Kars Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç;

Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç astımın her yaşta ortaya çıkabileceği gibi, bu hastalığa en sık çocuk yaşta rastlandığını vurguladı.

İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç, ‘Dünya Astım Günü’ münasebetiyle bir açıklama yaptı.

Nefes darlığı, 3 haftadan uzun süren öksürük, göğüste ıslık sesi ya da tıkanıklık hissi durumlarında mutlaka bir hekime başvurulması gerektiği belirten İl Sağlık Müdürü Dr. Sevinç, “Özellikle geceleri gelen ve hastayı uykudan uyandıran ya da eforla gelen öksürük yakınmaları olduğunda astım olası bir tanı olarak akla gelmelidir” dedi.

Astım hastalarının bir kısmında nefes darlığının sürekli bir hal alabildiğini belirten Kars İl Sağlık Müdürü, “Bu durum hastanın yaşam kalitesini bozarak sürekli geceleri uykudan uyandırmaya, iş gücü kaybına, nefes darılığı nedeniyle acile başvurulara ve hatta hastaneye yatmalara dahi neden olabilir. Astım hastaları, sağlıklı bir insandan farklı olarak hava yollarının sigara dumanı, parfüm, yemek ve bazı diğer kokulara karşı aşırı tepki veriyor.

Ev tozu, ev hayvanları, hamam böcekleri, küf mantarları, polenler gibi alerjenler, solunum yolları enfeksiyonları, soğuk hava, hava kirliliği ve en önemlisi sigara astım ataklarına neden olabilmektedir. Bunlara ek olarak psikolojik faktörler, gülme ya da ağlama gibi ani sık nefes alış verişini gerektiren manevralar da büyük oranda astım ataklarına neden olabilir. O yüzden tüm bu saydıklarımdan korunmak astım hastaları için büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

Özellikle hamileyken sigara içen annelerin bebeklerinde astım gelişme riskinin fazla olduğuna değinen Dr. Sevinç; “Gebelik sürecince pasif sigaraya dahi maruz kalan gebelerin çocuklarında da astım gelişme olasılığı yüksektir. Buna ek olarak hayatlarının ilk yıllarında sigaraya maruz kalan çocukların akciğer gelişimi büyük oranda olumsuz etkilenmekte, solunum fonksiyonları yaşıtlarından daha düşük olmakta ve bu da astım gelişme olasılığını yükseltmektedir. Bu nedenle sağlığımız üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri olan sigarayı kendi hayatımızdan, özellikle de çocuklarımızın hayatından çıkaralım” şeklinde konuştu.

Astımı tamamen yok etmenin mümkün olmayacağını ancak astımda tam kontrolün mümkün olduğunu bildiren Dr. Sevinç, hastalık konusundaki hedefleri şöyle özetledi:

“Esasen astımda tam kontrol; hastanın nefes darlığı, öksürük, tıkanıklık durumlarının olmaması, gece nefes darlığıyla uyanmaması, nefes darlığı nedeniyle acile başvurmaması ya da bu nedenle hastaneye yatmaması ve de kurtarıcı ilaç kullanmaması anlamına geliyor. Astım hastalığında bizim de gelmeyi hedeflediğimiz nokta bu.”

Hastanın da hedefinin tam kontrolü sağlamak olması gerektiğini vurgulayan Dr. Sevinç, sözlerine şöyle son verdi:

“Astımda evde takip hasta tarafından kolaylıkla yapılabilir. Hastanın hekimi tarafından önerilen ilaçları düzenli olarak kullanması ve kendi durumunu objektif olarak değerlendirmesi hastalığın seyrinin kontrolü açısından çok önemlidir. Basit olarak hasta bir çizelge yaparak nefes darlığının hafif, orta ya da şiddetli olup olmadığı ya da hiç nefes darlığı yaşamadığı şeklinde bir kağıda notlar alabilir. Burada hatırlatmam gereken diğer bir konu, hekim tarafından belirlenen ve olması gereken değerlerin altına düşülünce hastanın mutlaka doktoruna başvurması gerektiğidir. Herkese sağlıklı, mutlu günler dilerim.”

Akciğer içi hava yollarının uzun süreli iltihabi bir hastalığı olan astım, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sayıda insanın sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.

Temelinde genetik olan bu hastalığın gelişiminde, aile öyküsü ve çevresel faktörler de rol oynayabiliyor.

Kaynak: İHA