Genel Kurul'da 'Sahtekar' gerginliği
Meclis Genel Kurulu'nda torba kanun tasarısının görüşmelerinde Danışma Kurulu kararına attığı imzayı inkar ederek, "Burada oynanan tiyatroya ortak olmayacağım. Bu sahtekarlıktır" diyen BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'a tüm gruplar tepki gösterdi.
TBMM Genel Kurulu’nda torba kanun tasarısının görüşmeleri sırasında Danışma Kurulu kararıyla bazı maddeler üzerinde tekrir-i müzakere yapıldı. Danışma Kurulu kararında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ve BDP Grup Başkanvekillerini temsilen Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın imzasının bulunduğu bildirildi. Tasarıda bulunan bazı maddelerin yeniden görüşülmesi sırasında kürsüye gelen Kaplan,Danışma Kurulu toplantılarının, Meclis Başkanı’nın odasında yapıldığını belirterek, böyle bir toplantıda kendisinin bulunmadığını, Danışma Kurulu kararındaki kendisine ait imzanın sahte olduğunu öne sürdü. Meclis’te bir tiyatro oyunu sergilendiğini belirten Kaplan, "Yarın savcılığa gidip şikayet edeceğim. Benim olmadığım bir toplantıda imzam var. Bu tiyatro oyununda biz yokuz" diye konuştu.
Kaplan, daha sonra oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’a dönerek, "Kapatıyor musun, yoksa sen de bu sahtekarlığın içinde misin? Kapatıyor musun, sizi savcılığa mı vereyim?" diye bağırdı. Danışma Kurulu toplantısına katılmadığını ifade eden Kaplan, "Meclis’te sahtekarlık yapmaktan bu 3 partiyi şikayet ediyorum" dedi. CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, yarın ve Pazartesi günü Meclis’in çalışmaması için Danışma Kurulu kararına imza atması yönündeki talebi üzerine terör suçundan hüküm giyenlerin de üniversite affına dahil edilmesi şartıyla buna imza atacağını söylediğini anlatan Kaplan, imzasının geçerli olmadığını, Meclis’in çalışamayacağını belirtti. Kaplan, Meclis Başkanvekili Yakut’un, ’Bu imza size ait değil mi Sayın Kaplan’ şeklindeki sorularına ise cevap vermeden kürsüden indi.
"KULLANDIĞI KELİMELERİ YAKIŞTIRAMIYORUZ"Kaplan’ın konuşması, diğer parti gruplarından büyük tepki aldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Danışma Kurulu’nda mutabakat sağlanması halinde her zaman toplantı yapmaya gerek olmadığını, imzaların elden de alındığını belirterek, BDP’nin de buna katıldığını anlattı. Danışma Kurulu kararına BDP grubu adına Hasip Kaplan imza attıktan sonra kendilerinin de imza attığını ifade eden Şandır, "İmza attı mutabakatı temin etti.
Şarta bağlı imza atmak olmaz. Kaplan’ın ortaya koyduğu tavrı ve kullandığıkelimeleri yakıştıramıyoruz. Kaplan’ın söylediklerinin hiçbirini kabul etmiyoruz" dedi. CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu ise Danışma Kurulu’nun tekrir-i müzakere konusundaki kararına imza atmak konusunda önce üniversite affı konusundaki şartını ortaya koyan Kaplan’ın, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la kuliste yaptığı görüşmeden sonra, ’Getirin imzalayayım’ dediğini ve kararı imzaladığını anlattı. Aslanoğlu, Meclis’in Pazar ve Pazartesi çalışması konusundaki Danışma Kurulu’na ise Kaplan’ın aynı gerekçeyle imza vermediğini söyledi.
