MİT'çi Kaşif Kozinoğlu öldü

MİT'çi Kaşif Kozinoğlu öldü. MİT'in kara kutusu Kaşif Kozinoğlu bildiklerini anlatamadan vefat etti. 24 yıl MİT'te görev alan ve tutuklanana kadar görüntülenmediği için 'Hayalet' adıyla anılan Kozinoğlu, 10 gün sonra ilk kez hâkim karşısına çıkacak ve savunma yapacaktı. Kaşif Kozinoğlu nerelidir? Kaşif Kozinoğlu ne zaman tutuklandı?

MİT'çi Kaşif Kozinoğlu öldü
MİT'çi Kaşif Kozinoğlu öldü. MİT’in kara kutusu Kaşif Kozinoğlu bildiklerini anlatamadan vefat etti. 24 yıl MİT’te görev alan ve tutuklanana kadar görüntülenmediği için ‘Hayalet’ adıyla anılan Kozinoğlu, 10 gün sonra ilk kez hâkim karşısına çıkacak ve savunma yapacaktı. Kaşif Kozinoğlu nerelidir? Kaşif Kozinoğlu ne zaman tutuklandı? Kaşif Kozinoğlu Mahmut Yıldırım benzerliği nedir?

ODATV suç örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde kalp krizi geçirerek öldü... Resmi görüntü bu, gözüken gerçeklik böyle... Evet,Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın altın çocuğu bu diyardan göçüp gitti usulca, bir hapishane hücresinde yaşamı son buldu...

İlk incelemelerde MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun ölüm sebebinin kalp krizi olduğu öğrenildi. Kozinoğlu için savcı otopsi kararı verdi

Oda Tv davasının tutuklu sanıklarından MİT'in karakutusu olarak adlandırılan Kaşif Kozinoğlu'nun ölümünü kafalarda soru işareti bıraktı. Bugün gazetesi yazarlarından Adem Yavuz Arslan, 'Kozinoğlu'nun konuşmasından kim rahatsız oldu? ' sorusunu sorarak yazısında şu ifadelere yer verdi:

MİT'çi Kozinoğlu sırlarıyla gitti

Türkiye o kadar enteresan bir hal aldı ki, birisi eceliyle ölse bile şüpheyle bakmaya başladık.

Kafamızda 'acaba'lar uçuşup duruyor.

Gerçi Ergenekon sanıklarından MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun cezaevinde ölümü fazlasıyla şüpheli.

Fakat bu olaydan hareketle şunu da düşünmemizde fayda var.

Yarın bir gün hak vaki oldu ve İmralı sakini eceliyle öldü? Devlet hiçbir vatandaşına göstermediği ilgiyi gösteriyor, sağlığına, korunmasına dikkat ediyor ama sonuçta ölüm diye de bir gerçek var.

Kozinoğlu'na geri dönersek.

Kaşif Kozinoğlu kamuoyunun yıllardır aşina olduğu bir isim. Özel Kuvvetler'den emekli olup (görevi, bir başka Ergenekon sanığı Levent Göktaş'a devretmişti) MİT'e geçtiği, Dış Operasyonlar Dairesi'nde 'ilginç işlere' imza attığı, özellikle Orta Asya, Afganistan ve Çin dolaylarında bayrak gösterdiği biliniyor. Tanıyanlar 'ekip adamı' olduğunu söylüyor.

Yani bir projenin parçası olarak 'örtülü ve kirli' operasyonlara karıştığı sır değil.

Kaşif Kozinoğlu'nun şüpheli ölümü

Adını MİT-Yargıtay-mafya skandalında da duymuştuk.

Tutuklanmasına neden olay ise Odatv'ye devletin gizli belge ve bilgilerini vermek iddiası. Odatv'de ele geçirilen ve delil dosyasına "KOZİNOĞLU 3" olarak giren dosyada çok sayıda gizli ve kişiye özel bilgi notu var.

O kadar gizli dosyanın bir basın kuruluşunda ne işi var, herhalde mahkeme safahatında ortaya çıkacaktır. Ama şurası kesin; Kozinoğlu'nun ölümü her şeyiyle şüpheli.

Çünkü sporcu bir bünyeye sahip. Neredeyse grip bile olmamış.

Bugüne kadar sadece kulağı ile ilgili bir şikâyeti olmuş. İddiaya göre ağır spor yapmış ve kalp krizi geçirmiş. Hastane raporuna göre ex-duhul olmuş.

