi yoktur. Çözüm arayışında kim samimidir kim değildir bu anlayış ortaya koyuyor. Bir taraftan kara harekatı bir an önce yapılmalı diyenler var. Buyurun ordunun önüne geçin bir yürüyün. Gariban Anadolu çocuklarını öne sürmek kolay. Bunlar barışı destekleyenler, bizler ise savaşın destekçisi oluyoruz. Biz operasyonlar dursun barış için çırpınırken biz savaş isteyen oluyoruz." "BİZ PKK'YI KOLLAMAK İÇİN CANLI KALKAN OLMADIK, İKİ TARAF DA ÖLMESİN DİYE YAPIYORUZ" Canlı kalkan olmalarını PKK'yı kollamak için yapmadıklarını belirten Demirtaş, canlı kalkan olmalarının sebebini iki tarafın da ölmemesi için yaptıklarını söyledi. En çok askerlerin canlı kalkanları desteklediğini ifade eden Demirtaş, kendilerinin bir savaş yaşanmasın diye çaba sarf ederken çocukların ölmemesi için diye bunları yaptıklarını kaydetti. Birini ezme, diz çöktürme üzerinden Kürt sorununun çözülemeyeceğini aktaran Demirtaş, "Böyle hiçbir sorun çözülmez. Kandil'de kökünü kazıyacağız dediğinizkişiler uzaydan gelmedi. Beş bin kişiyi kandilde katledeceğiz derken, on milyon Kürt'ü de katletmeyi göze almış demeksiniz. Çünkü onlar bu halkın evlatlarıdır" diye konuştu. PKK'nın ateşkes ilan edip silahsızlanma dahil bütün konuları görüşebileceklerini ilan ederken hükümetin amacının ortaya koymadığını belirten Demirtaş şunları dedi: "Bakın İran köklü bir devlettir. PJAK ateşkes ilan ediyor İran resmi olarak tartışıyor cevap veriyor. Burada ne oluyor. Ateşkes ilan edilsin diye aydınlar, STK'lar anneler çaba sarf ediyor. Hükümet yetkilileri ucuz kahramanlar gibi ortaya çıkıp biz bunu tanımayız, askeri operasyonları devam edeceğiz diyor. Bu nedenle hükümetin adım atması konusunda demokratik basıncın hükümete yöneltilmesi doğaldır. Anayasa. yetki hükümettedir. Meclis çoğunluğu hükümettedir. Hükümete seslenmeyeceğiz de kime sesleneceğiz.BDP bu konuda hiçbir çaba sarf etmedi diyenler, Kürt halkına da bize de insafsızca davranıyorlar. Eğer bizi doğru anlasalar, çağrılarımızı doğru anlasalar, bugün bu noktaya gelinmezdi. Bugün ortaya çıkan ses kayıtları on yıl önce gerçekleşmiş olsaydı böyle bir durumla karşılaşmayacaktık, bugün bunları yaşamazdık. Dünyada dostlar arasında barış olur mu. Düşmanlar arasında kcn örtülmesine kaçatışanlar arasında olmuştur. Zaten barış birbirine karşı çatışanlar savaşanlar arasında olur. Bu nedenle BDP'ninhükümete yaptığı çağrı son derecede önemlidir, anlamlıdır. Özellikle Kuzey Afrika ve Suriye'deki gelişmeleri göz önünde bulundurarak savaşta karara vermişse, bu durumda bize düşen şey onurumuzla direnmektir. Biz de buna hazırız." "Hyriyor. Daha çatışmaların yaşandığı saALK OLARAK HER AN HER ŞEYE HAZIRLIKLI OLACAĞIZ" Kendi halklarına bir kez daha çağrıda bulunduklarını ifade eden Demirtaş, "Halk olarak her an her şeye hazırlıklı olacağız. Mahallelerimizde toplantılarımızı yapacağız. Bizi bekleyen süreç eğer bir tasfiye katliam süreciyse direnmek için her an hazır olacağız" dedi

Operasyonların hiç durmadığını giderek büyüyeceğini savunan Demirtaş şöyle devam etti: "Bütün halkımız gece gündüz meydanlarda olacak şekilde hazır olmalıdır. Her dakikada kitleyi meydana dökecek kararlıkta hazırlıkta olmalıdır. Halkımız bunu tartışmalı gerçekleştirmelidir. Zaten bu konuda deneyimli bir halktır, yapıdır. Biz halkımıza güvenerek hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Her türlü saldırganlığa karşı direnme pozisyonu göreceğimizi biliyoruz. Her ne olursa olsun sonuçta halkımızın özgürlüğü