12 Haziran Genel Seçimlerinin Ardından

Barış ve Demokrasi Partisi‘nin (BDP) desteklediği bağımsız Van milletvekili Nazmi Gür, hiçbir milletvekili arkadaşının parlamentoya gidip kayıt yaptırmadığını ve yemin törenine de katılmayacaklarını söyledi.

BDP İl Başkanı Cüneyt Caniş ile birlikte Vangölü Gazeteciler Cemiyeti‘ni ziyaret eden Nazmi Gür, burada VGC Başkanı Fatih Sevinç, yönetim kurulu üyeleri ve basın mensupları tarafından karşılandı. Kısa sohbetin ardından son günlerde yaşanan siyasi olayları değerlendiren Gür, seçimde Van‘da bekledikleri iyi sonucu aldıklarını söyledi. Halkla birlikte çalışarak büyük başarı kazandıklarını ifade eden Gür, "Tabii ki bu büyük başarı halkımızın büyük zaferidir. Öyle görünüyor ki bu başarı Adalet ve Kalkınma

Partisi‘ni (AK Parti) çok korkuttu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), hiç görevi olmadan yetki alanının dışındaki bir kararla Hatip Dicle‘nin milletvekilliğin iptali yoluna gitti. Üstelik bu da açık bir şekilde aldığı bir kararla milletvekilliğini kanun dışı yolla AK Parti‘ye tevdi etmesi bu seçimlerde de halkımızın iradesine karşı AK Parti‘nin müdahalesi ve dolayısıyla ortaya çıkan iradeyi hazmetmediğinin en büyük kanıtıdır. Bizler 36 kişi ile bir grup oluşturduk ve parlamentoya gidiş sebebimiz, Türkiye‘nin

demokratik sorunlarına çözüm aramaktı. Biz aynı zamanda Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünü, demokratik anayasal çözümü için, barış için parlamentoya giremeye hazırlanırken YSK‘nın bu açık darbesi ve parlamentonun yetki alanına bu şekilde adeta bir darbe ile müdahale etmesi, Türkiye‘deki genel ortamı germiştir. Tabii ki bu gerginliğin nedeni AK Parti ve onun güdümünde olan YSK ve yargı sistemidir. Halkımız ve bizler demokratik tepkimizi ortaya koyduk. Bundan sonra da koymaya devam edeceğiz. Ta ki bu

AK Parti, ‘Ben nasıl olsa yüzde 50 oy aldım, bundan sonra ben ne dersem, ne istersem yaparım‘ tutumundan vazgeçinceye kadar. Çünkü hepimizde biliyoruz ki demokrasi ötekinin ve azınlıkların hakkıdır. Eğer çoğunluk olan, azınlık olanın hakkına riayet etmezse, onu korumazsa o ülkede demokrasiden söz edilemez. Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu olarak Diyarbakır‘da toplandık. Aldığımız grup kararı ile AK Parti bu sorunu, yani bozduğu ve yok ettiği bu hukuku yerine getirinceye kadar parlamentoya girememe kararı

aldık. Bu kararımız, halkımız tarafından büyük bir destek görmekte" şeklinde konuştu.

Diyarbakır‘daki STK‘ların yaptığı açıklamaya da değinen Gür, "Biz tabii ki sivil toplumun, halkımızın sesine çok kulak veren, onları dinleyen ve onların görüşlerine çok önem veren siyasal hareketlerin temsilcileriyiz. Diyarbakır‘daki sivil toplum örgütlerinin ne kadar tırnak içerisinde sivil olduklarını çok iyi biliyoruz. Ne şiş yansın ne kebap babında haklının, mazlumun hakkını savunacaklarına AK Parti‘yi haklı çıkaran bir yaklaşımla hem bizim tutumumuzun yanlış olduğunu hem de YSK‘nın tutumunun yanlış

olduğunu dile getiriyorlar. Oysa biz YSK‘yı tartışmadık. Biz YSK‘nın verdiği kararı hiçbir biçimde tartışmadık. Burada söz konusu olan AK Parti ve tutumudur. O sivil toplum örgütlerinin söyleyeceği şey şuydu: ‘Ey AK Parti, sen Kürt halkının Hatip Dicle‘ye ve verilen 80 bin seçmenin oyunu, iradesini hiçe sayarak açıkça bir milletvekilini gasp ettin. Bu milletvekili Diyarbakır‘ı ve bizi temsil edemez.‘ Bizim açımızdan o çağrım bir çerçevesi, yankısı, yansıması olmayacak. İnsanları vicdanlı olmaya davet

ediyoruz. Böyle tarafsız bir konuma düşeceğim diye mazlumun yanında yer alacaklarına bu işin gerçek sorumlusu olan AK Parti‘den yana tavır koymaları tabii ki bizim açımızdan kabul edilemez" şeklinde konuştu.

Milletvekili arkadaşlarının parlamentoya gidip kayıt yapmadıklarını hatırlatan Gür, "Yemin törenine de katılmayacağız. AK Parti bu durumu düzeltinceye kadar da biz bu parlamentoya girmeyeceğiz. Dolayısıyla burası sadece AK Parti‘nin parlamentosu olacak. Türkiye‘nin değişimi ve dönüşümü için Türkiye‘de yeni bir anayasanın hazırlığı için tam da kurucu bir işlevi görecek böyle bir parlamentoyu halkımız yüzde 95‘lik temsili oy oranıyla oluşturmuşken, sağından solundan kırpması ve üstelik 5 arkadaşımızın da

halen milletvekili olmalarına rağmen tahliye edilmemeleri, rehin tutulmaları kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA