İşte Osmanlı'nın çılgın projeleri
Osmanlı Sultanları asırlar önce “imkânsız” denilen muazzam projelere imza atttı ama birçoğu yarım kaldı.
İşte Erdoğan‘ın çılgın projesi (Son Detaylar)
İşte Erdoğan‘ın çılgın projesi (Son Detaylar)
Marmara ve Karadeniz'in kanal yoluyla birleştirilmesi projesi ilk kez Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alındı. Proje daha sonra 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından yeniden masaya yatırıldı. Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen proje için bir grup bilim adamı rapor hazırladı ancak 17 Ağustos depreminden sonra proje gündemden kalktı.
Yedikıta Dergisi'nde yer alan bir inceleme yazısına göre, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk olarak Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen bu proje, ticaretin geliştirilmesi ve malların nakliyesinin en ucuz yolla sağlanması amacıyla düşünüldü.
İlk defa Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alınan projenin, fizibilite çalışmaları Mimar Sinan tarafından yapıldı. Mimar Sinan'ın, Sapanca'dan İzmit Körfezi'ne kadar olan bölgenin tüm etüt planlarını çıkardığı proje hayata geçirilemezken, Sultan III. Murad tarafından 1591 yılında yeniden keşifleri yapılan proje, Sultan IV. Mehmed, Sultan III. Mustafa, Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde de gündeme getirildi ve üzerinde çalışıldı.
Daha sonraki yıllarda ise geliştirilerek Karadeniz'i Marmara'ya bağlayan proje halini alan çalışma, 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından ele alındı ve Valiliğin isteği üzerine Prof. Dr. Ağıralioğlu ile bir grup bilim adamı ile fizibilite raporu hazırlayarak su yolunu projelendirdi. Ancak konu 17 Ağustos 1999 depremi nedeniyle gündemden kalktı.
OSMANLI'NIN DİĞER ÇILGIN PROJELERİ
Osmanlı Sultanları asırlar önce “imkânsız” denilen muazzam projelere imza atmıştı.
Sultan İkinci Abdülhamid Han, İstanbul Boğazı’na köprü yapılarak Anadolu ile Avrupa yakalarını birbirine bağlamayı düşünmüş ve bunun planları üzerinde çalışmalar yapmıştı. Ancak tahttan indirilmesiyle bu proje de yarıda kaldı.
TÜNEL-İ BAHRî (1860-1902)
Türkiye Gazetesinden Veli Solak'ın haberine göre; İstanbul Boğazında ilk tüp geçit projesi Sultan Abdülmecid’e âittir. Abdülmecid Hânın boğaz içinde bir ‘Tünel-i Bahrî’ (Deniz Tüneli) şimdiki ismiyle ‘Tüp Geçit’ projesi vardı. 1860 yılında Fransız Jaggues Preault tarafından projelendirilen, Anadolu yakasını Rumeli yakasına bağlayacak olan tüp geçitle Pâdişah Abdülmecid Han; iki kıtayı bir tren yoluyla birleştiren ilk isim olarak tarihe geçecekti. 16 sütun üzerinde inşa edilecek tünelden geçecek olan tren de, kıtalararası ilk tren olacaktı. Sultan Abdülmecid, güvenlik sebebiyle bu projeyi bir süre askıya aldı. 1861 senesinde de vefat edince proje gerçekleşemedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün açıklayacağı ‘çılgın proje’si merakla beklenirken, projenin Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılına yetiştirileceği belirtiliyor. Ancak bugünden geçmişe baktığımızda devasa projelerin kaynağının Osmanlı olduğunu görüyoruz. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), İstanbul Boğazı köprüleri, kanallar açılarak nehir ve denizlerin birleştirilmesi, tüp geçitler ve büyük nehirlerin üzerine kurulan sayısız barajın fikir babası hep Osmanlı devlet adamları olmuş. İşte Yedikıta dergisinde yayımlanan ve Başbakan Erdoğan’ın çılgın projesine ilham olabilecek Osmanlı’nın çılgın projelerinden bazıları:
İKİ KITAYI BİRLEŞTİRME HAYALİ
II. Abdülhamid Han tahta çıktığı 1876 yılından itibaren İstanbul’un çeşitli yerlerinde yapılmak üzere köprü ve tünel projeleri hazırladı. Bunlardan biri Karaköy-Galata tünelinin mühendisi Euqene Henri Gavand tarafından 1876 yılında çizilen projeydi. Sarayburnu ile Üsküdar’ı birbirine bağlayacaktı. Aynı zamanda Fransız demiryolu şirketi “Deniz Altı Çelik Tüneli” projesini, üç Amerikalı mühendis de Sarayburnu-Yenikapı ile Üsküdar-Salacak arasında yapılmasını öngören tüp geçit projesi hazırladı.
