Başbakan Erdoğan Kktc‘ye Gitti (2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Tv‘nin yayınlarının sınırlandırılması konusunda muhalefetin eleştirilerine, "Şu anda geçmişteki, bizim iktidarımızdan önceki protokol uygulamaya konulmuştur. İşin aslı budur. Kimsenin sesi kısılmıyor. Konuşacak yer bol, meydanlar açık, her yerde rahatlıkla konuşabilirsiniz" sözleriyle yanıt verdi.

Başbakan Erdoğan, KKTC‘ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı‘nda basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, bu KKTC ziyaretinin 61. Hükümetin Başbakanı olarak gerçekleştireceği ilk yurt dışı ziyareti olduğuna işaret ederek, seyahatinin bu bakımdan ayrı bir önem taşıdığını kaydetti. KKTC‘deki üst düzey yetkililerle yapacağı temaslarda Kıbrıs‘taki müzakere sürecinin nihai aşamasına gelindiği bu dönemde mevcut fırsat penceresi kapanmadan kalıcı bir uzlaşı için yapılması gerekenleri değerlendireceklerini

belirten Erdoğan, "Üç yıldır devam eden bu kapsamlı müzakerelerde artık önümüzdeki birkaç ay zarfında sürecin akıbetinin belli olmasını bekliyoruz. Hepinizin bildiği gibi Türk tarafı adada adil ve kalıcı, kapsamlı bir çözüme ulaşılabilmesine yönelik üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Halen de çözümden yana kararlı tutumunu devam ettirmektedir. Memnuniyetle ifade edebilirim ki; Türkiye ile KKTC arasındaki görüş noktasında herhangi bir farklılık söz konusu değildir. Hükümet olarak şimdiye kadar olduğu

gibi bu kritik dönemde de Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu‘nun liderliğinde Kıbrıs Türk tarafının içten ve yapıcı çabalarına samimiyetle destek vermeye devam edeceğiz" dedi.

Konuya sadece Kıbrıs perspektifinden değil, çok daha geniş bir vizyondan baktıklarını ifade eden Erdoğan, "Kıbrıs sorunu, etkileri itibarıyla sadece ada ile sınırlı kalan lokal bir mesele değildir. Bölgesel boyutları, uluslararası ve küresel etkileri olan bir meseledir. Bu nedenle çözüm hedefine ulaşılması sadece adadaki taraflar için değil, bölgedeki tüm ülkeler için yeni perspektifler sunacak, uluslararası barışa çok önemli katkılar sağlayacaktır" diye konuştu.

Çözüme ulaşmış bir Kıbrıs‘ın iki garantör devlet olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerde ortak geleceğin sağlam temelleri arasında yer alma potansiyeli taşıyacağını belirten Erdoğan, gerekli siyasi iradenin Rum tarafınca da süratle ortaya konulması halinde iki kesimli, iki toplumlu ve siyasi eşitlik temelinde iki kurucu devlete dayalı bir federasyon çerçevesindeki çözüm hedefine kısa zamanda ulaşılmasının zor olmadığını vurguladı. Erdoğan, "Şunu asla unutmamamız lazım; Kıbrıs meselesi yalnızca

bugüne ait bir sorumluluk değildir. Aynı zamanda gelecek nesillere karşı ortak borcumuzdur. Bu meseleyi ilanihaye çözümsüz bırakamayız. Adada yaşayan veyahut da orada bugüne kadar bu çileleri çeken tarafların geleceğini ilanihaye sıkıntı ve belirsizlik altında tutamayız" dedi.

Kıbrıs‘ın artık bir uzlaşı içine girmesi, kabuklarını kırması, özgür ve kişilik sahibi bir ülke olarak dünyadaki güçlü yerini alması gerektiğini belirten Erdoğan, Türkiye‘nin anavatan ve garantör ülke olarak Yunanistan ile hatta İngiltere ile bu konuda işbirliğine hazır olduğunu söyledi. Türkiye‘nin Kıbrıs konusunda B planı olup olmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, "Şu andaki plan çalışıyor. B-C planını şimdi konuşma zamanı değil. Bunlar vakti geldiğinde uygulanır, konuşulmaz" diye konuştu.

"KIBRIS TÜRK HALKINI ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ"

Kıbrıs Rum halkının da barış yönünde cesaretle adım atması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Hükümet olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki haksız kısıtlamaların kaldırılması için gayretlerimizi aralıksız şekilde sürdürüyoruz. Zira Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasında ortak bir gelecek öngörülüyorsa Kıbrıslı Türklere haksız bir şekilde tecrit uygulayarak bu geleceği inşa etmek mümkün değildir. Bizim önceliğimiz KKTC‘nin kendi ayakları üzerinde güvenle durabilmesi, kalkınması ve

gelişmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak, bu yönde KKTC Hükümeti ile el birliğiyle çalışmayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede ziyaretim sırasında muhataplarımla KKTC ekonomisinin sağlıklı biçimde geliştirilmesi ve ülkedeki refah seviyesinin Kıbrıs Türk halkının layık olduğu kalkınma düzeyine ulaşabilmesine yönelik olarak atılabilecek ilave adımları da ele alacağız" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının huzurunu ve refahını teminat altına almak için her türlü tedbiri almaya kararlı olduklarını da vurgulayarak, "Dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de şartlar ne olursa olsun Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz, bu haklı mücadelelerinde Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacağız" dedi.