"YÜCE MİLLETE YAPILAN SAHTEKARLIK İTHAMI NEDENİYLE ÖZÜR DİLİYORUM" AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, "Bu talihsiz konuşmalar nedeniyle tüm milletvekillerinden ve Türk milletinden özür diliyorum. Yüce millete yapılan sahtekarlık ithamı nedeniyle milletvekillerinden özür diliyorum. 9 yıl boyunca böyle bir şeye rastlamadım. Bu Danışma Kurulunun altında ıslak imzası var. İnkar ediyorsa açıkça demelidir ki’ o imza bana ait değildir, başkası tarafından atılmıştır.’ İçtüzüğe göre yapılan bir işleme sahtekarlık ithamında bulunmak büyük bir çirkinliktir. Bu yapılansahtekarlıksa ıslak imzasını inkar etmek nedir?" şeklinde konuştu.
Meclis Başkanı’nın Danışma Kurulu’nu özel mekanda toplantıya çağırma mesuliyeti bulunmadığını ifade eden Kılıç, "Önemli olan bir araya gelmektir. Danışma Kurulu önerisinin kendisi tutanak hükmündedir" dedi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ise elden imzalar toplanarak Danışma Kurulu kararlarının bugüne kadar alındığını hatırlatarak, "Sahtekarlık ve genel kurulun mehabetine yakışmayan ifadeler içinse şunu söyleyeceğim. Üslubu beyan aynıyla insandır" diye konuştu. Eleştiriler üzerine yeniden söz alan Kaplan, "Benim bu sahte toplantılardaki imzalarım ıslak değil, ıslak olan sahtekarlıktır" ifadelerini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Kaplan’ın üniversite affından terör suçlularının da yararlanması konusundaki talebini kendilerine ilettiğini hatırlatarak, "Biz değerlendirdik. Bunu bir müzakere edelim, değerlendirelim size bilgi verelim dedik. Bizzat telefonla aradım, ’bu konuda bir uzlaşma zemini gözükmüyor, böyle bir beklentiyle Danışma Kuruluna imza attıysanız çekebilirsiniz’ dedim" diye konuştu.
"ÜNİVERSİTE AFFIYLA İLGİLİ ELEŞTİRİLERİ HAKLI AMA SUÇLAMALARI AFFEDİLİR DEĞİL" Kaplan’ın suçlamalarına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da cevap verdi. Hasip Kaplan’ın tanıyabildiği kadarıyla kendi haline bırakılırsa iyi bir hukukçu, özel hayatında saygılı ilişkileri olan ve dostluğu da gerçekten güzel bir insan olduğunu belirten Arınç, "Ama biraz önceki konuşması veya kızdığı veya takviye metotlarıyla kürsüye geldiğinde üzücü konuşmalar yapıyor ve Parlamento’ya ve milletvekillerine müstahak olmadığı cümlelerle konuşuyor. Bu konuda haklı olsa da, burada böylekonuşup Parlamentoyu suçlama altına koyması affedilir bir davranış değil" dedi. Danışma Kurulu kararlarını sadece Meclis Başkanı’nın odasında imza altına alınmadığına işaret eden Arınç, pratik olarak ne kolaysa onun yapıldığını, bugün de bunun yapıldığını ifade etti. Kaplan’ın üniversite affıyla ilgili düşüncelerini öğrenmek için Meclis kulisinde kendisiyle çay içtiğini anlatan Arınç, o konuşmada Danışma Kurulu’na atacağı imzanın bu şarta bağlı olmadığını söylediğini ancak Meclis’te imzasını inkar ederek herkesi töhmet altında bıraktığını söyledi.
Arınç, "Kulağımla duydum. Bu imzayıatacağım, bu imza onun şartı değildir dediniz" diyerek Kaplan’ın imzasını inkar ettiğini açıkladı. Terör suçlarından hüküm giyenlerin üniversite affı dışında olmasının hükümetin tasarısında bulunmadığını kaydeden Arınç, bu düzenlemenin kendisine de yanlış geldiğini ve arkadaşlarına ilettiğini ancak, bunun zamansız olduğu cevabını aldığını söyledi. Arınç, "Benim elimde sihirli değnek yok. Bunu bahane edip sahtekarlık kelimesinin kullanılması TBMM’ye çok büyük bir hakarettir. Hakaret, aşağılama ağzınızayakışmıyor" şeklinde konuştu. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise, Arınç’ın konuşmasını ’talihsiz’ olarak yorumladı. Bu düzenlemeden pişmanlık duymanın Arınç’a yakışmadığını dile getiren Şandır, "Teröristleri affetmek gibi bir niyetimiz varsa bunu açıkça söylersiniz. Bu kanunda veya bir başka kanunda yaparsınız. Bu konuyu özne yaparak bu parlamentoyu sahtekalıkla suçlayanlara hak verme hakkınız yok" diye konuştu.
