Şantaj ve casusluk davasında karar

'Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarına ilişkin davada İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararını verdi.

''Şantaj ve askeri casusluk'' iddialarına ilişkin emekli Albay İbrahim Sezer'in de aralarında bulunduğu 56 kişinin yargılandığı davada, tutuklu sanıklar Üsteğmen Mehmet Emrah Küçükakça ve Astsubay Yiğit Ali Adlığ tahliye edildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık Kubilay Şükrü Özdemir, iddia edilen suçun ''mide bulandırıcı'' olduğunu ifade ederek, ''Ben evli, bir çocuğu olan, Türk Silahlı Kuvvetleri görevlisiyim. İddia edilen belgelerde ismimin neden yazıldığını bilmiyorum. Sanıyorum ismim art niyetli kişilerce bu belgelere yazılmış. Beraatımı talep ediyorum'' diye konuştu.

Savunma yapan tutuksuz sanık Ahmet Yasin Erdoğan da suçlamaya ilişkin kendisinden elde edilmiş suç delili olmadığını ve iddia edilen örgüt ile ilişkisi bulunmadığını belirterek, beraatını istedi.

Duruşmada tutuksuz sanıklardan Engin Turan ve Özcan Erdemir de savunmalarını yaptı.

ARA KARAR

Tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasını bir dahaki duruşmayı erteleyip, taleplerini alan mahkeme heyeti, ara kararında, tutuklu sanıklar Üsteğmen Mehmet Emrah Küçükakça ve Astsubay Yiğit Ali Adlığ'ın üzerlerine atılı suçun ceza kanunundaki yaptırım miktarı ve suç vasfının değişme ihtimalini göz önüne alarak tahliye edilmesine karar verdi.

Diğer 13 tutuklu sanığın, üzerlerine atılı suçların kanundaki yaptırım miktarları, haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların devam etmesi, müşteki ve tanıkların dinlenmemiş, ele geçirilen dijital verilerin bir kısmının bilirkişi incelemesinin yapılmamış, henüz delillerin yeterince toplanmamış olması ve buna bağlı olarak sanıkların toplanacak delillere etki etme ihtimallerini göz önüne alan mahkeme heyeti, tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Mahkeme heyeti, duruşmayı 5 Ekim'e erteledi.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, soruşturmayı başlatan ihbara ve soruşturmanın gelişim aşamalarına yer verilerek, elde edilen delillerden, şüpheliler İbrahim Sezer, Zeki Mesten, Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan ve Yücel Çipli'nin, çevrelerine topladıkları diğer şüphelilerle birlikte suç örgütü kurdukları ve ayrı ayrı hücre yapılanmasına girdikleri, ancak örgüt kapsamındaki tüm faaliyetleri birlikte gerçekleştirdikleri belirtilerek, şüpheliler Ali Sabri Sanal, Mehmet Kutlu, Mehmet Aygün, Şafak Yürekli, Fahri Can Yıldırım, Kemalettin Yakar ve Birdem Çetinkaya'nın örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri ifade ediliyor.

Suç örgütünün yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği ve sakladığı, çeşitli kurumlarda görev yapan binlerce kişi hakkında toplanan bu detaylı bilgilerin, ancak ciddi bir hiyerarşik yapılanmaya sahip, örgüt mensupları arasında eylem ve görev paylaşımı bulunan, azami ölçüde gizliliğe dikkat edilen bir suç örgütünce gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu belirtilen iddianamede, şöyle deniliyor:

''Örgüt mensuplarının, özellikle çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri her türlü bilgi, belge ve materyalleri aynı zamanda örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer'e gönderdikleri, örgüt mensuplarının özellikle şantaj amaçlı gizli görüntü elde edilmesi, casusluk faaliyetlerine yönelik gizli belge temin edilmesi, yine örgütün kullanmayı planladığı kişilere kadın ve yer temin edilmesi, örgüte düşman veya dost olan veya örgüt tarafından kullanılabilecek kişilerin belirlenmesi, ayrıca bu kişilerle ilgili kişisel verilerin kaydedilmesi işlemlerini yürüttükleri anlaşılmıştır.

Şüphelilerden ele geçirilen dijital verilerde yer alan gizli belgelerin mahiyeti, sayısı, bu hususta örgütün talimatları ve özellikle elde edilen belgelere ilişkin tutulan notlar göz önüne alındığında, özellikle devletin stratejik kurumlarına sızan örgüt mensuplarının çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri bağlı bulundukları örgüt yöneticilerine ulaştırdıkları, kendilerine bu belgeyi getiren ancak örgüt üyesi olmayan kişilere ücret ödedikleri, özellikle TÜBİTAK tarafından TSK için yürütülen ve ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları, casusluk faaliyeti kapsamında elde ettikleri bazı belge veya projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları, eylem ve faaliyetlerine devam etmek amacıyla çalıştıkları kuruma alınacak elemanlar arasına örgüt mensuplarını veya örgüte yakın kişileri yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.''

CEZA İSTEMLERİ

İddianamede, tutuklu sanık İbrahim Sezer'in ''suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 33 kez özel hayatın gizliliğini ihlal etme, haberleşmenin gizliliğini ihlal etme, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, fuhşa teşvik etme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme ve yasaklanan bilgileri temin etme'' suçlarından toplam 60 yıl 8 ay ile 172,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Gözaltına alındığında TÜBİTAK'ta daire başkanı olan sanıklardan Yücel Çipli'nin ise ''suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, yasaklanan bilgileri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme'' suçlarından toplam 31 ile 58 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, temin ettiği gizli belgeleri örgüt üyelerine verdiği iddia edilen Tuğamiral Şafak Yürekli'nin, ''örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, yasaklanan bilgileri temin etme'' suçlarından 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

''Askeri okulda okuyan bazı öğrencilerin disiplin cezası almaması amacıyla örgütün talimatlarına uygun olarak aracı olduğu ve örgüt yöneticisi emekli Albay İbrahim Sezer'e elinde bulunan bazı belge ve bilgileri dijital ortama kaydedip ilettiği'' öne sürülen sanık Tuğamiral Fahri Can Yıldırım'ın da ''suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan 1 ile 3 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Mehmet Seyfettin Alevcan, Zeki Mesten ve Tamer Zorlubaş'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın da 1 ile 115 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
Kaynak: AA