KIZILIRMAK NEHRİ PROJESİ (1848)
Kırıkkale’de maden müdürü olarak görev yapan Ahmed Bey, Kızılırmak’ın ulaşım, taşımacılık ve sulama alanlarında kullanılabilmesi için bir proje çizerek Padişah Sultan Abdülmecid Han’a (1839 -1861) sundu. Karadeniz’den Kayseri’ye, Kayseri’den de Sivas’a kadar olan güzergahta yer alan 11 il ve 45 ilçe bu projeden faydalanacaktı. Projenin maliyetini de bütün detaylarıyla hesaplayan Ahmed Bey, 1355 km uzunluğundaki nehrin su tesviyesinin kendisine verilmesi halinde devletten para talep etmeyeceğini söyledi. Yap-işlet-devret modelini uygulayarak proje masraflarını çıkaracağını ve devlet hazinesine de 5 bin kese vereceğini taahhüt eden Ahmed Bey, hazırladığı raporu 1848 yılında Ticaret Nazırı Süleyman Paşa’ya sundu.
HİCAZ DEMİRYOLU (1900)
Hicaz Demiryolu, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın ‘rüyam’ dediği en büyük projelerinden biridir ve uzun yıllar gerçekleşmesi için çalışmıştı. İstanbul-Bağdat-Şam demiryolunun devamı olarak planlanmıştır. 1900 yılın eylül ayında Şam’da düzenlenen bir törenle temeli atılan proje bütün dünyada büyük yankı uyandırdı. Osmanlı gazeteleri, proje için ‘muhteşem eser’ ve ‘mukaddes hat’ başlıkları atarken, dünyanın farklı yerlerinden Müslümanlar, Sultan’a sevinç ve teşekkür telgrafları çekti. 1464 kilometreyi bulan Şam-Medine-i Münevvere hattı 1908 yılında Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından açıldı. Planlanmasına rağmen Medine-Mekke, Mekke-Cidde ve Yemen hatları yapılamadı. Kervanlarla 40 günde gidilen Şam-Medine yolu Hicaz Demir yolu ile 3 güne indi.
İşte Erdoğan‘ın çılgın projesi (Son Detaylar)
Marmara ve Karadeniz'in kanal yoluyla birleştirilmesi projesi ilk kez Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alındı. Proje daha sonra 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından yeniden masaya yatırıldı. Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen proje için bir grup bilim adamı rapor hazırladı ancak 17 Ağustos depreminden sonra proje gündemden kalktı.
Yedikıta Dergisi'nde yer alan bir inceleme yazısına göre, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk olarak Sakarya Nehri, Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi arasını birleştirmeyi hedefleyen bu proje, ticaretin geliştirilmesi ve malların nakliyesinin en ucuz yolla sağlanması amacıyla düşünüldü.
İlk defa Kanuni Sultan Süleyman tarafından ele alınan projenin, fizibilite çalışmaları Mimar Sinan tarafından yapıldı. Mimar Sinan'ın, Sapanca'dan İzmit Körfezi'ne kadar olan bölgenin tüm etüt planlarını çıkardığı proje hayata geçirilemezken, Sultan III. Murad tarafından 1591 yılında yeniden keşifleri yapılan proje, Sultan IV. Mehmed, Sultan III. Mustafa, Sultan II. Mahmud, Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde de gündeme getirildi ve üzerinde çalışıldı.
Daha sonraki yıllarda ise geliştirilerek Karadeniz'i Marmara'ya bağlayan proje halini alan çalışma, 1999 yılında Sakarya Valiliği tarafından ele alındı ve Valiliğin isteği üzerine Prof. Dr. Ağıralioğlu ile bir grup bilim adamı ile fizibilite raporu hazırlayarak su yolunu projelendirdi. Ancak konu 17 Ağustos 1999 depremi nedeniyle gündemden kalktı.
OSMANLI'NIN DİĞER ÇILGIN PROJELERİ
Osmanlı Sultanları asırlar önce “imkânsız” denilen muazzam projelere imza atmıştı.
Sultan İkinci Abdülhamid Han, İstanbul Boğazı’na köprü yapılarak Anadolu ile Avrupa yakalarını birbirine bağlamayı düşünmüş ve bunun planları üzerinde çalışmalar yapmıştı. Ancak tahttan indirilmesiyle bu proje de yarıda kaldı.