Kaynak: İHA
Kaplan, daha sonra oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’a dönerek, "Kapatıyor musun, yoksa sen de bu sahtekarlığın içinde misin? Kapatıyor musun, sizi savcılığa mı vereyim?" diye bağırdı. Danışma Kurulu toplantısına katılmadığını ifade eden Kaplan, "Meclis’te sahtekarlık yapmaktan bu 3 partiyi şikayet ediyorum" dedi. CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu’nun, yarın ve Pazartesi günü Meclis’in çalışmaması için Danışma Kurulu kararına imza atması yönündeki talebi üzerine terör suçundan hüküm giyenlerin de üniversite affına dahil edilmesi şartıyla buna imza atacağını söylediğini anlatan Kaplan, imzasının geçerli olmadığını, Meclis’in çalışamayacağını belirtti. Kaplan, Meclis Başkanvekili Yakut’un, ’Bu imza size ait değil mi Sayın Kaplan’ şeklindeki sorularına ise cevap vermeden kürsüden indi.
"KULLANDIĞI KELİMELERİ YAKIŞTIRAMIYORUZ"Kaplan’ın konuşması, diğer parti gruplarından büyük tepki aldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, Danışma Kurulu’nda mutabakat sağlanması halinde her zaman toplantı yapmaya gerek olmadığını, imzaların elden de alındığını belirterek, BDP’nin de buna katıldığını anlattı. Danışma Kurulu kararına BDP grubu adına Hasip Kaplan imza attıktan sonra kendilerinin de imza attığını ifade eden Şandır, "İmza attı mutabakatı temin etti.
Şarta bağlı imza atmak olmaz. Kaplan’ın ortaya koyduğu tavrı ve kullandığıkelimeleri yakıştıramıyoruz. Kaplan’ın söylediklerinin hiçbirini kabul etmiyoruz" dedi. CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu ise Danışma Kurulu’nun tekrir-i müzakere konusundaki kararına imza atmak konusunda önce üniversite affı konusundaki şartını ortaya koyan Kaplan’ın, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la kuliste yaptığı görüşmeden sonra, ’Getirin imzalayayım’ dediğini ve kararı imzaladığını anlattı. Aslanoğlu, Meclis’in Pazar ve Pazartesi çalışması konusundaki Danışma Kurulu’na ise Kaplan’ın aynı gerekçeyle imza vermediğini söyledi.
"YÜCE MİLLETE YAPILAN SAHTEKARLIK İTHAMI NEDENİYLE ÖZÜR DİLİYORUM" AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç, "Bu talihsiz konuşmalar nedeniyle tüm milletvekillerinden ve Türk milletinden özür diliyorum. Yüce millete yapılan sahtekarlık ithamı nedeniyle milletvekillerinden özür diliyorum. 9 yıl boyunca böyle bir şeye rastlamadım. Bu Danışma Kurulunun altında ıslak imzası var. İnkar ediyorsa açıkça demelidir ki’ o imza bana ait değildir, başkası tarafından atılmıştır.’ İçtüzüğe göre yapılan bir işleme sahtekarlık ithamında bulunmak büyük bir çirkinliktir. Bu yapılansahtekarlıksa ıslak imzasını inkar etmek nedir?" şeklinde konuştu.
