Deprem Oldu, Evi Yıkıldı Ama O Uykudan Uyanmadı

17 Ağustos 1999 depreminde 20 saat göçük altında kalan Metin Şener, depremi ve evin yıkılmasını hiç hissetmediğini, o gece uykudan hiç uyanmadığını söyledi.

Deprem Oldu, Evi Yıkıldı Ama O Uykudan Uyanmadı
Şener, dışarıdan kardeşinin bağırmasına kadar depremden haberi olmadığını, depremi ve binanın yıkılmasını hiç hissetmediğini söyledi. Şener, en acı olayı ise amcası Mustafa Şener’in yaşadığını belirterek, ‘Halamın kızı kaçmıştı, amcam onu karakoldan almaya gittikten sonra ev yıkıldı. Amcam ve eşi sağ kalırken 4 çocuğu göçük altında vefat etti.” şeklinde konuştu.

17 Ağustos 1999 Marmara depreminde göçük altında 20 saat kalan Metin Şener, 17 Ağustos’un üstünden yıllar geçmesine rağmen o günleri unutamadıklarını söyledi. ‘17 Ağustos gecesi saat 03 sularında büyük bir deprem oldu’ diyen Şener, oturduğu 5 katlı binanın 3. kata kadar yıkıldığını ifade ederek, “Bizim ev tek başına olduğundan, kolonlardan kırılma yaptığı için 3. kat en alt kata indi. Kendi sülalemizden 6 kişi, kendi binamızdan 19 kişi vefat etti. Dostlarımızı ahbaplarımızı, yıllarca bir arada yaşadığımız dostlarımız kaybettik. Sağda, solda kaybettiğimiz insanlar oldu.” diye konuştu.

Metin Şener, 20 saat kadar enkazda kaldığını dile getirdi. Şener, deprem olduğu sırada ve evin yıkılmasında hiçbir şekilde uyanmadığını, göçük altında kaldığını kardeşinin bağırmasından sonra duyduğunu ifade etti. Şener, Allah’ın o depremi kendisine duyurmadığını ifade ederek, “Nasıl duyurmadı, ben hiçbir şey duymadım. Benim balkonun değişik bir boyası vardı. Orada o balkona çıkmış ‘bu ağabeyimin balkonu’ demiş, oradan seslenince ben uyandım. Ondan önce o zaman kadar uyuyordum ben. Fakat bina yıkılmış. Deprem oldu bir şey duymadım. Biraderim geldi, ‘Abi abi’ diye seslenince yataktan başımı kaldırmak istedim ama başım göçükteki taşlara çarptı. Ne oldu diye sorduktan sonra deprem oldu deyince o saatte uyanmış bulunmaktayım.” şeklinde konuştu.
Göçük altında kendisine ulaşılmasının zor olduğunu, molozlar arasında sıkışık kaldığını kaydeden Şener, “Bana ulaşmak hayli güçtü. Üstümde 3 kat var. Belim sıkışık, bu ayağım çekyatın altına girmiş, yüzükoyun yatıyordum sadece sol elimi oynatabiliyordum. Diğer elim sıkışmış. Belden darbe almışım sırtımda kirişler var. Önümde bir kolon kırılmış oradan bir ışık kalem ucu kadar yavaş yavaş bir ışık vurmaya başladı. Oradan beni çekip alamadılar. Yukarıdan inmesi gerekiyor, yukarıdan da 3 kat var. Vinç getiriyorlar, kepçe getiriyorlar kaldırabilir misin diye soruyorlar. Onlar kulaklarımda. Oradan çıktıktan sonra yürüyemez durumdaydım. Bizim arabayla bir hastaneye, daha sonra özel bir hastaneye getirdiler. 15-20 gün bir tedavi gördüm.” ifadelerini kullandı.
Göçük altında kalmasından sonra ‘yürüyemeyeceğimi zannettim’ diyen Şener, “Çok zaman değneklerle dolaştım. Kalkamadım. Herhalde kendime hiç yürümeyecek diye kuruntu yaptım. Ama Allah’ıma hamd olsun bizler inançlı insanlarız. Deprem sonrasında bizim değil, herkesin hayatı değişti. İnsanlar evlerinden uzaklaştı. Kendi akrabalarından uzaklaştı.” dedi.

"HALAMIN KIZI KAÇINCA AMCAM KAROKALA GİTTİ, 4 ÇOCUĞUNU KAYBETTİ"
Şener, en acı hadiseyi ise amcası Mustafa Şener’in yaşadığını aktardı. Deprem gecesi saat 24.00 sularında amcası Mustafa Şener’in, kocaya kaçan yeğenini almak için emniyete gittiğini, aradan geçen süre sonrasında deprem olduğunu ve amcasının 4 çocuğunu kaybettiğini söyledi. Metin Şener, amcasının yaşadığı olayı şöyle anlattı:
“17 Ağustos depremi ile ilgili amcamın 4 tane çocuğu vefat etti. Hanımı ile kendisi yine aynı binada oturduğumuz halam vardı. Halamın kızı kaçıyor kocaya. Aradan birkaç gün sonra polis çocukla kızı karakola getiriyor. Amcam, hanımı ve eniştem oraya gidiyorlar. Karakolda baya bir zaman geçiyor. Saat 3 olduğundan onlar hala karakoldaydılar. Depremi orada yaşıyorlar. Daha sonra çıkıp hemen eve gidiyorlar. Deprem olduğu anlaşılıyor. Eve geldiklerinde bakıyorlar ki 3 saat önce ayrıldıkları bina yerle bir olmuş. Orada 4 çocuğu da vefa etti.”