Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar:

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, "Kadınıyla erkeğiyle topyekun ‘kadın istismarına‘ son verilebilmek için çalışmalar ortaya koymak ve kadınlar gününü gerçekten kadınların istismar edilmediği bir günle kutlamak için daha çok çalışmamız gerekir" dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yapan Bayraktutar, son günlerde kadına yönelik artan şiddeti eleştirdi. Binlerce kadının toplumun çeşitli alanlarında şiddete, cinsel istismara, eğitimden yoksun bırakılmaya, ekonomik yönden erkeğe bağımlı hale getirilmeye çalışıldığını ifade eden Bayraktutar, son yıllarda kadın hakları konusunda dünya da ve Türkiye‘de çalışmaların hızlı bir şekilde sürdürülmesine rağmen, kadınlara karşı uygulanan haksız hatta insanlık dışı hak ihlallerinin maalesef devam

ettiğini kaydetti. Kadına sahip çıkmanın ve ona değer vermek adına alınan kararların, söylemden öteye geçmediğine işaret eden Bayraktutar, "Kadını korumaya yönelik çıkarılan onca yasaya rağmen son dönemlerde devlet tarafından koruma isteyen kadınlarımızın yakınları tarafından şiddet görmesi hatta sokak ortasında öldürülmesi maalesef kadının yaşama hakkının bile elinden alındığı güvensiz bir ortamda yaşamaya mahkum edildiği bir ülkede yaşadığımızın en üzücü örnekleridir. Yapılan faaliyetler bir yana, dünyada

kadının haklarının neler olduğu noktasında bile ittifak sağlanamıyor. Çünkü yapılan araştırmalar gösteriyor ki hem dünyanın çeşitli ülkelerinde hem de ülkemizde kadın hakları ihlal ediliyor" diye konuştu.

Kadın haklarının istismar edildiği bir diğer konunun da maalesef dini yanlış yorumlamadan kaynaklandığını belirten Bayraktutar, "İslam, kadın ve erkeği kul paydasında eşitleyen, kadın ve erkeği tek başına sorumlu tutan bir anlayışa sahiptir. Buna rağmen maalesef yanlış dini yorumlar kadının aleyhine yapılmaktadır. Kadın haklarının din adına elinden aldığını maalesef üzülerek görüyoruz. Oysa kadına karşı ayrımcılığı, kadını erkekten aşağı gören düşünceyi dine mal etmeye çalışmak dine (kadından önce)

haksızlıktır. Oysa kadın hakları konusuna çok önem veren dinimiz kadına müstesna bir yer vermiş ve haklarının gözetilmesini emretmiştir. DİB‘in bu konudaki çalışmalarını olumlu buluyoruz" dedi.

"Türkiye gündeminden düşmeyen tesettür ve başörtüsünün kamu alanında laiklik adına yasaklanması kadın haklarının ötesinde din ve vicdan özgürlüğünün ihlali ve laikliğin istismarıdır, kadına uygulanan bir ayrımcılık ve şiddettir" diyen Bayraktutar, "Başörtüsü konusunda özgürlükler kısıtlanıyor. Özellikle başörtüsü yasağının kaldırılması yönündeki çalışmalara yargının özgürlükleri kısıtlayıcı yönde karar vermesi kadınlarımıza büyük haksızlıktır. Bir takım ideolojik yaklaşımları dolayısıyla kadınlarımızı en

temel hakları olan inanç ve eğitim haklarından mahrum bırakmaya kimsenin hakkı yoktur. Bütün bu kısıtlamalar yalnızca kadın hakkı değil aynı zamanda insan hakları ihlalleridir. Bu nedenle kadının toplumda cinsiyet ayrımı yapılmadan sadece birey olarak kabul görmesi ve yalnızca kadın hakları gibi sınırlı bir alanda değil insan hakları bağlamında yani insanın doğuştan sahip olması gereken haklarının korunması adına gösterilen çabaların neticesi olarak 8 Mart Dünya Kadın Hakları Günü kutlanmalıdır. Kadınıyla

erkeğiyle topyekun ‘kadın istismarına‘ son verilebilmek için çalışmalar ortaya koymak ve kadınlar gününü gerçekten kadınların istismar edilmediği bir günle kutlamak için daha çok çalışmamız gerekir" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA