Bin Ladin'in yerine o geçecek
El Kaide lideri Usame bin Ladin'in Pakistan'da öldürülmesinin ardından Ladin'in Mısırlı sağ kolu Eymen El Zevahiri, örgütün başına geçecek en muhtemel aday olarak görülüyor.
El Kaide lideri Usame Bin Ladin öldürüldü (Son Detaylar)
ABD'nin 2001 yılında Afganistan'ı işgal etmesinden sonra terör örgütünü bir arada tutan şeyin, El Zevahiri'nin stratejik düşünme ve organizasyon becerileri olduğu biliniyor.
El Kaide'nin, kurucusu ve akıl hocasının ölmesinden sonra ne şekilde değişeceğini söylemek için henüz erken olmasına rağmen, El Zevahiri'nin liderliğindeki örgütün daha da radikalleşerek, Bin Ladin'in Pakistan'da Amerikan askerleri tarafından öldürülmesinin intikamını almak için yeni saldırılar düzenlemesi bekleniyor.
El Zevahiri'nin radikal görüşleri ve ölümcül şiddeti kullanmaya hazır olduğu şüphe götürmezken, 2001 yılında yazdığı "Peygamber Bayrağı Altındaki Şövalyeler" başlıklı tezinde, cihat hareketinin uzun dönemli stratejisini tespit etti.
Cihatçı çağrıyı bir yetişkinken keşfeden Bin Ladin'in aksine El Zevahiri, 10'lu yaşlarının ortasındayken, Allah'ın yolunu izlemediği için kafir olarak gördüğü dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın hükümetine karşı çıkmak için lise öğrencilerinden oluşan ilk gizli hücresini kurarak eylemlerine başladı.
El Zevahiri'ye cihat kapıları, genç bir doktorken, bir ziyaretçinin kendisine gelerek, Sovyet güçleriyle çatışan aşırı dinci militanları tedavi etmesi için Afganistan'a seyahat etmesini teklif etmesiyle açıldı.
Eymen El Zevahiri'nin Afganistan'da savaş bölgesine ilk kez 1980 yılında yaptığı birkaç ay süren gezi, gözlerini tamamen yeni bir olasılıklar dünyasına açmasını sağladı.
El Zevahiri, 20 yıl sonra kaleme aldığı yazısında, Afganistan'da gördüğünü, "Müslüman mücahit gençliği, dünyayı yönetecek daha büyük güç olacak Amerika'ya karşı gelecekte savaş açmaya hazırlayan eğitim kursu" sözleriyle değerlendirdi.
Bin Ladin ile El Zevahiri arasındaki bağ, 1980'lerin sonunda Sovyetler'in bombardımanı altında El Zevahiri'nin cihatçı Suudi milyonerini Afganistan'daki mağaralarda tedavi etmesiyle oluştu.
Bu dostluk, 11 Eylül 2001 yılında ABD'de terör saldırılarını düzenleyen El Kaide terör örgütünün kurulmasına kadar uzandı. Saldırılar, Bin Ladin'i ABD'nin bir numaralı düşmanı haline getirirken, Bin Ladin'in bu saldırıları El Zevahiri olmadan asla yapamayacağı belirtiliyor.
Bin Ladin, El Kaide'ye para sağlarken, birbirinden farklı militanları tüm dünya ülkelerinde bir hücreler ağına dahil etmek için gerekli ideolojik ateşi, taktikleri ve organizasyon becerilerini Eymen El Zavahiri'nin getirdiği biliniyor.
Georgetown Üniversitesi'nden terörizm uzmanı Bruce Hoffman, "El Zevahiri, her zaman Ladin'in akıl hocasıydı, Bin Ladin daima ona güvenirdi" derken, Bin Ladin'in Yemen asıllı önde gelen bir Suudi ailesinden geldiği, El Zevahiri'nin ise siperlerde bir devrimi tecrübe ettiğini söyledi.
Hoffman, El Zevahiri için "Mısır'da cezaevinde kaldı, işkenceye uğradı. Gençliğinden beri cihatçıydı, bütün bir ömrü boyunca savaştı ve dünya görüşünü şekillendirdi" dedi.
