Konya‘da Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği Toplantısı
Selçuk Üniversitesi‘nin (SÜ) ev sahipliği yaptığı Üniversite Hastaneleri Birliği Derneği‘nin 8. Toplantısı gerçekleştirildi.
SÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi‘nde düzenlenen toplantıya Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr Yusuf Ziya Özcan, SÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan ile üniversite rektörleri katıldı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaptığı konuşmada, hiçbir akademik alanın tıp kadar teoriyle pratiğin iç içe geçmediğini belirterek, "Hiçbir alan tıp kadar bilgi üretimiyle hizmet üretiminin birlikte yürümemiştir. Bütün üniversiteler önemlidir. Ama üniversite hastaneleri insanın varoluşunun en önemli parçası olan sağlığın teoriyle pratiğin aynı anda uygulandığı yerler olarak büyük önem arz eder. Aranızda bulunmaktan şahsi olarak büyük haz duyuyorum. Ben 4 yaşındayken annem Taşkent‘ten Konya‘daki
hastaneye yetiştirilemeyince doğum yaparken hayatını kaybetti. Liseye giderken bu olay nedeniyle annene hakkını ödemelisin denilerek Tıp Fakültesi yazmam konusunda büyük baskı gördüm. Ama ben sosyal bilimler okumak istiyordum. Tercihlerimin 14‘ü tıptı ve biri Boğaziçi İİBB. Puanım Boğaziçi Üniversitesi‘ne yettiği için oraya gittim. Ama kadın-doğum uzmanı bir eş nasip oldu. Sağlık alanında nasıl devrimsel değişim yaşadığımızı görmemiz gerek. Daha önce sağlığa yapılan yatırım 4.8 milyar lira iken, 2002-2010
arasında sağlığa yapılan yatırım 14.8 milyar lira. Hükümetimizin bu alana verdiği önemin yanı sıra ülkemizin her alanda ölçeği büyüyor. Her alanda büyürken sağlıkta küçük kalması mümkün olamaz. Sağlık alanında YÖK‘le üniversiteler arasındaki iletişimin daha da geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye‘deki sağlık sektörünün gelişmesi dış politikada da gelişmemizi sağlıyor. En son Libya‘daki yaralıları ülkemize getirmemiz dış politikada elimizi güçlendirdi. Irak‘ta ne zaman bir terör olayı yaşansa
ambulans uçağımız gider ve yaralıları alarak İstanbul ve Ankara‘daki hastanelere getirirdi. Kardeş toplulukların gönüllerini kazanmamızda sizlerin katkısı inkar edilemez" şeklinde konuştu.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ise, son zamanda sağlık alanında yaşanan en büyük problemin Tam Gün Yasası olduğunu belirterek, "Biz Sağlık Bakanımızla bu yasayla ilgili görüştüğümüzde isteğimiz akademisyenlerin herhangi bir maddi kayıp yaşamaması ve iş dışındaki zamanlarını yine sağlık alanında değerlendirebilmesiydi. Ama bunu yaparken bu zamanı muayenehanede değil başka sağlık kurumlarında çalışarak değerlendirmesiydi. Ancak uygulamaya gelince hukuki süreç uygulamayı başka bir yere getirdi. Bu dönemde
maddi kayıpla ilgili önerimiz tuttu ama diğer önerimiz tutmadı. Bu konuda ciddi sorunlar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bizim önerimiz kabul edilseydi bugün bu sorunlar yaşanmayacaktı. Ancak Bakanımızla görüşmelerimiz sürüyor. Bu sorunları ileride aşacağımıza inanıyorum" dedi.
Kaynak: İHA
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaptığı konuşmada, hiçbir akademik alanın tıp kadar teoriyle pratiğin iç içe geçmediğini belirterek, "Hiçbir alan tıp kadar bilgi üretimiyle hizmet üretiminin birlikte yürümemiştir. Bütün üniversiteler önemlidir. Ama üniversite hastaneleri insanın varoluşunun en önemli parçası olan sağlığın teoriyle pratiğin aynı anda uygulandığı yerler olarak büyük önem arz eder. Aranızda bulunmaktan şahsi olarak büyük haz duyuyorum. Ben 4 yaşındayken annem Taşkent‘ten Konya‘daki
hastaneye yetiştirilemeyince doğum yaparken hayatını kaybetti. Liseye giderken bu olay nedeniyle annene hakkını ödemelisin denilerek Tıp Fakültesi yazmam konusunda büyük baskı gördüm. Ama ben sosyal bilimler okumak istiyordum. Tercihlerimin 14‘ü tıptı ve biri Boğaziçi İİBB. Puanım Boğaziçi Üniversitesi‘ne yettiği için oraya gittim. Ama kadın-doğum uzmanı bir eş nasip oldu. Sağlık alanında nasıl devrimsel değişim yaşadığımızı görmemiz gerek. Daha önce sağlığa yapılan yatırım 4.8 milyar lira iken, 2002-2010
arasında sağlığa yapılan yatırım 14.8 milyar lira. Hükümetimizin bu alana verdiği önemin yanı sıra ülkemizin her alanda ölçeği büyüyor. Her alanda büyürken sağlıkta küçük kalması mümkün olamaz. Sağlık alanında YÖK‘le üniversiteler arasındaki iletişimin daha da geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye‘deki sağlık sektörünün gelişmesi dış politikada da gelişmemizi sağlıyor. En son Libya‘daki yaralıları ülkemize getirmemiz dış politikada elimizi güçlendirdi. Irak‘ta ne zaman bir terör olayı yaşansa
ambulans uçağımız gider ve yaralıları alarak İstanbul ve Ankara‘daki hastanelere getirirdi. Kardeş toplulukların gönüllerini kazanmamızda sizlerin katkısı inkar edilemez" şeklinde konuştu.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ise, son zamanda sağlık alanında yaşanan en büyük problemin Tam Gün Yasası olduğunu belirterek, "Biz Sağlık Bakanımızla bu yasayla ilgili görüştüğümüzde isteğimiz akademisyenlerin herhangi bir maddi kayıp yaşamaması ve iş dışındaki zamanlarını yine sağlık alanında değerlendirebilmesiydi. Ama bunu yaparken bu zamanı muayenehanede değil başka sağlık kurumlarında çalışarak değerlendirmesiydi. Ancak uygulamaya gelince hukuki süreç uygulamayı başka bir yere getirdi. Bu dönemde
maddi kayıpla ilgili önerimiz tuttu ama diğer önerimiz tutmadı. Bu konuda ciddi sorunlar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bizim önerimiz kabul edilseydi bugün bu sorunlar yaşanmayacaktı. Ancak Bakanımızla görüşmelerimiz sürüyor. Bu sorunları ileride aşacağımıza inanıyorum" dedi.