Bugüne kadar bir kez bile revire çıkmamış birisinin aynı gün 'kendini kötü hissettiği' için hastaneye gittiği ve 'Bir şeyi yok' denilerek geri gönderildiği de düşünülürse tuhaf bir durumla karşı karşıyayız demektir.

Şimdi asıl soru şu: 9 gün sonra yapılacak olan bir duruşmanın en önemli sanığı ansızın ölürse ne düşünmek lazım? Üstelik kulislerde 'gizli tanık olmayı kabul ettiği' gibi birtakım iddialar da dolaşıyorken.

Acaba kim ya da hangi gruplar Kozinoğlu'nun duruşmada ya da çapraz sorguda konuşması ihtimalinden rahatsız oldu?

Evet Kozinoğlu eceliyle ölmüş de olabilir.

Ama devletin, cezaevindeki bir sanığın ölümünü şüpheye bırakmayacak kadar net bir şekilde ortaya koyması şart.

Çünkü Kozinoğlu'nun ilişkileri çözülürse bir dönemin kirli çamaşırları da piyasaya çıkacaktı.

3 milyon değil 30 milyon imza olsa ne olur?

BDP, KCK operasyonlarını tıkama amaçlı bir eylem planı açıkladı.

Selahattin Demirtaş 3 milyon kişiyi partiye üye yapacaklarını, sonra da o kişilerin 'Ben de KCK'lıyım' diyerek dilekçe vereceklerini anlattı.

Amaç yargıyı tıkamak.

Öcalan için yapılan eylemlerin talimatını veren Kandil şimdi de BDP'ye talimat gönderip KCK için eylem istiyor.

Öncelikle şunu kayda geçmek lazım.

BDP bugüne kadar Kürtler'in gündelik yaşamıyla ilgilenmedi. Van'da depremzedeler kar altındayken onlar ya terörist cenazeleriyle ya da taziyelerle vakit geçirdi.

Şimdi de KCK'lılar için çalışıyorlar.

İmzaya dönersek...

Eğer 3 milyon imza toplarsa ki bunun da zorla olacağı aşikar, BDP'nin kendini bitirme kampanyası olur. Çünkü teorisyeni Öcalan'ın terör örgütü olarak tanımladığı KCK ile kendini özdeşleştirmiş olacak.

Maalesef BDP bugüne kadar bütün beklentileri boşa çıkardı. Kitle partisi olamadı. Öcalan ve Kandil dışında gündemi olmadı. Blok adı altında transfer ettikleri isimlerin de katkısı yok. Gerçi bu durum BDP'nin tercihi. Çünkü 'dağdakiler' olmasa şehirde BDP'yi takan çıkmaz.

Yani BDP de gücünü silahtan alıyor.

İmza kampanyasında asıl soru şu: 3 milyon değil de 30 milyon imza toplanınca KCK'nın içeriği mi değişecek?

Bir suçun ya da suçlunun masum olup olmaması delillerle ortadadır, toplanan imzalarla belirlenmez.

PKK ile ilgili son not:

Etkili hava operasyonları nedeniyle örgüt kış üslenmesine çekilemedi. Kandil ise sürekli eylem çağrısı yapıyor. Bu da demektir ki yaşanan sıkışmışlık feribot benzeri eylemler olarak yansıyacak. Şehirlere dikkat.

Yarın toprağa veriliyor

Kaşif Kozinoğlu’nun cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinin ardından Haydarpaşa’daki Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin (GATA) morguna kaldırıldı. Cenaze aracına inzibat askerlerinin bulunduğu askeri araç ve Ankara plakalı otomobiller eşlik etti. GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı’nın morguna kaldırılan Kaşif Kozinoğlu’nun yarın Üsküdar’da defnedileceği öğrenildi.

Cihaner: Bu bir kalp krizi değil hukuk cinayeti

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, tutuklu olarak bulunduğu cezaevinde kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Ergenekon davası sanığı Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisi Kaşif Kozinoğlu’nun “kalp krizine değil, hukuk cinayetine kurban gittiğini” söyledi. Bir panele katılmak üzere Mersin’e gelen Cihaner, tutukluluk sürelerinin yargısız infaza dönüştüğünü iddia eden Cihaner, “Bir hakimin 3 yıl boyunca delillerin toplanmasını beklemesi mantıklı değil. Böyle diyorsanız ya bir delilin uydurulmasını bekliyorsunuz, ya da işinizi ciddiye almıyorsunuz” dedi.

