Savcıdan Garipoğlu hakkında korkunç iddia

Savcı Uğur Başar, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili çarpıcı iddalarda bulundu.

Savcıdan Garipoğlu hakkında korkunç iddia
İstanbul Bahçeşehir'de bir villada 3 Mart 2009'da öldürülüp Beşiktaş'ta çöp konteynırına bırakılan Münevver Karabulut'un katil şüphelisi Cem Garipoğlu, iddiaya göre cinayeti tek başına planlı işledi.

Savcı Uğur Başar, 11 sayfalık mütaalasında Garipoğlu'nun cinayeti tek başına planlı işlediğini, testerenin önceden alınıp eve konduğunun kesin olduğunu savundu. Mütaalada Garipoğlu'nun bilinmeyen bir nedenden ötürü Karabulut'u öldürmeye çok daha önceden karar verdiği ve aradan geçen zamana rağmen vazgeçmeyerek "ruhi sükûnete" erdiği ve kararını soğukkanlı bir şekilde uyguladığı yer aldı. Başar, Garipoğlu hakkında 24 yıl hapis istedi.

BABANIN İŞTİRAKI YOK

Başar, sanık amca Hayyam Garipoğlu'nun "Suçluyu kayırma" ve anne Tülay Makbule Garipoğlu'nun "Suç delillerini gizlemek, değiştirmek ve yok etmek" suçunu işlediğini belirtti. Baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun Karabulut'un öldürülme olayına iştirak etmediğini sadece suçluyu kayırma suçunu işlediğini iddia eden Başar, "Her ne kadar sanığın Münevver Karabulut'un öldürülme olayına iştirak ettiği iddia edilmiş ise de sanığın kullandığı cep telefonunun baz istasyonu bilgileri dikkate alındığında sanığın olay günü değişik saatlerde şirketlerine ait Lüleburgaz'da bulunan Burgaz Rakı'ya ait fabrikada ve Avcılar'da şirket binalarında olduğunu doğrulayan baz istasyonu bilgilerinin mevcut olduğu ve bu baz istasyonu bilgilerine herhangi bir kimsenin müdahale etme, değiştirebilme imkânı olmadığı, ayrıca otoyol giriş çıkış kayıtlarının da sanığın savunmasını doğruladığı anlaşılmıştır" dedi.

"CEM'E HAKARET ETMEDİ"
Karabulut'un Garipoğlu'na hakaret etmediğini belirten Başar "Cem her ne kadar Münevver'in olaydan bir süre önce buluştuklarında kendisine 'Sen ne biçim erkeksin' dediğini ileri sürmüşse de bunun hiçbir maddi delille desteklenmediği ve sanığın bu yöndeki savunmasının doğruluğuna itibar edilemeyeceği, yine Cem'in olay günü Münevver'in cep telefonunda gördüğünü iddia ettiği mesajlara ilişkin olarak da hiçbir maddi delil bulunamadığı gibi olayın oluş şekli karşısında bu suçun oluşmasına etkisinin olamayacağı, bu sebeplerden dolayı 'haksız tahrik' uygulanmasını gerektirir maktülden kaynaklanan haksız hareketin bulunmadığı anlaşılmıştır" görüşüne yer verdi.

Garipoğlu'nun testereyi önceden aldığını anlatan Başar, "Cem Garipoğlu'nun işlemeyi düşündüğü cinayet için hazırlık yaptığı, olayın çok daha önceden planlanmış olduğu sanığın bilgisayarında maktule ile yaptıkları konuşmalarda 'Müthiş planlar içerisindeyim, tarihin en büyüklerinden, duyunca ağzın açık kalır' sözlerinden anlaşıldığı, öldürmeye çok daha önceden karar verdiği ve geçen zamana rağmen vazgeçmeyerek ruhi sükûnete erdiği ve kararını soğukkanlı şekilde uygulamaya koyarak okul çıkışı buluştuğu maktuleyi cinayet mahalline gelmesini sağlayıp tasarlayarak öldürdüğü, Münevver'in başının henüz hayatta iken testere ile kesildiği, Cem'in öldürme eylemini tek başına gerçekleştirdiği anlaşılmıştır" dedi.