METUTECH ATOM 2. Dönem başvuru süresi uzatıldı

Dijital oyun dediğimizde aklımıza onlarca farklı şey gelir. Romantikler ya da orta yaşlı insanlar Pac-man’i hatırlarken, yeni nesil World of Warcraft, Call of Duty ya da PES’ten başlamaktadır cümlelere. 20-25 sene önce, Commodore 64 ya da Sinclair ZX ile başlayan macera, şimdi yerini Play Station 3, XBox gibi oyun konsollarına bırakmış durumda.

Dijital oyunlar her ne kadar genç ya da çocukların ilgi alanı gibi gözükse de, bu oyunlara merak salmış her kesimden her yaştan insan bulabilirsiniz. Çilek yetiştiren annelerimizden tutun da gitar çalan gençlere, yeşil sahalarda koşturan babalardan, online okey oynayan emeklilere, küçük bebeklere rengarenk kıyafetler giydiren kız çocuklarına kadar herkes bu işin müptelası artık.

Aslında bu hikayenin çok önemli bir yüzü daha var. Oyunların geliştirildiği mutfaktaki işler. Oynanılan oyunların geliştirilmesi hiç de basit bir süreç değil. En başta inanılmaz bir dayanışma
ve çaba gerektiriyor. Grafikçisinden, programcısına, metin yazarından müzisyenine, lokalizasyon çalışmalarından ve pazarlamasına çok büyük bir iş bölümünün, değer zincirinin yer aldığı bir sektör oyun sektörü. Üstelik bütün bu unsurların bir araya getirilmesi ve oyunun hizmete sunulması çok büyük uğraş ve maddi külfet gerektiriyor. Ama bu çabanın sonucunda geliştirilen oyun, pazarda bir tutulursa o zaman getirisi de çok oluyor. Bu girişimler planlı ve doğru kurgulanmamışlarsa yarı yolda kalma ihtimaller oldukça yüksek.

2011 yılında tüm dünyada 60 milyar dolarlık bir katma değer yaratacağı düşünülen bir sektörden bahsediyoruz. Örneğin, World of Warcraft tüm dünyada 2 milyar dolar satarken, Call of Duty:
Modern Warfare 2 sadece iki buçuk ayda 1 milyar dolarlık satış yaptı. I Phone üzerinden oynanan oyunlardan biri olan Angry Birds, geliştirildiği günden itibaren 70 milyon dolar sattı.

Peki, bu kadar değerli bir sektör varken sadece oyun oynamak yeterli olmalı mı? Bu sorunun cevabı doğal olarak hayır olmalıdır. Bu kadar genç beyin potansiyeline sahip Türkiye’de de, kaliteli dijital oyunların geliştirilebileceğini tüm dünyaya göstermek gerekiyor. Örnek olarak İkisoft firması tarafından geliştirilen ve PC Gamer dergisi tarafından tüm zamanların en iyi 100 bilgisayar oyunu listesine seçilen “MountBlade”i gösterebiliriz. Neden daha fazlası olmasın?

Zaten, Türkiye’de dijital oyun üzerine bir uyanış var: Son yıllarda üniversitelerde hem animasyon/çizgi film hem de dijital oyunlar ile ilgili olarak bölümler ve yüksek lisans programları açılıyor. Oyun sektöründeki firma sayısı sürekli artıyor.

3 sene önce de, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Teknokent’inde oyun sektörüne yönelik önemli bir girişim başlatıldı. Türkiye’nin ilk ve tek dijital oyun ve animasyon teknolojilerine odaklanan ön kuluçka merkezi, ODTÜ-TEKNOKENT Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi (METUTECH-ATOM) kuruldu. ATOM’un kuruluş amacı, oyun ve animasyon üzerine yaratıcı fikirlerin kaybolmasını önlemek ve sağladığı desteklerle bu fikir ve projelerin ticari değere dönüşmesini sağlamak. 3 sene içinde, 12 oyun geliştirici gruptan 6’sı şirketleşti ve kendi başlarına ayakları üzerinde durabilen oyun ve animasyon şirketleri haline geldiler.

METUTECH-ATOM, üniversite-sanayi işbirliğinin yeni bir örneği aslında. Destekleme sürecinde, merkezde proje ve iş planı hazırlama desteğinden, danışmanlık ve finansal destek yönlendirmelere, teknik ve girişimcilik eğitimlerden, grupların çalışabilecekleri açık ofis alanlarına kadar birçok hizmet sunulmaktadır. Ama bunlardan en önemlisiyse, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) bünyesinde yer alıyor olmaktır. Dijital Oyun üzerine yüksek lisans programı ve simülasyon ve sanal gerçeklik üzerine faaliyette bulunan merkezin varlığı oldukça önemli bir avantajdır. Ayrıca, Teknokent ekosistemi başta olmak üzere yatırımcı iş melekleri ağı gibi yatırım kaynağı sağlayabilecek firmalarla iletişim olanakları kurmaktır. Burada belirtilmesi gereken önemli bir husus var: Merkezdeki destek hizmetleri için herhangi bir ücret alınmamaktadır.

18 Nisan 2011 tarihinde METUTECH-ATOM 2011’in bahar döneminde yeni fikirlerin, yeni projelerin geliştirilmesine destek sağlamak amacıyla yeni başvuru süreçlerini başlattı. Başvurular hem oyun geliştirme, hem de animasyon teknolojilerini ilgilendiren herhangi bir alandaki fikirlere açık olan bir süreç. Merkeze kabul edilen grupları yoğun bir eğitim süreci bekliyor. Ayrıca bir yandan projeleri için çalışırken bir yandan da devlet tarafından sağlanan çeşitli destek mekanizmalarına başvuruya hazırlanıyorlar. Destek almaya hak kazanan gruplar, şirketleşme aşamalarını sorunsuz geçiyorlar. Bir senenin sonunda, kendi ayakları üzerinde durabilen birçok oyun firması ortaya çıkıyor.

ATOM tarafından sağlanan destekleme süreci, Türkiye’nin bu sektörlerde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olması açısından önemli bir süreç ama tek başına yeterli olabilecek bir süreç de değil. Bu anlamda başarı hikâyelerinin artabilmesi açısından özellikle devlet tarafından sağlanan desteklerin çeşitlenmesi gerekiyor. Şu anda Sanayi Bakanlı’ğının Teknogirişim sermayesi ve KOSGEB destekleri dışında oyun sektörüne yardım edebilecek bir mekanizma yok. Hükümetlerin bu tip merkezlere ve firmalara özel politikalarla yardımcı olması gerekiyor.

Öte yandan, üniversitelerin bu alanlarda verdiği eğitimlerin çeşidi ve kalitesi arttırılmalı ve fikirlerinin ticari değere dönüşmesini sağlayacak olan girişimcilik fikrinin üniversitelerden başlayarak gençlere aşılanması gerekiyor. Kısacası ülkemizin dijital oyun kültürü oluşturulmasına ihtiyacı var. ATOM bu amaç doğrultusunda ilk adımı attı ve yeni, değerli fikirleri bekliyor.


Ayrıntılı bilgi için:
www.metutech-atom.org