Roma`da Hilye ve Tesbih Sergisi
Türkiye`nin Vatikan Büyükelçiği`nin himayesinde düzenlenen ve Roma`da bir ilke sahne olan Hilye-yi Şerif ve Tesbih sergisi açıldı.
Başkent Roma`da, Vatikan`a bağlı Kançılarya Sarayı`nda dün düzenlenen tören ve kokteylle kapılarını ziyaretçilerine açan "Aşk-ı Nebi Sanat Olunca" Hilye-yi Şerif ve Tesbih Sergisi, bir ilki yaşatıyor.Türkiye`nin Vatikan Büyükelçiği`nin himayesinde, Uluslararası Kültür Sanat Derneği`nin (UKSD) katkılarıyla hayat bulan serginin düzenleyicileri ve katılımcıları, bu önemli etkinliği, AA muhabirine değerlendirdi.Türkiye`nin Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy, sergiyle ilgili heyecanını gizlemeyerek, "Ben çok heyecanlıyım. Bir kere bu kadar rağbet olabileceğini hiç tahmin etmemiştim" dedi.Sergide fikir bakımından güzel şeylerin ortaya çıktığına tanıklık ettiğini söyleyen Gürsoy, dikkatini çeken iki noktanın olduğunu belirtti ve ilkini şöyle açıkladı: "Biz hep belli bir dinin mensuplarının, diğer dinin mensuplarını anlayamayacağını ve zihniyet, karakter itibariyle onlara kapalı olabileceğini düşünüyor idik. Fakat siz, eğer dindarlığın oluşturduğu bu kültürün içinden çok ince, çok derin manalar ifade eden, çok güzel şekillerle takdim edilmiş eserler getirmişseniz, bunları da çok farklı dünyaların önünde teşhir edebiliyorsanız, kendinizi bu dindarlığın içinden çok rafine duygularla şekillerle ifade edebiliyorsanız, o zaman mutlaka sizi anlayacaklardır." Büyükelçi Gürsoy, "İkinci nokta, bu sergi bir hat sanatı sergisi olmakla beraber, bu hat sanatının içindeki bir kategoriyi de içine alıyor. Bu Aziz peygamberin, güzel yazıyla bu hat sanatına ilişkin olarak tasviridir: hilyelerdir" diye konuştu
-Sergi Fikri Tam Bir Yıl Öncesinden- Serginin kuratörü Mehmet Lütfi Şen de "Aşk-ı Nebi Sanat Olunca" Hilye-yi Şerif ve Tesbih Sergisi`nin oluşum aşamasının tam bir yıl öncesine rastladığını belirterek, "Sayın Büyükelçimiz Kenan Gürsoy ile İstanbul`daki yemekte gündeme gelmişti. Bir yıl sonra yapalım diye birlikte konuşmuştuk. Bugün İtalya`da İtalyan sanatçılarla, bilim insanlarıyla, sanatseverlerle buluşturduk" dedi.Şen, serginin gördüğü ilgiye dikkati çekerek, 40`tan fazla büyükelçinin açılışa geldiğini ve bunun kendilerini çok mutlu ettiğini ifade etti
-Koleksiyoncu Mehmet Çebi- Sergideki 25 eserin sahibi koleksiyoncu Mehmet Çebi de günümüzdeki hakim çağdaş sanat anlayışının bölge, din, dil, ırk ayrımı gözetmediğini vurgularken, "Milli sanatlar günümüzde yok oldu gibi birşey. Hong Kong`da bir çağdaş sanat var, Londra`da, Amerika`da hatta İslam ülkelerinde de var. Bunlara baktığımızda hepsi Batı medeniyetinin bir ürünü olarak ortaya çıkmış. Bunların hepsi birbirine benziyor" dedi.Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere çok büyük bir medeniyetten geldiklerini söyleyen Çebi, "Ben Batı sanatını biliyorum, İslam medeniyetine gönül vermiş birisi olarak. Maalesef, Batıya biz kendi sanatlarımızı tanıtamamışız. Bizim klasik sanatlarımızın Batı tarafından hiç bilinmediği kanaatindeyim" diye konuştu.Serginin oluşum aşamasında Büyükelçi Gürsoy`dan teklif geldiğini, kendilerinin de böyle birşey istediğini aktaran Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birbiriyle örtüştü ve böylece 110 parçadan, Hilye ve Tesbih sergisini, ilk ayağı olarak Avrupa`da, Vatikan`ı ve Roma`yı gündemimize aldık ve bu sergiyi burada gerçekleştirdik. Gördüğüm kadarıyla çok sayıda İtalyan sanatçı katıldı. Hepsi de çok memnunlar böyle bir sanatla tanışmaktan. Daha önce böyle birşey görmediklerini ve bunun, iki medeniyet arasında bir köprü olabileceğini, alternatif bir sanat olarak mutlaka ciddiye alınması gerektiğinden söz ettiler. Bu da bizi çok memnun etti." -İlham Kaynağı Hatlar- Vatikan`a bağlı Gregorian Üniversitesi Dinler ve Kültürler Fakültesi Dekanı Felix Körner de şunları belirtti: "Hz. Muhammed, burada isim olarak görülüyor. 3 tane harf var. M, H ve D. (M) Arapçada çok küçük bir harf, biraz tedirginliği var. Muhammed`in son harfi (D) büyük bir harf, dünyaya açık bir harf. O insanın, diğer insanlara, tüm dünyaya açık olan tutumudur. Bu iki tutum arasında (H) harfinin oluşturduğu bir köprü var. Çok ilginç bir şekildir. Eski Sufi Müslümanlara göre bu bir secde harfi. Çünkü bunun şekli biraz secde eden insanın şeklidir. Anlamı nedir? Bizim hayatımızın dinamizmi Rabbimizin önünde her zaman saygı lazım, o zaman içtenlik ve dünyaya açıklığı beraber yaşayabilirsin." -"Bence çok yararlı oldu"- Türkiye`nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ise serginin Türk klasik sanatlarının, başta hat sanatı olmak üzere, tanıtılması açısından yararlı olduğunu aktardı.Türkiye`de hat sanatının yeterince tanınmadığını dile getiren Büyükelçi Akil, "Tüm koleksiyoncular, Batılı, Ortadoğu müzelerinin bu sanata ilgi göstermesi, klasik değil çağdaş hat sanatımızın da gelişimine çok büyük katkı sağlayacak. Ve bence hat sanatçılarımız bunu fazlasıyla hak ediyorlar" dedi.