kazanacak. Direnmekten tek bir geri adım atan namert olsun. Böylesi bir siyasal atmosferiçerisinde belki de en önemli tıkanma noktasına buradan bir kez daha vurgu yapmak istiyoruz. Öcalan'la yapılan görüşmeler ve tıkanmış olması. Süreç nerede tıkanmışsa oradan açılır. Kilit nerede tıkanmışsa oradan açılır. Elli gündür dünyanın üçüncü büyük ordusuna sahip, İsrail'e kafa tutan bir devlet, elli gündür kendi adasına, 'Şiddetli rüzgar var, koster bozuk' yalanıyla adaya gidemiyor. Hükümet kendini küçük düşürmek isteyebilir. Rahatlıkla yalan konuşabilir. Fakat bu yalanı bu uydurma gerekçeleri hiçkimsenin yutmadığını herkes biliyor herhalde. Her şeyden önce ayıptır." "İMRALI'YA, VEKİLLERE, ÇOCUKLARA KARŞI HUKUKU TANIMIYOR" Demirtaş, Öcalan'ın tecrit edildiğini vurgulayarak, ''Koskoca devletsiniz, hükümetsiniz. Çıkıp açıkça deyin ki biz siyasi şantaj yapıyoruz, siyasetten cezalandırıyoruz deyin daha haysiyetli bir tutumdur'' diye konuştu. Sürecin Çok farklı bir noktaya gittiğini vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir halkın önderini on metrelik bir çukurda tutup böyle yapmasını kabul etmeyiz. Bu hukuksuzluk bu siyasi rehine muamelesi, şantaj meselesi bitmediği müddetçe, devletin kafasında Kürt sorununun çözümüne dair pir pencere açıldığına inanmayız. İmralı'nın kendisi infaz kanununa usul kanununa, anayasaya, AİHM'e, CPT' ye, hepsine aykırı. Ama devlet 'ben orada hukuku tanımam' diyebiliyor. Eğer hukuku tanımamanın istisnaları varsa burada sınır yoktur. Bugün İmralı'ya, vekillere, çocuklara karşı hukukutanımıyor. Hukuku tanımayan bir hükümetin hukukunu kim tanıyacak? Sen hukukunu kabul etmiyorsan, birileri de çıkıp biz de senin hukukunu tanımıyoruz derse, bunu kabul etmeli. Adalet bakanı çıkıp tecridin gerekçesini açıklamalı tecridin gerekçesini ortaya koymalı. Şu saatten sonra artık İmralı'ya heyet gitsin görüşsün demiyoruz. Görüşecekseniz serbest bırakın, dışarıda görüşa kcn örtülmesine kaün. Biz artık Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz. Kürt sorununu çözme konusunda samimi iseniz yol yöntem budur.Çözüme inanıyorsanız yaparsınız. Başka yol bilmiyoruz. Doğru bildiğini doğru yöntemi göstereceğiz. Yasal düzeyde atılacak bütün adımları başta blok olmak üzere demokrasi güçleriyle çözeceksiniz. Kıvırmaya gerek yok. K"Hyriyor. Daha çatışmaların yaşandığı saürt halkının muhataplarını muhatap almadan sorun çözülmez. Kürt sorunu bitmiştir çözülmüştür deme yetkisi sadece Kürt halkına aittir. Onun dışında hiç kimsenin Kürt halkı adına senin sorunun bitmiştir deme yetkisi yoktur. Eğer bir halk kendisorununu çözmek istiyorsa ona saygılı olmalıdır.'' "BU SİYASİ OPERASYONLAR AK PARTİ'Yİ BİTİRECEK" Demirtaş, burada bulunan bütün siyasetçi arkadaşlarının bir komplo ile gözaltına alınmayla karşı karşıya olduğunu kaydetti. KCK operasyonunun onları tatmin etmemiş olacak ki, bir halkı top yekün cezaevlerine koymaya çalıştıklarını öne süren Demirtaş, şunları söyledi: "Bunu yapabilirler peki bu operasyona karşı meşruiyetleri var mı yoktur. Onu hiçbir zaman sağlayamayacaklardır. Bu siyasi operasyonlar AK Parti'yi bitirecek. Biz tutuklandıkça çoğalacağız; bizi tasfiye etmeye çalıştıkça büyüyeceğiz, hodri meydan diyoruz. Daha geçen hafta seçilen parti meclisi üyelerimizden iki tanesi Adana ve Mersin'de gözaltına alındı, tutuklandı. Devam etmeyecek mi? mutlaka edecektir. Bu konuda hükümet parça parça bu halkın siyasi iradesini tasfiye etmeye çalışacaktır. Bütün