Ağasarlı Göçlerlerin 3 Aylık Yayla Yolculuğu Başladı

Gelenek ve görenekleriyle Karadeniz‘de ayrı bir yeri oyah Ağasarlılar, 9 aylık yayla hasretinin ardından yeniden yollara düştü. Göçerlerin geceli gündüzlü yolculuğa rağmen mutlu oldukları gözlendi.

Ağasarlı Göçlerlerin 3 Aylık Yayla Yolculuğu Başladı
Gelenek ve görenekleriyle Karadeniz‘de ayrı bir yeri oyah Ağasarlılar, 9 aylık yayla hasretinin ardından yeniden yollara düştü. Göçerlerin geceli gündüzlü yolculuğa rağmen mutlu oldukları gözlendi.

    Trabzon‘un Şalpazarı ilçesine bağlı köylüler, namı değer Ağasarlılar, başta Kadırga olmak üzere Alaca ve Sisdağı yaylalarına akın etmeye başladı. Renkli görüntülere sahne olan ve yaklaşık 50 kilometrelik yolu hayvanları ile birlikte geceli gündüzlü iki günde yürüyerek çıkan Ağasarlılar, yorgunluktan öte keyifli bir yolculuk yaptıklarına inanıyor.

    Asırlık geleneğin yaşatıldığı yayla yolculuğunda, kendine has folklorik kıyafetlerinin yanında hayvanlarını da süslemeyi ihmal etmeyen ve bu anlamda ilgi odağı olan Ağasarlı göçerler, yaklaşık 3 ay yaylada kalacak. Geçmiş yılların aksine, ekonomik imkanların da iyi olması asırlık geleneğin azalmasına sebep olurken bir grup göçerler bu gelenekten vazgeçemiyor. Göçerler, ‘Ağasar Yayla Göçü‘ olarak da bilinen yaylaya yürüyerek çıkma geleneğinin kendileri için olmazsa olmazlardan biri olduğunu savunuyor.

    Göçerler, yaylaya yürüyerek yolculuk yapmanın zor olmasına rağmen zevkli geçtiğine, hayvanların başına takılan çanların ise uzun süren yolculukta bir melodi niteliği taşıdığına inanıyor.

    Yaya göçünün ata dede geleneği olduğunu belirten Niyazi Karadeniz (63), ecdadının başlattığı bu yolda, torunları olarak imkanlar ölçüsünde gitmeye devam edeceklerini söyledi. Karadeniz, "Büyüklerimiz hep yürüyerek, yaylaya çıkmış. Biz de aynı geleneği sürdürüyoruz. Zor gibi görünse de sağlığı yerinde olan insanlar için keyifli bir yolculuk oluyor. Yayla göçü demek; hayvanların süslenmesi, boyunlarına çan ve kelek takılması demektir. Bunlar, göç boyunca bizim olmazsa olmazlarımızdandır. Hayvanlar bunlardan rahatsız olmuyor. Bir nevi hoşuna da gidiyor. Çan ve kelek sesi, yayla coşkumuzda bir melodi niteliği taşıyor." dedi.

    Yaylaya yürüme geleneğinin eskisi kadar olmasa da devam ettiğini kaydeden Karadeniz şöyle konuştu: "Bu geleneği eskisi kadar sürdüren kalmadı. Geceli gündüzlü iki gün yürümek kolay değil. Her ne kadar dinlenme molası versek de 9 ay sonra uzun yola çıkmak kolay olmuyor. Bu iş daha ziyade genç insanların işi. Yaşlı olanlardan kendine güvenen yürüyor. Yürüyemeyenler de hayvanlarını arabayla götürüyor. Sağlığımız elverdiği sürece biz bu gelenekten vazgeçemeyiz."

    Yaylada yaklaşık 3 ay kalacak göçerler, bu süre içinde bir çok şenliğe imza atacak. Bayram havasında geçen şenliklerde özellikle gurbette bulunan insanların katılımı ile bir nevi hasret dindirilmiş olacak.