Kıbrıs için 'Tayvan modeli'ni uygulayalım
Kıbrıs için 'Tayvan modeli' diye adlandırdığı formülü önerdi
Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs için ‘Tayvan modeli’ diye adlandırdığı formülü önerdi: British Airways, Air France, KLM veya Lufthansa’ya ait bir uçak Ercan Havaalanı’na indiği anda Türkiye tüm havaalanlarını, limanlarını ve hava sahasını Rumlara açmaya hazır
KIBRIS’TA ortak bir çözüme ulaşmak için yapılan görüşmelerde tarihi bir dönemece gelindi. İki tarafın liderleri ocakta New York’ta bir araya gelecek. Bu zirvede anlaşma olmazsa, Birleşmiş Milletler aradan çekilecek. Ardından üç garantör ülke (Türkiye, Yunanistan, İngiltere) ve iki taraf kendi aralarında çözüme ulaşmaya çalışacak. Ancak bu çabalar da en fazla Rum Kesimi’nin Haziran 2012’de AB dönem başkanlığını üstlenmesine kadar sürebilecek. Bu tarihten itibaren sadece adadaki süreç değil, Türkiye ile Brüksel arasındaki ilişkiler de rafa kalkacak. Böylesine kritik bir sürece yaklaşılırken, Türkiye görüşmelere ivme kazandırmak için yeni bir teklif sundu. Türkiye’nin teklifi “ticari ilişkileri diplomatik ilişkilerden ayırmak” özüne dayanıyor.
‘Türkiye boyun eğdi’
Ankara, “Tayvan modeli” olarak adlandırdığı bir diplomatik düzenlemeyle limanlarını, havaalanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum Kesimi’ne açmayı önerdi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış önceki gün Reuters’a verdiği demeçte basit bir düzenlemenin Doğu Akdeniz adasıyla ilgili görüşmelerde ilerleme kaydedilmesine katkıda bulunabileceğine inandığını söyledi. Reuters’ın “Türkiye, AB’nin taleplerine boyun eğdi” yorumuyla aktardığı teklifi Bağış şöyle özetledi: “British Airways, Air France, KLM veya Lufthansa’ya ait bir uçak Ercan Havaalanı’na indiği anda Türkiye tüm havaalanlarını, limanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum uçaklarına ve gemilerine açmaya hazır. Al Italia veya Air France’a ait bir uçağın Ercan’a inmesi KKTC’yi tanıdıkları anlamına gelmeyecek. Bu Tayvan modelinde olduğu gibi ticari bir ilişki olacak.” Bağış’ın açıklamasıyla Türkiye ilk kez resmi olarak, bu tür ilişkileri diplomatik tanımadan ayırmak için Tayvan modelini gündeme getirmiş oldu.
‘F planımız bile var’
Adanın yeniden birleşmesi için yapılan görüşmeler başarısız olursa Türkiye’nin bir B Planı olup olmadığı sorusuna cevaben Bağış, “Türkiye’nin bir B Planı, bir C Planı, bir D Planı ve hatta bir F Planı var. Ama şimdilik bunu kendimize saklayalım” dedi. Türkiye’nin AB müzakerelerinde yaşadığı tüm sorunlara ve Arap dünyasına yönelik son diplomatik açılımlara rağmen Ankara’nın Avrupa emellerine bağlı kalacağını belirten Bağış, “AB halen insanlık tarihindeki en büyük barış projesidir” diye konuştu.
Sadece Ercan’a vurgu
Bağış’ın teklifinde sadece Ercan Havaalanı’na vurgu yapılması dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geçen yıl kasım ayında benzer bir öneride bulunmuştu. Ancak Davutoğlu KKTC’nin Girne ve Magosa limanlarının yanı sıra Ercan Havaalanı’nın dünyaya açılması karşılığında Türkiye’nin bütün limanlarını Kıbrıslı Rumlara açmasını teklif etmişti. AB dönem başkanı Belçika ise geçen ay Türkiye’den İstanbul’da bir limanını ve tüm hava sahasını Rumlara açmasını istemiş, bunun karşılığında Türkiye’ye Rum kesiminin engellediği iki müzakere başlığının açılması garantisi vermişti.
Hayata geçmesi kolay değil
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın “Tayvan modeli” çıkışını adada BM desteğiyle sürmekte olan yeni federal devletin kuruluş müzakereleri çerçevesinde değerlendirmek daha gerçekçi olacaktır. Bu çıkışı Reuters’ın yaptığı gibi “Türkiye’nin AB’ye boyun eğmesi” olarak değerlendirebilmek için Kıbrıs nedeniyle açılamayan 14 müzakere faslının Türkiye’yi zorda bıraktığı önkabulünün doğru olması gerekir ki ne fiilen ne siyaseten böyle bir sıkışmışlık söz konusu değidir. Hükümet Kıbrıs yüzünden açılamayan fasıllar konusunda tevekkül içerisindedir ve beklemededir. Aksine, uluslararası camianın katkı ve desteğiyle adada bulunacak kalıcı bir çözüm sonucu kurulacak yeni federal devlet, Türkiye’nin kendi AB üyelik müzakerelerinin önünü açmak için ziyadesiyle yeterlidir. Bakan’ın çıkışında belli AB üyesi ülkelerin milli havayollarının zikredilmesi, aslında Kıbrıs düğümünün arkasına saklanarak Türkiye’nin üyelik müzakerelerinde tıkanmış olmasından memnuniyet duyan ülkelere bir meydan okuma olarak anlaşılmalı. Sonuçta bu teklifin hayata geçmesi kolay olmasa da teklif Kıbrıs meselesinin çözümünü gündemde tutması açısından önemlidir. (Cengiz AKTAR ANALİZ)
TAYVAN MODELİ NEDİR?
Tanıma yok ticaret var
Tayvan modeli, Kıbrıs’ta düzenlenen ve Rumların 2004’te reddettiği Annan Planı referandumunun ardından zaman zaman dile getirilen bir formül. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke Çin’in baskısıyla Tayvan’la diplomatik ilişki kurmuyor. Ancak ticaret temelinde temaslarını sürdürüyor. 1949-1971 yılları arasında “Çin Cumhuriyeti” adı altında Tayvan, BM’de tüm Çin’i temsil etmiştir. 1971 yılında ise Tayvan üyelikten çıkartılırken yerine Kıta Çin’indeki “Çin Halk Cumhuriyeti” tüm Çin’i temsilen BM’de temsil yetkisine kavuşmuştur. ÇHC, Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak tanıyan ülkelerle ilişkilerini kesme tehdidinde bulunmaktadır. Bu yüzden dünyada 22 küçük devlet dışındaki tüm ülkeler hukuki olarak Tayvan’ı Çin’in bir parçası olarak görmektedir. Bununla birlikte dünyanın öndegelen pek çok ülkesi Tayvan ile ancak bağımsız bir devletle yürütülecek her türlü ilişkiyi yürütmektedir. Karşılıklı temsilciliklerin adı büyükelçilik yerine ticaret ve kültür ataşeliği olarak nitelendirilmektedir. Yine Tayvan dünyanın her yeriyle serbest ticaret yapabilmekte ve Başkent Taypeh’ten pek çok noktaya doğrudan uçuş yapılabilmektedir.
KIBRIS’TA ortak bir çözüme ulaşmak için yapılan görüşmelerde tarihi bir dönemece gelindi. İki tarafın liderleri ocakta New York’ta bir araya gelecek. Bu zirvede anlaşma olmazsa, Birleşmiş Milletler aradan çekilecek. Ardından üç garantör ülke (Türkiye, Yunanistan, İngiltere) ve iki taraf kendi aralarında çözüme ulaşmaya çalışacak. Ancak bu çabalar da en fazla Rum Kesimi’nin Haziran 2012’de AB dönem başkanlığını üstlenmesine kadar sürebilecek. Bu tarihten itibaren sadece adadaki süreç değil, Türkiye ile Brüksel arasındaki ilişkiler de rafa kalkacak. Böylesine kritik bir sürece yaklaşılırken, Türkiye görüşmelere ivme kazandırmak için yeni bir teklif sundu. Türkiye’nin teklifi “ticari ilişkileri diplomatik ilişkilerden ayırmak” özüne dayanıyor.
‘Türkiye boyun eğdi’
Ankara, “Tayvan modeli” olarak adlandırdığı bir diplomatik düzenlemeyle limanlarını, havaalanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum Kesimi’ne açmayı önerdi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış önceki gün Reuters’a verdiği demeçte basit bir düzenlemenin Doğu Akdeniz adasıyla ilgili görüşmelerde ilerleme kaydedilmesine katkıda bulunabileceğine inandığını söyledi. Reuters’ın “Türkiye, AB’nin taleplerine boyun eğdi” yorumuyla aktardığı teklifi Bağış şöyle özetledi: “British Airways, Air France, KLM veya Lufthansa’ya ait bir uçak Ercan Havaalanı’na indiği anda Türkiye tüm havaalanlarını, limanlarını ve hava sahasını Kıbrıs Rum uçaklarına ve gemilerine açmaya hazır. Al Italia veya Air France’a ait bir uçağın Ercan’a inmesi KKTC’yi tanıdıkları anlamına gelmeyecek. Bu Tayvan modelinde olduğu gibi ticari bir ilişki olacak.” Bağış’ın açıklamasıyla Türkiye ilk kez resmi olarak, bu tür ilişkileri diplomatik tanımadan ayırmak için Tayvan modelini gündeme getirmiş oldu.