Meclis Başkanı’nın Danışma Kurulu’nu özel mekanda toplantıya çağırma mesuliyeti bulunmadığını ifade eden Kılıç, "Önemli olan bir araya gelmektir. Danışma Kurulu önerisinin kendisi tutanak hükmündedir" dedi. TBMM Başkanvekili Sadık Yakut ise elden imzalar toplanarak Danışma Kurulu kararlarının bugüne kadar alındığını hatırlatarak, "Sahtekarlık ve genel kurulun mehabetine yakışmayan ifadeler içinse şunu söyleyeceğim. Üslubu beyan aynıyla insandır" diye konuştu. Eleştiriler üzerine yeniden söz alan Kaplan, "Benim bu sahte toplantılardaki imzalarım ıslak değil, ıslak olan sahtekarlıktır" ifadelerini kullandı. AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Kaplan’ın üniversite affından terör suçlularının da yararlanması konusundaki talebini kendilerine ilettiğini hatırlatarak, "Biz değerlendirdik. Bunu bir müzakere edelim, değerlendirelim size bilgi verelim dedik. Bizzat telefonla aradım, ’bu konuda bir uzlaşma zemini gözükmüyor, böyle bir beklentiyle Danışma Kuruluna imza attıysanız çekebilirsiniz’ dedim" diye konuştu.
"ÜNİVERSİTE AFFIYLA İLGİLİ ELEŞTİRİLERİ HAKLI AMA SUÇLAMALARI AFFEDİLİR DEĞİL" Kaplan’ın suçlamalarına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da cevap verdi. Hasip Kaplan’ın tanıyabildiği kadarıyla kendi haline bırakılırsa iyi bir hukukçu, özel hayatında saygılı ilişkileri olan ve dostluğu da gerçekten güzel bir insan olduğunu belirten Arınç, "Ama biraz önceki konuşması veya kızdığı veya takviye metotlarıyla kürsüye geldiğinde üzücü konuşmalar yapıyor ve Parlamento’ya ve milletvekillerine müstahak olmadığı cümlelerle konuşuyor. Bu konuda haklı olsa da, burada böylekonuşup Parlamentoyu suçlama altına koyması affedilir bir davranış değil" dedi. Danışma Kurulu kararlarını sadece Meclis Başkanı’nın odasında imza altına alınmadığına işaret eden Arınç, pratik olarak ne kolaysa onun yapıldığını, bugün de bunun yapıldığını ifade etti. Kaplan’ın üniversite affıyla ilgili düşüncelerini öğrenmek için Meclis kulisinde kendisiyle çay içtiğini anlatan Arınç, o konuşmada Danışma Kurulu’na atacağı imzanın bu şarta bağlı olmadığını söylediğini ancak Meclis’te imzasını inkar ederek herkesi töhmet altında bıraktığını söyledi.
Arınç, "Kulağımla duydum. Bu imzayıatacağım, bu imza onun şartı değildir dediniz" diyerek Kaplan’ın imzasını inkar ettiğini açıkladı. Terör suçlarından hüküm giyenlerin üniversite affı dışında olmasının hükümetin tasarısında bulunmadığını kaydeden Arınç, bu düzenlemenin kendisine de yanlış geldiğini ve arkadaşlarına ilettiğini ancak, bunun zamansız olduğu cevabını aldığını söyledi. Arınç, "Benim elimde sihirli değnek yok. Bunu bahane edip sahtekarlık kelimesinin kullanılması TBMM’ye çok büyük bir hakarettir. Hakaret, aşağılama ağzınızayakışmıyor" şeklinde konuştu. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise, Arınç’ın konuşmasını ’talihsiz’ olarak yorumladı. Bu düzenlemeden pişmanlık duymanın Arınç’a yakışmadığını dile getiren Şandır, "Teröristleri affetmek gibi bir niyetimiz varsa bunu açıkça söylersiniz. Bu kanunda veya bir başka kanunda yaparsınız. Bu konuyu özne yaparak bu parlamentoyu sahtekalıkla suçlayanlara hak verme hakkınız yok" diye konuştu.