"GÜNEY KIBRIS, AB DÖNEM BAŞKANI OLURSA TANIMAYIZ"

Kıbrıs Rum Kesimi‘nin AB dönem başkanı olması durumunda Türkiye-AB ilişkilerinin askıya alınacağına ilişkin açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Kıbrıs‘ta müstakil bir Kıbrıs devleti yoktur. Kuzey‘de Türk Devleti var. Onlar sadece güneyde var. Kimse dünyayı aldatmasın. Hele hele bizi kimse aldatmaya kalkmasın. Ortadan hatla ayrılmış bir Kıbrıs var. Kimi aldatıyorsunuz? Güney Kıbrıs‘a dönem başkanlığı vermeleri halinde kesinlikle kendilerini tanımıyoruz. Asla masaya oturmayız" dedi.

"KİMSENİN SESİ KISILMIYOR"

Meclis TV‘nin yayınlarının sınırlandırılması konusunda muhalefetin eleştirilerinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Meclis TV ile ilgili, TBMM ile TRT arasındaki protokolden herhalde muhalefetin haberi yok. Bunlar, bilmiş olsa bizim iyi niyetimizi görürlerdi" dedi. İktidara geldiklerinde Meclis TV‘nin yayın sisteminin şu an açıklanan durumla aynı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz geldiğimizde ‘burada bir esneme olsun‘ dedik, bunun için bir teşebbüsümüz oldu. Fakat baktık ki bu tamamen bir şov manzarası arz ediyor. Biz de artık halkımızın da bu noktadaki şikayetlerini itibara alarak gerek TRT, gerek TBMM‘ye düşüncelerimizi ilettik. ‘Bizim iktidarımızdan önce neyse devamı uygundur‘ dedik. Şu anda geçmişteki, bizim iktidarımızdan önceki protokol uygulamaya konulmuştur. İşin aslı budur. Kimsenin sesi kısılmıyor. Konuşacak yer bol, meydanlar açık, her yerde rahatlıkla

konuşabilirsiniz. Kaldı ki, TRT aynen diğer televizyonlar gibi haber bültenlerinde bunları aynen oralardan çekip kullanabilecektir, yayınlarını aynı şekilde yapacaktır. Ama nedir? Grup toplantılarını vermeyecektir. Veyahut da Meclis, 14.00-19.00 dışında yapmayacak. Özet yayınlarını da 14.00-15.00 arasına koyacak. Ama, ana haber yayınlarını televizyon sürdürecek."

YAŞ TOPLANTILARI

Bir gazetecinin ‘YAŞ toplantısında 170 generalin kritik bölgelerde görevlendirileceği söyleniyor. Bu terörle mücadelede atılacak adımlardan biri mi?‘ sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ben buna çok üzülüyorum. Medya şu anda kendisini YAŞ yerine koymuş vaziyette. YAŞ‘ın vereceği kararı, medya şu anda veriyor. O zaman bizim yapacağımız bir şey kalmadı. Bunlar YAŞ toplantısına bütün hazırlıklar gelir, müzakerelerini yaparız, ondan sonra hangi komutan nereye atanacak, bunları da orada oluşacak üst komuta kadrosu daha sonra belirler, onlar da onları oraya atarlar. Tabii ki gereken şartlara göre şüphesiz bu değişiklikler yapılabilir, yapılacaktır o ayrı mesele, ama şu anda YAŞ‘ın başkanı

olarak kim nereye atanacak ben bilmiyorum, ama medya biliyor."

"TERÖR KONUSUNDA HALA MEDYADAN BEKLEDİĞİMİZ DESTEĞİ BULAMADIK"

Başbakan Erdoğan ayrıca, terörle mücadele konusunda medyadan bekledikleri desteği bulamadıklarını belirterek, "Biz medyadan özellikle Dolapdere mevkisinin oradaki manzarasını yayınlamasını beklemezdik. Medyanın görevi bu olmasa gerek. Her şeyi yayınlamak herhalde şart değil. Onların toplumda meydana getirdiği yansımasını tahmin etmek gerek. Bu terör örgütüne hizmet ediyor, onların propagandasını yapıyor. Defaatle söylememize rağmen bunlar yapılıyor. ROJ TV ile Fırat ile dayanışma içinde olamayız, ancak

sizlerle yapabiliriz, düşünebiliriz. Bizim için meşru medya sizsiniz. Bu konuda da sizlerin gereken desteği vermeniz gerekir" diye konuştu.

Kaynak: İHA