TÜNEL-İ BAHRî (1860-1902)
Türkiye Gazetesinden Veli Solak'ın haberine göre; İstanbul Boğazında ilk tüp geçit projesi Sultan Abdülmecid’e âittir. Abdülmecid Hânın boğaz içinde bir ‘Tünel-i Bahrî’ (Deniz Tüneli) şimdiki ismiyle ‘Tüp Geçit’ projesi vardı. 1860 yılında Fransız Jaggues Preault tarafından projelendirilen, Anadolu yakasını Rumeli yakasına bağlayacak olan tüp geçitle Pâdişah Abdülmecid Han; iki kıtayı bir tren yoluyla birleştiren ilk isim olarak tarihe geçecekti. 16 sütun üzerinde inşa edilecek tünelden geçecek olan tren de, kıtalararası ilk tren olacaktı. Sultan Abdülmecid, güvenlik sebebiyle bu projeyi bir süre askıya aldı. 1861 senesinde de vefat edince proje gerçekleşemedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün açıklayacağı ‘çılgın proje’si merakla beklenirken, projenin Cumhuriyet’in 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023 yılına yetiştirileceği belirtiliyor. Ancak bugünden geçmişe baktığımızda devasa projelerin kaynağının Osmanlı olduğunu görüyoruz. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), İstanbul Boğazı köprüleri, kanallar açılarak nehir ve denizlerin birleştirilmesi, tüp geçitler ve büyük nehirlerin üzerine kurulan sayısız barajın fikir babası hep Osmanlı devlet adamları olmuş. İşte Yedikıta dergisinde yayımlanan ve Başbakan Erdoğan’ın çılgın projesine ilham olabilecek Osmanlı’nın çılgın projelerinden bazıları:
İKİ KITAYI BİRLEŞTİRME HAYALİ
II. Abdülhamid Han tahta çıktığı 1876 yılından itibaren İstanbul’un çeşitli yerlerinde yapılmak üzere köprü ve tünel projeleri hazırladı. Bunlardan biri Karaköy-Galata tünelinin mühendisi Euqene Henri Gavand tarafından 1876 yılında çizilen projeydi. Sarayburnu ile Üsküdar’ı birbirine bağlayacaktı. Aynı zamanda Fransız demiryolu şirketi “Deniz Altı Çelik Tüneli” projesini, üç Amerikalı mühendis de Sarayburnu-Yenikapı ile Üsküdar-Salacak arasında yapılmasını öngören tüp geçit projesi hazırladı.
KIZILIRMAK NEHRİ PROJESİ (1848)
Kırıkkale’de maden müdürü olarak görev yapan Ahmed Bey, Kızılırmak’ın ulaşım, taşımacılık ve sulama alanlarında kullanılabilmesi için bir proje çizerek Padişah Sultan Abdülmecid Han’a (1839 -1861) sundu. Karadeniz’den Kayseri’ye, Kayseri’den de Sivas’a kadar olan güzergahta yer alan 11 il ve 45 ilçe bu projeden faydalanacaktı. Projenin maliyetini de bütün detaylarıyla hesaplayan Ahmed Bey, 1355 km uzunluğundaki nehrin su tesviyesinin kendisine verilmesi halinde devletten para talep etmeyeceğini söyledi. Yap-işlet-devret modelini uygulayarak proje masraflarını çıkaracağını ve devlet hazinesine de 5 bin kese vereceğini taahhüt eden Ahmed Bey, hazırladığı raporu 1848 yılında Ticaret Nazırı Süleyman Paşa’ya sundu.
HİCAZ DEMİRYOLU (1900)
Hicaz Demiryolu, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın ‘rüyam’ dediği en büyük projelerinden biridir ve uzun yıllar gerçekleşmesi için çalışmıştı. İstanbul-Bağdat-Şam demiryolunun devamı olarak planlanmıştır. 1900 yılın eylül ayında Şam’da düzenlenen bir törenle temeli atılan proje bütün dünyada büyük yankı uyandırdı. Osmanlı gazeteleri, proje için ‘muhteşem eser’ ve ‘mukaddes hat’ başlıkları atarken, dünyanın farklı yerlerinden Müslümanlar, Sultan’a sevinç ve teşekkür telgrafları çekti. 1464 kilometreyi bulan Şam-Medine-i Münevvere hattı 1908 yılında Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından açıldı. Planlanmasına rağmen Medine-Mekke, Mekke-Cidde ve Yemen hatları yapılamadı. Kervanlarla 40 günde gidilen Şam-Medine yolu Hicaz Demir yolu ile 3 güne indi.