‘Sorumluluk AKP’nindir’

Kaşif Kozinoğlu’nun ölümüyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, Ak Parti’nin kendisine muhalif olan herkesi bastırmaya çalıştığını, bu amaç doğrultusunda uzun tutukluluk sürelerinin yargısız infaza dönüştürüldüğünü öne süren Cihaner şunları söyledi:

“AKP, tüm sorun yargıdaymış gibi topu yargıya atıyor. Her hak ihlalinin sorumluluğu siyasi iktidardadır. Uzun tutukluluk süresi ve cezaevinde ölüm olayı ilk değil. Daha önce de Ergenekon’un kasası olduğu ileri sürülen bir işadamı cezaevinde hayatını kaybetmişti. Cezaevlerinde halen 7-8 ağır hasta var. İçlerinde kendisi gidip teslim olanlar var. Yani bunların tutuklanması, bu kadar süre tutuklu kalması hukuki değil. Son ölüm olayını kalp krizi olarak değil, hukuk cinayeti olarak görüyoruz. Kozinoğlu hukuk cinayetine kurban gitti.”

Kod adı Köroğlu, lakabı Hayalet

Kozinoğlu, Özel Kuvvetler kadrosundayken, Azerbaycan’da çalıştı ve ‘Köroğlu’ lakabını kullandı. Yıllarca basına silik bir vesikalık fotografı yansıdığı için ‘Hayalet’ olarak da adlandırıldı

Türkiye kamuoyunun Ergenekon soruşturmasına kadar, yıllar önce çekilmiş silik bir fotoğraftan tanıdığı 1955 Trabzon doğumlu Kaşif Kozinoğlu 1976 yılında Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1980 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda göreve başladı. İstihbarat Subayı olan Kozinoğlu, İstihbarat Şube Müdürlüğü, Eğitim Öğretim Grup Komutanlığı’nda görev yaptı. 1995 yılında emekli olup MİT’te göreve başladı.

Suriye, Bosna Hersek, Azerbeycan ve Afganistan’da görev yaptı. Çin ve Afganistan’ı da içine alan Asya Bölgesi Sorumlusu oldu. 2010 yılında müsteşar Hakan Fidan’ın talimatıyla Asya Bölgesi’nden sorumlu Başmüşavir oldu.

Azeri askerleri eğitti

Kozinoğlu, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliyken, terörle mücadele için kurulan Polis Özel Harekat timlerinin eğitiminde görev aldı. Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ile de bu dönemde tanıştı. 1991-1993 döneminde Azerbeycan’da görev yapan ve burada “Köroğlu” kodadını kullanan Kozinoğlu, burada da Azeri askerlerini eğitti.
Özel Kuvvetler içinde “Zabitler Grubu” olarak adlandırılan bir grubun mensubu olduğu öne sürülen Kozinoğlu’nun, Azerbeycan’da bulunduğu dönemde Abdullah Çatlı ve bazı ülkücü isimlerinde adının karıştığı Haydar Aliyev’e karşı darbe girişimini organize edenler arasında olduğu da iddia edildi. Kozinoğlu’nun adı Çeçenistan’a silah gönderilmesi, Çin’in Sincan-Uygur özerk bölgesindeki isyancılara yardım edilmesi, Çin’e karşı bu isyancıların kullanılması faaliyetlerinde de geçti.

Çakıcı’ya yardımdan ceza
Kozinoğlu’nun ismi kamuoyu tarafından ilk kez Ergenekon sanığı, İP lideri Doğu Perinçek’in yazdığı kitapla duyuldu. Perinçek, kaleme aldığı, “Çiller Özel Örgütü” kitabında, Kozinoğlu’nun Tansu Çiller tarafından kurulan örgütle, MİT’in asker kökenli isimlerinin bağlantısını sağlayan kişi olduğunu iddia etti.

MİT’de Operasyon Başkan Yardımcılığı görevini yürütürken Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya ile yaptığı bir telefon görüşmesi nedeniyle suç örgütü yöneticisi Alaattin Çakıcı ile ilişkisi tespit edildi. Kamuoyu Kozinoğlu adıyla da ilk defa bu süreçte tanıştı. Hakkında dava açıldı. Çakıcı’nın ceza aldığı bir davada Çakıcı lehine Yargıtay nezdinde girişimlerde bulunduğu belirlenen Kozinoğlu “çeteye yardım etmek” suçundan 5 ay ceza aldı. Bu süreçte basına yıllar önce çekilmiş silik bir vesikalık fotoğrafının dışında hiçbir görüntüsü yansımayan Kozinoğlu “Hayalet” olarak da adlandırıldı.