gençarkadaşlar bir kişi tutuklandıkça on kişi onların yerine geçmeye hazır olduğunu açıklamalı. Kimi alırsa onun yerine on arkadaş göreve başlamalıdır. Gençlik ve kadın özellikle bu rolünü oynamalıdır. Aksi halde bu operasyonların durmayacağını bilmeliyiz. Bu yüzden bütün arkadaşlar tek bir alandan geri adım atmadan bu tehdit ortamına papuç bırakmadan çalışmalarını sürdürmelidir. Ne yapacaklarsa zulümleri nereye kadarsa ellerinden geleceğini lütfen esirgemesinler. Tarihte görmedikleri direnmişi de karşılarındagöreceklerini bilsinler.'' DIŞ GEZİLERE ELEŞTİRİ Demirtaş, Başbakanın özellikle büyük bir afra tafra ile gerçekleştirdiği dış geziye dış politikaya da değinmek istediğini vurguladı. İsrail ile neredeyse savaş çıkacak diyen Demirtaş, ''Başbakan Gazze'ye gönderecekleri yardım gemilerine donanmanın eşlik edeceğini söylüyor. Bu gücün çıkması için anayasa göre meclisin elinde bu yetki. Ola ki, İsrail donanması ile aynı karasuda karşılaşır ve birbirlerine müdahale edeceklerse bu savaştır. Bunun da yetkisi meclistedir. Ama tek başına Başbakan bu kararı alıyor. Kendi partisinin bile haberi yok, bakanlar kurulunun haberi yok. Kameraların karşısına geçip savaş ilanında bulunuyor'' şeklindekonuştu, Bunun yapay bir gerilim olduğunu Başbakanın kendisinin de çok iyi bildiğini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İsrail ile yapılan bu yapay mesele; yeni bir İsrail olma peşinde. İsrail Yahudi'dir, Arap halkıyla uzlaşması mümkün değildir. Dolayısıyla İsrail kendisine verilen misyonu yerine getirmemiştir. Bunun yerine çok daha yumuşak bir güce ihtiyaç var. bu da AK Parti hükümetidir. Bu hengame arasında Malatcn örtülmesine kaya'ya AK Parti iktidarı füze kalkanı kurma kararı alıyor, İsrail'i, İran'dan korumak için yaptı. İsrail'e kafa tutan Başbakan bir anda Arap dünyasının lideri haline geliyor. BaşbakanınFilistin, Mısır, Libya, Lübnan, Tunus halkına döktüğü gözyaşlarının tamamının timsah gözyaşları olduğunu biliyoruz. Bugünlerde Mısır'da, Tunus'tayriyor. Daha çatışmaların yaşandığı sa oradaki halka coşkuyla seslenen başbakan bakın neler demiş yakın zamanda? Son imparator olsun Padişah olsun ne istiyorsa o olsun. Ama iki yüzlü olmasın. Bugün gitmiş Mübarek'e ezilen bu halkın taleplerini duymalıydın diyor. Dolayısıyla samimi olmak önemlidir. Türkiye toplumu bütün bunları sorgulamalıdır. Bunlar niye oluyor bunun arkasından ne gelecek, Suriye'den, Mısır'dan, Tunus'tan, Türkiye'nin, Amerika'nın, İngilizlerin beklentileri nedir? Başımıza neler gelecek? orada yaşayan Arap halklarının başına neler getirilecek? Mazlum Filistin halkına duyulan saygının Gazze'ninezilişinin dünyaya haykırışı değil. Türkiye bütün bunları tartışmalıdır.'' Yarın Esad rejimi düştüğünde Başbakan herhalde Suriye'yi de ziyaret edeceğini ileri süren Demirtaş, ''Biz merakla bekliyoruz mesela Suriye ziyaretinde Kürt halkının haklarını savunacak mı? Mesele oraya gidip Kürt halkı özerklik istiyor verin diyebilecek mi? Eğer samimi ise söylemesi lazım. Nasıl Libya, Tunus halkına söylüyorsa orada onlara da söylemelidir. Kendi ülkesine dönen Başbakandan bir beklentimiz daha var. Mısır'da yaptığınız konuşmayı Diyarbakır'da, Hakkari'de, Şırnak'ta da yapmalısınız. Ezilenbir halka karşı da bu konuşmayı yapın'' diye konuştu. Demirtaş, gelişen bu savaşa öncü rolünü oynayan kadınların, anaların Cumartesi günü büyük bir Ankara yürüyüşü gerçekleştireceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA