Eski Başbakan Yardımcılarından Pakdemirli: Bizdeki Tabansızlar Yeltsin‘İ Örnek Alsaydı Dar

Eski Başbakan yardımcısı ve bakanlardan Ekrem Pakdemirli, bir internet sitesindeki yazısında 28 Şubat ve diğer darbeleri değerlendirdi.

Eski Başbakan yardımcısı ve bakanlardan Ekrem Pakdemirli, bir internet sitesindeki yazısında 28 Şubat ve diğer darbeleri değerlendirdi. Darbelerden korkanlara Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin‘i örnek gösterdi: "Ücretlerinden ve ülkenin idaresinden memnun kalmayan ordu, ihtilâl yapmaya karar verdi. Kremlin Sarayı‘nı kuşattı. Yeltsin, saraydan çıkıp bir tanka tırmandı ve oradan haykırdı, ‘Önce beni vuracaksınız, ondan sonra ilerleyebilirsiniz.‘ Bu hamleyi beklemeyen ordu tereddüt geçirdi ve ihtilâl başarısız kaldı."

Pakdemirli, şunları kaydetti: "O zaman da söylemiştim, bizdeki tabansızlar başbakan olmaya can atar ama asker ‘İstemezük‘ dediğinde, şapkasını alıp arkasına bakmadan kaçarlar. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat öyle. Bu üçünde de Sayın Süleyman Demirel, engin korkaklığını bir tarafa bırakıp Yeltsin‘in davranışının bir parçasını sergileyebilseydi, ne ihtilâller olurdu ne de teşebbüs edenler. Bugün Silivri‘de olanlar olmayacak, ordu kışlasında, hükümetin emrinde bulunacaktı."

Eski SSCB‘nin parçalanış sürecinden örnekler vererek, kendisine o dönemde 20 bin tankın 50 milyon dolara teklif edildiğini anlattı: "Yeltsin‘i hatırlarız birçoğumuz. Sovyetler Birliği dağıldığı gün kurulan Rusya Federasyonu‘nun ilk cumhurbaşkanıydı. İşi çok zordu, çünkü birlik çökmüş, ordu başsız ve buyruksuz kalmıştı. Silah ve tankları alenen satılmaya başlanmıştı. 1991 Ağustos ayıydı, Başbakan‘a vekalet ediyordum. Silah tacirleri geldi, 20 bin tankı sadece 50 milyon dolara Kars‘ta teslim etmeyi önerdi. Bu tankları dozerlere çevirmek mümkündü. Bütün ülkeyi karayollarıyla, otoyollarla donatabilirdik. NATO standartları içinde olmadığından, Silahlı Kuvvetler‘de kullanamazdık. Son anda almaktan vazgeçtim."

Ekrem Pakdemirli, kısa bir süre önce 28 Şubat değerlendirmesi yapan Demirel‘in, "O gün Genelkurmay‘da generallerden kafamı zor kurtardım." dediğini hatırlattı: "Düşünün, bir Cumhurbaşkanı Genelkurmay‘a gidiyor, en yakınları dahi içeri alınmıyor, tek başına giriyor ve çıkışta kendisini bekleyenlere, kelleyi zor kurtardığını söyleme durumunda kalıyor. Kelleyi kurtarmak uğruna içeride ne tavizler verdiğini bilmiyoruz ama Sayın Demirel‘i tanıyanlar bilir, koltuk uğruna veremeyeceği ödün yoktur. Orada Yeltsin i hatırlasa, Genelkurmay‘ın kapısından dönse, postmodern darbeyi önleyebilirdi ama nerede. Onlarla birlikte hükümeti nasıl yıkabileceğinin planlarını yapmış, hükümeti düşürme ve bir taşeron bulmada mutabık kalmışlar. Tabii rahmetli Necmettin Erbakan hükümeti dik durabilseydi, Sayın Mesut Yılmaz taşeronluğu kabul etmeseydi, ordu bu darbeyi yapamayacaktı. Bugün Silivri yargılamaları da olmayacaktı. Tecrübelerim, Silivri davalarına yasama organı müdahale etmezse 40-50 yıllık davaya dönüşeceği yolunda. Bu durumun, yargıya güveni daha da törpüleyeceğini düşünmekteyim."