MİT’te eski müsteşar Şenkal Atasagun’un “sağ kolu” olduğu da iddia edilen Kozinoğlu, kendisine birçok suçlama yönelten Mehmet Eymür tarafından “Teşkilat’ın Yeşil’i” olarak nitelendiriliyordu. Perinçek, birkaç yıl önce, Atasagun, Kozinoğlu ve Eymür’ün kendisi için suikast planladıklarını iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Danıştay kararıyla açılan soruşturmadan ise sonuç çıkmadı.

Sahte diploma iddiası
Kozinoğlu’nun OYAK Bank eski Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un üvey kardeşi olduğu belirtilen yazıda, sahte diplomayla terfi aldığı iddiasına da yer veriliyor.

Küre operasyonu
Kozinoğlu’nun ismi bu skandallardan sonra, Küre Operasyonu’nda, özel harekatçı bir sanıktan çıkan kartla gündeme geldi. Çete lideri Kasım Zengin’den, Kozinoğlu imzalı, “Gerektiğinde yardımcı olun” yazılı bir kart çıktı. Bu kartın Zengin’e, ÖKK’da görevli yüzbaşı Nuri Bozkır tarafından verildiği iddia edildi.

Güvenlik kameraları
Kozinoğlu’nun ismi son olarak, Danıştay saldırısı nedeniyle geldi. Danıştay’ın kamera sistemlerini kuran OYAK Güvenlik, sistemin saldırı günü bozulması ve kayıt yapmaması nedeniyle tartışmaların odağına oturmuştu. OYAK Güvenlik’in müdürlüğünü, eski özel harekat ve MİT mensubu emekli albay Orhan Çoban’ın yapması, Çoban’ın Kozinoğlu ile birlikte aynı dönem MİT’e geçen askerlerin en kıdemlisi olması iddiaları alevlendirdi. Kozinoğlu’nun Çoban ile birlikte asker kökenli isimlerin MİT Müsteşarlığı’na getirilmesiiçin kulis yapan isimlerden olduğu iddia edildi.

İfade vermek için geldi

Kozinoğlu tutuklanmadan önce Afganistan’da görev yapıyordu. Ergenekon (Oda TV) soruşturması kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen Kozinoğlu, Afganistan’dan 9 Mart 2011’de döndü.

İlk görüntüleri de ifade vermek için geldiği adliye önünde çekildi. Dönemin Ergenekon soruşturması savcısı Zekeriya Öz’e 2 saat ifade verdikten sonra sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandı.

MİT’e ait belgeleri sızdırmakla suçlanıyor

Hazırlanan 14 sanıklı iddianamede 8 numaralı sanık olarak yer alan Kozinoğlu hakkındaki iddialar 4 sayfada anlatıldı. İddianamede Kozinoğlu MİT ve Genelkurmay’a ait belgeleri Oda TV internet sitesinin sahibi Soner Yalçın’a “sızdırmakla” suçlanıyor. İddianamede, Oda TV’ye ait bilgisayarlarda yapılan incelemede “koz.doc” isimli bir word belgesi bulunduğu, bu belgede “Rusya ve Özbekistan’daki cemaat operasyonları hakkında Kozinoğlu’ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım. Kozinoğlu’ndan gelen diğer belgeleri de değerlendirelim” şeklinde ifadelerin bulunduğu belirtiliyor.

Ayrıca, aynı bilgisayarda “kozinoglu3” adlı bir klasör bulunduğu, bu klasörde de Genelkurmay ve MİT’e ait “gizli” ve “hizmete özel” ibareli 17 dosyanın bulunduğu anlatılıyor. İddianamede bu belgelerin Kozinoğlu tarafından Soner Yalçın’a gönderildiği belirtilerek “Şüpheli Kaşif Kozinoğlu’nun, şüpheli Soner Yalçın’la irtibatlı olduğu ve elde ettiği bilgileri Soner Yalçın’a ilettiği anlaşılmıştır” değerlendirmesi yapılıyor.

Kozinoğlu’nun “Ergenekon Silahlı Terör örgütünün silahlı hiyerarşik yapısı içerisinde bulunmamakla birlikte, örgütün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda örgütü yardım ettiği anlaşılmakla, örgüt üyesi kapsamında olduğu, devletin güvenliği veya iç ve dış siyasi yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken yasaklanmış bilgileri temin ettiği” gerekçesiyle 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.