Kaynak: AA
-Sergi Fikri Tam Bir Yıl Öncesinden- Serginin kuratörü Mehmet Lütfi Şen de "Aşk-ı Nebi Sanat Olunca" Hilye-yi Şerif ve Tesbih Sergisi`nin oluşum aşamasının tam bir yıl öncesine rastladığını belirterek, "Sayın Büyükelçimiz Kenan Gürsoy ile İstanbul`daki yemekte gündeme gelmişti. Bir yıl sonra yapalım diye birlikte konuşmuştuk. Bugün İtalya`da İtalyan sanatçılarla, bilim insanlarıyla, sanatseverlerle buluşturduk" dedi.Şen, serginin gördüğü ilgiye dikkati çekerek, 40`tan fazla büyükelçinin açılışa geldiğini ve bunun kendilerini çok mutlu ettiğini ifade etti
-Koleksiyoncu Mehmet Çebi- Sergideki 25 eserin sahibi koleksiyoncu Mehmet Çebi de günümüzdeki hakim çağdaş sanat anlayışının bölge, din, dil, ırk ayrımı gözetmediğini vurgularken, "Milli sanatlar günümüzde yok oldu gibi birşey. Hong Kong`da bir çağdaş sanat var, Londra`da, Amerika`da hatta İslam ülkelerinde de var. Bunlara baktığımızda hepsi Batı medeniyetinin bir ürünü olarak ortaya çıkmış. Bunların hepsi birbirine benziyor" dedi.Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere çok büyük bir medeniyetten geldiklerini söyleyen Çebi, "Ben Batı sanatını biliyorum, İslam medeniyetine gönül vermiş birisi olarak. Maalesef, Batıya biz kendi sanatlarımızı tanıtamamışız. Bizim klasik sanatlarımızın Batı tarafından hiç bilinmediği kanaatindeyim" diye konuştu.Serginin oluşum aşamasında Büyükelçi Gürsoy`dan teklif geldiğini, kendilerinin de böyle birşey istediğini aktaran Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birbiriyle örtüştü ve böylece 110 parçadan, Hilye ve Tesbih sergisini, ilk ayağı olarak Avrupa`da, Vatikan`ı ve Roma`yı gündemimize aldık ve bu sergiyi burada gerçekleştirdik. Gördüğüm kadarıyla çok sayıda İtalyan sanatçı katıldı. Hepsi de çok memnunlar böyle bir sanatla tanışmaktan. Daha önce böyle birşey görmediklerini ve bunun, iki medeniyet arasında bir köprü olabileceğini, alternatif bir sanat olarak mutlaka ciddiye alınması gerektiğinden söz ettiler. Bu da bizi çok memnun etti." -İlham Kaynağı Hatlar- Vatikan`a bağlı Gregorian Üniversitesi Dinler ve Kültürler Fakültesi Dekanı Felix Körner de şunları belirtti: "Hz. Muhammed, burada isim olarak görülüyor. 3 tane harf var. M, H ve D. (M) Arapçada çok küçük bir harf, biraz tedirginliği var. Muhammed`in son harfi (D) büyük bir harf, dünyaya açık bir harf. O insanın, diğer insanlara, tüm dünyaya açık olan tutumudur. Bu iki tutum arasında (H) harfinin oluşturduğu bir köprü var. Çok ilginç bir şekildir. Eski Sufi Müslümanlara göre bu bir secde harfi. Çünkü bunun şekli biraz secde eden insanın şeklidir. Anlamı nedir? Bizim hayatımızın dinamizmi Rabbimizin önünde her zaman saygı lazım, o zaman içtenlik ve dünyaya açıklığı beraber yaşayabilirsin." -"Bence çok yararlı oldu"- Türkiye`nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ise serginin Türk klasik sanatlarının, başta hat sanatı olmak üzere, tanıtılması açısından yararlı olduğunu aktardı.Türkiye`de hat sanatının yeterince tanınmadığını dile getiren Büyükelçi Akil, "Tüm koleksiyoncular, Batılı, Ortadoğu müzelerinin bu sanata ilgi göstermesi, klasik değil çağdaş hat sanatımızın da gelişimine çok büyük katkı sağlayacak. Ve bence hat sanatçılarımız bunu fazlasıyla hak ediyorlar" dedi.