Bakan Günay‘dan Komünist Ve Şeriat Açıklaması
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği (İZSİAD) tarafından düzenlenen toplantıda Atatürk, cumhuriyet ve demokrasiye karşı olmanın büyük akılsızlık, saygısızlık ve vefasızlık olduğunu söyledi.
Tarihi Havagazı Fabrikası‘nda gerçekleşen toplantıda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Ertuğrul Günay, sinemanın turizme büyük katkısı olduğunu ifade ederek 2010 yılında Türk filmi seyircisinin 22 milyona çıktığını ve yabancı filmleri geçtiğini belirtti. Sinema sektörüne 5 yılda 100 milyon liraya yakın kaynak aktarıldığını belirten Günay, yeni teşviklerle ilgili yasal çalışma yapılacağını açıkladı. Deniz, kum gibi kitlesel turizm anlayışından ziyade Türkiye‘nin çeşitli
illerinden tarih turizmi çalışmalarının yapıldığını belirten Günay, şöyle konuştu: "Hedefimiz Efes‘i 1-2 yıl içinde UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi‘ne sokmak. Öte yandan 3 yıldır müzelerden elde edilen 70 milyon TL‘lik geliri, 170 milyon liraya çıkardık. Bu yıl 250 milyon lira bekliyoruz."
ORTAK DEĞERLERİ BİRBİRİMİZE SATMAYALIM
Türkiye‘nin gün geçtikçe içe kapanan bir ülke olmadığını ve dışa dönük bir ülke haline geldiğinin turizmdeki canlanmayla fark edilebilir olduğunu anlatan Günay, çoğulculuktan yana olduklarını ve Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun dünyanın dört bir köşesinde geçerli kılmak istediklerini söylei.
Bakan Günay; konuşmasında "Kimse kimseye Allah aşkına Atatürkçülük, Cumhuriyetçilik, demokrasi falan satmasın lütfen. İnsan akılsız olmalı cumhuriyete karşı çıkmak için. İnsan çok saygısız, vefasız olmalı Atatürk‘e irdeleyici, yargılayıcı bir şey söylemek için. Bunlar ortak değerler. Birisi birisine müslümanlık da, cumhuriyetçilik de satmasın. Atatürk, cumhuriyet, müslümanlık bunlar ortak değerler, bunları koyalım bir kenara" diye konuştu.
Sivas‘taki eski Madımak Oteli binasının müzeye dönüştürülmesinin de iyi bir haber olduğunu belirten Günay, şunları söyledi: ‘‘Madımak‘ın müze olmasıyla Türkiye‘nin bir ayıptan kurtulmuş ve ayıbıyla yüzleşmiş olacağına inanıyorum."
Toplantıda bir kadın üyenin, AK Parti‘de kadının statüsüyle ilgili ‘‘evinin hanımı olsun, evde otursun‘‘ anlayışının hakim olduğunu düşündüğünü dile getirerek, ‘‘Eğitimli kadınların size oy vermesi için bize neler söyleyeceksiniz? Çok güzel projeleriniz var ama benim gönlümü nasıl rahatlatacaksınız‘‘ demesi üzerine Günay partisinin kadının statüsü anlayışına İZSİAD eski Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İlknur Denizli‘nin partilerinden aday gösterilme örneği ile cevap verdi.
Günay, bu konuda şöyle konuştu: "İtiraf edeyim ki anlamıyorum. Bizim de eşimiz, çocuğumuz var. Biz de bu hayatın içinde yaşıyoruz. İnsanların bu saatten sonra ne yediği, ne içtiği, ne giydiğiyle ilgilenilmesi ve ona göre siyasi tavır alınması bana göre çok eskimiş gibi geliyor."
Artık bunu aşmak gerektiğini belirten Günay, sözlerini şöyle tamamladı: "Ben hayatım boyunca demokrasiyi savundum. Uzun dönem komünist olmadığımı anlatmaya çalıştım. Kenarından geçmedim bu düşüncenin. Ben neye inanıyorsam 30‘lu 40‘lı yaşlarımda, gene aynı şeye inanıyorum. Ben yine demokrasiye, sosyal adalete, çoğulculuğa inanıyorum. Bu sefer de şeriatçı olmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz. Artık bu suçlamalar dünyada bitti. Çoğulcu bir toplumda yaşayacağız biz. Eskiden siyasetin gündeminde Alevilik,
Sünnilik; Türklük, Kürtlük; başörtülü, başı açık, içki içiyor içmiyor; inanıyor inanmıyor konuları vardı. Bu eski fikirlerimizi bırakalım."