Eymen El Zevahiri'nin rolü, ABD'nin 2001 yılında Afganistan'ı işgal ederek, El Kaide'nin güvenli limanını ortadan kaldırmasından, savaşçılarını ve liderlerini yakalamasından ve öldürmesinden sonra önem kazandı.
ABD'nin bu darbesi, El Zevahiri açısından aynı zamanda kişiseldi, çünkü El Zevahiri'nin karısı ve 6 çocuğundan en az 2'si ABD'nin Kandahar kentine düzenlediği hava saldırısında öldü.
El Zevahiri, bundan sonra örgütün liderliğini Afganistan-Pakistan sınırında yeniden inşa ederek ve kilit pozisyonlara müttefiklerini yerleştirerek El Kaide'nin hayatta kalmasını temin etti. O tarihten sonra örgüt, Kuzey Afrika'da, Suudi Arabistan'da, Yemen'de, Pakistan'da, 2004'de Madrid'de trenlere düzenlenen ve 2005'te Londra'da ulaşımı vuran bombalı saldırılardan ya ilham aldı ya da bunlarla doğrudan ilişkisi oldu.
Bu sırada El Zevahiri, Bin Ladin'in ortadan kaybolmasıyla internette yayınlanan videolarda ve ses kayıtlarında ortaya çıkarak El Kaide'nin yeni yüzü oldu.
Bu videolarda strateji ortaya koyan, eski ABD Başkanı George W. Bush'un hatalarıyla dalga geçen ve cihatçı saflarda birlik çağrısı yapan Eymen El Zevahiri, ABD'nin Pakistan'da kendisini hedef alan saldırısından sonra 2006 yılı Ocak ayında yayınlanan videoda "Bush, nerde olduğumu biliyor musun?" Müslüman kitlelerin ortasındayım ... ve sizi yenene kadar onların cihadında yer alacağım" demişti.
Aynı yılın ekim ayında yapılan benzer bir saldırıdan da kurtulan El Zevahiri, ABD'de Barack Obama'nın başkan seçilmesinden iki hafta sonra yayınlanan videoda, Obama'yı "siyah köle" sözleriyle tanımlamıştı.
-EL ZEVAHİRİ'NİN BİYOGRAFİSİ-
19 Haziran 1951 yılında, Mısır'ın başkenti Kahire'nin banliyölerinden birinde orta üst sınıf bir ailede dünyaya geldi.
Babası, Kahire Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde farmakoloji profesörü ve büyükbabası Rabia El Zevahiri El Ezher Üniversitesi'nde büyük imam olan Eymen El Zevahiri, erken yaşlardan itibaren Arap rejimlerini "kafir" ilan eden ve bunların şeriatla değiştirilmesi gerektiğini öğreten Mısırlı İslamcı Seyit Kutb'un yazılarından etkilenmişti.
Eymen El Zevahiri, 1970'lerde cerrah olarak tıp eğitimini tamamlandığında, militan çevrelerde aktifti. İslami Cihad'ı kurmak ve orduya sızmaya çalışmak için kendi militan hücresiyle diğerlerini birleştirdi.
Enver Sedat'ın 1981 yılında İslami Cihad militanları tarafından öldürülmesinin ardından El Zevahiri, planı suikast yapılmadan birkaç saat önce öğrendiğini söyledi, ancak yüzlerce diğer militanla birlikte tutuklandı ve 3 yıl hapis yattı.
Hapishanedeyken ağır işkenceye uğradığı bildirilen El Zevahiri, kendisini daha şiddetli bir radikalizme iten faktörlerden birinin de bu olduğunu söyledi.
El Zevahiri, 1984 yılında salıverildikten sonra Afganistan'a döndü ve Sovyetlere karşı savaşan Afganların yanında yer alan Ortadoğulu Arap militanlara katıldı, daha sonra, mücahitlere sağladığı finansal destek nedeniyle radikaller arasında kahraman bir figür haline gelen Usame Bin Ladin ile birlikte hareket etmeye ve onun yanında savaşmaya başladı.