‘F planımız bile var’
Adanın yeniden birleşmesi için yapılan görüşmeler başarısız olursa Türkiye’nin bir B Planı olup olmadığı sorusuna cevaben Bağış, “Türkiye’nin bir B Planı, bir C Planı, bir D Planı ve hatta bir F Planı var. Ama şimdilik bunu kendimize saklayalım” dedi. Türkiye’nin AB müzakerelerinde yaşadığı tüm sorunlara ve Arap dünyasına yönelik son diplomatik açılımlara rağmen Ankara’nın Avrupa emellerine bağlı kalacağını belirten Bağış, “AB halen insanlık tarihindeki en büyük barış projesidir” diye konuştu.
Sadece Ercan’a vurgu
Bağış’ın teklifinde sadece Ercan Havaalanı’na vurgu yapılması dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geçen yıl kasım ayında benzer bir öneride bulunmuştu. Ancak Davutoğlu KKTC’nin Girne ve Magosa limanlarının yanı sıra Ercan Havaalanı’nın dünyaya açılması karşılığında Türkiye’nin bütün limanlarını Kıbrıslı Rumlara açmasını teklif etmişti. AB dönem başkanı Belçika ise geçen ay Türkiye’den İstanbul’da bir limanını ve tüm hava sahasını Rumlara açmasını istemiş, bunun karşılığında Türkiye’ye Rum kesiminin engellediği iki müzakere başlığının açılması garantisi vermişti.
Hayata geçmesi kolay değil
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın “Tayvan modeli” çıkışını adada BM desteğiyle sürmekte olan yeni federal devletin kuruluş müzakereleri çerçevesinde değerlendirmek daha gerçekçi olacaktır. Bu çıkışı Reuters’ın yaptığı gibi “Türkiye’nin AB’ye boyun eğmesi” olarak değerlendirebilmek için Kıbrıs nedeniyle açılamayan 14 müzakere faslının Türkiye’yi zorda bıraktığı önkabulünün doğru olması gerekir ki ne fiilen ne siyaseten böyle bir sıkışmışlık söz konusu değidir. Hükümet Kıbrıs yüzünden açılamayan fasıllar konusunda tevekkül içerisindedir ve beklemededir. Aksine, uluslararası camianın katkı ve desteğiyle adada bulunacak kalıcı bir çözüm sonucu kurulacak yeni federal devlet, Türkiye’nin kendi AB üyelik müzakerelerinin önünü açmak için ziyadesiyle yeterlidir. Bakan’ın çıkışında belli AB üyesi ülkelerin milli havayollarının zikredilmesi, aslında Kıbrıs düğümünün arkasına saklanarak Türkiye’nin üyelik müzakerelerinde tıkanmış olmasından memnuniyet duyan ülkelere bir meydan okuma olarak anlaşılmalı. Sonuçta bu teklifin hayata geçmesi kolay olmasa da teklif Kıbrıs meselesinin çözümünü gündemde tutması açısından önemlidir. (Cengiz AKTAR ANALİZ)
TAYVAN MODELİ NEDİR?
Tanıma yok ticaret var
Tayvan modeli, Kıbrıs’ta düzenlenen ve Rumların 2004’te reddettiği Annan Planı referandumunun ardından zaman zaman dile getirilen bir formül. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke Çin’in baskısıyla Tayvan’la diplomatik ilişki kurmuyor. Ancak ticaret temelinde temaslarını sürdürüyor. 1949-1971 yılları arasında “Çin Cumhuriyeti” adı altında Tayvan, BM’de tüm Çin’i temsil etmiştir. 1971 yılında ise Tayvan üyelikten çıkartılırken yerine Kıta Çin’indeki “Çin Halk Cumhuriyeti” tüm Çin’i temsilen BM’de temsil yetkisine kavuşmuştur. ÇHC, Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak tanıyan ülkelerle ilişkilerini kesme tehdidinde bulunmaktadır. Bu yüzden dünyada 22 küçük devlet dışındaki tüm ülkeler hukuki olarak Tayvan’ı Çin’in bir parçası olarak görmektedir. Bununla birlikte dünyanın öndegelen pek çok ülkesi Tayvan ile ancak bağımsız bir devletle yürütülecek her türlü ilişkiyi yürütmektedir. Karşılıklı temsilciliklerin adı büyükelçilik yerine ticaret ve kültür ataşeliği olarak nitelendirilmektedir. Yine Tayvan dünyanın her yeriyle serbest ticaret yapabilmekte ve Başkent Taypeh’ten pek çok noktaya doğrudan uçuş yapılabilmektedir.