Kaynak: İHA
illerinden tarih turizmi çalışmalarının yapıldığını belirten Günay, şöyle konuştu: "Hedefimiz Efes‘i 1-2 yıl içinde UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi‘ne sokmak. Öte yandan 3 yıldır müzelerden elde edilen 70 milyon TL‘lik geliri, 170 milyon liraya çıkardık. Bu yıl 250 milyon lira bekliyoruz."
ORTAK DEĞERLERİ BİRBİRİMİZE SATMAYALIM
Türkiye‘nin gün geçtikçe içe kapanan bir ülke olmadığını ve dışa dönük bir ülke haline geldiğinin turizmdeki canlanmayla fark edilebilir olduğunu anlatan Günay, çoğulculuktan yana olduklarını ve Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun dünyanın dört bir köşesinde geçerli kılmak istediklerini söylei.
Bakan Günay; konuşmasında "Kimse kimseye Allah aşkına Atatürkçülük, Cumhuriyetçilik, demokrasi falan satmasın lütfen. İnsan akılsız olmalı cumhuriyete karşı çıkmak için. İnsan çok saygısız, vefasız olmalı Atatürk‘e irdeleyici, yargılayıcı bir şey söylemek için. Bunlar ortak değerler. Birisi birisine müslümanlık da, cumhuriyetçilik de satmasın. Atatürk, cumhuriyet, müslümanlık bunlar ortak değerler, bunları koyalım bir kenara" diye konuştu.
Sivas‘taki eski Madımak Oteli binasının müzeye dönüştürülmesinin de iyi bir haber olduğunu belirten Günay, şunları söyledi: ‘‘Madımak‘ın müze olmasıyla Türkiye‘nin bir ayıptan kurtulmuş ve ayıbıyla yüzleşmiş olacağına inanıyorum."
Toplantıda bir kadın üyenin, AK Parti‘de kadının statüsüyle ilgili ‘‘evinin hanımı olsun, evde otursun‘‘ anlayışının hakim olduğunu düşündüğünü dile getirerek, ‘‘Eğitimli kadınların size oy vermesi için bize neler söyleyeceksiniz? Çok güzel projeleriniz var ama benim gönlümü nasıl rahatlatacaksınız‘‘ demesi üzerine Günay partisinin kadının statüsü anlayışına İZSİAD eski Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İlknur Denizli‘nin partilerinden aday gösterilme örneği ile cevap verdi.
Günay, bu konuda şöyle konuştu: "İtiraf edeyim ki anlamıyorum. Bizim de eşimiz, çocuğumuz var. Biz de bu hayatın içinde yaşıyoruz. İnsanların bu saatten sonra ne yediği, ne içtiği, ne giydiğiyle ilgilenilmesi ve ona göre siyasi tavır alınması bana göre çok eskimiş gibi geliyor."
Artık bunu aşmak gerektiğini belirten Günay, sözlerini şöyle tamamladı: "Ben hayatım boyunca demokrasiyi savundum. Uzun dönem komünist olmadığımı anlatmaya çalıştım. Kenarından geçmedim bu düşüncenin. Ben neye inanıyorsam 30‘lu 40‘lı yaşlarımda, gene aynı şeye inanıyorum. Ben yine demokrasiye, sosyal adalete, çoğulculuğa inanıyorum. Bu sefer de şeriatçı olmadığımızı anlatmaya çalışıyoruz. Artık bu suçlamalar dünyada bitti. Çoğulcu bir toplumda yaşayacağız biz. Eskiden siyasetin gündeminde Alevilik,
Sünnilik; Türklük, Kürtlük; başörtülü, başı açık, içki içiyor içmiyor; inanıyor inanmıyor konuları vardı. Bu eski fikirlerimizi bırakalım."