Gazeteci-Yazar Çevik: Batılı Güçler Böyle Giderse Hüsrana Uğrarlar (Özel)

Ortadoğu‘yu yakından izleyen gazeteci yazar İlnur Çevik, ABD, Fransa ve İngiltere‘den oluşan koalisyon güçlerinin Libya’ya yönelik başlattığı operasyonun hüsranla sonuçlanacağı iddiasında bulundu.

Ortadoğu‘yu yakından izleyen gazeteci yazar İlnur Çevik, ABD, Fransa ve İngiltere‘den oluşan koalisyon güçlerinin Libya’ya yönelik başlattığı operasyonun hüsranla sonuçlanacağı iddiasında bulundu. Çevik, müdahalenin hangi amaca yönelik yapıldığı konusunda bir netlik olmadığına dikkat çekerken, “Bu müdahale, Libya’ya demokrasi getirmek için mi yoksa Libya’nın kaynaklarını Batı’ya aktarmak için mi bu yapılıyor? Eğer bu durum netliğe kavuşmazsa bunun adı 3. Haçlı Seferi olur. Batılı devletler böyle devam ederlerse hüsrana uğrarlar.” dedi.

Batılı güçlerin Libya‘da cumartesi günü başlattığı operasyon devam ediyor. Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan gazeteci İlnun Çevik, operasyonun ciddi anlamda sorgulanması gerektiğini söyledi. Gelinen noktada operasyonu çorbaya benzeten Çevik, “Bu, Libya’ya demokrasi getirmek için mi yapılıyor yoksa Libya’nın kaynaklarını Batı’ya aktarmak için mi bu yapıyor? Sorumlu bulmak da zor. ABD mi Fransa mı?” diye sordu.

LİBYA, IRAK’A BENZEMEZ

    Çevik Libya‘da hava harekatı ile sonuç almanın mümkün olmadığını da iddia etti. Kaddafi yanlıları ile muhalif güçlerin havada değil, karada çarpıştığına dikkat çeken Çevik, “Hava harekatı yapabilirsin, uçuşa yasak bölge ilan edebilirsin ama Kaddafi muhalif güçlerle karada çarpışıyor. Kuzey Irak uzun süre uçuşa yasak bölge ilan edildi. Çünkü Saddam’ın Kürtlere yönelik saldırısı vardı. Şimdi burada Libya’nın, Liyba’ya saldırısını önlemek için yapılan bir müdahale var ama böyle bir yer değil. Burada hepsi Arap bunları nasıl ayırt edecekler? Kaddafi yanlısı ve muhalif güçler var. Havadan müdahale olursa onları nasıl ayırt edeceğiz? Çok karışık. Orada bir de aşiret yapısı var. Hükümet yanlısı olan ve muhalifi olan aşiretler var. Yani Çok karışık bir durum. Eğer demokrasi gelmezse o zaman bu çatışmalar devam eder.” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE DOĞRUSUNU YAPTI

Çevik, Paris’te yapılan toplantıya Türkiye’nin çağrılmamasının büyük bir hata olduğunu kaydetti. Batılı güçlerin de kendi aralarında ihtilafta olduğunu belirten Çevik şunları söyledi: “Paris’te bir toplantı yapıldı ama Türkiye buna çağrılmadı. Neden çağrılmıyor? Türkiye bölgede her şeyi yapıyor. Kurtarmaya geldiği zaman Türkiye yapıyor. 6 bin yabancıyı Türkiye getirdi. Türkiye bugün bu işin yer yerinde ama niye çağırmadılar? Ama iş kötüye gittiği zaman yandım ‘Allah’ deyip Türkiye’den yardım istiyorlar. Şimdi ABD yavaş yavaş tongaya bastığını anladı. Türkiye’nin tezleri doğrudur. Kaddafi‘ye güzellikle ayrıl diyor. Dolayısıyla onuru ile oradan çıkmasının formülasyonu üzerinde duruyor. Batı’nın da aslında bunu yapması gerekiyor. Yani bir orta yol bulmaya yönelik girişimlerde bulunması gerekir. Kaddafi de bu işten zarar görmeden ayrılmalı. ‘Kaddafi kalabilir’ demek diğer tarafta da muhalifler olsun anlamına gelir. Bu da ‘Libya bölünsün’ demektir. Bu yaklaşımla Libya sorunu çözülmez.”

3. HAÇLI SEFERİ OLUR

Çevik, Libya’daki olayların demokratik taleplerden kaynaklandığını çözümün de Kaddafi ile Libya halkının demokratik bir zeminde çözüm şartlarına zorlanması ile olabileceğini ifade etti. Aksi halde bu operasyonun Haçlı Seferi olarak bileneceğinin altını çizen Çevik sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Batılı ülkeler bugüne kadar yaptıkları operasyonla tam aksine bunun şartlarını ortadan kaldırıyor. Libya halkının bu işi çözemeyeceği hale getiriyor. Yani demokratik çözümün mümkün olmadığı hale getiriyor. Batılıların bu yaptığı ile o zaman 3. Haçlı Seferi başlamış olacak. Batılı devletler böyle devam ederlerse hüsrana uğrarlar. ABD ayıldı ve Almanya ayıldı İngilizler de yavaş yavaş anlamaya başladı. ‘Biz ne yapıyoruz burada?‘ diye soruyorlar. Sarkozy ise seçim yatırımı yapıyor fakat ülkesine de bir fatura çıkacaktır. Libya, Tunus’ta Mısır ve diğer ülkelerdeki gelişmeler yeni bir dünyanın kurulduğunu gösteriyor. Çünkü despot rejimler halklarına baskı yapıyorlardı. Bu artık sona eriyor. Halk bilinçlendi. İç dinamikler buna itiyor.”