El Zevahiri aynı zamanda İslami Cihad'ı yeniden bir araya getirmeye başladı ve Bin Ladin'in çevresini İslami Cihad'ın, 11 Eylül saldırılarında kilit rol oynayacak Muhammed Atıf ve Seyfül Adil gibi Mısırlı üyeleriyle doldurdu.
Kaynak: AA
ABD'nin 2001 yılında Afganistan'ı işgal etmesinden sonra terör örgütünü bir arada tutan şeyin, El Zevahiri'nin stratejik düşünme ve organizasyon becerileri olduğu biliniyor.
El Kaide'nin, kurucusu ve akıl hocasının ölmesinden sonra ne şekilde değişeceğini söylemek için henüz erken olmasına rağmen, El Zevahiri'nin liderliğindeki örgütün daha da radikalleşerek, Bin Ladin'in Pakistan'da Amerikan askerleri tarafından öldürülmesinin intikamını almak için yeni saldırılar düzenlemesi bekleniyor.
El Zevahiri'nin radikal görüşleri ve ölümcül şiddeti kullanmaya hazır olduğu şüphe götürmezken, 2001 yılında yazdığı "Peygamber Bayrağı Altındaki Şövalyeler" başlıklı tezinde, cihat hareketinin uzun dönemli stratejisini tespit etti.
Cihatçı çağrıyı bir yetişkinken keşfeden Bin Ladin'in aksine El Zevahiri, 10'lu yaşlarının ortasındayken, Allah'ın yolunu izlemediği için kafir olarak gördüğü dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın hükümetine karşı çıkmak için lise öğrencilerinden oluşan ilk gizli hücresini kurarak eylemlerine başladı.
El Zevahiri'ye cihat kapıları, genç bir doktorken, bir ziyaretçinin kendisine gelerek, Sovyet güçleriyle çatışan aşırı dinci militanları tedavi etmesi için Afganistan'a seyahat etmesini teklif etmesiyle açıldı.
Eymen El Zevahiri'nin Afganistan'da savaş bölgesine ilk kez 1980 yılında yaptığı birkaç ay süren gezi, gözlerini tamamen yeni bir olasılıklar dünyasına açmasını sağladı.
El Zevahiri, 20 yıl sonra kaleme aldığı yazısında, Afganistan'da gördüğünü, "Müslüman mücahit gençliği, dünyayı yönetecek daha büyük güç olacak Amerika'ya karşı gelecekte savaş açmaya hazırlayan eğitim kursu" sözleriyle değerlendirdi.
Bin Ladin ile El Zevahiri arasındaki bağ, 1980'lerin sonunda Sovyetler'in bombardımanı altında El Zevahiri'nin cihatçı Suudi milyonerini Afganistan'daki mağaralarda tedavi etmesiyle oluştu.
Bu dostluk, 11 Eylül 2001 yılında ABD'de terör saldırılarını düzenleyen El Kaide terör örgütünün kurulmasına kadar uzandı. Saldırılar, Bin Ladin'i ABD'nin bir numaralı düşmanı haline getirirken, Bin Ladin'in bu saldırıları El Zevahiri olmadan asla yapamayacağı belirtiliyor.
Bin Ladin, El Kaide'ye para sağlarken, birbirinden farklı militanları tüm dünya ülkelerinde bir hücreler ağına dahil etmek için gerekli ideolojik ateşi, taktikleri ve organizasyon becerilerini Eymen El Zavahiri'nin getirdiği biliniyor.
Georgetown Üniversitesi'nden terörizm uzmanı Bruce Hoffman, "El Zevahiri, her zaman Ladin'in akıl hocasıydı, Bin Ladin daima ona güvenirdi" derken, Bin Ladin'in Yemen asıllı önde gelen bir Suudi ailesinden geldiği, El Zevahiri'nin ise siperlerde bir devrimi tecrübe ettiğini söyledi.
Hoffman, El Zevahiri için "Mısır'da cezaevinde kaldı, işkenceye uğradı. Gençliğinden beri cihatçıydı, bütün bir ömrü boyunca savaştı ve dünya görüşünü şekillendirdi" dedi.
Eymen El Zevahiri'nin rolü, ABD'nin 2001 yılında Afganistan'ı işgal ederek, El Kaide'nin güvenli limanını ortadan kaldırmasından, savaşçılarını ve liderlerini yakalamasından ve öldürmesinden sonra önem kazandı.
ABD'nin bu darbesi, El Zevahiri açısından aynı zamanda kişiseldi, çünkü El Zevahiri'nin karısı ve 6 çocuğundan en az 2'si ABD'nin Kandahar kentine düzenlediği hava saldırısında öldü.
El Zevahiri, bundan sonra örgütün liderliğini Afganistan-Pakistan sınırında yeniden inşa ederek ve kilit pozisyonlara müttefiklerini yerleştirerek El Kaide'nin hayatta kalmasını temin etti. O tarihten sonra örgüt, Kuzey Afrika'da, Suudi Arabistan'da, Yemen'de, Pakistan'da, 2004'de Madrid'de trenlere düzenlenen ve 2005'te Londra'da ulaşımı vuran bombalı saldırılardan ya ilham aldı ya da bunlarla doğrudan ilişkisi oldu.
Bu sırada El Zevahiri, Bin Ladin'in ortadan kaybolmasıyla internette yayınlanan videolarda ve ses kayıtlarında ortaya çıkarak El Kaide'nin yeni yüzü oldu.
Bu videolarda strateji ortaya koyan, eski ABD Başkanı George W. Bush'un hatalarıyla dalga geçen ve cihatçı saflarda birlik çağrısı yapan Eymen El Zevahiri, ABD'nin Pakistan'da kendisini hedef alan saldırısından sonra 2006 yılı Ocak ayında yayınlanan videoda "Bush, nerde olduğumu biliyor musun?" Müslüman kitlelerin ortasındayım ... ve sizi yenene kadar onların cihadında yer alacağım" demişti.
Aynı yılın ekim ayında yapılan benzer bir saldırıdan da kurtulan El Zevahiri, ABD'de Barack Obama'nın başkan seçilmesinden iki hafta sonra yayınlanan videoda, Obama'yı "siyah köle" sözleriyle tanımlamıştı.
-EL ZEVAHİRİ'NİN BİYOGRAFİSİ-
19 Haziran 1951 yılında, Mısır'ın başkenti Kahire'nin banliyölerinden birinde orta üst sınıf bir ailede dünyaya geldi.
Babası, Kahire Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde farmakoloji profesörü ve büyükbabası Rabia El Zevahiri El Ezher Üniversitesi'nde büyük imam olan Eymen El Zevahiri, erken yaşlardan itibaren Arap rejimlerini "kafir" ilan eden ve bunların şeriatla değiştirilmesi gerektiğini öğreten Mısırlı İslamcı Seyit Kutb'un yazılarından etkilenmişti.
Eymen El Zevahiri, 1970'lerde cerrah olarak tıp eğitimini tamamlandığında, militan çevrelerde aktifti. İslami Cihad'ı kurmak ve orduya sızmaya çalışmak için kendi militan hücresiyle diğerlerini birleştirdi.
Enver Sedat'ın 1981 yılında İslami Cihad militanları tarafından öldürülmesinin ardından El Zevahiri, planı suikast yapılmadan birkaç saat önce öğrendiğini söyledi, ancak yüzlerce diğer militanla birlikte tutuklandı ve 3 yıl hapis yattı.
Hapishanedeyken ağır işkenceye uğradığı bildirilen El Zevahiri, kendisini daha şiddetli bir radikalizme iten faktörlerden birinin de bu olduğunu söyledi.
El Zevahiri, 1984 yılında salıverildikten sonra Afganistan'a döndü ve Sovyetlere karşı savaşan Afganların yanında yer alan Ortadoğulu Arap militanlara katıldı, daha sonra, mücahitlere sağladığı finansal destek nedeniyle radikaller arasında kahraman bir figür haline gelen Usame Bin Ladin ile birlikte hareket etmeye ve onun yanında savaşmaya başladı.
El Zevahiri aynı zamanda İslami Cihad'ı yeniden bir araya getirmeye başladı ve Bin Ladin'in çevresini İslami Cihad'ın, 11 Eylül saldırılarında kilit rol oynayacak Muhammed Atıf ve Seyfül Adil gibi Mısırlı üyeleriyle doldurdu.