Stockholm sendromuna noktayı koydu
AK Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Stockholm sendromu tartışmalarına noktayı koydu. Kılıç, CHP'yi hedef alarak, "Türk milleti, Anadolu insanı kendisine eziyet edenin peşinden gitmiş olsaydı, CHP'nin bugüne kadar ve bugünden sonra kesintisiz iktidarda kalması gerekirdi" dedi.
Tv8 ekranlarında yayınlanan erkan Tan ile Başkentten programının bugünkü bölümüne AK Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç konuk oldu. Kılıç, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Stockholm sendromuna ilişkin, CHP'yi ağır bir dille eleştirdi.
Kılıçdaroğlu'nun, seçmenin kendisine eziyet çektirene oy verdiği tespitini yaptığını ifade eden Kılıç, "MYK'sındaki, parti üst yönetimindeki akıldanelerinden bir tanesi de, kendisine eziyet edene oy vermenin bir bilimsel adı olduğunu, bunun adının da Stockholm sendromu olduğunu ifade etmiş. Sonrada Sayın Kılıçdaroğlu, Stockholm sendromunu dört elle yakalamış ve sahiplenmiş" diye konuştu.
Kılıç, Stockholm sendromunun ne demek olduğuna da açıklık getirdi:
"1973 senesinde banka korsanları, İsviçre'nin Stockholm kentinde bir banka şubesine girerler ve orada banka çalışanlarını, müşterileri rehin alırlar. Sonra polis müdahalesi sırasında rehinelerin korsanlarla birlikte hareket ettiği görülür. Hal böyle olunca Stockholm sendromu diye bir efsane türemiş, Sayın Kılıçdaroğlu da bunu sahiplenmiş."
"Kemal bey AK Parti millete eziyet etti, buna rağmen millet üçüncü defa AK Parti dedi demek istiyor" ifadesini kullanan Kılıç, "Kendisine şunu hatırlatmak lazım. Eğer Türk milleti, Anadolu insanı kendisine eziyet edenin peşinden gitmiş olsaydı, CHP'nin bugüne kadar ve bugünden sonra kesintisiz iktidarda kalması gerekirdi" şeklinde konuştu.
"HALK ÜZERİNDE EN YÜKSEK BASKIYI CHP KURDU"
Kılıç şunları söyledi:
"Cumhuriyet tarihinde değerlendirilirse, çok partili hayata geçmeden önce de çok partili hayata geçildikten sonra da, halk üzerinde en yüksek baskıyı kuran siyasi parti CHP'dir. Dersimdeki ölümlerin arkasında, yargısız infazların arkasında CHP var. Evlerden, camilerden Kur'an-ı Kerim'lerin toplatılmasının arkasında CHP var. Minarelerden ezanların susuturulmasının arkasında CHP var. Köylüden bir avuç buğday tohumunu esirgeyen zihniyet CHP zihniyeti. Gaz kuydurkları, yağ kuyrukları, 70 sente muhtaç Türkiye'nin resmi, akaryakıt, darboğaz, bütün bunların arkasında CHP var. Eğer Anadolu insanı kendisine eziyet edenin, kendisini sık boğaz edenin, kefen bezini bile karneye bağlayan siyasal düşüncelerin arkasından gidecek olsaydı, bugün CHP'nin hala iktidarda olması gereklirdi. Çok ayıp, çok büyük bir saygısızlık. Milli iradeye karşı böyle bir saygısızlığa bizim tepkisiz ve tavırsız kalmamız düşünelemez."
BEYAZ GAZETE
Kılıçdaroğlu'nun, seçmenin kendisine eziyet çektirene oy verdiği tespitini yaptığını ifade eden Kılıç, "MYK'sındaki, parti üst yönetimindeki akıldanelerinden bir tanesi de, kendisine eziyet edene oy vermenin bir bilimsel adı olduğunu, bunun adının da Stockholm sendromu olduğunu ifade etmiş. Sonrada Sayın Kılıçdaroğlu, Stockholm sendromunu dört elle yakalamış ve sahiplenmiş" diye konuştu.
Kılıç, Stockholm sendromunun ne demek olduğuna da açıklık getirdi:
"1973 senesinde banka korsanları, İsviçre'nin Stockholm kentinde bir banka şubesine girerler ve orada banka çalışanlarını, müşterileri rehin alırlar. Sonra polis müdahalesi sırasında rehinelerin korsanlarla birlikte hareket ettiği görülür. Hal böyle olunca Stockholm sendromu diye bir efsane türemiş, Sayın Kılıçdaroğlu da bunu sahiplenmiş."
"Kemal bey AK Parti millete eziyet etti, buna rağmen millet üçüncü defa AK Parti dedi demek istiyor" ifadesini kullanan Kılıç, "Kendisine şunu hatırlatmak lazım. Eğer Türk milleti, Anadolu insanı kendisine eziyet edenin peşinden gitmiş olsaydı, CHP'nin bugüne kadar ve bugünden sonra kesintisiz iktidarda kalması gerekirdi" şeklinde konuştu.
"HALK ÜZERİNDE EN YÜKSEK BASKIYI CHP KURDU"
Kılıç şunları söyledi:
"Cumhuriyet tarihinde değerlendirilirse, çok partili hayata geçmeden önce de çok partili hayata geçildikten sonra da, halk üzerinde en yüksek baskıyı kuran siyasi parti CHP'dir. Dersimdeki ölümlerin arkasında, yargısız infazların arkasında CHP var. Evlerden, camilerden Kur'an-ı Kerim'lerin toplatılmasının arkasında CHP var. Minarelerden ezanların susuturulmasının arkasında CHP var. Köylüden bir avuç buğday tohumunu esirgeyen zihniyet CHP zihniyeti. Gaz kuydurkları, yağ kuyrukları, 70 sente muhtaç Türkiye'nin resmi, akaryakıt, darboğaz, bütün bunların arkasında CHP var. Eğer Anadolu insanı kendisine eziyet edenin, kendisini sık boğaz edenin, kefen bezini bile karneye bağlayan siyasal düşüncelerin arkasından gidecek olsaydı, bugün CHP'nin hala iktidarda olması gereklirdi. Çok ayıp, çok büyük bir saygısızlık. Milli iradeye karşı böyle bir saygısızlığa bizim tepkisiz ve tavırsız kalmamız düşünelemez."
BEYAZ GAZETE