Hopa Davasında Bütün Sanıkların Savunması Bugün Bitecek

Artvin`in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011 tarihinde Metin Lokumcu`nun hayatını kaybettiği olayların ardından Ankara`daki çıkan olaylarda tutuklanan ve "Silahlı terör örgütü" üyeliği ile suçlanan 22 tutuklu toplam 28 kişinin yargılanmasına Ankara 11.

Ağır Ceza Mahkemesi`nde başlandı. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanıklar, savunmalarına devam ediyor.
Sanıklardan Soner Torlak, kaçma şüphesi bulunmadığı için tutukluluk halinin ve beraatinin verilmesini istedi. Tutuklu olduğu dönemde eğitim hayatının aksadığını dile getiren Torlak, mağdur olduğunu, tutukluluğun cezaya dönüştüğünü savundu. Torlak, sadece yürüyüşteki fotoğrafın kendine ait olduğunu ifade etti. Saçlarını tanınmamak amacıyla kesmediğini ileri süren Çağrı Yılmaz ise suç işlemediğini kaydetti. Doğru bulmadığı bir olayı protesto etmek için eyleme katıldığını anlatan Yılmaz, saçları kesilen arkadaşına moral vermek amacıyla 4 kişiyle birlikte saçlarını kestiğini ifade etti. Herhangi bir silahlı terör örgütü üyesi olmadığını dile getiren Yılmaz, memleketi Hopa`daki olayları protesto etmek için demokratik hakkını kullandığını savundu.

Uğur Uzunpınar da sol yayınları okumanın suç sayıldığını ileri sürdü. Fotoğrafların kendisine ait olmadığını ifade etti. Sanıklardan Ozan Gündoğdu, bir öğretmenin olaylarda ölmesini protesto ettiğini, bunun nedeninin ise anne ve babasının öğretmen olduğunu kaydetti. 6 aydır tutuklu olduğunu dile getiren Gündoğdu, polisin işkence yaptığını iddia ederek bu işkencenin kameraya alındığını ve Esad`ın askerlerine benzediğini ileri sürdü. Polisin kendilerini hasım olarak gördüğünü savunan Gündoğdu, polisi yaraladığı iddianın ise iftira olduğunu ileri sürdü. Gündoğdu, muhalif kimliklerinden dolayı özellikle üzerlerine gelindiğini iddia etti. Tayfun Yıldırım da eylemin Kızılay aşamasına katıldığını belirterek polise ve kamu malına zarar vermediğini savundu. Can Türkyılmaz ise kamu düzenine yönelik bir eylem yapmadıklarını ileri sürdü. Kaldırım taşlarını elleriyle sökmesinin mümkün olmadığını savunan Türkyılmaz, taşları belediye işçilerinin kepçelerle ancak sökebileceğini ifade etti. Babasının kanser hastası olduğunu ve morala ihtiyacı bulunduğunu dile getiren Türkyılmaz, bunun dikkate alınmayarak tutuklandığını kaydetti. Zafer Algül, muhalefet ettiği için yargılandığını iddia etti.

"PEKİ POLİS VE KAMU MALLARI NASIL ZARAR GÖRDÜ?"
Duruşmaya üye hâkimin sorduğu, "Olaylar sırasında yaralanmış polisler var, zarar gören kamu malları var. Bunları yapmadığınızı savunuyorsunuz. Peki, bunlar nasıl olmuş olabilir. Olayın içindeydin. Polisler nasıl yaralandı?" sorusuna sanıklardan Ömür Çağdaş Ersoy, "1 Mayıs olayları yasakken olaylar oluyordu kamu malı zarar görüyor, polisler yaralanıyordu. İzin verilince olaylar olmamaya başladı." karşılığını verdi. Sorunun tekrar edilmesi üzerine ise polislerin nasıl yaralandığını bilmediğini savundu.

Duruşma sırasında Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir`in özenli tavrı dikkat çekti. Zaman zaman sorduğu sorular ile gergin olan ortam yerini gülüşmelere bıraktı. Sanık Hikmet Tanıl`ın ifadesi sırasında "Tarih 12 Eylül`ü yargıladığı gibi bu mahkemeyi de yargılayacak" sözleri üzerine Örsdemir`in "Bizi de yargılayacak mı?" sorusuna "Bilmiyorum, iddia makamını yargılayacak." cevabı salonda kahkahalara sebep oldu.
Şimdiye kadar 28 sanıktan 22 sanık savunmasını bitirdi. Geriye kalan 6 sanığın ise savunması devam ediyor.